12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İnsan, her ihtiyacını hâzırlamağa mecbûrdur. Bunu hâzırlıyan da, fen ve san’attır veçalışmaktır. Bir insanın her san’atı öğrenmesi, mümkin değildir. Herbir san’atı mu’ayyenkimseler öğrenir, yapar. Herkes, kendine lâzım olan şeyi, bu san’at sâhibinden alır.Bu san’at sâhibi de, kendine lâzım olan başka birşeyi, onu yapan diğer san’at sâhibindenalır. Böylece, insanlar birbirlerinin ihtiyaclarını te’mîn eder. Bunun için, insan yalnız yaşıyamaz.Bir arada yaşamağa mecbûrdurlar. Bir arada yaşayabilmek için de adalet lazımdır.Adâlette öncelik sırası 4.7.2002İnsanın önce kendine, hareketlerine, uzuvlarını adâlet etmesi lâzımdır. İkinci olarak, çolukçocuğuna, komşularına, arkadaşlarına adâlet yapması lâzımdır. İdarecilerin de, millete adâletyapması lâzımdır.Demek ki, bir insanda adâlet huyunun bulunabilmesi için, önce kendi hareketlerinde,uzuvlarına adâlet bulunmalıdır. Her kuvvetini, her organını, ne için yaratıldı ise, o yoldakullanmalıdır.Allahü teâlânın âdetini değişdirip, onları aklın ve İslâmiyetin beğenmediği yerlerdekullanmamalıdır. Çoluk çocuğu varsa, onlara karşı da, akla ve dîne uygun hareket etmeli, dîningösterdiği güzel ahlâkdan sapmamalıdır. Güzel ahlâk ile huylanmalıdır.Adaletli yöneticiler, bu dünyada, Allahü teâlânın halîfesi olmuştur. Kıyâmette de âdilleriçin va’d edilen nimetlere kavuşur. Böyle bir hayırlı kimsenin hayır ve bereketi, onun bulunduğutâli’li zamana, mubârek yere ve orada bulunmakla bahtiyâr olan insanlara, hayvanlara, hattanebatlara ve rızklara sirâyet der, yayılır.Fakat, Allah korusun, bir yerdeki idareciler, şefkatli, iyi huylu, adâletli olmazsa, insanhaklarına saldırırlar, zulüm, yağma, işkence yaparlarsa, bunlar adâlet erbâbı değil, iblislerinahbâbı, şeytanların yoldaşlarıdırlar.Emri altında olanlara merhamet etmeyenler, kıyâmet günü Allahü teâlânınmerhametinden uzak kalacaklardır. Men, lâ yerham, lâ yurham! buyurulmuşdur ki, acımıyanaacınmaz demektir.Zalim ideraciler, birkaç senelik, geçici dünya zevkleri için, milyonlara eziyyet ederler.Fakat, zulümlerinin cezâsını çekmedikce, bu dünyadan gitmezler. O kadar refâh ve lezzetleriçinde oldukları halde, elbette şiddetli sıkıntılar, büyük derdler yakalarını bırakmaz. O saltanathiçbirinin elinde kalmaz. Çok olur ki, saltanatları düşmanlarının eline geçer. Bu hâli görür.Ciğerleri yanar. Meryem sûresinin seksenbirinci âyetinde meâlen, “Mâlik, hâkim olduğunusöylediği şeylerin hepsini elinden alırız. Yalnız başına huzûrumuza gelir” buyuruldu.Burada buyurulduğu gibi, Allahü teâlânın huzuruna, yüzü kara, sürünerek getirilir. Yaptığıkötülükleri inkâr edemez. Hepsinin cezâsını çok acı olarak çeker.Nimetlere şükretmeyen nankördür 5.7.2002İslâm ahlâkı ile ahlanmış kimse, iyilik edene, mâl ile, hizmet ile karşılık verir. Bunuyapamıyan, hamd ve senâ, teşekkür ve duâ eder. Karşılık yapmıyanın başına kakılır. Kötülenir.İncitilir. Çünkü, iyiliğe karşı, iyilik yapmak, insanlık vazîfesidir.Böyle olunca, her iyiliği yapan, en büyük iyilik olarak, yok iken var eden, en güzel şekiliveren, lüzûmlu uzvları, kuvvetleri ihsân eden, herbirini bir âhenk ile işleterek sıhhat veren, akılve zekâ bahş eden, çoluk çocuk, ev, ihtiyac eşyâsı, gıda, içecek, elbiselerimizi yaratan yüce birsâhibe, bu nimetleri sebepsiz, karşılıksız ihsân eden ve her an yok olmakdan, düşmandan,hastalıkdan muhâfaza eden ve bize hiç ihtiyacı olmıyan, sonsuz kuvvet, kudret sâhibi olan,Allahü teâlâya şükür etmemek, kulluk hakkını ödememek ne büyük kabâhât, ne çok zulüm vene alçak bir vaziyyet olur?Hele, Ona ve nimetlerin Ondan geldiğine inanmamak veya bunları başkasından bilmek enbüyük zulüm, en çirkin yüz karası olur. Bir kimseye her ihtiyacı verilse, her ay yetecek para, gıdahediyye olunsa, bu kimse, o ihsân sâhibini her yerde herkese nasıl över. Gece gündüz onunsevgisini, teveccühünü, onun kalbini kazanmağa uğraşmaz mı?Onu dertlerden, sıkıntılardan muhâfaza etmeğe çalışmaz mı? Ona hizmet edebilmek için,kendini tehlikelere atmaz mı? Bunları yapmasa, o ihsân sâhibine hiç kıymet vermese, herkesonu ayıblamaz mı? Hatta, insanlık vazîfesini yapmıyor diye cezâlandırılmaz mı?İyilik eden bir insanın hakkına böyle riâyet ediliyor da, her nimetin, her iyiliğin hakîkî sâhibiolan, hepsini yaratan, gönderen, Allahü teâlâya şükür etmek, Onun beğendiği, istediği şeyleriyapmak, niçin lâzım olmasın?Elbette, en çok Ona şükür etmek, en çok Ona itâ’at etmek, ibâdet etmek lâzımdır. Çünkü,Onun nimetleri yanında başkalarının iyilikleri, deniz yanında damla kadar bile değildir. Hatta,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!