“Cennete gidecek olanları haber veriyorum dinleyiniz! Zayıftırlar, güçleri yetmez. Birşeyyapmak için yemîn ederlerse, Allahü teâlâ, bunların yemînlerini, muhakkak yerine getirir.Cehenneme gidecek olanları bildiriyorum, dinleyiniz! Sertlik gösterirler. Acele ederler. Kendileriniüstün görürler” buyuruldu.“Bir kimse ayakta iken kızarsa, otursun, oturmakla geçmezse, yatsın!”“Sarı sabır maddesi balı bozduğu gibi, kızgınlık da, imanı bozar”“Allah için aşağı gönüllü olanı, Allahü teâlâ yükseltir. Bu, kendini küçük görür. Fakat,insanların gözünde büyüktür. Bir kimse, kendini başkalarından üstün tutarsa, Allahü teâlâ onualçaltır. Herkesin gözünde küçük olur. Kendini yalnız kendisi büyük görür. Hatta köpekden,domuzdan daha aşağı görünür”“Bir kimse, dilini tutarsa, Allahü teâlâ onun utanacak şeylerini örter. Gadabını tutarsa,kıyâmet günü, Allahü teâlâ azâbını ondan çeker. Bir kimse Allahü teâlâya yalvarırsa, onunduâsını kabûl eder”“Bir kimse insanların kızacakları şeyde Allahü teâlânın rızâsını ararsa, Allahü teâlâ onu,insanlardan geleceklerden korur. Bir kimse, Allahü teâlânın kızacağı şeyde, insanların rızâsınıararsa, Allahü teâlâ onun işini insanlara bırakır”Allahü teâlânın en çok sevdiği kulİnsanlara yapılan iyilikler, âhiretin azablarından kurtulmağa ve Cennet nimetlerininartmasına sebep olur. Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, bunu şu hadis-i şerifiile çok güzel bildirmişdir:“Allahü teâlâ, kullarının ihtiyâçlarını yaratır, gönderir. Allahü teâlânın en çok sevdiği kulu,Onun nimetlerinin kullarına ulaşmasına vâsıta olan kimsedir.”İyi bir Müslüman, iyilik yapmak veya sadaka vermek isterse, bunu gizli olarak ve iyilikyaptığı veya sadaka verdiği insanın kalbini kırmadan, onu incitmeden, yapdığı iyiliği başınakakmadan yapar. Allahü teâlâ, bunun böyle yapılmasını Kur’ân-ı kerîmde birçok yerlerde emirbuyurmaktadır.Dünya hayatı çok kısadır. Âhiretin azâbları pek acı ve sonsuzdur. İleriyi gören akılsâhiblerinin hâzırlıklı olması lâzımdır. Dünyanın, güzelliğine ve tadına aldanmamalıdır. İnsanınşerefi ve kıymeti dünyalıkla ölçülse idi, dünyalığı çok olanların herkesden daha kıymetli ve dahaüstün olması lâzım gelirdi.Dünyanın görünüşüne aldanmak aklsızlıktır, ahmaklıktır. Birkaç günlük zamanı büyüknimet bilerek, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmağa çalışmalıdır. Allahü teâlânın kullarınaihsân, iyilik etmelidir. Kıyâmette azâblardan kurtulmak için, iki büyük temel, yani iki yol vardır:Birincisi, Allahü teâlânın emirlerine kıymet vermek, saygı göstermektir. İkincisi, Allahüteâlânın kullarına, yarattıklarına şefkat, iyilik etmektir.Müminûn sûresinin yüzonbeşinci âyetinde meâlen, “Sizi abes olarak, oyuncak olarak mıyaratdım sanıyorsunuz?Bize dönmiyecek misiniz diyorsunuz?” buyuruldu.Aklı başında olan, ileriyi görebilen bir kimse, kısa olan dünya hayatında, hep, âhiretde iyive rahat yaşamağa sebeb olan şeyleri yapar. Âhiret yolcusuna lâzım olan şeyleri hâzırlar.Rabbimizin kullarına hizmet etmekle dünyada ve âhiretde nimetlere kavuşacağınızıdüşünmeliyiz. İnsanlara karşı yumuşak olmanın, onlara iyilik etmenin, onların işlerini güler yüzleve tatlı dille ve kolaylıkla yapmanın Allahü teâlânın sevgisine kavuşduran yol olduğunubilmeliyiz.Sıkıntı giderenin sıkıntısı giderilirMüslümanların ihtiyâçlarını karşılamak ve onları sevindirmek ve güzel ahlâklı olmak çokkıymetlidir. Bunun kıymetini bildiren ve yumuşak, ağır başlı ve sabırlı olmağı öven ve teşvîkeden pek çok hadis-i şeriften bazıları şunlardır:“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Birbirlerini incitmezler, üzmezler. Bir kimse, dinkardeşinin bir işine yardım etse, Allahü teâlâ da onun işini kolaylaşdırır. Bir kimse, birMüslümanın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse, kıyâmet gününün en sıkıntılı zamanlarında,Allahü teâlâ onu sıkıntıdan kurtarır. Bir kimse bir Müslümanın aybını, kusurunu örterse, Allahüteâlâ, kıyâmet günü onun ayblarını, kabâhatlerini örter.”“Bir kimse, din kardeşine yardımcı oldukca, Allahü teâlâ da ona yardımcı olur.”
“Allahü teâlâ, bazı kullarını başkalarının ihtiyaclarını karşılamak, onlara yardımcı olmakiçin yaratmıştır. İhtiyacı olanlar bunlara baş vurur. Bunlar için âhirette azâb korkusuolmayacaktır.”“Allahü teâlâ, bazı kullarına dünyada çok nimet vermiştir. Bunları, kullarına faydalı olmakiçin yaratmıştır. Bu nimetleri Allahü teâlânın kullarına dağıtırlarsa, nimetleri azalmaz. Bunimetleri Allahın kullarına ulaşdırmazlarsa, Allah nimetlerini bunlardan alır. Başkalarına verir.”“Bir Müslümanın, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılaması on sene i’tikâf etmesinden dahakazançlıdır. Allah rızâsı için bir gün i’tikâf yapmak ise, insanı Cehennem ateşinden pek çokuzaklaşdırır.”(Ramezân ayının son on gününde, gece gündüz bir câmi’de kapanarak ibâdetetmeğe, i’tikâf yapmak denir.)“Bir kimse, din kardeşinin bir işini yaparsa, binlerle melek o kimse için duâ eder. O işiyapmağa giderken, her adımı için bir günahı af olur ve kendisine kıyâmette nimetler verilir.”“Bir kimse, din kardeşinin bir işini yapmak için giderse her adımında yetmiş günahıafvedilir ve yetmiş sevap verilir. Bu iş bitinceye kadar böyle devam eder. İş yapılınca, bütüngünahları afvedilir. Bu işi yaparken ölürse, sorgusuz, hesâbsız Cennete girer.”“Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya doyurarak veya başka bir ihtiyacınıkarşılayarak, bir mümini sevindirmektir.”İşlerin en iyisi hangisidir?Müslümanların ihtiyâçlarını karşılamanın ve onları sevindirmenin ve güzel ahlâklı olmanınkıymetini bildiren hadis-i şeriflere bugün de devam edelim:“Bir kimse, din kardeşinin rahata kavuşması veya sıkıntıdan kurtulması için devletadamlarına gidip uğraşırsa, kıyâmet günü sırat köprüsünden, herkesin ayakları kaydığı zaman,Allahü teâlâ onun süratle geçmesi için yardım eder.”“Allahü teâlânın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.”“Bir kimse bir mümine bir iyilik yapınca, Allahü teâlâ bu iyilikden bir melek yaratır. Bumelek, hep ibâdet eder. İbâdetlerinin sevapları bu kimseye verilir. Bu kimse ölüp, kabrekonunca, bu melek nûrlu ve sevimli olarak bunun kabrine gelir. Meleği görünce ferâhlanır,neşelenir. Sen kimsin der. Ben, falanca kimseye yaptığın iyilik ve onun kalbine koyduğunneşeyim. Allahü teâlâ beni bugün seni sevindirmek ve kıyâmet günü sana şefâ’at etmek veCennetdeki yerini sana göstermek için gönderdi der.”Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” soruldu ki, Cennete girmeğe sebeb olanşeylerin başlıcası nelerdir? “Allahü teâlâdan korkmak ve iyi huylu olmaktır” buyurdu.Cehenneme girmeğe sebeb olan şeylerin başlıcası nelerdir denildikde, “Diline ve şehvetinehâkim olmamaktır” buyurdu.“İmanı en kuvvetli olanınız, ahlâkı en güzel ve zevcesine karşı en yumuşak olanınızdır.”“İnsan, güzel huyu sebebiyle, Cennetin en üstün derecelerine kavuşur. (Nâfile) ibâdetler,insanı bu derecelere kavuşturamaz. Kötü huy, insanı Cehennemin en aşağı çukurlarınasürükler.”Bir kimse, Resûlullaha “işlerin en iyisi hangisidir” dedi. “Güzel huylu olmaktır” buyurdu.Kalkıp, biraz sonra, sağ tarafına gelip, yine sordu. Yine, “İyi huylu olmaktır” buyurdu. Gidip,sonra sol tarafına gelip, Allahın en sevdiği iş nedir, dedi. Yine, “İyi huylu olmaktır” buyurdu.Sonra, arkadan gelip, en iyi, en kıymetli iş nedir, dedi. Hazret-i Peygamber, ona karşı dönüp, “İyihuylu olmak ne demektir anlıyamadın mı? Elinden geldiği kadar kimseye kızmamağa çalış!”buyurdu.İbâdetlerin en kolayı ve en hafîfiMüslümanların ihtiyâçlarını karşılamanın ve onları sevindirmenin ve güzel ahlâklı olmanınönemiyle ilgili hadis-i şeriflere bugün de devam ediyoruz:“İbâdetlerin en kolayı ve en hafîfi, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır. Bu sözüme iyi dikkatediniz!”“Kimse ile münâkaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmiyen MüslümanınCennete gireceğini size söz veriyorum.Şaka ile veya yanındakileri güldürmek için olsa bile,yalan söylemiyenin Cennete gireceğini size söz veriyorum. İyi huylu olanın Cennetin yüksekderecelerine kavuşacağını size söz veriyorum!”
- Page 1 and 2: İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4: zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5: olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 9 and 10: Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12: 2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14: O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16: İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18: Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20: sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22: olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24: 3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26: “İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28: Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30: İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32: Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34: Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36: zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38: çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40: hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42: His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44: Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50: insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58:
Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60:
Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62:
gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64:
zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66:
idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68:
Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70:
ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72:
Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74:
“Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76:
“İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78:
edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80:
dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82:
Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84:
İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86:
Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88:
“Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90:
şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92:
Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94:
şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96:
Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98:
uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100:
“Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102:
Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104:
esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106:
Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108:
gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110:
yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112:
ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114:
2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116:
dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118:
Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120:
saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122:
nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124:
hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126:
Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128:
ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130:
örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer