12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhammed aleyhisselâma inanmadıkları için kâfirdirler, Allahadüşmandırlar. Âyet-i kerîmelerde buyuruldu ki:“Ey müminler! Mümin olmıyan kâfirlerle dost, arkadaş olmayınız!”“Allahü teâlâya ve âhiret gününe inanan, Allahın ve Resûlünün düşmanlarını sevmez.”“Ey iman edenler! Yahûdîleri ve hıristiyanları sevmeyiniz!”İbâdetlerin en kıymetlisi 8.7.2002İslâm ahlâkı, öncelikle dinin emirlerine uymayı emredir. Dinin emirlerini bildirmek,yasaklarından menetmek de üç şekilde olur: Birincisi güç kullanarak kötülüğe mani olmaktır.Meselâ bir kimsenin, çocukları kötü bir iş yapıyorlarsa, babası güç kullanarak bunlara maniolası, veya, bir babanın çocuğunu bir hayvana zulüm, eziyet yaptığını görüp, bu kötü iştenuzaklaştırması gibi.Dinin emir ve yasaklarını bildirmenin ikinci şekli, nasihat etmektir. Eğer, kişinin el ile güçkullanarak mani olma imkanı yoksa meselâ amiri rüşvet alıyorsa veya arkadaşı namazkılmıyorsa bunlara nasihat etmesi lazımdır. Söz ile kötülüğe mani olmalıdır. Bu durumda nasihatederek, yapılan işin zararları kişiye yumuşak bir şekilde anlatılır. Sert muamele edilmez.Karşımızdaki nasihatımızı ister dinler, ister dinlemez. Fakat biz vazifemizi yapmış oluruz.Vebalde kalmayız.Dinin emir ve yasaklarını bildirmenin üçüncü şekli kalben üzülmek, yapılanı tasvipetmemektir. Söz ile de birşey söylemek mümkün değilse, söylediği zaman söyliyen zarargörecekse, o zaman kalben onun yaptığını tasvib etmez. Bu yaptığı kötü işten dolayı onu içtenkınar.Bu en aşağı derecedir. Her müslüman en azından bu kadarını yapmalıdır. Müslüman,dine aykırı bir fiil gördüğünü zaman ilgisiz, tepkisiz kalamaz. En azından kalben üzülür.İmanın alâmeti, hubb-i fillah ve buğd-ı fillahtır... Hadis-i şerifte, “İbâdetlerin enkıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-ı fillahtır.” buyuruldu.İbâdeti çok olan mümini, az olandan daha çok sevmek lâzımdır. İsyânı daha çok olan,küfrü ve fuhşu yayan kâfirleri daha çok sevmemek lâzımdır. Allah için düşmanlık edilmesi lâzımgelenlerin başında, insanın kendi nefsi gelir. Çünkü o da kâfirdir. Sevmek demek, onlarınyolunda bulunmak demektir.Toplumda, el ile, güç kullanarak emr-i ma'rûf ve nehyi münker yapmak, yani kötülükleremani olmak, devlet adamlarının vazîfesidir. Söz ile, yazı ile cihâd etmek, âlimlerin vazîfesidir.Kalb ile, duâ etmekle mani olmak ise, her müminin vazîfesidir.İki zıt şey birlikte sevilmez 9.7.2002Müslüman, Allah dostlarını sever, Allah düşmanlarını sevmez. Gayr-i müslimlerPeygamber efendimize inanmadıkları için, cenâb-ı Hakkın düşmanı hükmündedirler. Mümincenâb-ı Hakkın düşmanlarını elbette sevmez. Müminin kâfiri sevmesi üç türlü olur:Birincisi, onun küfrünü beğenir. Bunun için sever. Bu muhabbet yasaktır. Çünkü, onundîninden râzı olmuştur. Küfrü beğenen kâfir olur. Böyle muhabbet, imanı giderir.İkincisi, herkesle iyi geçinmek için, kalben sevmeyip ona dost görünmektir. Bu muhabbetyasak değildir.Üçüncüsü, ikisinin ortasıdır. Onları yaptıkları faydalı şeyler sebebiyle sever. Onlara kalbimeyil eder. Dîninin bâtıl olduğunu bilerek, akrabâlık, iş arkadaşlığı sebebi ile dostluk kurar. Bumuhabbet küfre sebep olmaz ise de, câiz değildir. Çünkü bu muhabbet, zamanla dîninibeğenmeğe sebep olur. Âyet-i kerîmede, bu muhabbet yasak edilmektedir. Kısacası bunlarlaihtiyaç olduğunda, zaruret miktarı görüşmelidir. Arkadaşlık, dostluk kurmamalıdır.Zaten, sevenin, sevgilinin sevdiklerini sevmesi ve sevmediklerini sevmemesi lâzımdır. Busevgi ve düşmanlık, insanın elinde değildir. Sevginin îcâbıdır. Bu kendiliğinden hâsıl olur.Allahü teâlâ meâlen buyuruyor ki, “Kâfirleri sevmek, Allahü teâlâyı sevmemektir. İki zıdşey, birlikte sevilemez.” İki düşman, birlikte sevilemez. Bir kimse, seviyorum dese, fakat onundüşmanlarından uzak olmazsa, bu sözüne inanılmaz.Halîfe hazret-i Ömer'e, “Hıristiyan bir genç var. Hâfızası çok kuvvetli, yazısı da çokdüzgün, bunu kendine kâtip yaparsan çok iyi olur” dediler. Kabûl etmedi: “Mümin olmıyan birinidost edemem, dedi ve bu âyet-i kerîmeyi okudu.” Ebû Mûsel Eş'arî, halîfe Ömer'e dedi ki:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!