12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ne aldatalım ne de aldanalım 25.1.2003Ahlâk konusuna başlamışken ticari ahlâktan da bahsetmek gerekir. Ticari ahlâk ta dineuygun alış veriş yapmakla sağalanabilir. Çok alışveriş yapanlar vardır ki, bunların Müslümanlarazararı dokunuyor. Bunları yapanlar, la’net içinde kalıyor. Alışverişte Müslümanlara zarar yapmakiki türlü olur: Birisi, herkese zararı dokunmak olup, bu da iki kısmdır: Biri ihtikârdır(Karaborsacılıktır) yani, kıtlık zamanında insan ve hayvan gıda maddelerini piyasadan toplayıp,yığıp, pahalandığı zaman satmaktır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki,“Bir kimse gıda maddelerini alıp, pahâlı olup da satmak için kırk gün saklarsa, hepsinifakirlere parasız dağıtsa, günahını ödeyemez”.İlâcların çoğunda ihtikâr olmaz ise de, zaruri olan, ensülinin, aşı ve serum gibi bellimikroplara karşı kullanılması, ekmeğin açlığa karşı kullanılması gibi, muhakkak şifâya sebepolduğundan, bu gibi, tesîri kuvvetli ilâcları saklıyarak kara borsacılık yapmak haram olur. Gıdamaddeleri çok olup, herkes kolay alabilirse, ihtikâr haram olmaz. Fakat, böyle zamanlarda da,mekruh olur. Çünkü, insanların zararını beklemek, iyi değildir.Herkese yapılan zararın ikinci kısmı, kalp para sürmektir. Alan, anlamazsa, zulmedilmişolur. Anlarsa, o da başkasını, başkası da, bir diğerini, zincirleme aldatırlar. Elden ele dolaşdıkca,günahı, hep birinci kimseye de yazılır. Bunun için, “Bir sahte lira vermek, yüz lira çalmaktandaha fenâdır” buyurmuşlardır. Çünkü, hırsızlığın günahı bir keredir. Bunun günahı ise, öldüktensonra bile devam eder.En zavallı kimse, ölüp gittiği halde, bıraktığı kötülük sebebi ile günahı tükenmiyenkimsedir. Öldükten senelerce sonra günahı yazılır ve azâbını çeker. Eline sahte para geçen,onu yok etmeli, kimseye vermemelidir. İnsan paraları iyi tanımalı ve aldanmamakdan ziyade,kimseyi aldatmamağa dikkat etmelidir.Bilmiyerek alıp vermek de günahtır. Çünkü, insanın, başına gelen her işin, dindeki ilminiöğrenmesi vâciptir. Bunun için sahte paraların özelliklerini öğrenelerek bunları almamalıdır.Alışverişte, zararın ikincisi, alışveriş edilen kimseye yapılan zarardır. Zarar veren her iş,zulüm olur. Zulm ise haramdır. Her Müslüman, kendisine yapılmasını istemediği birşeyi, kâfirleredahî yapmamalıdır.Alışverişte yemin edenin hali 26.1.2003Alışverişte, satılan malı, olduğundan aşırı medhetmemelidir. Çünkü, hem yalan söylemiş,hem aldatmış, hem de zulmetmiş olur. Hatta, doğru olarak da, müşterinin bildiği şeyisöylememelidir. Çünkü, bu da faydasız söz olur. Kıyâmet günü her sözden suâl olunacaktır. Boşsöz söyleyenler, hiç özür bulamıyacaktır.Yemîn ile satmağa gelince, yalan yere yemîn etmek haramdır. Yani büyük günahtır.Doğru yemîn ederse, az birşey için Allahü teâlânın ismini söylemek saygısızlık olur. Hadis-işerifte buyuruldu ki, “Alışverişde vallahi böyledir, vallahi öyle değildir diye yemîn edenlereve sanat sâhiblerinden, yarın gel, öbür gün gel diye sözünde durmayanlara yazıklarolsun!”. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki, “Malını yemîn ederek beğendiren kimseye kıyâmetgünü merhamet edilmeyecek, acınmıyacaktır”.Yûnüs bin Abîd, ipekli kumaş tüccarı idi. Malını satarken hiç medh etmezdi. Çırağı,birgün, kumaşı gösterirken, müşterînin yanında, “Yâ Rabbî! Bu Cennet kumaşından bana danasîb et!” deyince, Yûnüs, bu sözün kumaşı medh etmek olacağını düşünerek, kumaşı kaldırıpsattırmadı.Malın aybını, müşterîden gizlememeli, hepsini, olduğu gibi göstermelidir. Kusurugizlemek, hıyânettir. Malın iyi tarafını göstermek, karanlıkta göstermek zulüm, hîle olur.Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buğday satan birisinin buğdayına, mubârek parmaklarınısokup, içinin yaş olduğunu görünce, “Bu nedir?” buyurdu. Yağmur ıslatmıştır deyince, “Niçinsaklayıp göstermiyorsun? Hîle eden, bizden değildir” buyurdu.Birisi, üçyüz dirhem gümüşe bir deve sattı. Devenin ayağında ârıza vardı. Eshâb-ıkirâmdan Vâsile bin Eska’ orada idi. O anda dalgın idi. Devenin satıldığını anlayınca, alanınarkasından koşup, devenin ayağı ârızalıdır dedi. Müşterî deveyi geri getirip, parasını aldı.Alan, satışımı niçin bozdun? deyince, Vâsile dedi ki, Resûlullahdan işittim. Buyurdu ki,“Satılan birşeyin kusurunu gizlemek helâl değildir. O kusuru bilip söylememek de,kimseye helâl değildir.”Vâsile yine dedi ki, Resûlullah bizden söz aldı ki, Müslümanlara nasîhat edelim. Onlaramerhamet edelim. Malın kusurunu saklamak, nasîhat etmemek olur. Satıcıların, kusur

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!