12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

zan etmekdir. Bu hadîs-i şeriften anlaşılıyor ki, kalbde hased hâsıl olması, haram değildir.Bundan râzı olmak, devamını istemek, haram olur.Kalbe gelen düşünce beş derecedir: Birincisi, kalbde durmaz, def’ edilir. Buna “Hâcis”denir. İkincisi kalbde bir zaman kalır. Buna “Hâtır” denir. Üçüncüsü, yapmak ile yapmamakarasında tereddüd olunur. Buna “Hadîs-ün-nefs” denir. Dördüncü derece, yapması tercîh edilir.Buna “Hemm” denir. Beşinci derecede bu tercîh kuvvetlenip, karar verir. Buna “azm” denir.İlk üç dereceyi melekler yazmaz. Hemm, hasene ise yazılır. Seyyie ise, terk edilirse,sevap yazılır. Azm olursa, bir günah yazılır. İşlemezse, bu da af olur.Hadîs-i şerifte, “Kalbe gelen kötü şey söylenmedikçe ve buna uygun hareket edilmedikçeaf olur” buyuruldu. İnsanın kalbine, küfür veya bid’at i’tikâdı olan bir düşünce gelince, bundanüzülür ve hemen red ederse, bu kısa düşünce, küfür olmaz. Fakat, senelerce sonra kâfir olmağakarar verirse, hatta bunu bir şarta bağlarsa dahî, karar verdiği anda kâfir olur. Senelerce sonrabir kâfir ile evlenmeğe niyet eden kadın da böyledir.Hased edenin zararı kendisinedir 6.9.2002Hased edenin zararı kendisinedir. Hased olunanın, dünyada ve âhırette, bundan hiçzararı olmaz. Hatta faydasi olur. Hased edenin ömrü üzüntü ile geçer. Hased ettiği kimsedenimetlerin azalmadığını, hatta arttığını görerek, sinir buhrânları geçirir. Hasedden kurtulmak için,ona hediyye göndermeli, nasîhat vermeli, onu medh etmelidir. Ona karşı tevazu göstermelidir.Onun nimetinin artmasına duâ etmelidir.İnsan bir kimsede bulunan nimetin ondan gitmesini istemeyip, kendisinde de bulunmasınıisterse, hased olmaz. Buna (Gıbta) imrenmek denir. Gıbta güzel bir huydur. İslâmiyetinahkâmına, yani farzları yapmağa ve haramlardan sakınmağa ri’âyet eden, gözeten sâlihkimseye gıbta edilmesi vâcibdir. Dünya nimetleri için gıbta etmek tenzîhen mekrûh olur.Hadîs-i şerifte, “Allahü teâlâ, mümin kuluna gayret eder. Mümin de mümine gayret eder”buyuruldu. Allahü teâlâ, gayretinden dolayı, fuhşu haram etmiştir. Allahü teâlâ, “Ey Âdemoğulları! Sizi kendim için yarattım. Herşeyi de sizin için yarattım. Senin için yarattıklarım, seni,kendim için yaratılmış olduğundan men’ ve gâfil ve meşgûl etmesin” buyurmuşdur.Başka bir hadîs-i kudsîde, “Seni kendim için yarattım. Başka şeylerle oyalanma! Rızkınakefîlim, kendini üzme!” buyurmuşdur. Yûsüf aleyhisselâmın, “Sultânın yanında benim ismimisöyle!” demesi gayret-i ilâhiyyeye dokunarak, senelerce zindanda kalmasına sebep oldu.İbrâhîm aleyhisselâmın, oğlu İsmâ’îlin dünyaya gelmesine sevinmesi, gayret-i ilâhiyyeyedokunarak, bunu kurbân etmesi emir olundu.Allahü teâlânın çok sevdiklerine, bazı Evliyâya böyle gayret etmesi çok vâkı’ olmuştur.Gayret, bir kimsede olan hakkına, onun başkasını ortak etmesini istememekdir. Allahü teâlânıngayret etmesi, kulunun kötü, çirkin şey yapmasına râzı olmamasıdır.Kulun vazîfesi, dilediğini yapmak değildir. Ona kulluk etmektir. Onun emrlerine veyasaklarına uymakdır. Her dilediğini yapmak, Allahü teâlâya mahsûsdur. Yalnız Onun hakkıdır.Kulun kendi dilediğini yapması, günah işlemesi, Allahü teâlânın hakkına ortak olmak olur.Müminin, günah işlemekde, kendisine gayret etmesi lâzımdır.Bu da, günah işlerken heyecânlanması, kalbinin çarpıntısı, sıkılması ile olur. Mümininkalbi, Allahü teâlânın evidir ve güzel huyların yeridir.Hased ve gayret 7.9.2002Hased, kötü bir huydur, kalb hastalığıdır. Kalbi kötülüklere açmak demektir. Kalbindekötü, çirkin düşüncelere yer vermek, çirkinleri güzellere ortak etmek olur. Kalbin buna râzıolmaması, çırpınarak mani olması, gayret olur.Ensârın reîsi olan Sa’d bin Ubâde, Yâ Resûlallah, Zevcemi yabancı erkekle bir yataktagörsem, dört şâhid görmeden öldüremez miyim? dedikte, “Evet, öldüremezsin” buyurdu. Sa’dbuna cevâben, dört şâhid, mahkeme kararı lâzım ise de, buna tahammül edemem. Hemenöldürürüm, deyince, Resûlullah,”Reîsinizin sözünü işitiniz! O çok gayûrdur. Ben ondan daha çokgayûrum. Allahü teâlâ, benden daha çok gayretlidir” buyurdu.Yani böyle gayret olmaz. Ben ondan daha gayretli olduğum halde, İslâmiyetin dışınaçıkmam. Allahü teâlâ, en çok gayretli olduğu halde, bu fuhşun cezâsını hemen vermez, demekistedi. Sa’dın haklı olan cezâyı vermekte acele etmesinin doğru olmadığına işâret buyurdu.Kadının ortağına gayret göstermesi câiz değildir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”,bir gece hazret-i Âişenin odasından çıkdı. Hazret-i Âişe, zevcelerinden birinin yanına gittiğini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!