uyurdu ki, “Sadakanın en fazîletlisi, çoluk çocuğuna yedirip giydirdiğindir.” Her Müslüman,oğlunu, kızını ve hanımını, haramdan, günahdan ve fenâ arkadaşlardan korumalıdır.Müslüman erkeğin, hanımın ve çocuklarının ihtiyaclarını temin etmek için çalışıpkazanması farzdır. Kız – erkek evlenme çağına gelince onları hemen evlendirmelidir. Allahüteâlâ, onların rızıklarını gönderir. İster zengin, ister fakir olsun, Allahü teâlânın emrini tutan, aslıbelli kimseye ile evlendirmelidir. Dâmâdı çok mehr ve çok çeyiz. eşya vermeğe mecbûrkılmamalıdır. Kızı ihtiyâr adama ve din ile alâkası olmıyana, ilm-i hâlini bilmiyenlere,haramlardan sakınmıyanlara vermemelidir.Bu zamanda evlenmiyen gençlerin haramdan kurtulması imkânsızdır. EvlâdınıCehennemden korumak isteyen çabuk evlendirmelidir. Fakirlikten korkmamalıdır. Allahü teâlâ,onlara da mal verir. Allahü tealaya tevekkül etmelidir.Hadis-i şerifte, “Nikâh yapmak, benim sünnetimdir. Sünnetimi terk eden bendendeğildir” Nikâhsız beraber olmak haramdır. Nikâh lâzım olduğuna ehemmiyyet vermiyen kâfirolur. Dinimize göre, Müslüman kadın kafirle, Hıristiyan, Yahudi, ateist erkekle evlenemez.Evlenen dinden çıkar. Müslüman erkeğin kitap ehli ile yani Hıristiyan ve Yahudi kadınlaevlenmesi mekruhtur. Dinsiz ateist kadınla evlenmesi ise küfürdür. Dinden çıkmış olur.Mezhepsizlerin, diyologçuların bu evliliklerde sakınca görmemesine aldanmamalıdır.Komşuluk hakları 2.1.2003Dinimizde komşu hakkı çok önemlidir. Bunun için komşumuzu gördüğümüz zaman, hâl vehâtırını sormalıyız. Hasta olunca ziyâretine gitmeliyiz. Komşunun evine gidince, izin almadaniçeriye girmemelidir. Elimizden gelirse, komşunun ihtiyacına yardım etmeliyiz. Komşuların hakkıçok mühimdir. Zîrâ Peygamberimiz “aleyhisselâm” buyurdu ki, “Komşunun mîrâs gibi hakkıvardır, o da komşuluk hakkıdır. Eğer müslüman ise, sende iki hakkı vardır: Biri komşuhakkı, biri de müslüman hakkı.”Komşunun yiyeceği yok iken, sen elindeki yemeği yiyemezsin. Zîrâ onun, senin elindekiyemekde dahî hakkı vardır. Her yemek yidiğin zaman, düşünmen lâzımdır ki, acabâkomşularımdan yiyecek yemeği olmıyan var mıdır?Her müslümanın, bilhâssa yeni evlilerin, müslüman mahallesinde, ehl-i sünnet olan veharamlardan sakınan, ibâdetlerini yapan sâlih müslümanlar arasında ev araması lâzımdır.Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarınıaraşdırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz!” Bir hadis-i şerifte, “Komşuyahurmet etmek, ana-babaya hurmet etmek gibi lâzımdır” buyuruldu.Komşuya hurmet onunla iyi geçinmektir. Onu incitecek söz ve hareketlerdebulunmamaktır. Her taraftan birer, ikişer ve nihâyet kırk ev, komşuluk hakkına mâlik olur.Komşular kötü kimseler ise onlardan uzak durmalıdır. Zarûrî bir iş olmadıkça, onlarıntoplantılarına gitmemelidir. İçki, kumar, çalgı bulunan, kadın erkek berâber oturulan yerleregitmemeli ve hanımı, çocuklarını göndermemelidir.Böyle yerlere “Fısk meclisi” denir. İster kapalı olsun, ister açık saçık olsun, yabancıkadınlara ve kızlara bakmamalıdır. Bir kızı görüp de, haram olduğu için ona bakmıyanlara şehîdsevapı verilir. Mahallede yürürken pencerelere bakmamalıdır. Gördüğü kadına yakınyürümemelidir. İhtiyaç olunca resmi ve ciddi olarak konuşmalıdır.İlk bakışta yabancı olduğu anlaşılır, artık ondan sonra bir def’a daha bakmamalıdır. İlkgörmeğe günah yazılmaz. Bakmağa devam edince veya tekrâr bakınca yazılır. Hazret-i Alî“kerremallahü vecheh” buyurdu ki, ömrümde bir kerre dahî kadınlara şehvet ile bakmadım.Şehvet nazarı ile kadınlara bakmak, göz zinâsıdır. Tevbe etmelidir. Her yere burnu sokmamalı,yâ bir kazaya uğrar, yahut bir bühtâna, iftirâya düçâr olunur.Fakirlerin haccı, müminlerin bayramı 3.1.2003Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “Cum’a, fakirlerin haccıdır vemüminlerin bayramıdır ve gök ehlinin bayramıdır ve Cennetde de bayram günüdür.Günlerin en iyisi, en şereflisi Cum’adır” ve bir hadis-i şerifte, “Cum’a günü iyiliklerinhazînesidir ve güzel şeylerin menbaıdır” buyuruldu.Bir hadis-i şerifte de buyurdu ki: “Mûsâ aleyhisselâm dedi ki: Yâ Rabbî! Bana cumartesigününü verdin, Muhammed aleyhisselâmın ümmetine hangi günü vereceksin? Onlara Cum’agününü vereceğim, buyuruldu. İlâhî! Cum’a gününün kıymeti ve sevapı ne kadardır diye sordu.Ey Mûsâ! Cum’a günü yapılan bir ibâdete, cumartesi günü yapılan yüzbin ibâdet sevapı vardır,buyuruldu.Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm, yâ Rabbî! Beni Muhammed aleyhisselâmınümmetinden eyle diye duâ eyledi.”Kur’ân-ı kerîmde Cum’a gününü bildiren âyet-i kerîmeyi getirince, Cebrâîl aleyhisselâmdedi ki, yâ Muhammed “aleyhissalâtü vesselâm”! Mûsâ aleyhisselâmın ümmeti eğer Cum’a
gününün kıymetini bilselerdi buzağıya tapmaktan, yehûdî olmaktan kurtulurlardı.Îsâaleyhisselâmın ümmeti de bilselerdi hıristiyan olmaktan korunurlardı.Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Cum’a günü geldiği için sevinen bir mümine,kıyâmete kadar her gün, o kadar sevap verilir ki, adedini Allahü teâlâ bilir.” Bir hadis-işerifte, “Cum’a günü vefât eden müminlere şehîd sevapı verilir ve kabir azâbından onukorurlar” buyuruldu. Yine hadis-i şerifte “Cum’a günü sabâh namazından evvel üç kerre(Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyûme ve etübü ileyh) okuyanın veanasının ve babasının bütün günahları af olur” buyuruldu. Cum’a gününün sünnet ve edeblerivardır:Cum’ayı perşembeden karşılamalıdır. Meselâ, yeni ve temiz elbiseyi hâzırlamalı, işleribitirip Cum’ayı ibâdetle geçirmeğe gayret etmeli. Perşembe ikindiden sonra tesbîh ve istiğfareylemeli. Cum’a günü, Cum’a namazı için gusl abdesti almalıdır. Bu gusl hakkında pek çokhadis-i şerif vardır.Saç sakal traşı olmalı, sakalın bir tutamdan fazlasını ve tırnakları kesmeli ve beyâzgiymeli. Sakalın bir tutamdan kısa olması bid’at olup büyük günah olduğu (Berîka)da yazılıdır.Zulüm görmemek, nafakadan olmamak, yahud emr-i ma’rûf yapabilmek, müslümanlara veİslamiyete hizmet edebilmek, dînini, nâmûsunu koruyabilmek için sakalını kazımak câiz, hattalâzım olur.Allah rızası için ziyaret 4.1.2003Allah rızası için ziyaret çok sevaptır, nafile hac sevabı verilir. Fakat ziyaretin de kuralları,usulü vardır, bunlara da uymak lazımdır. Hüccetül İslam kitabında bunlar şöyle bildirilmektedir:Din kardeşini ziyarete gideceğin zaman, onun müsâid bir zamanını öğren, kendisinden birva’d, yani bir söz al ve o zamanda ziyarete git! Geç kalma! Evine gireceğin zaman, kapı açıkolsa bile, ondan izin iste ve izin verdikten sonra içeriye gir, içeri girince, sağa sola bakma. İçerdeçalgı, içki, kumar gibi haramlar işleniyorsa bir behane ile oradan ayrıl! Sâlih bir kimse yemekikrâm ederse, yavaş ve âdâbı vechile ye! Fazla konuşma, dostunda fazla eğlenme, giderken,tevâzu ile, selâm ile ayrıl!Tanıdığın bir müslüman, sana gelince, elinden geldiği kadar iyi ve tatlı karşıla, yemekikrâm eyle! Kapıya çık, kendisini karşıla! Selâm verince, selâmını al ve kendisine güzelce iltifattabulunup: Efendim safa geldiniz, hoş geldiniz, diyerek odanın baş tarafına oturmasını teklif eyle!Sen aşağı tarafda otur! Dinden, ibâdetden, haramların zararlarından ve Evliyânın “kaddesallahüteâlâ esrârehümül azîz” hayatlarından anlat! Birşeyler öğret! Yemek yerken onu utandırmamakiçin, sen de çok ye! Giderken, onu uğurla ve selâm söyle ve duâ eyle!Evine yatılı sâlih bir misâfir gelirse, onun hizmetini iyice yap! Hemen yemeğini ver, belkiacıkmıştır. Yanında fazla da oturma. Belki yorgundur. Yatmadan önce, kıbleyi, halâyı, seccâdeyiona göster. Sabâh olunca, sabâh namazına kaldır. Ve cemâ’at hâlinde berâber kılınız! Erkenceyemeğini hâzırla, gideceği yol belki uzundur.Eğer şartlar uygun ise misafire nasihat et! Günah işleyene tatlı sözle Emr-i ma’rûf, yaninasîhat edilir. Dinlemezse, fitne çıkacak ise edilmez, susulur. Sözü dinlenecek ise, sert söylenir.Söğmek, kötü söylemekle Emr-i ma’rûf yapmamalıdır. Karşılık verecek kimseye, Emr-i ma’rûf venehy-i münker yapılmaz. Karşılığa sabır edebilirse yapması efdal olur. Âmirler el ile, âlimler dilile, câhiller kalb ile Emr-i ma’rûf yapar. İnsan evvelâ kendine Emr-i ma’rûf yapmalıdır. Câhil,âlime Emr-i ma’rûf yapmamalıdır. Bir günahı yapmak âdeti olan, o günahı işliyeni görünce, Emr-ima’rûf yapar. Günah işliyene Emr-i ma’rûf yapamıyan kimse, onun babasına söyler veya yazar.Babası Emr-i ma’rûf yapmaz veya yapamıyacak ise, babasına bildirmez. Tevbe edenin günahişlediği başkasına bildirilmez.Yemeğin farzları ve sünnetleri 5.1.2003Yemek yeneceği zaman, ellerini yıkamak sünnetdir. Peygamberimiz “aleyhisselâm”,yemek yirken sağ ayağını diker, sol dizi üzerine otururdu. Masa etrafında sandalyede oturmakda câizdir. Yemekden evvel Besmele-i şerîf söylemek sünnettir. Resûlullaha yimek âdâbısorulunca: “Biz kuluz, kul gibi yimeliyiz!” buyurdu.Yemeğin farzı dörttür:1- Yemeği, rızkı Allahdan bilmek.2- Yemek helâl ve tayyib olmak.3- Yemek hazmoluncaya kadar Allahın emrinden çıkmamak.4- Yemek hazm oluncaya kadar ondan hâsıl olan kuvvetle Allahın nehyini işlememek.Yemekte iki tâne haram vardır:1- Karnı doydukdan sonra, yine tıka basa yimek.2- Sofrada çalgı, yabancı kadın, içki, kumar ve sâir haram şeyler bulundurmak.Yemeğin sünneti de üçtür:
- Page 1 and 2:
İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4:
zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6:
olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8:
“Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10:
Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12:
2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14:
O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16:
İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18:
Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20:
sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22:
olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24:
3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26:
“İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28:
Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30:
İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32:
Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34:
Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36:
zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38:
çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40:
hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42:
His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44:
Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46:
söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48:
Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50:
insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52:
Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54:
Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74: “Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82: Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90: şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98: uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101 and 102: Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 103 and 104: esledi. İdâre ve maişetini te’
- Page 105: Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 109 and 110: yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112: ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114: 2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116: dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118: Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120: saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122: nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124: hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126: Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128: ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130: örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer