“Aliyi seven, beni sevmiştir. Ona düşmanlık, bana düşmanlıktır. Onu inciten beniincitmiştir. Beni inciten de elbette Allahı incitmiş olur.”Eshâb-ı kirâmın üstünlüğü 25.9.2002Peygamber efendimizi hayatta iken ve peygamber iken bir ân gören, eğer âmâ ise bir ânkonuşan mümine Sahâbî denir. Peygamber efendimizi sevenin, O'nun Ehl-i beytini ve Eshâbını,yani arkadaşlarını da sevmesi lâzımdır.Eshâb-ı kirâmın hepsi, Ehl-i beyti seviyordu. Buna inanmıyanlar, yanî Eshâb-ı kirâmı Ehl-ibeyte düşman zannedenler, âyet-i kerîmelere ve hadis-i şeriflere inanmamış olur. Ehl-i beytinsevgisi, Ehl-i sünnetin sermâyesidir.Her işte olduğu gibi, Ehl-i beyte sevgide de aşırıya kaçmamalıdır. Meselâ, hazret-i Ali'yi,Eshâbın en üstünü bilmek, peygamber bilmek, ilâh bilmek ona hürmet, saygı olmaz, Onahakaret olur. Onu üzmüş olur. Nitekim halifeliğinde birisi kendisine, ilâh dediğinde, çok üzülmüş,o kimseyi cezâlandırmıştı.Hadis-i şerifte, “Sırât köprüsünden ayakları kaymadan geçenler, Ehl-i beytimi veEshâbımı çok sevenlerdir.” buyuruldu.Peygamber efendimiz, Eshâbından hiçbirinin sonradan kâfir olmıyacağını, yanimüslümanlıktan çıkmıyacağını, hepsinin Cennete gideceklerini haber verdi.Allahü teâlâ, Eshâb-ı kirâmdan râzı olduğunu, onları sevdiğini Kur'ân-ı kerîmde bildiriyor.Allahü teâlânın sıfatları ebedîdir, sonsuzdur. Bu bakımdan Eshâb-ı kirâmdan râzı olması dasonsuzdur.Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri, Peygamber efendimizin vefâtından önce de sonra da mürtedolmamış, yani müslümanlığı bırakmamıştır. Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri mürted veya münâfıkolmaz. Çünkü Allahü teâlânın bunlardan râzı olması değişmez. Münâfıklardan birkaçının,imansızlıklarını sonradan açıklamaları, Eshâb-ı kirâmın sonradan mürted olması demek değildir.Eshâb-ı kirâmın tamamı Cennetliktir. Kur'ân-ı kerîmde “Hepsine (Cenneti) va'dettik”buyuruluyor. Bunun için bu mübârek insanlardan bahsederken sıradan bir insandan bahsedergibi konuşmamalıdır. Her zaman edebli, terbiyeli olmalıdır.Hadis-i şerifte buyuruldu ki:“Allahın, meleklerin ve bütün insanların la'neti, Eshâbıma kötü söz söyliyenin, üzerineolsun!”“Allah onlardan râzıdır” 26.9.2002Eshâb-ı kirâm, seçilmiş insanlardı. Üstünlükleri diğer ümmetlerden çok fazlaydı. Meselâ,hazret-i Ebû Bekir, Peygamberlerden sonra insanların en üstünü idi. Hadis-i şeriflerde buyurulduki:“Allahü teâlâ, beni bütün insanlar arasından ayırıp seçti. Bana eshâb ve akrabâ olarak eniyi insanları seçti. Bunlardan sonra, birçok kimse gelir ki, eshâbıma ve akrabâma dil uzatırlar.Onlara yakışmıyan iftirâlar söyliyerek, kötülemeğe uğraşırlar. Böyle kimselerle oturmayınız!Birlikte yiyip içmeyiniz! Bunlardan kız alıp vermeyiniz.”“Eshâbıma dil uzatmakta, Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötüniyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleriiçin severler. Onları sevmiyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyyetedenler, onları gücendirenler, Allahü teâlâya eziyyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhezesi, ibretcezâsı gecikmez, verilir.”Eshâb-ı kirâmın hepsini âdil, sâlih, evliyâ, âlim, müctehid bilmek her müslümana lâzımdır.Kur'ân-ı kerîmde, “Allah onlardan râzı, onlar da Allahtan râzıdır” buyuruluyor. Onlardan birinikötülemek, bu âyet-i kerîmelere inanmamak olur.İstisnasız bütün Eshâb-ı kirâmı sevmek ve hiç birisine dil uzatmamak lâzımdır. Eshâbınadil uzatanları, Resûlullah efendimiz la'netlemiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:“Allahın, meleklerin ve bütün insanların la'neti, Eshâbıma kötü söz söyliyenin, üzerineolsun! Kıyâmette Allah, böyle kimselerin farzlarını da, nâfile ibâdetlerini de kabûl etmez!”“Kıyâmette, insanların hepsinin kurtulma ümidi vardır. Eshâbıma söğenler bunlardanmüstesnâdır. Onlara Kıyâmet halkı da la'net eder.”Eshab-ı kiram arasında ayrı bir yeri olan ve ehli beyten olan Hz. Ali’nin üstünlüğünü ileilgili olarak Resulullah efendimiz şöyle buyurdu:“Ya Ali, senin sevdiğini sever, senin buğzettiğine buğzederim.”“İmanın alametleri vardır. Birinci alameti Aliyi sevmektir.”“Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır.”
“Aliyi sevmek, iman, ona düşmanlık, nifak alametidir.”“Ya Ali, bana, Harunun Musaya yakınlığı gibisin. Yalnız benden sonra nübüvvet yoktur.”“Ya Ali Fatıma bana senden daha sevgilidir. Sen bana, ondan daha kıymetlisin.”Hz. Ali’den hikmetli sözler (1) 27.9.2002“Affetmek fazilettir. Kararlı olmak metâdır, sahip olunan maldır. Kararsız olmak ise zâyiolmaktır. Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir. İnsaf rahatlık, şer küstahlıktır. Emanete hıyanetetmemek, imandandır; güleryüzlülük ihsandandır. Doğruluk kurtarır, yalan felâkete sürükler.Kanaat insanı zengin yapar, yerinde kullanılmayan zenginlik azdırır. Dünya aldatır, şehvetkandırır. Lezzet oyalar, nefsin arzuları alçaltır. Haset yıpratır, nefret çökertir.”“Akıllı kimse, günahlarını tevbe ile örtendir. Cömert, kötülük yapana iyilikle karşılıkverendir.”“İlim; güzel bir miras, genel bir nimettir. İnsaf, ihtilafı giderir, ülfeti getirir.”“Adalet; imanın başıdır, ihsanın birleştiği noktadır ve imanın en yüksek mertebesidir.”“Âlim; sözü işine uygun olandır. Âlim ilme doymaz.”“Hikmet; akıllıların bahçesi, ermişlerin mesiresidir, gezinti yeridir.”“Akıllı; şehvetten uzaklaşan, ahireti dünya ile değişmeyendir. Akıllı, yalnız ihtiyacı kadarve delille konuşur, sadece ahiretinin ıslahı için çalışır. Akıllı, günahlardan sakınır, ayıplardanuzak durur. Cömertlik günahları siler, kalblere sevgi eker.”“Cahil; dayakla uslanmaz, nasihatlerden payını almaz.”“İlim; insanı akla götürür, kim ilim öğrenirse akıllanır. İlim; ruhu ihya eder, diriltir. Aklıaydınlatır, cehaleti öldürür.”“Zulüm; ayakların kaymasına, nimetin yok olmasına, milletlerin helakine sebep olur.”“Gerçek müminin sevgisi, kızması, birşeyi alması, yapması ve terki, hep Allah için olur.”“Kâmil mümin gizli şükreder, belaya karşı sabreder, ümit hâlinde iken bile korkar.”“Akıllı kimse, ibadetle, nefsin arzusuna karşı gelendir. Cahil kimse, günah işleyerek nefsinarzusuna uyandır.”“Allaha kavuşmak, kötü insanlardan uzak durmakla olur.”“İhtiraslı kimse, bütünüyle dünyaya malik olsa bile, yine fakirdir.”“Doğruluk, İslâmın direği, imanın desteğidir.”“Allahın azabından korkmak, müttekîlerin, takva sahiplerinin işaretidir.”“Dinin esası, emaneti yerine vermek, sözünde durmaktır.”“Haset eden daima hastadır, cimri insan, daima fakirdir.”“Başa kakan, nefret ateşini körükler.”Hz. Ali’den hikmetli sözler (2) 28.9.2002“Kanaatkâr olmak, boyun eğme zilletinden daha hayırlıdır.”“Olgunluk üç şeyde gereklidir: Musibetlere sabır, isteklerde aşırıya kaçmamak ve isteyenevermektir.”“Yumuşaklık, durulmayı çabuk sağlar ve zor olan şeyleri kolaylaştırır.”“Âlim, cahili hemen tanır, çünkü daha önce o da cahildi. Cahil âlimi tanımaz, çünkü dahaönce âlim değildi.”“Akıl ve ilim, birbirinden ayrılmayan ve zıt olmayan iki kardeş gibidir.”“İman ve haya, birbirinden kopmayan bir bütündür.”“İman ve ilim, ikiz kardeş ve birbirinden ayrılmayan arkadaş gibidir.”“Öfke, tutuşturulmuş bir ateş gibidir. Her kim ki, öfkesine hâkim olursa, onu söndürür veher kim onu salıverirse, ilk yanan kendisi olur.”“Ahmaklık, dermanı bulunmayan bir dert, şifası olmayan bir hastalıktır.”“Allah için kardeş olanların sevgisi, sebebi daim olduğu için devam eder. Dünya içinkardeş olanların sevgisi, sebebi devam etmediği için, kısa sürer, bir an gelir son bulur.”“Akıllı, sustuğu vakit tefekkür, konuştuğu vakit zikreder, baktığı vakit de ibret alır.”“Kendisi amel etmeksizin Allah yoluna çağıran kişi, oksuz yaya benzer.”“Dünya müminin hapishânesi, ölüm hediyesi, cennet de varacağı yerdir. Dünya kâfirincenneti, ölüm korkulu rüyası, cehennem de varacağı son duraktır.”“Sükût, sana vakar kazandırır ve seni özür dileme zahmetinden kurtarır.”“İhtiras, gafillerin kalbinde şeytanların sultanıdır.”“Hikmet, her müminin kaybettiğidir, onu münafıkların ağzında olsa dahî alınız.”“Hasetçilerin en ehveni, haset ettiği kişinin elindeki nimetlerin yok olmasını ister.”“İlim, insanı Allahın emrettiği şeylere götürür, zühd ise o şeylere erişilmesini kolaylaştırır.”“Korkaklık, ihtiras ve cimrilik, Allaha karşı kötü zannın bir araya getirdiği kötüarkadaşlardır.”
- Page 1 and 2:
İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4:
zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6:
olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8:
“Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10:
Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12:
2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14:
O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16:
İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18:
Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20:
sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22: olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24: 3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26: “İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28: Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30: İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32: Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34: Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36: zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38: çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40: hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42: His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44: Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50: insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82: Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90: şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98: uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102: Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104: esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106: Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108: gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110: yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112: ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114: 2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116: dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118: Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120: saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122: nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124:
hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126:
Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128:
ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130:
örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer