12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

insanların iyi, kötü her işini Allahü teâlâ yaratıyor ise de, insanlara ve hayvanlara (irâde-icüz’iyye) vermiştir. İrâde-i cüz’iyye insandan meydana gelir. Fakat, insan bunu yarattıdenilemez. Çünkü irâde hâricde mevcûd birşey değildir. İnsanın kalbinde hâsıl olmaktadır.Hâricde mevcûd olan şeyin meydana gelmesine (Halk etmek), yaratmak denir. Allahü teâlânın(İrâde-i külliye)si ise hâricde vücûdü var olan bir kuvvetdir.Allahü teâlâ, insanın ihtiyârî hareketini yaratmak için, insanın irâdesini sebep kılmıştır. Buşart olmasa da yaratır. Fakat bu şart ile, bu sebep ile yaratması âdetidir. Peygamberlerinde veEvliyâsında bu âdetini bozarak sebepsiz de yarattığı çok görülmüşdür. Buna (Mucize veKerâmet) denir.İnsanların işleri yalnız irâde-i cüz’iyye ile meydana gelmez. Yani insanın her istediğivücûde gelmez. Yalnız Allahü teâlânın irâdesi ile de yaratmak âdeti değildir. Bunun için, insanlarişlerinde mecbûr değildirler. İnsan irâde eder. Hareket etmesini ister, kudretini kullanır, Allahüteâlâ da, irâde ederse, iş meydana gelir. Şeytan, “İnsan, Allahü teâlâ isterse ibâdet yapar,istemezse yapmaz. O halde insan, işleri yapıp yapmamakda cebr olunmaktadır. İnsan çalışsada, çalışmasa da, ezeldeki kaza ve kader hâsıl olacaktır” diyerek aldatmaktadır.Şeytanın hileleri (4) 12.8.2002Şeytan kaza ve kader konuları ile insanı tuzağa düşürmek ister. İnsanın işlerini Allahüteâlânın ezelde takdîr etmesi demek, insanın neleri irâde edeceğini bilmesi ve dilemesidemektir.Bunları Levh-ül-mahfûzda yazmıştır. Böyle olduğu için, kulun mecbûr olması lâzımgelmez. Büyük islâm âlimi seyyid Abdülhakîm efendi, “Ezeldeki kaza ve kader, Allahü teâlânınkullarının neleri yapmak istediğini ezelde bilmesidir. Neleri yapmasını ezelde emir etmesideğildir” buyurdu.Yani kaza ve kader, emr-i ezelî değildir, ilm-i ezelîdir. Yani bir cebr-i mütehakkim değil,ilm-i mütekaddimdir. Bir kimse, birisinin bir günde yapacağı şeyleri bilse ve bunları yapmasınıirâde etse ve hepsini bir kâğıda yazsa, bunları yapacak olan kimse, o kimsenin mecbûru olmaz.Yapacaklarımı biliyordun ve yapılmasını istedin ve kâğıda yazdın. O halde, bunları sen yaptında diyemez. Çünkü, bunları kendi irâdesi ile ve kendisi yapmışdır. O kimsenin bildiği ve dilediğive yazdığı için yapmamıştır.Allahü teâlânın ezelde bilmesi ve dilemesi ve levh-ül-mahfûza yazması da, insanlarımecbûr etmek olmaz. Allahü teâlâ ezelde dilediği için, levh-ül-mahfûza yazmıştır. Kulunyapacağını bildiği için, yapılmasını irâde etmiştir. Allahü teâlânın ezeldeki bilgisi, kulun kendiirâdesi ile yapacağı işe bağlıdır. Kulun işi de, Allahü teâlânın bu ilmi ve irâdesi ile ve yaratmasıile meydana gelmekdedir. Kul, irâdesini kullanmazsa, Allahü teâlâ, kulun irâdesinikullanmıyacağını ezelde bilir ve bildiği için irâde etmez ve yaratmaz.Demek ki, ilim ma’lûma tâbi’dir. İnsanların irâdesi olmasaydı da, insanların işleri yalnızAllahü teâlânın irâdesi ile yaratılsaydı, insanlar mecbûrdur denilirdi. Ehl-i sünnet mezhebinegöre, insanların işleri, insanın kudreti ile Allahü teâlânın kudretinin birlikde te’sîri ile meydanagelmekdedir.Akıl, nefs ve rûh, kalb gibi birer varlıktırlar. Bu üçünün de, kalb ile bağlantısı, irtibâtıvardır. İnsanın, gözü, kulağı, burnu, ağzı ve cildi ile his etdiği renk, ses, koku, tad ve sıcaklık,sertlik gibi şeyler, duygu sinirleri ile dimâga gelir. Beyin de bunları hemen kalbe bildirir. Aklın,nefsin, rûhun ve şeytanın arzûları, istekleri de, kalbe gelir. Kalb, ne yapılacağına karar verir,irâde eder, seçer. Bu şeyleri yâ red eder, yok eder. Yahut dimâga bildirir. Dimâg da, bunlarıhareket sinirleri ile uzvlara, organlara bildirir. Organlar da, Allahü teâlâ isterse ve kuvvet verirse,hareket ederek, kalbin irâde ve ihtiyâr etdiği şey yapılır.Kibir her iyiliğe engeldir 13.8.2002Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Kibirli kimsenin kalbi, kendini başkasındanüstün görmekle rahat eder. Diğer bir kötü huy olan “Ucb” ise, kendini başkalarından üstünbilmektir. Burada başkasını düşünmez. Kendini ve ibâdetlerini beğenir.Kibir; kötü huydur. Haramdır. Yaratanını, Rabbini unutmanın alâmetidir. Kibir her iyiliğemanidir. Çok din adamı, bu kötü hastalığa yakalanmışdır. Hadîs-i şerifte, “Kalbinde zerre kadarkibir bulunan kimse Cennete girmez” buyuruldu.Kibrin aksine “Tevazu” denir. Tevazu kendini başkaları ile bir görmektir. Başkalarındandaha üstün ve daha aşağı görmemektir. Tevazu, insan için çok iyi bir huydur. Hadîs-i şerifte,“Tevazu edene müjdeler olsun” buyuruldu.Tevazu sâhibi, kendini başkalarından aşağı görmez. Zelîl ve miskîn olmaz. Mâlınıhelâldan kazanıp çok hediye verir. Âlimlerle ve fen adamları ile tanışır. Fakirlere merhamet eder.Hadîs-i şerifte, “Tevazu eden, helâl kazanan, huyu güzel olan, herkese karşı yumuşak olan ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!