12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, bu hadis-i şeriftir. Kızan kimse, sözleri ile, hareketleri ile,yanındakileri incitir. Onlar da, sinir hastalığına yakalanır. Evde, rahat, huzûr kalmaz. Yuvanındağılmasına, câna kıyılmasına bile sebep olur.Bir evde öfkelenen kimse yok ise, orada saadet, rahat ve huzûr, neşe vardır. Kızan kimsevarsa, orada, rahat, huzûr ve neş’e bulunmaz. Erkek ile hanımı arasında ve ana ile evlâdıarasında geçimsizlik, hatta, düşmanlık eksik olmaz. İslâmiyete uymanın, saadet ve rahatlık veneş’e getireceği buradan da anlaşılmaktadır. İslâmiyete uyan kâfirler de dünyada saadetekavuşurlar.İslâmiyetden, kitâptan almayıp da, kendi kafasından çıkarıp, sert, hiddetli va’z verenidinlememek de, bunun gadabına sebep olur. Bunun ilâcı, doğruyu, yumuşak ve tatlısöylemektir.Hazret-i Hasen ve Hüseyn çölde gidiyorlardı. Bir ihtiyârın abdest aldığını gördüler.Abdesti doğru almıyor, şartlarına uymuyordu. Yaşlı olduğu için, böyle abdest sahîh olmazdemeğe sıkıldılar. Yanına giderek, mubârek efendim! Birbirimizden daha iyi abdest aldığımızısöylüyoruz. Bir abdest alalım. Hangimizin haklı olduğunu bize bildir, dediler. Önce Hasen, sonraHüseyn güzel bir abdest aldılar. İhtiyâr, dikkatle bakdı. Evlâdlarım! Abdest almasını şimdi sizdenöğrendim, dedi.İbrâhîm aleyhisselâm, ikiyüz mecûsîye ziyâfet verdi. Bize ne emir edersen yapalımdediler. Sizden bir dileğim var, buyurdu. O nedir? dediklerinde, benim Rabbime bir kerre secdeetmenizi istiyorum dedi. Aralarında konuştular. Bu ihtiyârın ihsânları, ziyâfetleri meşhûrdur.Bunu kırmayıp, bir secde eder, sonra gidip yine tanrılarımıza tapınırız. Bir zararı olmaz dediler.Bunlar secdede iken, İbrâhîm aleyhisselâm, “Yâ Rabbî! Gücümün yettiği bu kadar! Dahafazlasını yaptırmak elimden gelmiyor. Bunları hidâyete, saadete kavuşdurmak, ancak seninkudretindedir. Bunlara Müslümanlık nasîb eyle!” dedi.Duâsı kabûl olup, hepsi Müslüman oldu. Haram işleyecek kimseye gizlice nasîhat edilir.Haram işlemekde olana, tatlılıkla orada söylenir. Herkese önce gizli, tenhâda nasîhat vermek,daha etkili olur.Nasihat etmenin üç şartı 21.9.2002Birinin sözünü yanlış anlamak, öfkeye sebep olur. Böyle zamanlarda az ve açıksöylemek, şübheli kelimeler kullanmamak lâzımdır. Birşeyi kapalı anlatmak, dinliyene sıkıntıverir. Onu incitir. Nasihat ederken de bunlara dikkat etmelidir.Emr-i ma’rûf yapmanın, nasihat etmenin üç şartı vardır: Birincisi, Allahü teâlânın emrini veyasağını bildirmeğe niyet etmektir. İkincisi, söylediğinin vesîkasını, kaynağını bilmektir.Üçüncüsü, hâsıl olacak sıkıntılara sabır etmektir.Yumuşak söylemek, sertlik yapmamak lâzımdır. Sert söyliyen ve münâkaşa eden fitneçıkmasına sebep olur. Hazret-i Ömer halîfe iken, Abdüllah ibni Mes’ûd ile bir gece Medîneiçinde dolaşıyorlardı. Bir kapıdan tegannî, şarkı söyliyen kadın sesi duydu. Kapı deliğindeniçerisini gözetledi. Önünde şerâb şişesi, karşısında şarkıcı bir kız bulunan ihtiyâr gördü. Hemenpencereden içeri girdi.Yâ Emirelmümînin! Allahü teâlânın rızâsı için beni dinler misin? diyince, söyle bakalım,buyurdu. Ben, Allahü teâlâya bir isyânda bulundum. Fakat sen, onun üç emrine isyân ettin, dedi.Nedir onlar? diyince, Allahü teâlâ, başkasının evini gözetlemeyiniz buyuruyor. Sen, kapıdaniçerisini gözetledin. Allahü teâlâ, başkasının evine izin almadan girmeyiniz buyurdu. Sen izinsizgirdin. Allahü teâlâ, evlere kapılarından giriniz ve selâm veriniz buyurdu, sen ise, penceredengirdin ve selâm vermedin, dedi. Hazret-i Ömer buna adâlet ile ve insâf ile cevâb vererek, doğrusöyledin dedi ve ondan af diledi. Ağlayarak dışarı çıktı.Nasîhat verene ve bütün Müslümanlara hüsn-i zan etmek, iyi karşılamak lâzımdır.Sözlerini, mümkin olduğu kadar iyiye yormalıdır. Müslümanın hayırlı ve sâlih olduğuna inanmak,ibâdet olur. Bir Müslümana sû-i zan ederek ona inanmamak, kötü huylu olmayı gösterir.İşitilen sözü, anlamaya çalışmalı, anlıyamadığını sormalıdır. Söz sâhibine hemen sû-izan etmemelidir. Şeytanın kalbe getirdiği vesveselerden en çok başardığı, sû-i zan vesvesesidir.Sû-i zan etmek haramdır. Bir sözden iyi mana çıkarmağa imkân bulunamazsa, bunun hatâ ile,yanlışlıkla veya unutarak söylenebileceği düşünülmelidir.Öfkelenmenin sebepleri 22.9.2002Bir işle meşgûl olana, düşünceli olana, üzüntülü olana, sıkıntıda olana bir şey söylemek,birşey sormak, onun öflekelenmesine sebep olabilir. Çocuğun ağlaması, bağırması, hayvanın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!