kimseye kötülük yapmayan, çok iyi bir insandır” ve “Allah için tevazu edeni, Allahü teâlâyükseltir” buyuruldu.Tekebbür edene, yani kibir sâhibi olana karşı tekebbür etmek câizdir. Allahü teâlâ,kullarına karşı mütekebbirdir. Allahü teâlâ, kibriyâ sâhibidir. Kibir sâhibine tekebbür etmek,sadaka vermek gibi sevaptır.Kibir sâhibine karşı tevazu eden kimse, kendisine zulüm etmiş olur. Bid’at sâhiblerine vezenginlere karşı da tekebbür etmek câizdir. Bu tekebbür kendini yüksek göstermek için değildir.Onlara ders vermek, gafletten uyandırmak içindir.Harpte düşmana karşı tekebbür etmek sevaptır. Sadaka verirken, neş’e ve sevinç ilekarışık tekebbür etmek lâzımdır. Sadaka verenin tekebbür etmesi, fakire karşı değildir. Verdiğimâlı küçültmektir. Mâla kıymet vermediğini gösterir. Hadîs-i şerifte, “Veren el, alandan yüksektir”buyuruldu.Riyâ, gösteriş yapanlara karşı da tekebbür etmek câizdir. Kendinden aşağı olanlara karşıtevazu göstermek iyi ise de, bunun ifrâta kaçmaması, yani aşırı olmaması lâzımdır. Aşırı tevazu,ancak üstâda ve âlime karşı câizdir. Başkalarına karşı câiz değildir. Hadîs-i şerifte, “Aşırı tevazuMüslüman ahlâkından değildir” buyuruldu.Kibir çeşitleri 14.8.2002Kibir çeşitlerinin en kötüsü Allahü teâlâya karşı kibirli olmakdır. Nemrûd böyle idi. Tanrıolduğunu ilân etti. Allahü teâlânın nasîhat vermek için gönderdiği Peygamberi İbrahimaleyhisselâmı ateşe attıFir’avn da böyle ahmaklardan biri idi. Mısırda ülûhiyyetini i’lân etdi. Ben sizin güçlütanrınızım dedi. Allahü teâlâ, nasîhat vermek için, Mûsâ aleyhisselâmı gönderdi. Bunainanmadı. Allahü teâlâ, onu Süveyş denizinde boğdu.Bunlar gibi, bu dünyanın yaratıcısına inanmayanlara ateist denir. Her asırda böyleahmaklar gelmiştir. Mao gibi, Stalin gibi zâlimler, milyonlarca insanı öldürerek ve işkenceyaparak ve din, islâm adamlarını ve kitaplarını yok ederek, milletlerini sindirmişler,korkutmuşlardır. Her istediklerini zorla yaptırarak şımarmışlardır. İlâha, ma’bûda mahsûsüstünlüklere mâlik olduklarını sanmışlar ve söylemişlerdir.İslâm kitaplarının memleketlerine sokulmasını, okunmasını yasak etmişler, dinden, Allahüteâlâdan bahsedenleri öldürmüşlerdir. Allahü teâlânın kahrından, gadabından kurtulamayıp yokolmuşlar. Târîhte geçen bütün zâlimler gibi, la’net ve nefret ile anılmışlardır. İhtilâl ve hîle yoluile, bazı arab memleketlerinin başına geçen, zehirli propagandalarla beyinleri yıkanmış, zâlimler,diktatörler de, o ateistleri taklîd ediyor, islâm düşmanlığı yapıyorlar. Târîh kitaplarında okuduklarızâlimlerin feci’ âkıbetlerinden ibret almıyorlar. Dünyada, âhırette başlarına gelecek olanazâbları, felâketleri hiç düşünmiyorlar.Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” karşı da tekebbür edenler çok işitildi. Allahıngönderdiği Peygamber bu mudur? dediler. Bu Kur’ân, Mekke şehrinin ileri gelenlerineindirilseydi iyi olurdu dediler.Târîh boyunca, islâmın büyüklerine karşı da, böyle tekebbür edenler, alay edenler, hiçeksik olmadı. Bu tekebbürler, âciz, za’îf, elinden birşey gelmeyen, hatta kendinden ve bedenininyapısından haberi olmıyan kulun, kendi mâlikine, sâhibine, kuvveti, gücü sonsuz olan Rabbinekarşı bir savaş idi.Vaktiyle iblîs de, böyle tekebbür etti. Meleklere, Âdem aleyhisselâma karşı secde etmeleriemir olununca, toprağa karşı niçin secde edeyim? Ben ondan daha üstünüm. Beni ateşden, onuçamurdan yarattın diyerek, Rabbine karşı geldi. Ateşin alevini, latîfliğini ve ışık yaydığınıgörünce, onu sudan ve toprakdan üstün sandı. Hâlbuki üstünlük, kendini üstün görmekde değil,tevazu göstermektedir.Toprak ateşten üstündür 15.8.2002Şeytan, ateşten yaratıldığını söyleyerek, topraktan yaratılan Adam aleyhisselama karşıkibirlendi. Halbuki, Cennette toprak vardır ve misk gibi kokacakdır. Cennetde ateş yoktur. Ateş,Cehennemde azâb vâsıtasıdır. Ateş, harâb etmeğe, toprak, binâ yapmağa yarar. Mahlûklartoprak üstünde yaşamaktadır. Hazîneler, defîneler toprakda bulunur. Kâ’be topraktanyapılmıştır. Ateşin ışığı gecelere son verir, gündüzü getirir ise de, toprakdan çiçekler, meyvelerhâsıl olmaktadır. Kâinâtın, varlıkların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâmın yeri topraktır.Hadis-i şeriflerde, “Allahü teâlâ buyuruyor ki, kibriyâ, üstünlük ve azamet banamahsûsdur. Bu ikisinde bana ortak olanı Cehenneme atarım, hiç acımam” ve “Kalbinde zerrekadar kibir olan Cennete girmeyecektir” buyurdukta, güzel elbise giymeği ve temiz ayakkabıkullanmağı seven kimse, böyle midir? denildi. Cevâbında, “Allahü teâlâ cemîldir. Cemâlsâhiblerini sever” buyurdu.
Çirkin, iğrenç olmamak için, çirkinlikle meşhûr olmamak için yapılan temizliğe, güzelliğe,cemâl sâhibi olmak denir. İhtiyac eşyasını, hoş ve sevimli görünecek şekilde kullanmak, cemâlolur. Süslenmek, güzel görünerek, başkasına üstünlük sağlamak için, bedeninde, elbisesinde,eşyâsında yapılan değişikliklere zînet denir.Bedenini, sağlığını, şerefini, değerini korumak için ihtiyac olunandan fazla şeylerdir.Erkeklerin her yerde, kadınların ise, yabancı erkeklerin yanında, zînet eşyâsı kullanmaları câizdeğildir.Allahü teâlânın her işi güzeldir. Ahlâkı güzel olanları sever. Bu hadis-i şerif, kibirsâhiblerinin, diğer günah işliyenler gibi, azâbsız hemen Cennete giremiyeceklerini bildirmektedir.Cennete girmeyenlerin gidecekleri yer Cehennemdir. Çünkü, âhırette bu ikisinden başkagidecek yer yoktur. Zerre kadar imanı olan, Cehennemde sonsuz kalmayacak, Cennetegidecektir.Büyük günah işleyip de tevbe etmeyen, şefâate, affa kavuşmayan mümin, Cehennemde,günahlarının karşılığı olan azâbları çekdikden sonra, çıkarılacak, Cennete sokulacaktır. Cennetegiren, Cennetden hiç çıkmayacaktır.Hadîs-i şerifte, “Kibri ve hıyâneti ve kul borcu olmayan mümin, hesâbsız Cennetegirecektir” ve “Kul hakkı, müminin aybı, kusurudur” buyuruldu.“Şerefi başkayerde ararsak zelil oluruz!”16.8.2002Yehûdî âlimlerinin büyüklerinden iken, Resûlullah ile “sallallahü aleyhi ve sellem” bir kerrekonuşmakla, hak Peygamber olduğunu anlayarak imana gelen Abdüllah bin Selâm “radıyallahüteâlâ anh”, bir gün sırtında odun demeti taşıyordu.Bunu görenler, o kadar çok mâlın, paran variken, niçin bu zahmeti çekiyorsun dediklerinde, nefsimi kibirden kurtarmak için dedi.Zenginin, hamâl ücreti vermemek için, mâlını kendi götürmesi, tezellüldür, aşağılıktır.Sünnete uymak ve nefsini kırmak için götürmesi iyidir ve sevaptır. Hadîs-i şerifte, “Allahü teâlâkıyâmet günü, üç kimse ile konuşmıyacak, hepsine çok acı azâb yapacakdır: Zinâ eden ihtiyâr,yalan söyliyen hükûmet reîsi ve kibirli olan fakir” buyuruldu.Hazreti Ömer Şâma gelince, Ebû Ubeyde bin Cerrâh, emrinde olanlarla birlikte karşıladı.Halîfe devesinden indi. Yerine kölesini bindirdi. Çünkü, kölesi ile nevbet ile biniyorlardı. O saat,binme sırası köleye gelmişti. Kendisi yuları tuttu, su kenârından geçerken mestlerini çıkardı.Ayaklarını suya soktu.Şam ordusunun kumandanı olan Ebû Ubeyde, yâ halîfe! Böyle ne yapıyorsun? BütünŞamlılar, bilhâssa rûmlar, Müslümanların halîfesini görmek için toplandılar. Sana bakıyorlar. Buyaptığını beğenmiyecekler deyince, Hazreti Ömer, yâ Ebâ Ubeyde! Senin bu sözün, buradatoplananlar için çok zararlıdır. İşitenler insanın şerefini, vâsıtaya binerek gitmekde ve süslüelbise giymekte sanacaklar. Şerefin, Müslüman olmakta ve ibâdet yapmakta olduğunuanlamıyacaklar. Biz aşağı, bayağı insanlardık. Acem şâhlarının elinde esîr idik. Allahü teâlâMüslüman yapmakla bizleri şereflendirdi. Allahü teâlânın verdiği bu izzetten, bu şerefden başkaşeref ararsak, Allahü teâlâ bizi yine zelîl eder. Herşeyden aşağı eder buyurdu.İzzet, islâmdadır. İslâmın ahkâmına uyan, azîz olur. Bu ahkâmı beğenmeyip, izzeti,huzûru, saadeti başka şeylerde arayan zelîl olur dedi. İslâmın emirlerinden biri tevazudur.Tevazu gösteren azîz olur. Yükselir. Tekebbür eden zelîl olur.Bir hadîs-i şerifte, “Kıyâmet günü, dünyadaki kibir sâhibleri küçük karınca gibi zelîl vehakîr olarak kabirden çıkarılacaktır. Karınca gibi, fakat insan şekilinde olacaklardır. Herkesbunları hakîr göreceklerdir. Cehennemin en derin ve azâbı en şiddetli olan Bolis çukurunasokulacaklardır. Buraya girenler kurtulmakdan me’yûs oldukları için Bolis denilmişdir. Ateşiçinde gayb olacaklardır. Su istediklerinde kendilerine Cehennemdekilerin irinleri verilecektir”buyuruldu.Kibirli olmanın yedi sebebi 17.8.2002Kibirlenmek çok kötü bir huydur. Kibirleri sebebiyle, nice insanlar, kavimler helakolmuştur. Medîne vâlîsi olan Ebû Hüreyre hazretleri odun demeti taşıyordu. Muhammed binZiyâd bunu tanıyarak, yanındakilere, yol verin, emîr geliyor dedi. Gençler vâlînin böyletevazuuna hayıret etdiler. Hadîs-i şerifte, “Önceki ümmetlerde kibir sâhibi birisi, eteklerini yerdesürüyerek yürürdü. Gayret-i ilâhiyyeye dokunarak, yer bunu yuttu” ve “Merkebe binmek, yünelbise giymek ve koyunun sütünü sağmak, kibirsizlik alâmetidir” buyuruldu.
- Page 1 and 2: İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4: zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6: olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8: “Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10: Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12: 2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14: O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16: İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18: Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20: sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22: olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24: 3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26: “İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28: Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30: İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32: Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34: Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36: zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38: çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40: hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42: His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44: Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49: insanların iyi, kötü her işini
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74: “Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82: Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90: şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98: uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102:
Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104:
esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106:
Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108:
gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110:
yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112:
ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114:
2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116:
dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118:
Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120:
saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122:
nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124:
hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126:
Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128:
ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130:
örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer