12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Abdüllah bin Mes’ûd “radıyallahü anh” buyuruyor ki, alış veriş, yani ticaret ilmini bilmiyenfâiz yir. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Bile bile bir dirhem gümüş değerinde fâiz yimek, otuzzinâdan daha çok günahdır”.Mal müminin yardımcısıdır. Çalışınız, helâl kazanınız! Öyle bir zamanda bulunuyorsunuzki, muhtac olursanız, dîninizi verip alırsınız. Dîni verip de yimemek için, alın teri ile yimelidir.Hadis-i şerifte, “Elinin emeği, alnının teri ile yi, dînini satıp yime!” buyuruldu. Bir hadis-işerifte, “Helâle, harama dikkat ederek çalışıp kazanan kimseyi, Allahü teâlâ çok sever”. Birhadis-i şerifte, “Bir dirhem gümüş kıymetinde haram alan kimseyi, yirmibeşbin seneCehennemde bırakacaklardır” buyuruldu.Haram yemek kalbi karartır 8.2.2003İbrâhîm Edhem hazretlerine, falanca yerde bir genç var. Gece gündüz ibâdet ediyor.Vecde gelip kendinden geçiyor, dediler. Gencin yanına gidip, üç gün müsâfir kaldı. Dikkat etti,söylediklerinden daha çok şeyler gördü. Kendinin soğuk, hâlsiz, habersiz, gencin ise, böyleuykusuz ve gayretli hâline şaşıp kaldı.Genci, şeytân aldatmış mıdır, yoksa hâlis ve doğru mudur anlamak istiyordu. Yediğinedikkat etti. Lokması helâlden değildi. (Allahü ekber, bu hâlleri hep şeytândandır) deyip, gencievine davet etti. Kendi lokmalarından bir tâne yedirince, gencin hâli değişip, o aşkı, o arzûsu, ogayreti kalmadı. Genç, İbrâhîme sorup, (Bana ne yaptın?) deyince, (Lokmaların helâldendeğildi. Yemek yerken, şeytân da midene giriyordu. O hâller, şeytândan oluyordu. Helâl yiyinceşeytân giremedi. Asıl, doğru hâlin meydana çıktı) dedi.Haram yemek, kalbi karartır, hasta eder. Aynı kitapda Zünnûn-i Mısrî hazretleribuyuruyor ki: Kalbin kararmasının dört alâmeti vardır: 1- İbâdetin tadını duymaz. 2- Allahkorkusu, hâtırına gelmez. 3- Gördüklerinden ibret almaz. 4- Okuduklarını, öğrendiklerinianlamaz, kavrıyamaz.Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki, “Bir zaman gelecek ki, insanlar, yalnız malın, paranıngelmesini düşünüp, helâlini, haramını düşünmiyecekler”.O halde, bir Müslüman, her aldığını, helâl mi, haram mı düşünmeli, haram isealmamalıdır. Aldığı şeyde hakkı olanlara vermeği, fakirlere, garîblere yardım etmeğidüşünmelidir. Çünkü, insanların iyisi, insanlara iyilik edendir. İnsanların kötüsü, insanlarakötülük edendir. İnsan, kazandığına kanâ’at etmeli, Allahü teâlânın taksîmine râzı olmalıdır.“Kanâ’at eden doyar” buyuruldu.Allahü teâlâ, beş şeyi, beş şey içine koymuştur. Bu beş şeyi alan, içindekine kavuşur:İzzeti, şerefi, ibâdete; zilleti, sefâleti, günaha; ilmi, hikmeti, çok yememeğe; heybeti, i’tibârı, gecenamaz kılmağa; zenginliği, kimseye muhtac olmamağı da, kanaate tâbi’ kılmıştır.Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki, “İnsanın yediklerinin en hayırlısı, iyisi, bileği ilekazanıp yediğidir. Allahü teâlânın Peygamberi Dâvüd “aleyhisselâm” elinin emeği ilekazanıp yerdi”.Helâl yemenin önemi 9.2.2003Ebû Süleymân-ı Dârânî hazretleri buyurdu ki, helâlden bir lokma az yemeği, akşamdansabaha kadar namaz kılmaktan daha çok severim. Çünkü, mide dolu olunca, kalbe gaflet basar.İnsan Rabbini unutur. Helâlin fazlası böyle yaparsa, mideyi haram ile dolduranların hâli acabânasıl olur?Sehl bin Abdüllah-i Tüsterî buyuruyor ki, yolumuzun esâsı üç şeydir: Helâl yemek,ahlâk ve amelde Resûl aleyhisselâma tâbi’ olmak ve (ihlâs) yani her işi, yalnız Allah rızâsı içinyapmaktır.İbrâhîm Edhem buyurdu ki: Temiz ve helâl ye de, ister sabaha kadar ibâdet et, ister uyuve ister, hergün oruc tut, ister tutma!İmam-ı Gazali buyuruyor ki: Bu dünya, âhıret yolcularının bir konak yeridir. İnsanaburada yiyecek ve giyecek lâzımdır. Bunlar ise çalışmadan ele geçmez. Her ân mal kazanmakiçin uğraşan aldanmıştır. Hem âhıret için hazırlanmalı, hem de dünya ihtiyaclarını kazanmalıdır.Fakat, bunları da, âhıret yolculuğunda lâzım olduğunu düşünerek kazanmalıdır.Kendinin ve çoluk çocuğunun ihtiyaclarını helâlden kazanmak, kimseye muhtackalmamak, cihâd etmektir. Birçok ibâdetlerden daha sevaptır. Resûlullah “sallallahü aleyhi vesellem”, bir sabâh, Eshâbı ile konuşurken, kuvvetli bir genç, erkenden dükkânına doğru geçdi.Bazıları, erkenden dünyalık kazanmağa gideceğine, buraya gelip birkaç şey öğrenseydi iyiolurdu, deyince, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, “Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!