Bir kimsenin ahlâkı güzel olsa, Resûlullahın ahlâkı ile ahlâklanmış olur ve Onun yolunututmuş olur. Korktuğundan kurtulup, istek ve arzûlarına kavuşur ve hakîkî mümin olmuş olur. Birkimsenin aklına gayri meşrû’ bir şey gelse, onun haram olduğunu bilmek de imandandır. Eshâbıkirâm sordular: “Yâ Resûlallah! Kalbimize fenâ şeyler gelirse ne yapalım?” Buyurdu ki: “Kalbeiyi şey de gelir; fenâ şey de gelir. Fenâ şeylerin fenâ olduğunu bilmek ve anlamak daimandandır.”Eğer imanın kâmil olmasını isteyen, kendini müslümanlardan yüksek görmemelidir.Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdular ki: “Bir kişi imanının kemâlini isterse,kendine insâf versin yani tevâzu’ üzere hareket eylesin ve fakir olduğu halde sadaka versin! Buiki huy, imanı kâmil derecesine yükseltir.”Ehl-i sünnet âlimleri bildiriyor ki, büyük günah işlemek küfr değildir. Büyük günah işlemekimanı yok etmez. Hadis-i şerif, günah olduğuna inanmıyanın veya günahı kötü bilmiyeninimanının gideceğini haber veriyor. Yahut, büyük günaha devam eden tevbe etmezse, sonnefesinde imanı gider dediler.İmanın zayıf olmamasını isteyen, yanî dâim kendinde kalıp, onunla beraber Allahüteâlânın huzûruna çıkmak isteyen, şu duâyı günde kırk def’a okusun: “Yâ hayyü yâ kayyûm yâzelcelâli vel ikrâm, yâ lâ ilâhe illâ ente.”Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdular ki: “Dört şey imanı giderir: 1. ve 2.Bildiği ile amel etmeyip, bilmediği ile amel etmek. 3. ve 4. Bilmediğini öğrenmeye utanıp,öğreneni de men’ etmek.”Dînini, ilmihâlini öğrenmiyenin imanı sağlam kalmaz. Böyle câhil kalan kimse, dindereformcuların, mezhepsizlerin yalanlarına aldanarak imanını kapdırır.“Benim için ne yaptın?” 14.12.2002Hak teâlâ hazretleri Mûsâ aleyhisselâma sordu: “Yâ Mûsâ! Benim için ne amel işledin?”Mûsâ aleyhisselâm: Yâ Rabbî, senin için namaz kıldım, oruc tuttum, tesbîh okudum, sadakaverdim. Hak teâlâ buyurdu ki, “Bunların hepsi senin içindir. Namaz kılarsan Cennet veririm, oructutarsan sana kabir ve sıratda nûr olur. Tesbîh okursan Cennet-i a’lâda senin için ağaç dikilir,sadaka verirsen, üzerine gelecek kaza ve belâ def’ ve ref’ olur. Yâ Mûsâ, benim için ne amelyapdın?”Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm sordu: Yâ Rabbî, senin için ne amel yapmak gerekir?Hak teâlâ hazretleri buyurdu ki, “Benim için amel, dostumu dost ve düşmanımı düşmantanımakdır.” Allahü teâlânın en beğendiği ibâdet, müslümanları sevmek, kâfirleri sevmemektir.Buna, (Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah) denir.Bir kişinin sa’îd olmasının, iyi insan olmasının nişânı şudur: Hak teâlâ hazretlerinin kazave kaderine râzı olur. Şakî, fenâ adam olmanın da nişânı şudur: Kaza ve kadere râzı olmayıp,bir musîbet geldiği zaman, çağırır, bağırır, çok ağlar, sızlar.Allahü teâlâ hazretlerinin huzûrunda mutî’lerden, iyilerden olmağı isteyen, her işteinşâallah desin! Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “İnsanlar için bundan dahafazîletli mutî’lik yoktur.” Bir kimse ile bir şey karârlaşdırırken inşâallah deyip, sonradan o işiyerine getiremezse yalancı olmamış olur.Üç yerde gönlü hâzırlamalıdır ki, üzerine rahmet kapısı açılsın:1- Kur’ân-ı kerîmokunurken, 2- Allahü teâlânın ismini söylerken, 3- Namaz kılarken. Ârif olan kimsenin nişânı,sükût etmesi fikr ola. Baktığı ibret ola ve dilediği tâat oladır.Zünnûn-i Mısrî hazretleri der ki, karnı yemekle dolu olanın gönlünde hikmet tutunamaz.Allahü teâlâdan korkup günahdan sakınan kimseye ne mutlu! Bu da vücûdun fazlabeslenmemesiyle olur. Hak teâlâyı zikir etmek, insanı Allahü teâlâya yaklaştırır.Hak teâlâ hazretlerinden korkmamanın alâmetleri şunlardır:1- Niyet zayıflığı. 2- Kibirli olmak.3- Ölümü yakın bilmeyip, tûl-i emele saplanmak.4- Hakteâlâ hazretlerinin rızâsını terk edip, halkın isteğini yapmak.5- Sünneti bırakıp, bid’at işlemek.6-Günahını az görmekdir.Hamd etmenin fazileti 15.12.2002Bir kimse aksırdığı zaman, “El hamdülillah” demelidir. Resûlullah “sallallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki, “Bir insan aksırdığı zaman “El hamdülillah” derse, Hak teâlâ o kimseyiyetmiş türlü belâdan muhâfaza eder. Bir kimse, dört kelimeyi yüz kerre sabâh ve yüz kerre deakşam okursa, o kimseden sevgili bir zât Hak huzûrunda olamaz.” Bunu Sultân-ı Enbiyâ böyle
uyurmuşlardı. O dört kelime şudur: “Sübhânellahi velhamdü lillahi ve lâilahe illallahü vallahüekber.” Hamd, bütün nimetleri yaratan ve gönderen Allahü teâlâ olduğuna inanmak vesöylemektir. Yine çok büyük fazîlet ve derecelere vesîle olan ve cenâb-ı Hak huzûrunda çokkıymetli bir tesbîh “Sübhânellahi ve bi hamdihi sübhânellahil azîm”dir. Bunu günde yüz kerreokumalıdır.Birgün İbrâhîm aleyhisselâm, “Elhamdü lillâhi kable külli ehad, vel hamdü lillahi ba’de külliehad, el hamdü lillâhi alâ külli hâl.” dedi.Hak teâlâ hazretleri buyurdu: “Yâ Cebrâîl! Benim dostuma benden selâm söyle! O üçkelâmı üç def’a söyledi, ben azîmüşşân da, kırk def’a kabûl olunmuş nâfile hac sevapınıkendisine verdim. Her kim bu duâyı okursa, aynı sevapı kendisine ihsân ederim.Hazret-i Enesin duâsı: “Bismillâhillezî lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil Erdı ve lâ fissemâ’ve hüvessemî’ul alîm.” Bu duâ sabâh ve akşam üç kerre, Besmele ile okunur. Bununla birçokbelâlardan kendisini muhâfaza etmiş olur.Yapılan duaların kabul olması için sadaka da vermelidir. Her kim bir fakire, onungönlünün dilediği şeyi yidirse, Hak teâlâ hazretleri, o kimseye Cennet-i a’lâda bin derece verir veCennetde kendisine birçok nimetler ihsân eder.Bunun için fakirlere tasadduk etmeği unutmamalıdır. Evine çoluk çocuğuna ve akrabânaverdiğin şeyler de, sadaka yerine geçecekler. Ebû Emâmenin , Resûlullahdan “sallallahü aleyhive sellem” rivâyet etdiği hadis-i şerifte, “Ehline ve akrabâsına ihsân etmekden büyük derece neolabilir?” buyuruldu. Önce, ehline, evlâdına helâl yedirmeli, helâl giydirmeli, sonra artan paranınzekâtını vermeli, ondan sonra da sadaka vermelidir.Çok mal ve mevki’ sâhibi olunca, kalbini karartıp Allahü teâlâyı unutmamalı ve malına,rütbesine güvenip de, ibâdetten, hayır hasenattan geri kalmamalıdır. Malı az olan, daha fazlaAllahü teâlâyı hâtırlar ve Ona daha fazla bağlanır.İyiler zümresinden olmak için 16.12.2002Şu dört huy ile huylanan,muhsinler,yanî iyiler zümresinden olur:1- Zenginlikde zekât, darlıkta sadaka vermek.2- Gazab zamanında gazabını ve hırsını yenmek.3- Başkasının aybını görünce, onu açmayıp, kapatmağa çalışmak.4- Hizmetciye, ehline, evlâd ve akrabâya ihsân ederek onları hoş tutmak.Susamış kimseye su vermek de çok sevapdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki, “Allahü teâlâ, Cebrâîl aleyhisselâma sordu: Yer yüzüne insen ne işyapardın? Cebrâîl aleyhisselâm cevap verdi: Yâ Rabbî! Yapacağım amel, sence ma’lûmdur.Dört şey yapardım:1- Susamış kimselere su verirdim.2- Çoluk çocuğu fazla olana yardım ederdim.3- İki dargın arasını bulurdum.4- Müslümanların ayblarını kapatırdım.”Yine Resûlullah efendimiz buyurdu ki, “Susamış bir kimseye su içirenlerin amel defterineyetmiş senelik sevap yazılır. Eğer su bulunmadığı yerde içirirse, İsmâ’îl aleyhisselâmevlâdından birini kâfir elinden kurtarıp âzâd etmiş gibi sevap verilir.”Her zaman çok iyilik yapmalıdır. Hak teâlâ hazretleri hayırlı iş yapan kullarını çok sever.Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “Bir kimse bir fakire bir lokma yemek verse,lokma o kimseye beş şey ile müjde eder:1- Bir tane idim, beni çoğalttın.2- Ben küçük iken, beni büyüttün.3- Düşman iken, beni dost eyledin.4- Fânî, yok olmak üzere iken, beni bâkî, sonsuz kalıcı eyledin.5- Şimdiye kadar sen beni muhâfaza ederdin. Bundan sonra ben seni muhâfaza ederim.”Sadaka ve zekât vermekle mal eksilmez, artar. Abdürrahmân ibni Avf “radıyallahü anh”,Peygamberimiz aleyhisselâmdan işiterek buyurdu ki, üç şeye yemîn ederim:1- Zekât vermeklemal eksilmez, çoğalır. 2- Zulmedilen kimse, zâlime hakkını bağışlarsa, Hak teâlâ, kıyâmetgününde bu kulun derecesini yükseltir. 3- Dâimâ isteyici olan kimseyi, Hak teâlâ fakirlikdenkurtarmaz.
- Page 1 and 2:
İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4:
zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6:
olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8:
“Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10:
Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12:
2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14:
O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16:
İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18:
Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20:
sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22:
olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24:
3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26:
“İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28:
Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30:
İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32:
Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34:
Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36:
zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38:
çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40:
hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42:
His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44:
Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50: insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74: “Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82: Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90: şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102: Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104: esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106: Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108: gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110: yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112: ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114: 2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116: dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118: Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120: saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122: nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124: hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126: Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128: ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130: örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer