açıklanması, günahı daha da büyütür. Çünkü o günahın başkaları tarafından yapılmasını teşviketmiş olur.Hele âlim veya halka rehber ve örnek durumunda olan kimselerin yaptıkları her kabahatbüyük sayılır. Çünkü iyi ile kötüyü ayıramıyan birçok kimsenin o günahı işlemesine sebep olur.İyi kimselerin de bazı kötü huyları bulunabilir. Böyle kimselerin kötü huylarını değil, iyihuylarını örnek almalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bir müminin iyiliğini unutup da kötülüğünühatırlayanı Allah sevmez”Münafıklığın âlametleri 26.10.2002Müslüman olmadığı halde, müslümanları aldatmak için müslüman görünen kimseleremünafık denir. Münafıklığın bazı alametleri vardır. Bu alametlerin biri bir kimsede bulunsa, okimseye münafık denmez, onda münafıklık alametleri var denir. Mesela yalan söylemekmünafıklık alametidir. Bir kimse, yalan söylese münafık olmaz. Münafıkların işlediği bir işiişlemiş olur.Nifâk, münâfıklık, içinin dışına uymamasıdır. Kalbinde küfür olan kimsenin müminolduğunu söylemesi, dinde nifâk olur. Kalbinde düşmanlık olup, dostluk göstermek dünya nifâkıolur. Küfürün en kötüsü, dinde nifâk yapmaktır. Medîne şehrindeki münâfıkların reîsi, Abdüllahbin Übey bin Selûl idi. Müslümanların Bedir gazâsındaki zaferlerini görünce, Müslümanolduklarını söylediler. Fakat, kalbleri ile inanmadılar.Hadîs-i şerifte, “Müslümanlara, sözleriyle dostluk gösterip, davranışlarıyla düşmanlıkedenlere, Allahü teâlâ ve melekler la’net eylesin” ve “Münâfıkın üç alâmeti vardır: Yalan söyler,sözünde durmaz ve emânete hıyânet eder” buyuruldu. Böyle kimse, Müslüman olduğunusöylese, namaz kılsa da, münâfıktır.Birine mal, söz veya sır emanet edilse, o kimse de bu söz veya sırrı başkalarına söylese,yahut emanet edilen mala zarar verse, çalsa, yani hıyanet etse, bu işler münafıklık olur.Münafığın alametlerini bildiren hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:“Müminin hastalığı günahlarına kefaret olur. İyileşince bundan ibret alır. Münafık ise,bağlanıp sonra salıverilen deveye benzer. Deve, niçin bağlandığını ve niçin salındığını bilmediğigibi, münafık da, hasta olup iyileşince, bundan ibret almaz.”“Ezanı işitip de, camideki cemaate gitmemek, münafıklık alametidir, dört kitapta dalânetlenmiştir.” “Kadın ve çocuklar olmasaydı, cemaate gelmiyen erkeklerin evinin yakılmasınıemrederdim.” “Bizimle münafıkları ayıran alâmet, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır.Münafıklar, yatsı ve sabah namazına devam edemez.”“Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmak, münafıklara çok ağır gelir. Eğer bundaki ecribilselerdi, sürünerek de olsa, cemaate gelirlerdi.Cemaate gelmiyen münafık demek değildir. Kendisinde münafıklık alametinden bir alametvar demektir. Verdiği sözde durmamak da münafıklık alametidir. Sözünde durmıyana münafıkdenmez. Fakat münafıklık alametinden birini işlemiş olur.“Birbirinizi gıybet etmeyiniz!” 27.10.2002Kötü huyların en zararlılarından biri de gıybet etmektir. Belli bir müminin aybını, onukötülemek için arkasından söylemek, gıybet olur. Kötüleyen sözler doğru ise, (gıybet) olur.Yalan ise, (iftirâ) olur.Gıybet ve iftirâ söylemek, büyük günah olduğu gibi, bunları dinlemek de haramdır.Söyleyen ve dinleyen, Cehennem ateşinde yanacaktır. Söyleyeni susdurmalı, susduramaz ise,oradan kalkıp gitmelidir. Ve bunlar için, hayır duâ etmelidir.Dostların, ahbâbların hiç gıybeti yapılır mı: Bunların arkasından veya her görüşte,sâhiplerine hayır duâ etmelidir. Mezarların üzerine taşlar dikip, üzerlerine ölenin ismi yazılır,geçenler, görenler, bu meyyite rahmet ve istigfâr okurlar. Senelerce bu duâlara kavuşanmeyyitler kabir azâbından kurtulur.Gıybet, haramdır. Dinleyen, o kimseyi tanımıyorsa, gıybet olmaz. Bedeninde, nesebinde,ahlâkında, işinde, sözünde, dîninde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, hayvanındabulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur.Kapalı söylemek, işâret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibigıybettir. Bir Müslümanın günahı ve kusuru söylendikte, başkalarının, elhamdülillâh biz böyledeğiliz demeleri, gıybetin en kötüsü olur. Birisinden bahsedilirken, elhamdülillâh, Allah, bizihayasız yapmadı gibi, onu kötülemek, çok çirkin gıybet olur. Falanca kimse çok iyidir, ibâdetde
şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu demek, gıybet olur. Hucurât sûresinde, onikinci âyetindemeâlen, “Birbirinizi gıybet etmeyiniz!” buyuruldu.Gıybet, adam çekiştirmek demektir. Birisini gıybet etmek, ölmüş insanın etini yimek gibiolur buyuruldu. Hadîs-i şerifte, “Kıyâmet günü, bir kimsenin sevap defteri açılır. Yâ Rabbî!Dünyada iken, şu ibâdetleri yapmıştım. Sahîfede bunlar yazılı değil, der. Onlar,defterinden silindi, gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı denir” ve “Kıyâmet günü birkimsenin hasenât defteri açılır. Yapmamış olduğu ibâdetleri orada görür. Bunlar senigıybet edenlerin sevaplarıdır, denir” buyuruldu.İbrâhîm Edhem hazretleri, bir yemeğe da’vet edilmişti. Sofrada, çağrılanlardan birininbulunmadığı söylenince, o ağır kimsedir, denildi. İbrâhîm bin Edhem, gıybet edildi, buyurdu veçıkıp gitti.Kötülükleri meydanda olanların gıybeti 28.10.2002Ebû Hüreyre hazretleri diyor ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile oturuyorduk.İçimizden birisi kalkıp gitti. Yâ Resûlallah! Rahatsız olup gitti, denildi. “Arkadaşınızı gıybetettiniz, etini yidiniz” buyurdu.Hz.Âişe diyor ki, Resûlullahın yanında, bir kadının uzun olduğunu söyledim, “Ağzındaolanı çıkar!” buyurdu. Tükürdüm. Ağzımdan et parçası çıktı. Allahü teâlâ sıfatları, özellikleri,cisim şekilinde göstermeğe kâdirdir.Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma vahy eyledi ki, “Gıybet edip tevbe eden kimse,Cennete en son gidecektir. Gıybet edip, tevbe etmiyen kimse, Cehenneme en öncegirecektir.”. Hadîs-i şerifte, “Bir kimse için söylenen kusur, onda varsa, bu söz gıybet olur.Yoksa bühtân, yani iftirâ olur” buyuruldu.Gıybet, üç türlüdür: Birincisinde, ben gıybet etmedim, onda bulunan şeyi söyledim, der.Böyle söylemek, küfür olur. Çünkü, harama, helâl demiş olur. İkincisinde, gıybet olunanaduyurmaktır. Büyük haram olur. Tevbe etmekle af edilmez. Onunla helâllaşmak da lâzım olur.Üçüncüsünde, gıybet olunanın bundan haberi olmaz. Tevbe ve istigfâr etmekle ve ona hayırduâ etmekle af olur.Dindeki kusurları söylemek, meselâ namaz kılmaz veya şarap içer veya hırsızlık ederveya söz taşıyıcıdır demek ve dünyadaki kusurlarını söylemek, meselâ sağırdır, şaşıdır demek,gıybet olur.Dindeki kusurları, onu kötülemek için söylenirse, gıybet olur. Onun islâhınıdüşünerek söylerse, gıybet olmaz. Acıyarak söylemek de, gıybet olmaz denildi. Bu köyde,namaz kılmıyan var veya dinsiz var, hırsız var demek, gıybet olmaz. Çünkü, belli bir şahssöylenmemiştir.Bir kimse, namaz kılar, oruc tutar, hem de insanlara eli ile zarar verir. Meselâ döver,mallarını gasb eder, hırsızlık eder. Yahut dili ile zarar verir. Meselâ söver, iftirâ eder, gıybeteder, söz taşır. Bunun gibi, âşikâre yapılan fısk ve haramları ve bid’atları söylemek, gıybetolmaz. Bunları men etmesi için haber vermesi, günah olmaz.Babasının mâni olacağını bilenin, bunu söylemesi veya yazarak bildirmesi lâzımdır. Mâniolacağı bilinmiyorsa haber vermek câiz olmaz. Çünkü, düşmanlığa sebep olur.Gıybet etmenin sebepleri 29.10.2002İnsanı gıybet etmeğe sürükliyen sebepler çoktur. Bunlardan onbiri şunlar: Ona karşıdüşmanlık, yanında olanların fikirlerine uymak düşüncesi, sevilmiyen bir kimseyi kötülemek,kendisinin o günahda bulunmadığını bildirmek, kendinin ondan üstün olduğunu bildirmek, hasedetmek, yanında bulunanları güldürmek, şakalaşmak, onunla alay etmek, ummadığı kimseninharam işlemesine hayıretini bildirmek, buna üzüldüğünü, ona acıdığını bildirmek, haram işlediğiiçin onu sevmediğini bildirmek.Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendisine verilmesinesebep olur. Bunları, her zaman düşünmek, insanın gıybet etmesine mani olur.Yanında gıybet yapıldığını işiten kimse, buna hemen mani olmalıdır. Hadîs-i şerifte,“Yanında, din kardeşine gıybet edilince, gücü yettiği halde ona yardım etmiyen kimseningünahı, dünyada ve âhırette kendisine yetişir” buyuruldu.Gıybet yapılırken, orada bulunan kimse, korkmazsa, söz ile, korkunca, kalbi ile redetmezse, gıybet günahına ortak olur. Sözünü kesmesi veyahud kalkıp gitmesi mümkin ise,bunları yapmalı. Eliyle, başıyle, gözüyle men’ etmesi kâfî gelmez. Açıkca, sus, demesi lâzımdır.Gıybet etmenin keffâreti, üzülmek, tevbe etmek ve onunla helâllaşmakdır. Pişmanolmadan helâllaşmak, riyâ olur, ayrı bir günah olur. Ölüyü gıybet etmek te haramdır.Altı kişinin kusurlarını, ayıblarını arkasından söylemek, gıybet olmaz: Ona acıdığı içinsöylemek, ona mani’ olunması için söylemek, fetvâ almak için söylemek, Müslümanları onun
- Page 1 and 2:
İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4:
zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6:
olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8:
“Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10:
Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12:
2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14:
O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16:
İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18:
Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20:
sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22:
olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24:
3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26:
“İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28:
Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30:
İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32:
Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34:
Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36:
zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38: çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40: hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42: His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44: Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50: insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74: “Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82: Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98: uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102: Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104: esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106: Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108: gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110: yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112: ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114: 2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116: dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118: Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120: saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122: nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124: hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126: Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128: ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130: örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer