12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İnsana “Âlem-i sagîr” denir. İnsandan başka varlıkların hepsine “Âlem-i kebîr” denir.Âlem-i kebîrde olan herşeyin, âlem-i sagîrde, bir nümûnesi, benzeri vardır. İnsanın kalbi, rûhâlemine açılan bir kapıdır. Kâfirlerde bu kapı kapanmış, harâb olmuştur.Bunun için, kâfirlerin rûh âleminden haberleri yoktur ve olamaz. Kalbin hayat bulması, rûhâlemine açılması için tek çâre, tek ilâc, iman etmesidir, Müslüman olmasıdır. Müminin kalbkapısından Âlem-i emre girmesi ve bu âlemde sonsuza, ebedî hayata ilerlemesi için, çalışmasılâzımdır.İslâmiyetin sekiz ana ilminden biri olan “Tasavvuf” ilmi, bu çalışmaları öğreten, mu’azzambir ilimdir. Bu ilmin mütehassıslarına “Velî” ve “Mürşid” denir. Mürşidlerin en meşhûru, imâm-ıRabbânî Ahmed Fârûkîdir.Tıb ve fen fakültelerinde okuyup da, mahlûklardaki san’at inceliklerini, aralarındaki hesâblıbağlantıları gören ve anlıyabilen aklı başında bir kimsenin, Allahü teâlânın varlığına, birliğine,büyüklüğüne, ilmine, kudretine inanmaması mümkün değildir. İnanmıyanın, anormal, geri kafalı,câhil olması, yahut inâdcı, şehvetlerine düşkün bir budala olması veya nefsine esîr olmuş,işkence yapmaktan zevk alan, zâlim bir sadist olması lâzım gelir. Kâfirlerin hayat hikâyeleriincelenirse, bu üç kısmdan biri olduğu hemen meydana çıkar.Hadîs-i şerifte, “Varlıklardaki nizâmı düşünerek Allahü teâlâya iman ediniz!” buyuruldu.Astronomi okuyup da, yer küresinin, ayın, güneşin ve bütün yıldızların boşlukta dönmelerinde vebirbirlerinden uzaklıklarında bulunan düzeni, hesâbları anlıyan kimsenin, imanı artar. Dağların,madenlerin, nehirlerin, denizlerin, hayvanların, bitkilerin, hatta mikropların yaratılmasında, çeşitlifaydalar vardır. Hiçbiri boş yere, lüzûmsuz yaratılmamışdır.Bulutlar, yağmurlar, şimşekler ve yıldırımlar, yer altındaki sular ve enerji maddeleri vehava, kısaca her varlık belirli hizmetler, belli vazîfeler yapmaktadır. İnsanlar, bu sayısızmahlûkların, sayılamıyacak hizmetlerinden bugüne kadar pek azını anlıyabilmişdir.“Tefekkür gibi kıymetli ibâdet yoktur”17.10.2002Aklı başında olan kimsenin, tefekkür vazîfesini hiç ihmâl etmemesi lâzımdır. Yarınölmiyeceğinden emîn olan kimse var mıdır? Allahü teâlâ, hiçbir şeyi bâtıl, faydasizyaratmamıştır. İnsanların anlıyamadıkları, göremedikleri faydalar, anlıyabildiklerinden katkatdaha çoktur.Tefekkür, dört türlü olur. Allahü teâlânın mahlûklarındaki güzel san’atları, faydalarıdüşünmek, Ona inanmağa ve sevmeğe sebep olur. Onun va’d ettiği sevapları düşünmek, ibâdetyapmağa sebep olur. Onun haber verdiği azâbları düşünmek, Ondan korkmağa, kimseyekötülük yapmamağa sebep olur.Onun nimetlerine, ihsânlarına karşılık, nefsine uyarak günah işlediğini, gaflet içindeyaşadığını düşünmek, Allahdan haya etmeğe, utanmağa sebep olur. Allahü teâlâ, yerlerde vegöklerde bulunan mahlûkları düşünerek ibret alanları sever.Hadîs-i şerifte, “Tefekkür gibi kıymetli ibâdet yoktur” “Bir an tefekkür, altmış seneibâdetden daha hayırlıdır”. “Tefekkür, ibâdetin yarısıdır.” “Tefekkür gibi kıymetli ibâdet yoktur”buyurulduTefekkür etmek, dinimizde mühim bir ibâdettir. Tefekkür etmek, Allahü teâlânın yarattığışeyler üzerinde düşünmek ve bunlardan ibret almaktır. Kur'an-ı kerimde akl-ı selim sahipleriövülürken mealen buyuruluyor ki: “Onlar ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken hepAllahı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışını inceden inceye düşünürler. "Ey Rabbimiz, senbunları boşuna yaratmadın. Sen (boş, manasız şeyler yaratmaktan) münezzehsin. BiziCehennem azabından koru" derler.”Mahlûkların yaratılışındaki hikmetleri kavrıyamıyan insan aklı, bunların hâlıkını, yaratanınıhiç anlayamaz. Onun büyüklüğünü, sıfatlarını birâz anlıyabilen islâm âlimleri, şaşkınadönmüşler. “Onu anlamak, anlaşılamıyacağını anlamaktır” demişlerdir.Mûsâ aleyhisselâmın ümmetinden biri, otuz sene ibâdet etmiş. Bir bulut kendisine gölgeyaparak, güneşden korumuştu. Birgün bulut gelmemiş, güneşte kalmıştı. Annesine sebepinisormuş. Herhalde bir günah yapmışsın, demişdi. Hayır, günah işlemedim deyince, göklere,çiçeklere bakmadın mı? Onları görünce, yaratanın azametini düşünmedin mi? demiş. Evet,baktım. Fakat, tefekkürde kusur etdim diyince, bundan büyük günah olur mu? Hemen tevbe et,demişti.Özürü kabûl etmemek günah olur 18.10.2002Müslümanın hatalı bir iş yaptığında özür dilemesi lazım olduğu gibi, özrü kabul etmek delazımdır. Hadîs-i şerifte, “Müslüman kardeşinin özürünü kabûl etmemek günah olur” buyuruldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!