12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse, âlimin sesinden yüksek sesle konuşursa, Allahü teâlâ, onudünyada ve âhırette hakîr eder. Eğer pişman olur, tevbe ederse af olur.” Görülüyor ki, hakîkîâlimlere hurmet etmek lâzımdır.İnsanı dalâletten, kötü yoldan ilim ve âlimler kurtarır. Rehber olmadan doğru yolakavuşulamaz. Bunun için, Ehl-i sünnet âlimlerini ve bunların yazdığı doğru din kitaplarını arayıp,bulmak lâzımdır.Yüce Peygamber Mûsâ aleyhisselâm, ilmin en yüksek derecesinde olduğu ve Allahü teâlâile konuşmak şerefine kavuşduğu ve Allahü teâlânın muhabbet şerbetinden içtiği halde, ilimedinmek için, Hızır aleyhisselâmın talebesi olan Yûşa’ aleyhisselâma geldiği, (Kehf) sûresindebildirilmektedir.“Ahırlarda uçan sinekler gibidir” 31.8.2002Faydasız, boş işlerle, oyun ile vakit öldürmek de kötü huylardandır. Kıymetli ömrünü ilimile, hakiki âlimlerin kitapları ile geçermelidir. Dînimiz ilme kıymet vermeği ve âlimlere hurmetetmeği ve Allah yolunda olanlarla berâber bulunmağı emir etmektedir. Bunun için, kıymetliömrünü faydasiz şeylerle geçirmemelidir. Hadîs-i şerifte, “Doğru ilim sâhibi olan ve ilmi ile ameleden bir âlim ile Peygamberler arasında bir derece fark vardır. Bu bir derece, peygamberlikmakâmıdır” buyuruldu. Bu saadete kavuşmak için, ilim öğrenmeğe çalışmak lâzımdır.İmâm-ı Ebû Yûsüf hazretlerinin onbeş yaşında oğlu vardı. Oğlunu çok seviyordu. Ansızınvefât etti. Talebesine “Defin işini size bıraktım. Ben üstâdımın dersine gidiyorum. Bugünki dersikaçırmıyayım” dedi.İmâmı vefâtından sonra rü’yâda gördüler. Cennette, büyük bir köşkün karşısındaduruyordu. Köşkün yüksekliği Arşa varmıştı. Bu köşk kimindir denildikte, benimdir buyurdu.Buna nasıl kavuştun denilince, “İlme ve ilim öğrenmeğe ve öğretmeğe olan muhabbetim ile”buyurdu.Muhammed Hadimi hazretleri anlatır: Hocamın çocuklarının en büyüğü takvâ sâhibi idi veçok âlim idi. Vefât ederken, babası yastığı başında idi. Vefât edince, üstünü örttü. Medreseyegelip, bir cüz hadîs dersi verdi. Sonra medreseden çıkıp defin işine başladı. Dağlardan, heryerden gelen bir ses, “Oğlumun eceli geldi. Vefât etti. Bu iş, Allahü teâlânın rızâsı ile olduğu için,ben de râzı oldum. Başka bir çare bilmiyorum. Allahü teâlânın kazası ve emri böyle oldu”diyordu.Hassân bin Atıyyenin rivâyet ettiği hadîs-i şerifte, “Âlimin ölümüne üzülmiyen, münâfıktır.İnsanlar için, bir âlimin ölümünden daha büyük musîbet yoktur. Bir âlim ölünce, gökler vegöklerde olanlar, yetmiş gün ağlar” buyuruldu.Hakîkî âlim vefât edince dinde bir yara açılır ki, kıyâmete kadar kapanmaz. Diğer birhadîs-i şerifte, “Bir insan, yâ âlimdir, yahut ilim öğrenmekte olan talebedir. Yahut bunlarısevmektedir. Bu üçünden başkaları ahırlarda uçan sinekler gibidir” buyuruldu. Bu dördüncüdereceden olmamağa çalışmalıyız! Faydasi olan ilim, Resûlullahdan gelen ilimdir. Bu ilimler,Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılıdır.Dinimiz orta yolu emretmektedir 1.9.2002Tevazuun aşırı miktarına “Tezellül” bayağılık, kendini aşağı tutmak denir. Tezellül, kötühuydur haramdır. Başka haramlarda olduğu gibi, bu da zaruret ile câiz olur. Dînini, cânını,mâlını, ırzını korumak, zâlimden kurtulmak, zarurettir. Dinimiz orta kolu emretmektedir. Kibriyasakladığı gbi, kişinin kendini aşağı görmesini de yasaklamaktadır.Tezellül, kötü huylardan biridir. Bir âlimin yanına bir ayyakkabı tamircisi geldiği zaman,âlimin ayağa kalkıp, yerine bunu oturtması ve gideceği zaman kapıya kadar yanında yürümesive ayakkabılarını önüne koyması tezellüle bir misâldir. Yalnız ayağa kalkıp otursaydı, ona yergösterseydi ve işini, hâlini ve niçin geldiğini sorsaydı ve süâllerine güler yüzle cevâb verseydi veda’vetini kabûl etseydi ve sıkıntısını giderecek şey yapsaydı, tevazu göstermiş olurdu.Hadîs-i şerifte, “Din kardeşini sıkıntıdan kurtarana (nâfile) hac ve umre sevapı verilir”buyuruldu. Hazret-i Hasen, Sâbit Benânîye bir ihtiyacını görmesini istedi. Câmi’de i’tikâfediyorum, başka zaman yaparım deyince, din kardeşinin ihtiyacını gidermek için gitmenin,(nâfile) hac sevapından daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun dedi.Mevkı’ sâhiblerinin, muhtac olanlara ve hocaların talebelerine, makâmları ile ve mâlları ileyardım etmelerinin çok sevap olması, bu hadis-i şerife dayanmaktadır. Nafakası, yani bir günlükyiyeceği, içeceği olan kimsenin dilenmesi, tezellül olur, haram olur.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!