12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

şâhidlikle veya zâlime haber vermekle veya rüşvet vermekle, mâlına zarar vermek, mâlî olan kulhaklarıdır.Mâlî haklar için, çocukların da helâllaşması, ödemeleri lâzımdır. Dünyada helâllaşmazsa,âhırette sevapları ona verilerek helâllaşdırılacaktır. Mâl sâhibi ölmüş ise, vârisine ödenir. Vârisiyoksa veya mâl sâhibi bilinmiyorsa, fakire hediyye olarak verilip, sevapı sâhibine gönderilir.Sâlih olan Müslüman fakir yoksa, İslâmiyete ve Müslümanlara hizmet eden hayırcem’ıyyetlerine, vakflara verilir. Kendi sâlih akrabâsına, fakir olan analarına, babalarına,çocuklarına hediye olarak vermesi de, câiz olur. Fakire, hediyye diyerek verilen şey, sadakaolur. Sadaka sevabı hâsıl olur. Bunları yapmak imkânını bulamazsa, mâl sâhibinin ve kendisininaf olunmaları için duâ eder. Kâfirin hakkı için de, onunla helâllaşmak lâzımdır. Gönlü alınmazsa,âhırette af olunması, çok güç olacaktır.Nefsî, yani hayatî günah, adam öldürmek, bir uzvunu telef etmektir. Önce tevbe etmek,sonra kendini onun Velîsine teslîm etmek lâzımdır. Velîsi isterse af eder. İsterse mâl karşılığısulh yapar. İsterse, mahkemeye verip, hâkimden cezâlandırılmasını ister. Kendisinin karşılıkvermesi, câiz değildir.İslâmiyetde kan da’vâsı yoktur. Irza dokunan kul hakkı, gıybet, iftirâ, alay,sövmek gibi şeylerdir. Tevbe etmek ve helâllaşmak lâzımdır. Bunlarda vârisle helâllaşmakolmaz. Mahremî olan hak, başkasının zevcesine, çocuğuna, hıyânet etmekdir. Tevbe ve istigfâreder. Fitne çıkmak ihtimâli yoksa, sâhibi ile helâllaşır. İhtimâli varsa helâllaşmak yerine, ona duâeder ve onun için sadaka verir.“Nâdim oldum, pişman oldum... “ 5.11.2002Bir farzın yapılmasına, bir haramdan sakınmağa ehemmiyyet vermiyenin, küfre düşürücüsöz ve davranışta bulunanın imanı gider, kâfir, yani Allahın düşmanı olur. Böyle kimse,Cehennemde sonsuz yanar. Her sözde, her işte kâfir olmak ihtimâli çoktur. Küfürden kurtulmakda çok kolaydır. Küfürün sebebi bilinmese dahî, hergün bir kerre, “Yâ Rabbî! Bilerek veyabilmiyerek küfüre sebep olan bir söz söyledim veya bir iş yaptım ise, nâdim oldum,pişman oldum. Beni af et” diyerek tevbe etse, Allahü teâlâya yalvarsa, muhakkak af olur.Cehenneme gitmekden kurtulur. Cehennemde sonsuz yanmamak için, hergün muhakkak tevbeetmelidir. Bu tevbeden daha mühim bir vazîfe yoktur.Hadîs-i şerifte, “Tevbe eden, günah işlememiş gibi olur” ve “Günahına pişmanolmayıp, dili ile istigfâr eden, günahında devam edicidir. Rabbi ile alay etmekdedir”buyuruldu. İstigfâr etmek, “estagfirullah” demektir. Bunun manası, “Beni af et Allahım” demektir.Tevbe etmenin hastalıklardan kurtulmaya da faydası vardır. Estagfirullâhel’azîm ellezî lâilâhe illâ hüv el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh, okumak ölümden başka bütün derdlere,hastalıklara karşı faydalıdir. Ölüm hastasının ağrılarını, sancılarını yok eder, rahat ölmesinisağlar. Hûd sûresinde elliikinci âyetinde meâlen, (İstigfâr okuyunuz! İmdâdınıza yetişirim)buyuruldu.Hadîs-i şerifte “İstigfâra devam edeni Allahü teâlâ derdlerden kurtarır” buyuruldu. Herzaman ve her yerde ve namazlardan sonra ve yatarken, manalarını düşünerek, çok“Estagfirullah min külli mâ kerihallah” (Kerih olan kötü olan herşeyden tevbe ettim) veya kısaca“Estagfirullah” demelidir. Allahü teâlâ, şifâ dileklerini ihsân eder.Hadîs-i şerifte, “Allahü teâlâ, günah işleyip sonra pişman olan kulunu, istigfâr etmedenönce af eder” ve “Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, tevbe edince, Allahü teâlâ, tevbenizikabûl eder” buyuruldu. Bu hadis-i şerifler, kul hakkı bulunmıyan günahlar içindir.Hadîs-i şerifte, “Günah, üç türlüdür: Kıyâmetde magfiret olunmıyan, terk edilmiyen veAllahü teâlâ dilerse af edeceği günah”. Kıyâmet günü muhakkak af olunmıyacak günah, şirkdir.Şirk, burada her türlü küfür demekdir. Tevbesiz af edilmiyecek olan günah, kul hakkı bulunangünahdır ve namaz borcudur. Allahü teâlânın dilerse af edeceği günah, kul hakkı bulunmıyangünahlardır.İbadetlerin kabul şartları 6.12.2002Bütün ibâdetlerin kabul olmaları için, önce insanın Peygamber efendimiz ve Eshabı gibiinanması yani Ehl-i sünnet i’tikâdında olması ve ibâdetlerin sahîh olmaları, sonra, ihlâs ileyapılmaları ve insanın üzerinde kul hakkı bulunmaması şartdırHadis-i şeriflerde, “Yâ Sa’d! Duânın kabul olması için helâldan yi! Bir lokma haramyiyenin, kırk gün ibâdetleri kabûl olmaz” (Yani sevap verilmez) ve “Üzerinde haramdan cilbâb,entari bulunan kimsenin ibadetlerini Allahü teâlâ kabûl etmez” “Yalnız bir lirası haramdan olanon lira ile alınmış elbise ile kılınan namaz kabûl olmaz” “Gayr-ı müslime zulm edenden, Kıyâmetgünü, onun hakkını ben istiyeceğim” ve “Kâfir dahî olsa, mazlûmun duâsı red olmaz” buyuruldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!