Kibrin başlıca yedi sebepi vardır: İlim, yani din bilgileri, ibâdet, neseb, cemâl,yani güzellikkuvvet, mâl, mevkı’. Bu sıfatlar câhillerde bulununca kibre sebep olurlar. Şimdi bunları tekerteker ele alalım:İlim kibre sebep olduğu gibi, kibrin ilâcı da ilimdir. Kibre sebep olan ilmin ilâcı çok zordur.Çünkü ilim, çok kıymetli bir şeydir. Bunun için, ilim sâhibi kendini üstün ve şerefli sanır. Böylekimsenin ilmine cehl demek daha doğru olur.Hakîkî ilim, insana aczini, kusurunu ve Rabbinin büyüklüğünü, üstünlüğünü bildirir.Yaradanına karşı korkusunu ve mahlûklara karşı tevazuunu artırır. Kul haklarına önem verir.Böyle ilmi öğretmek ve öğrenmek farzdır. Bu, ihlâs ile ibâdet etmeğe sebep olur.Kibre sebep olan ilmin ilâcı iki şeyi bilmekle olur. Birincisi, ilmin kıymetli, şerefli olması,sâlih niyete bağlıdır. Cehâletten ve nefsinin zararından kurtulmak için öğrenmek lâzımdır.İkincisi, ilimi ile amel etmek ve başkalarına öğretmek ve bunları ihlâs ile yapmak lâzımdır. Amelve ihlâs ile olmayan ilim zararlıdır.Hadîs-i şerifte, “Allah için olmayan ilmin sâhibi Cehennemde ateşler üzerineoturtulacaktır” buyuruldu. Mâl, mevkı’ ve şöhret için ilm sâhibi olmak böyledir. Dünyalık elegeçirmek için ilim öğrenmek, yani dîni dünyaya vesîle etmek, altın kaşıkla necâset yimeğebenzer. Dîni dünya kazancına âlet edenler, din hırsızlarıdır.Hadîs-i şerifte, “Din bilgilerini dünyalık ele geçirmek için edinenler, Cennetin kokusunuduymayacaklardır” buyuruldu. Hadîs-i şerifte, “Bu ümmetin âlimleri iki türlü olacaktır: Birincileri,ilimleri ile insanlara faydalı olacaktır. Onlardan bir karşılık beklemiyeceklerdir.Böyle olan insanadenizdeki balıklar ve yeryüzündeki hayvanlar ve havadaki kuşlar duâ edeceklerdir. İlmibaşkalarına faydalı olmayan, ilmini dünyalık ele geçirmek için kullananlara kıyamette Cehennemateşinden yular vurulacakdır” buyuruldu.“Âlimlerin kötüsü, insanların en kötüsüdür”18.8.2002İlim öğrenmek dinimizde çok önemlidir. Alimlerin dinimizde ayrı bir yeri vardır. İlim, iyiyönde kullanıldığında ne kadar faydalı ise, kötü yönde kullanıldığında da o kadar zararlıdır.“Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir” hadis-i şerifindeki âlim, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhive sellem” yolunda olan, Onun yoluna uyan din âlimi demektir.İslâmiyete uyan âlim, etrâfını aydınlatan ışık kaynağı gibidir. “Kıyâmet günü bir din adamıgetirilip Cehenneme atılır. Cehennemdeki tanıdıkları etrâfına toplanıp, sen dünyada Allahınemirlerini bildirirdin. Niçin bu azâba düştün derler. Evet, günahdır yapmayın derdim, kendimyapardım. Yapınız dediklerimi de yapmazdım. Bunun için, cezâsını çekiyorum der” ve “Mi’râcgecesi göğe götürülürken insanlar gördüm. Ateşten makaslarla dudaklarını kesiyorlar. Bunlarınkim olduklarını Cebrâîle sordum. Ümmetinin hatîblerinden, vâizlerinden, kendilerininyapmadıklarını yapınız diyenlerdir dedi” ve “Cehennem zebânîleri, günah işliyen hâfızlara, putatapanlardan daha önce azâb yapacaklardır. Çünkü bilerek yapılan günah, bilmiyerek yapılandandaha kötüdür” hadis-i şerifleri meşhûrdur.Eshâb-ı kirâm çok âlim oldukları için küçük günahlardan da, büyük günahlar gibikorkarlardı. Buradaki hâfızlar, Tevrât hâfızları olsa gerekdir. Çünkü günah işleyen Müslümanlarakâfirlerden daha şiddetli azâb yapılmayacaktır. Yahut, bu ümmetden olup da, günahlardan,haramlardan sakınmağa ehemmiyyet vermeyip, kâfir olan hâfızlardır.Hadîs-i şerifte, “Âlimler devlet adamlarına karışmadıkca ve dünyalık toplamak peşindeolmadıkca, Peygamberlerin emînleridir. Dünyalık toplamağa başlayınca ve hükûmet adamlarınınarasına karışınca, bu emânete hıyânet etmiş olurlar” buyuruldu. Emânetcinin kendisine bıraklanmâlları muhâfaza etmekde emîn olması lâzım geldiği gibi, din âliminin de, islâm bilgilerinibozulmakdan muhâfaza etmekde emîn olması lâzımdır.Resûlullah, Kâ’beyi tavâf ediyorken, hangi insan daha kötüdür? diye soruldu. “Kötü olanısorma! İyi olanları sor. Âlimlerin kötüsü, insanların en kötüsüdür” buyurdu. Çünkü âlimler, bilerekgünah işlemektedir.Îsâ aleyhisselâm, “Kötü âlimler, su yolunu kapayan kaya gibidir. Su, kayadan sızıpgeçemez. Akmasına da mani olur” dedi. Kötü din adamı, kanalizasyona benzer. Görünüşde,sağlam, san’at eseridir. İçi ise, pislik doludur.İlmi ile amel etmeyenin hali 19.8.2002İlm sâhibi, yani din bilgilerini öğrenen kimse, yâ sonsuz saadete kavuşur, yahut nihâyetsizfelâkete düçar olur. Hadîs-i şerifte, “Cehennemde azâb çekenlerden bazıları, kötü kokular yayar.
Bu koku diğerlerine ateşden daha fazla azâb verir. Sen ne günah işledin ki, böyle pis kokuçıkarıyorsun denildikde, ben din adamı idim. Bildiklerimi yapmazdım der” buyuruldu.Hadîs-i şerifte, “Kıyâmet günü azâbların en şiddetlisi, ilmi kendisine faydalı olmıyan dinadamınadır” buyuruldu. Bunun için, münâfıklar, yani Müslüman görünen kâfirler, Cehennemindibine gideceklerdir. Çünkü, bunlar işittikleri, bildikleri halde, inâd ederek, kâfir olmuşlardır.Ebûdderdâ “radıyallahü teâlâ anh” diyor ki, “İlmi ile âmil olmıyan din adamına âlimdenilmez.” İblîs, bütün dinleri biliyordu. Fakat ilmi ile amel etmedi. Çölde kalan kimsenin yanındaon aded kılınc ve çeşitli silâhlar bulunsa, bunları kullanmasını iyi bilse ve çok cesûr olsa,kendisine hücûm eden arslana karşı kullanmadıkca, bu silâhların faydasi olur mu?Elbette olmaz. Bunun gibi, din bilgilerinden yüzbin mes’ele öğrense, bunlarıkullanmadıkca, faydalarını görmez. Hasta olan kimse de, derdinin en faydalı ilâcı bulunsa,kullanmadıkca, faydasini görmez.“Âhir zamanda ibâdet edenlerin çoğu din câhili olacaktır. Din adamlarının çoğu da fâsıkolacaktır” hadis-i şerifinde bildirilen fâsık din adamları, dünyalık ele geçirmek için, hükûmetadamları arasına karışacaklardır. Süfyân-ı Sevrî diyor ki, Cehennemde ateşten bir vâdî vardır.Bu vâdîde, riyâkâr hâfızlar azâb göreceklerdir. Yine Süfyân diyor ki, ilmde o kadar ilerledim ki,bir âyet-i kerîmeye otuzüç türlü mana veriyordum. Sultânın ziyâfetine gittim. Yidiğim lokmalarıntesîri ile bildiklerimin hepsini unutdum. Muhammed bin Seleme diyor ki, dünya menfaati içinhükûmet adamlarının kapısında bekliyen bir hâfızın hâli, pislik üzerine konmuş olan sineğinhâlinden daha kötüdür.“İslâmiyet her tarafa yayılacaktır. Hatta, islâm tâcirleri, ticaret için büyük denizlerdeserbest yolculuk yapacaklar ve gâzilerin atları başka memleketlere yayılacaklardır. Sonra,hâfızlar türeyecek, benden daha iyi okuyan var mı? Benden daha çok bilen var mı?diyeceklerdir. Cehennemin odunları bunlardır” hadis-i şerifinden anlaşılıyor ki, riyâ ile okumalarıve tekebbür etmeleri kendilerini Cehenneme sürükleyecektir.Gerçek ilim sahibi tevazu sahibi olur 20.8.2002İlmi Allah rızası için öğrenip, Allahü telâlânın rızası olan yerlerde kullanmalıdır. İlim insanıkibre sürüklememeledir. “Allahü teâlânın ihsân ettiği ilmi, insanlara öğretmiyen kimseye, kıyâmetgünü ateşden yular bağlanacakdır” hadis-i şerifi ilmi, ehlinden saklayan din adamlarının böyleolacağını bildirmektedir. Nisâ sûresinin, “Mallarınızı sefîhlere vermeyiniz!” meâlindeki beşinciâyet-i kerîmesi, alçaklara, münâfıklara ilm öğretmeyi men etmektedir.Hadîs-i şerifte, “Âlim olduğunu söyliyen kimse, câhildir” buyuruldu. Her sorulana cevâbveren, her gördüğünden mana çıkaran ve her yerde bilgi satan kimse, câhilliğini ortaya koyar.Bilmiyorum, öğrenip de söylerim diyen kimsenin, derin âlim olduğu anlaşılır.Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem”, en kıymetli yer neresidir, denildikde,“Bilmiyorum, Rabbim bildirirse söylerim” demiştir. Bunu Cebrâîl aleyhisselâma sormuş, ondanda, aynı cevâbı almıştır. O da, Allahü teâlâya sormuş, “Mescidler”dir cevâbını almıştır.A’râf sûresinin “Af et ve ma’rûfu emret” meâlindeki yüzdoksansekizinci âyet-i kerîmesigelince, Cebrâîl aleyhisselâmdan bunu açıklamasını istemiş, o da, Rabbimden öğreneyim,diyerek gitmiştir.Tekrâr geldiğinde, Allahü teâlâ, “Senden uzaklaşana yaklaş! Senden esirgeyene ihsân et!Sana zulm edenleri af et!” emrini verdi dedi.Şa’bî hazretleri, kendisine sorulanlardan birine bilmiyorum deyince, sen Irak memleketininmüftüsüsün. Bilmiyorum demek, sana yakışır mı? dediklerinde, meleklerin üstünleri bilmiyoruzdediler. Benim söylememden ne çıkar, buyurdu.İmâm-ı Ebû Yûsüf hazretleri, bir suâle bilmiyorum deyince, hem Beyt-ül-mâldan maâşalıyorsun, hem de cevâb vermiyorsun, dediler. “Beyt-ül-mâldan, bildiklerim kadar ücret alıyorum.Bilmediklerim için alsaydım, Beyt-ül-mâlda bulunanların hepsi yetişmezdi” dedi.Nefsine uymayan câhil ile arkadaşlık etmek, nefsinin esîri olan din adamı ile arkadaşlıketmekten iyidir. Din adamı olduğu için tekebbür etmek, câhil olmanın alâmetidir. Çünkü, ilim,tevazua sebep olur, kibirden men eder.Kibrin zararını bilmeyen kimse için âlim demek, yalan olur. İnsanın ilmi arttıkca, Allahüteâlâdan korkması artar. Günah işlemeğe cesâret edemez. Bunun için, Peygamberler“aleyhimüsselâm”, tevazu sâhibi idiler.
- Page 1 and 2: İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4: zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6: olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8: “Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10: Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12: 2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14: O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16: İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18: Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20: sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22: olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24: 3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26: “İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28: Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30: İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32: Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34: Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36: zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38: çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40: hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42: His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44: Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50: insanların iyi, kötü her işini
- Page 51: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74: “Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82: Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90: şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98: uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102: Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104:
esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106:
Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108:
gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110:
yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112:
ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114:
2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116:
dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118:
Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120:
saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122:
nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124:
hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126:
Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128:
ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130:
örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer