Ebû Ubeyde bin Cerrah, Hazret-i Ömerin elini öpmüştür. Kazancının çoğu haramdan olankimsenin evine gidip oturmak, câiz değildir. Onu, söz ile veya bir hareket ile medh etmek,haramdır. Ancak, kendini veya başkasını, onun zulmünden kurtarmak için, yanına gitmek câizolur. Yanında iken, yalan söylememek ve kendisini medh ve senâ etmemek lâzımdır.Kabûl etmesi zan olunursa, nasîhat verilir. Zâlim, gelirse kalkmak, ayakda karşılamak câizolur. Dînin izzetini ve zulmün kötülüğünü bildirmek için kalkmamak iyi olur. Mümkin ise, nasîhatyapılır. Zâlimden her zaman uzak kalmak daha iyidir. Hadîs-i şerifte, “Münâfık ile konuşurken,efendim, demeyiniz!” buyuruldu. Zâlime, kâfire hurmet etmek, saygı ile selâm vermek, üstâdımdemek, küfür olur.Bir kimse, hem ibâdet yapar, hem de günah işlerse, daha çok yaptığının ismi verilir. İkisimüsâvî ise, ibâdeti bakımından sevilir. Fıskı bakımından sevilmez. Başkalarının da fıskınasebep olan kimse, hükûmet memûrları tarafından men’ edilir.Allahü teâlâ, Yûşa’ Peygambere “aleyhissalâtü vesselâm” vahy eyledi ki, “Kavmindenkırkbin sâlih kimseye ve altmış bin fâsık kimseye azâb yapacağım!”. Yâ Rabbî! Fâsıklar, azâbıhak etmiştir. Sâlihlere azâb yapmanın sebepi nedir? dedikte, “Benim gadab ettiklerime, onlargadab etmedi. Birlikde yidiler, içtiler” buyurdu. Mâlına, canına, evlâdına ve Müslümanlara zarargeleceği, yani fitneye sebep olacağı zaman, zâlimlere emr-i ma’rûf yapmak lâzım olmaz. Buikisini ve açıkca günah işliyen fâsıkları, yalnız kalb ile sevmemek kâfîdir. Tatlı ve yumuşaksözlerle nasîhat vermek lâzım olur.“Sabır eden saadete kavuşur” 11.10.2002Fitne çıkarmak büyük günahtır. İnsanları sıkıntıya, belâya düşürmek, anarşiye sebepolmak, fitne çıkarmaktır. Hadîs-i şerifte, “Fitne, uykudadır. Bunu uyandırana Allah la’netetsin!” buyuruldu. İnsanları, devlete karşı, kanunlara karşı isyana teşvîk etmek, fitne olur.Fitne çıkarmak haramdır. Haksız yere adam öldürmekten daha büyük günahdır. Zâlimolan hükûmete karşı isyan etmek de haramdır. Mazlûmlar isyân ederse, bunlara yardım etmekde haramdır. İsyân etmenin zararı, günahı, zulmün zararından ve günahından daha çoktur.Vâizlerin, din adamlarının, insanların anlıyamıyacakları şeyleri söylemeleri ve yazmalarıda, fitne olur. Herkese, anlıyabileceği kadar söylemelidir. Müslümanlara yapamayacaklarıibâdetleri emir etmemelidir. Zayıf kavil olsa bile, yapabileceklerini söylemelidir.Emr-i ma’rûf yaparken de fitne çıkarmamağa dikkat etmek lâzımdır. Emr-i ma’rûfyaparken, kendini tehlikeye sokmak, emir olunmadı. Dîne ve başkalarına zarar vererek, dünyafitnesine de, sebep olmamalıdır. Kendine dünyevî zararı dokunacak emr-i ma’rûfu yapmak câizolur, cihâd olur. Sabır edemiyecekse, bunu da, yapmamalıdır. Fitne zamanında evindençıkmamalı, kimse ile görüşmemelidir. Fitneye yakalanınca, sabır etmelidir.İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: “Şimdi, günahlarımıza tevbe edecek,Allahımızdan af dileyecek zamandayız. Fitnelerin çoğaldığı bu zamanda, eve kapanıp, kimse ilegörüşmemelidir. Fitneler, nerdeyse yağmur gibi yağarak, heryeri kaplıyacak. Hadîs-i şeriftebuyuruldu ki, “Kıyâmet kopmadan evvel, her yeri fitneler kaplıyacak. Fitnelerin zulmeti, ortalığıkaranlık gece gibi yapacak. O zaman, evinden mümin olarak çıkan kimse, akşam kâfir olarakevine dönecek. Akşam mümin olarak evine gelen, sabâh kâfir olarak kalkacak. O zamanoturmak, ayakda kalmakdan hayırlıdır. Yürüyen, koşandan daha iyidir. O zaman oklarınızıkırınız! Yaylarınızı kesiniz. Kılınclarınızı taşa çalınız! O zaman, evinize birisi gelince, Âdemnebînin iki oğlundan iyisi gibi olsun!”Eshâb-ı kirâm, bunu işitince, o zamanda bulunacak Müslümanlara ne yapmağı emiredersiniz dediler. Cevâbında, “Fitne zamanında, İslâmiyete sarılınız. Kendinizi kurtarınız.Başkalarına akıl vermeyiniz! Evinizden dışarı çıkmayınız. Dilinizi tutunuz!” “Fitne zamanında,çok kimse öldürülür. Onların arasına karışmıyan kurtulur”. “Fitnecilere karışmıyan, saadetekavuşur. Fitneye yakalanıp, sabır eden de, saadete kavuşur” buyuruldu.“Ölünceye kadar, fitneye katılmayınız!”12.10.2002Kötü huylu,bozuk inanışlı kimselerden uzak dırmalı, bunlarla arkadaş olmamalıdır. Çünkü,kötülükleri yayanları ve zâlimleri sevmek, günahdır. Hadîs-i şerifte, “Fâsıkın kötülüğüne maniolmağa kudret varken, kimse mani olmazsa, Allahü teâlâ, bunların hepsine, dünyada ve âhıretteazâb yapar” buyuruldu. Ömer bin Abdül’azîz diyor ki, “Allahü teâlâ, bir kimse günah işlediği için,başkalarına da azâb yapmaz ise de, açıkca günah işliyenler görülüp de, görebilenler maniolmadığı zaman, hepsine azâb yapar”.
Bir farzın yapılmasını, haramdan sakınılmasını emir etmek, farz-ı kifâyedir. Sünnetinyapılmasını emir, mekrûhdan nehy, men etmek, sünnettir. Haram işlemekte olan, el ile menedilmez. Söz ile men edilir. Yani, kötülüğü, zararı anlatılır. Haram işlemeğe hazırlanan, el ilemen edilir. Söz ile, el ile nehy ederken, fitne, zarar çıkarmamak lâzımdır. Nehyin faydalıolacağını önceden bilmek lâzımdır. Zann-ı gâlib, yani çok zan etmek de, bilmek demektir.Hadîs-i şerifte, “Fitne çıkarmayınız! Söz ile çıkarılan fitne, kılınc ile olan fitne gibidir.Zâlimlere, fâcirlere milleti çekiştirmekten, yalan ve iftirâ söylemekten hâsıl olan fitne,kılınc ile yapılan fitneden daha zararlıdır” buyuruldu.Resûlullahın efendimiz, “Allahümme innî es’elü-ke fi’lel hayırât ve terkelmünkerât vehubbel-mesâkîn ve izâ eredte fitneten fî kavmî fe-teveffenî gayre meftûn” duâsını okurdu. Buduâ, (Yâ Rabbî! Bana hayırlı işler yapmak, çirkin şeyleri terk etmek ve fakirleri sevmek nasîbeyle! Kavmim arasında fitne çıkacağı zaman, fitneye karışmadan canımı al!) demektir. İmâm-ıKurtubî “rahime-hullahü teâlâ” diyor ki, bu hadis-i şerif, fitneden sakınmak, ona karışmamaklâzım olduğunu, fitneye karışmaktansa, ölmenin hayırlı olacağını açıkca göstermektedir.Hadis-işeriflerde buyuruyor ki:“Fitne zamanında, Müslümanlara ve onların reîslerine tâbi’ olunuz. Hak yolda olan yoksa,fitneciler, isyâncılar arasına karışmayınız! Ölünceye kadar, fitneye katılmayınız!”“Fitne zamanında, hükûmetinize tâbi’ olunuz. Size zulmetse, mallarınızı alsa da, ona ita’âtediniz!”.“Allahü teâlâ, Kıyâmet günü, bir kuluna soracak: Günah işliyeni gördüğün zaman, niçinmani olmadın diyecek. O kul, onun zararından, düşmanlık yapmasından korktum ve senin af vemagfiretine güvendim diyecek”.Herkes emr-i ma’rûf yapamaz 13.10.2002İyilikleri yaymak, kötülüklere mani olmak dinimizin emridir. Hubb-u fillah, buğd-u fillah yaniAllah için sevmek, Allah için sevmemek olmayınca, yapılan ibâdetlerin faydasi olmaz. Emr-ima’rûf yani, iyilikleri yaymak özürsüz terk edilirse, duâlar kabûl olmaz. Hayır ve bereket kalmaz.müşkil işlerde zafer nasîb olmaz.Gizli işlenen günah, bunu işleyene zarar verir. Açıkca işlenirse, herkese zararı dokunur.Bir kimsenin kötülemesi ile, bir insanı kötü bilmemelidir. Bir kimsenin kötülemesi gıybet olur.Bunu dinlemek de haram olur. Bir insanın fâsık olduğu, iki âdil şâhidin, bunun bir münkerişlediğini gördüklerini bildirmeleri ile veya kendi tecribesi ile anlaşılır.Günah işliyeni görüp de, gücü, kudreti olduğu halde, mani olmamak, “Müdâhene” olur.Müdâhene edenlerin, kabirden maymûn ve hınzır şekilinde kalkacakları, hadîs-i şeriftebildirilmişdir.Emr-i ma’rûf yapanı, arkadaşları sevmez. Müdâhene yapanı severler. Zâlimlere söz ileemr-i ma’rûf yapmak, cihâdın en kıymetlisidir. Nasîhat vermeğe gücü yetmezse, kalbi ile redetmek de cihâd olur. Devlet adamları el ile, âlimler söz ile, diğer Müslümanlar kalb ile emr-ima’rûf yapar.Emr-i ma’rûfu yani dinimizin emir ve yasaklarını yaymağı Allah rızâsı için yapmak vesöylediğinin kitapdan vesîkasını bilmek ve fitneye sebep olmamak lâzımdır. Sözünün faydasiolmıyacağını ve fitne çıkmasına sebep olacağını bilen kimsenin emr-i ma’rûf yapması vâcibolmaz. Hatta, ba’zan haram olur.Böyle zamanda, fitneye sebep olmamak için, evinden çıkmamalıdır. Yani, fitnecilerinarasına karışmamalıdır. Fitne, fesâd çıkarsa, o şehirden, beldeden hicret etmek lâzım olur.Hicret mümkin olmazsa, bir kenâra çekilmeli, kimseye karışmamalıdır.Sözünün faydasi olmıyacağını ve fitne çıkacağını bilirse, emr-i ma’rûf yapmak vâcibolmaz, müstehab olur. Sözünün faydalı olacağını, fakat fitneye sebep olacağını da bilirse, yinevâcib olmaz. Fitne, döğülmek gibi küçük ise, müstehab olur. Fitne büyük ve tehlikeli ise, emr-ima’rûf yapması haram olur. Emr-i ma’rûfu yumuşak yapmak vâcibdir. Sertlik, fitneye sebep olur.Müslümana ve zimmî kâfire karşı, silâh ile işâret etmemeli, bunlara da, zulüm, işkenceyapmamalıdır.“Çok acı olsa da, hakkı söyleyiniz!”14.10.2002Şartlar müsait olduğunda, iyilikleri yaymak, kötülüklere mani olmak lazımdır. Kudretiolduğu, gücü yettiği halde, haram işliyene mâni olmamak müdâhene olur. Dünyalık için dindentaviz verilmiş olur. Haramı işliyene veya yanında bulunanlara olan saygısı yahut dîne olanbağlılığının gevşekiliği, müdâheneye sebep olmaktadır.
- Page 1 and 2:
İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4:
zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6:
olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8:
“Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10:
Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12:
2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14:
O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16:
İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18:
Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20:
sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22:
olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24:
3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26:
“İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28:
Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30: İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32: Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34: Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36: zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38: çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40: hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42: His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44: Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50: insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74: “Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90: şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98: uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102: Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104: esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106: Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108: gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110: yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112: ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114: 2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116: dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118: Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120: saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122: nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124: hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126: Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128: ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130: örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer