3 - Himmet sâhibi olmak, gayretli olmak: Bu dünyanın mevkı’i, rütbesi, yükselmesi,alçalması, serveti gözünde olmaz.4 – Sebât: Maksada kavuşmak için çalışırken, karşılaşılan sıkıntılara katlanmak,dayanabilmektir.5 – Hilm: Rûhun sâkin olması, kızmamasıdır. Yumuşak huylu olmaktır.6 – Sükûn: Vatanı, dîni ve milleti korumak için yapılan cihâdlarda, muhârebelerde gayretve direnç gösterip, düşmanına alay ettirmemektir.7 – Şehâmet: İyi işler yapmak, yüksek mertebeler ele geçirmek istemektir. Hayır ileanılmak, sevap kazanmak ister.8 – Tahammül: Güzel huylar, iyi işler edinmek için çalışmaktan yılmamaktır.9 – Tevazu: Dünya rütbelerinde kendinden aşağı olanlara büyüklük göstermemektir.Çünkü, eline geçenler, Allahü teâlânın lutfü ve ihsânıdır. Kendi elinde birşey yoktur. Mevkı’ veservet sâhiblerinin tevazu göstermeleri iyi olur. Sevap olur. Bir menfaate kavuşmak veya birzarardan korunmak için tevazu göstermeğe yaltaklanma denir. Dilencilerin tevazuları böyledir.Günahdır.10 – Hamiyyet: Dîni, milleti himâye etmekte, korumakta, şerefini savunmakta, tenbelliketmeyip, bütün kuvveti ile gayret etmektir.11 – Rikkat: İnsanlardan gelen zararlara üzülmemektir. Bundan dolayı işlerinde vehareketlerinde değişiklik olmamalıdır. İyilik yapmasını durdurmamalıdır.İffetten doğan oniki iyi huy 21.6.2002Arzu ve istekleri iyi yönde kullanma huyundan yani İffetten oniki iyi huy meydana gelir:1 – Haya: Haya, kötü iş yapınca utanmaktır.2 – Rıfk: Rıfk, İslâmiyete uymaktır. Kelimenin manası, acımak, iyilik etmek demektir.3 – Hidâyet: İyi huylu olmağa çalışmaktır.4 – Müsâlemet: Fikirler ayrıldığı, sözler çoğaldığı zaman, münâkaşa etmemek, sertliği,bölücülüğü, ayırıcılığı istemeyip, uyuşmak, barışmak istemektir.5 - Nefse hâkim olmak: Şehvet zamanında nefse uymamak, irâdesine hâkim olmaktır.6 – Sabır: Kişi haramdan sakınıp, nefsin kötü arzûlarını yapmamaktır. Böylece, sonupişmanlık olan lezzetlerden yüz çevirir. Sabır ikiye ayrılır: Biri, günah işlememek için sabıretmektir. Şeytan ve insanın kendi nefsi ve kötü arkadaşlar, insana günah işletmek isterler.Bunları dinlemeyip sabır etmek çok sevaptır. Burada bildirilen sabır, işte bu sabırdır. İkincisi,derdlerin, belâların acılarına sabır edip, bağırıp çağırmamaktır. Çok kimse, sabır deyince, yalnızbu sabırı anlar. Bu sabır da sevaptır. Yani sabrın ikisi de farzdır.7 – Kanaat: Nafakada, yani yeme, içme, giyinme ve barınacak yerde zaruret miktarınarâzı olup, daha çok aramamaktır. Yoksa, verileni almamak demek değildir. Bu huya taktîr derlerki, kötü huydur. Aklın da, İslâmiyetin de beğenmediği birşeydir. Kanaat ise, iyi ahlâktır.(Ölmemek, bir uzvu telef olmamak için lâzım olan şeye “Zaruret” denir. Nafaka için ve bedenisıkıntıdan korumak için, lâzım olan şeye “İhtiyac” denir.)8 – Vekâr: İhtiyacları ve kıymetli şeyleri elde ederken sürat ve acele etmeyip, yavaşhareket etmektir. Vekâr, ağır başlı olmaktır. Yoksa, fırsatı kaçıracak, menfaatini kaptıracakşekilde uyuşuk olmak değildir.9 - Vera’: İslâmiyetin haram ettiği ve haram şübhesi olan şeylerden sakınmak ve emirettiği şeyleri, herkese yarar işleri yapmaktır. Kusurlu ve gevşek olmaktan sakınmaktır.10 – İntizâm: İşleri bir sıraya, düzene koyarak yapmaktır.11 – Hürriyyet: Mâlı, parayı helâldan kazanmak ve iyi yerlere vermek, herkesin hakkınıgözetmektir. Hürriyyet, başı boş olup, her istediğini yapmak demek değildir.12 – Sehâvet: Parayı, mâlı, hayırlı, iyi yerlere dağıtmaktan lezzet almaktır. İslâmiyetinemrettiği yerlere seve seve vermektir.Cömertlikten doğan sekiz huy 22.6.2002Sehâvet, cömert olmak demektir. İyi huyların en yükseklerindendir. Âyet-i kerîmelerle vehadis-i şeriflerle medh olunmuştur. Bundan birçok iyi huylar doğar. Bunlardan sekizi meşhûrdur:1 – Kerem: Herkese faydalı işleri, para yardımı yapmasını sevmektir.2 – Îsâr: Kendi muhtac olduğu mâlı, muhtac olan başkasına verip, yokluğuna kendisisabır etmektir. İyi huyların çok kıymetlisidir. Âyet-i kerîmeler ile medh olunmuştur.
3 – Af: Düşmandan veya suçludan intikam almağa, karşılığını yapmağa gücü yeter iken,yapmamaktır. Kötülüğe iyilikle karşılık etmek, aftan daha iyi olur.Kötülüklere karşı kolay olurkötülük, Kötülük yapanlara, iyilik yapmak merdlik!4 – Mürüvvet: Muhtac olanlara, lâzım olan şeyleri vermektir. Başkalarına iyilik etmesinisevmektir.5 – Vefâ: Tanıdıklara, arkadaşlara geçim işlerinde yardımcı olmaktır.6 – Müvâsât:Tanıdıkları, arkadaşları nimetlerine ortak kılmak, iyi geçinmektir.7 – Semâhat: Vermesi lâzım ve vâcib olmıyan şeyleri, seve seve vermektir.8 - Müsâmeha etmek: Terk etmesi lâzım olmıyan şeyleri, başkasına faydalı olmak içinterk etmektir. Başkasının kabâhatini görmemezlik demektir.İyi ve kötü huylardan cömertlik, cimrilik gibi birbirine zıt olanları vardır. Cimrilik; malısaklayıp, faydalı bir işte kullanmamak; cömertlik ise, hiçbir karşılık beklemeden bağıştabulunmak demektir. Menfaat karşılığı vermek cömertlik sayılmaz. Karşılıksız olarak verdiğişeyler için övülmeyi istemek de cömertliğe yakışmaz.“Ben bunu verirsem, o da bana şunu verir.” veya, “Vermezsem ayıplarlar, cimri derler.”gibi düşüncelerle vermek cömertlik değildir. Cimri, muhtaç bir insandan malını kıskanır, hattakendisinden istense de vermez. Cimrilik tehlikeli bir hastalıktır.Cömertlik, sahibini mutlaka saadete götürür. Bir kere cömertin düşmanı olmaz. Hattacömert, imansız bile olsa, Allahü teâlâ, ona son nefesinde iman nasip edebilir. Cimrilik, insanın,son nefesinde imansız gitmesine sebep olabilir.Adaletten doğan oniki huy 23.6.2002Adâletten oniki iyi huy doğmaktadır:1 – Sadâkat: Arkadaşını sevmektir. Onun iyiliğini, rahatını istemektir. Onu zarardankorumaktır. Onu sevindirmeğe çalışmaktır.2- Ülfet: Bir topluluğun, din ve dünya düşüncelerinde, inançlarında birbirlerine uygunolmalarıdır.3 – Vefâ: İyi geçinmek, yardımlaşmaktır. Sözünde durmak, hakkını gözetmektir dedediler.4 – Şefkat: Başkalarına dert, felâket gelmesinden üzülmektir. Herkesin sıkıntıdankurtulmasına çalışmaktır.5 - Sıla-i rahm: Akrabâyı, yakınlarını gözetmek, ziyâret etmek ve yardım etmektir.Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bir hadîs-i şerifte, “Putları, tapınılan heykelleri kırmakiçin ve akrabaya iyilik etmek için gönderildim” buyurdu.6 – Mükâfât: İyiliğe karşı iyilik etmektir.7 - Hakkı gözetip adâlet eylemek.8 - Herkesin, herşeyde hakkını gözetip, başa kakmamak ve pişman olacak işyapmamaktır.9 – Teveddüd: Muhabbet demektir. Arkadaşlarını sevip, hediyye vermek, kendinisevdirmektir.10 – Teslîm: İslâmiyetin emirlerini ve yasaklarını ve islâm ahlâkını, tatlı gelmese dahî,kabûl edip râzı olmaktır.11 – Tevekkül: İnsan gücünün dışında olan ve değiştirilemiyecek olan üzücü hâdiseleri,olayları, ezelde takdîr edilmiş, yazılmış bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldiğini düşünerek,seve seve karşılamaktır.12 - İbâdetdir. İbâdet, herşeyi yoktan var eden ve her canlıyı, her an görünür görünmezkazalardan, belâlardan koruyan ve her an çeşitli nimetler, iyilikler vererek yetiştiren Allahüteâlânın emir ve yasaklarını yerine getirmektir. Ona hizmette kusur etmemeğe çalışmaktır.İnanan herhalükârda kârdadır 24.6.2002İslam ahlâkı ile ahlâklınmış kimse, ahirete inandığı için her işinde ahiretteki hesabınıdüşünür. Dinin emir ve yasaklarına dikkat eder. Bunun için de rahat ve huzur içinde olur.
- Page 1 and 2: İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4: zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6: olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8: “Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10: Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12: 2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14: O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16: İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18: Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20: sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21: olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 25 and 26: “İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28: Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30: İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32: Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34: Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36: zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38: çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40: hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42: His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44: Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46: söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48: Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50: insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74:
“Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76:
“İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78:
edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80:
dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82:
Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84:
İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86:
Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88:
“Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90:
şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92:
Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94:
şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96:
Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98:
uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100:
“Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102:
Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104:
esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105 and 106:
Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108:
gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110:
yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112:
ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114:
2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116:
dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118:
Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120:
saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122:
nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124:
hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126:
Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128:
ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130:
örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer