12.07.2015 Views

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

İslam Ahlakı - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kibriyâ, büyüklük, üstünlük demektir. Ganî olmak, başkalarına muhtac olmamak, herşeyOna muhtac olmak demektir. Buna karşılık olarak kullarına üç aşağı, alçak sıfat vermiştir. Bunlarda, zül ve inkisâr, yani aşağılık, kırıklık ile ihtiyac ve fânî olmak, yok olmaktır.Bunun için kibirlenmek, Allahü teâlânın sıfatına, hakkına tecâvüz etmek olur. Kullarakibirlenmek yakışmaz. En büyük günahdır. Hadîs-i kudsîde, “Azamet ve kibriyâ banamahsûstur. Bu iki sıfatta, bana ortak olmak istiyenlere, çok acı azâb ederim” buyuruldu.Bunun içindir ki, din âlimleri, tesavvuf büyükleri, her zaman, Müslümanlara tevâzu’, alçakgönüllü olmağı emir buyurmuştur. Müslümanlar egoist olmaz. Egoist olanları, Allahü teâlâsevmez.Evliyânın büyüklerinden tesavvufun reîslerinden olan seyyid Abdülkâdir-i Geylânî“kuddise sirruh” hazretleri, bir gün, yanında Seyyid Ahmed Rıfâ’î ve birçok talebesi olduğuhalde, birgün Dicle nehri kenârında oturmuşlardı. Konuşurlarken kendisinden hâsıl olankerâmetler, dinleyicileri hayran bırakıyordu. Bunlardan birisi şaşkınlıkla, medh edici bir sözkaçırınca, Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri nefsini kırmak için, “Dünyada, benden aşağı birMüslüman bulunacağını sanmam” buyurarak, oradakileri gaflet uykusundan uyandırmışlardır.İyilik eden sevilir! 31.12.2002Hadis-i şerifte,”İnsanlar, kendilerine ihsân, iyilik edenleri sever. Bu sevgi, insanınyaratılışında vardır” buyuruldu. Yapılan ihsân, ne kadar kıymetli ve ne kadar çok olursa, sevgide o kadar fazla olur. Bunun için, herkes anasını, babasını, hocasını, ustasını, vatanını, dinkardeşlerini çok sever.Bir müslümanın mürşidi, yanî hocası, kendisine, din ve dünya bilgilerini, imanını, Allahını,Peygamberini, güzel ahlâkı öğrettiği için, onu herkesden, çok sever. Bu sevgi, cibillîdir yaniİnsanın doğuşunda vardır.Bu sevgiden mahrûm olan kimse, hakîkî insan değildir. Hayvan gibidir. Çok sevilen kimse,insanın kalbinden, hâtırından çıkmaz. Onun şekli, kalbine yerleşir. Bir insan bir Allah dostunu,mesela, İmam-ı Rabbani hazretlerini, Abdülkadir-i Geylani hazretlerini sever devamlı bunudüşünürse, ondan kalbine feyz gelir. Feyz, kalbden kalbe gelen, insana Allahü teâlânın râzıolduğu şeyleri yaptıran nûrdur, bir kuvvettir.Feyzler, Resûlullahın mubârek kalbinden yayılmakta, Evliyânın kalbleri vâsıtası ile,Evliyâyı çok seven kalblere gelmektedir. Evliyânın kalbleri ayna gibidir. Bir aynadan fışkıranışıklar, karşısındaki aynaya ve bundan da, bunun karşısındaki aynaya gelir.Böylece, Resûlullahın kalbinden fışkıran feyzler bizim zamanımızdaki Evliyânın kalblerinegelir. Bir ayna gibidir. Aynaya gelen ışıklar ve karşısında bulunan cisimler, karşı aynada görülür.Aynanın karşısında bulunan ikinci bir ayna ve bunun karşısındaki üçüncü aynada da görünürler.Resûlullahın mubârek kalbinden yayılan feyzler, ma’rifet nûrları da, bu kalbe bağlı olan kalbleregelir. Kalbleri bağlıyan bağ, muhabbettir. Eshâb-ı kirâm, Resûlullahı çok sevdikleri için, bunûrlara kavuştular.Sevgi ne kadar çok olursa, gelen feyz de çok olur. Sevmek, inanıp ve işleri ve ahlâkıOnun gibi olmak demektir. Eshâb-ı kirâmın kalblerine gelen feyzler, sonraki asırdaki gençlerinkalblerine de geldi. Bunların da İslamiyete uymaları kolay ve tatlı oldu. Her biri, birer Velî oldu.Uzak memleketde ve mezârda olan Velîden de feyzler yayılmakda, âşıklarının kalblerinegelmekte, kalbleri nûrlanmaktadır. Resûlullahın mubârek kalbinden yayılan feyzlere sonrakiasrıdaki âşıkların kalbleri de kavuşarak, zamanımızdaki Evliyânın kalblerine geliyor ve bunlarınkalblerinden, kendilerini sevenlerin kalblerine ve bu arada bizlere de geliyor. Buna kavuşmakiçin, Ehl-i sünnet i’tikâdında olmak ve İslamiyete tâbi’ olmak şarttır.Yakınlarını, dostlarını ziyaret sevabı 1.1.2003Müslüman olan ve dînini kayıran akrabasını ziyâret eden bir kimseye, yetmiş nâfile hacsevapı verilir. Gönül almak ziyâreti çok sevapdır. İ’tikâdı bozuk olan, mezhebsiz olan akrabâyıziyâret etmek sevap değildir. Bunların da telefonla hal hatırı sormalı, selam göndermeli,düşmanlığına sebep olmamalıdır.Dînini öğreten hocaya hurmet, saygı ve ta’zîm ve ziyaret etmelidir. Hoca hakkı ana-babahakkından daha üstündür. Çünkü, ana-baba evlâdı büyütür, bakar. Kötülükden, haramlardankorur. İbâdete alıştırır. Üstad ise, evlâda hem dünya ve hem de âhıret hayatını kazandırır, din vediyânetini, Ehl-i sünnet i’tikâdını, farzları, haramları sana öğretir. Dînini, imanını öğreten anababanınhakkı, hocanın hakkından da üstündür.Çocukları küçük iken hocaya gönderip okutmalıdır. Herşeyden evvel, Allahü teâlânın râzıolduğu, emir ettiği şeyleri öğretmelidir. İyi bir mümin olmaları için gayret etmelidir. Büyüdüktensonra, edeb zor olur. Onların ve hanımının suçlarını affetmeli. Peygamberimiz “aleyhisselâm”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!