12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tevazu sâhibi olabilmek için 25.8.2002Tevazu sâhibi olabilmek için, dünyaya nerden geldiğini, nereye gideceğini bilmeklâzımdır. Hiç yok idi. Önce bir şey yapamıyan, hareket edemiyen bebek oldu. Şimdi de, her anhasta olmak, ölmek korkusundadır. Nihâyet ölecek, çürüyecek ve toprak olacakdır. Hayvanlara,böceklere gıda olacaktır.İdâm odasına sokulmuş olup, idâm olunacağı zamanı bekleyen kimsenin, ölüm odasındaçekdiği sıkıntılar gibi dünya zındanında, her an ne zaman azâba götürüleceğini beklemektedir.Ölecek, leş olacak, böceklere yem olacak, kabr azâbı çekecek, sonra diriltilip kıyâmetsıkıntılarını çekecektir. Cehennemde sonsuz yanmak korkusu içinde yaşıyan kimseye tekebbürmü yakışır, tevazu mu?İnsanların yaratıcısı, yetiştiricisi, her an tehlikelerden koruyucusu olan ve kıyâmetdehesâba çekecek, sonsuz azâb yapacak olan, sonsuz kuvvet, kudret sâhibi, benzeri, ortağıolmayan tek hâkim ve kâdir olan Allahü teâlâ, “Tekebbür edenleri sevmem, tevazu edenleriseverim” buyuruyor.Âciz, elinden hiçbir şey gelmiyen zevallı insana bunlardan hangisini yapmak yakışır? Aklıbaşında olan, kendini ve Rabbini tanıyan kimse, hiç tekebbür edebilir mi? İnsan, aşağılığını,âcizliğini, Rabbine karşı her an izhâr etmek mecbûriyetindedir. Bunun için, her an, her yerdeaczini göstermesi, tevazu üzere bulunması lâzımdır.Ebû Süleymân Dârânî diyor ki, “Bütün insanlar, beni olduğumdan daha aşağılamak,hakâret etmek isteseler, bunu yapamazlar. Çünkü, herkesin, hakâret derecelerinin en aşağısıolarak düşünebileceklerinden daha aşağı olduğumu biliyorum.”İnsan, kendini herkesden, hatta İblîsden, Fir’avndan daha aşağı düşünebilir mi? Çünkü,bu ikisi ve islâm ve insanlık düşmanı olan zâlimler kâfirlerin en kötüleridir. Tanrılık da’vâsı eden,dilediğini yapmaları için milyonlarca insanı öldüren ve işkence altında inletenlerin, kâfirlerin enaşağısı oldukları muhakkakdır. Allahü teâlâ, bunlara gadab etmiş, küfürün en kötüsünedüşürmüştür. Bana ise, merhamet etmiş, iman ve hidâyet ihsân etmiştir. Dileseydi, bunun aksiniyapardı. Elhamdülillah, yapmadı. Bununla berâber, bu yaşa gelinceye kadar, çok günah işledim.Kimsenin yapmadığı kötülükleri yaptım. Son nefesimin nasıl olacağını da bilmiyorum, diyerektevazu yapması lâzım geldiğini, kendi kendine anlatmalıdır.Gayri müslimlere karşı da kibirlenilmez26.8.2002Müslümana karşı tekebbür etmek, kibirlenmek caiz olmadığı gibi zimmî denilen gayr-ımüslim vatandaşlara ve yabancı tüccarlara, ecnebî iş adamlarına ve turistlere de, tekebbüretmemek lâzımdır. Böyle yapmak lazım olduğu “Allahü teâlâ, tevazu üzere olmağı bana emireyledi. Hiçbiriniz, hiçbir kimseye tekebbür etmeyiniz!” hadîs-i şeriften anlaşılmaktadır. Herinsana tevazu yapmak lâzım olunca, onlara hıyânet yapmak, incitmek hiç câiz değildir.Kâfirlerin mallarına, canlarına, ırzlarına, nâmûslarına saldırmak, orada da hırsızlık,çapulculuk yapmak, can yakmak, kâfirlerin de kanûnlarına karşı koymak, idârecilerine hakâretetmek, huzûrsuzluk, karışıklık çıkarmak, vergi kaçakçılığı yapmak, nakil vâsıtalarının ücretleriniödememek ve islâmın şerefine ve güzel ahlâkına yakışmayan herhangi bir çirkin harekettebulunmak câiz değildir,Kâfir memleketlerinde onların kanûnlarına karşı gelmemek, onları ülül-emr olarak tanımakdemek değildir. Allahü teâlâya isyâna sebep olacak emrlere karşı gelinmez. Ülül-emrin de,kâfirlerin de, böyle emrlerine karşı isyân edilmez. Hükûmete, kanûnlara karşı gelmek, nerdeolursa olsun, fitne çıkmasına sebep olur. Fitneye sebep olmak haramdır.Bir kimse, islâm memleketinde veya kâfir memleketinde, Peygamberimizin “sallallahüaleyhi ve sellem” bu emrine uymıyarak, kâfirlere karşı da edebsizlik, taşkınlık yaparsa, onlarınidârelerine, karşı gelerek suç işlerse, günah işlemiş olacağı gibi, İslâmiyeti ve Müslümanlarıbütün dünyaya karşı barbar olarak tanıtmış olur. İslâmiyete büyük hıyânet yapmış olur.Hadîs-i şerifte, “Nimete kavuşmuş olanlardan, tevazu gösterenlere ve kendilerini kusurlubilenlere ve helâldan kazanıp, hayırlı yerde sarf edenlere ve fıkıh bilgileri ile hikmeti yanitasavvufu birleşdirenlere ve helâla harama dikkat edenlere ve fakirlere merhamet edenlere veişlerini Allah rızâsı için yapanlara ve huyu güzel olanlara ve kimseye kötülük yapmayanlara veilmi ile amel edenlere ve mâlının fazlasını dağıtıp, lâfının fazlasını saklayanlara müjdeler olsun”buyuruldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!