Ehli sünnete göre, kabir suali ve kabir azabı haktır. Bunun için, çocuklarımıza bunuöğretmeliyiz: Rabbim Allahü teâlâ, Peygamberim hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâm,dînim, dîn-i islâm, kitapım Kur’ân-ı azîm-üş-şân, kıblem Kâ’be-i şerîf, i’tikâdda mezhebim Ehl-isünnet vel-cemâ’at, amelde mezhebim, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe mezhebidir (Veya, Şafii,Hanbeli, Maliki). Kıyâmet günü insanların, tâbi’ oldukları mezheb imâmının isimleri ileçağrılacakları (Rûhül beyân) tefsîrinde İsrâ sûresinin 71. ci âyetinde yazılıdır.Cennette iki kapı açılması için 25.12.2002Dinimizde, ana-baba hakkı çok önemlidir. Hak teâlâ hazretleri Mûsâ aleyhisselâmabuyurdu ki, “Yâ Mûsâ! Bir kimse, ana-babasına karşı gelirse, onun dilini kes ve herhangibir a’zâsiyle ana-babasını gücendirirse, o a’zâsını kes!”Ana-babasını râzı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır. Ana-babası râzı olmıyankimse için de Cehennemde iki kapı açılır. Bir kimsenin ana-babası zâlim dahî olsalar, onlarakarşı gelmek, onlarla sert konuşmak câiz değildir.Hak teâlâ buyurdu ki: “Yâ Mûsâ! Günahlar içinde bir günah vardır ki benim indimdeçok ağır ve büyükdür. O da, ana-baba evlâdını çağırdığı zaman, emrine muvâfakatetmemesidir.”Ana-baba çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşan, hemen onu terk edip, derhal anababanınemrine koşmalıdır. Ana-baba kızıp bağırırsa, onlara bir şey söylememelidir. Ananınbabanınduâsını almak isteyen, emir ettikleri işleri çabuk ve güzel yapmağa çalışmalıdır. Bu işinibeğenmeyip gücenmelerinden ve bed-duâ etmelerinden korkmalıdır. Darılır iseler, onlara karşısert söylememelidir. Hemen ellerini öperek kızgınlıklarını teskin etmelidir.Ananın-babanın kalblerine geleni gözetmelidir. Zîrâ senin saadetin ve felâketin, onlarınkalblerinden doğan sözdedir. Anan-baban hasta ise, ihtiyâr ise, onlara yardım etmelidir.Saadetini onlardan alacağın hayır duâda bilmelidir. Eğer onları incitip, bed-duâlarını alırsan,dünya ve âhıretin harâb olur. Atılan ok tekrâr geri yaya gelmez. Onlar hayatta iken, kıymetinibilmelidir.Allahü teâlânın rızâsı, dînine bağlı olan ana-babanın rızâsında, Allahü teâlânın gazabı,dînine bağlı olan ana-babanın gazabındadır. Habîb-i kibriyâ bir hadis-i şeriflerinde buyurdu ki:“Cennet anaların ayağı altındadır.” Yani, sana dînini, imanını öğreten ananın-babanınrızâsındadır.Hak teâlâ hazretleri Mûsâ aleyhisselâma dedi ki: “Yâ Mûsâ! Ana-babasını râzı eden,beni râzı etmiş olur. Ana-babasını râzı edip bana âsi olan kimseyi dahî iyilerden sayarım.Ana-babasına âsi olan, bana mutî’ olsa bile, onu fenâlar tarafına ilhâk ederim.”İmanı olanlardan Cehennemden en sonra çıkacak olanlar, Allahü teâlânın yolunda olananasının, babasının İslamiyete uygun olan emrlerine âsî olanlardır.“Arkamdaki yük babamdır!” 26.12.2002Hasen-i Basrî hazretleri Kâ’beyi ziyâret ve tavâf ederken bir zât gördü ki, arkasında birzenbil ile tavâf eder. O zâta dönüp dedi ki: Arkadaş, arkandaki yükü koyup öylece tavâf etsendaha iyi olmaz mı?O zât cevâben dedi ki, bu arkamdaki yük değil, babamdır. Bunu Şâmdan yedi kerreburaya getirip tavâf eyledim. Çünkü, bana dînimi, imanımı bu öğretti. Beni islâm ahlâkı ileyetiştirdi, dedi. Hasen-i Basrî hazretleri ona dedi ki, kıyâmet gününe kadar böylece arkandagetirip tavâf eylesen, bir kerre kalbini kırmakla bu yapdığın hizmet havaya gider ve yine bir defagönlünü yapsan, bu kadar hizmete mukâbil olur.Peygamberimiz “aleyhisselâm” buyurdu ki: “Ana-babaya iyilik etmek, nâfile namaz,oruc ve hac (ve ömreye gitmek) fazîletlerinden daha fazîletlidir. Ana-babasına hizmetedenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsî olanlarınömrleri bereketsiz ve kısa olur. Anasına-babasına âsî olan mel’ûndur.”Peygamberimize “aleyhisselâm” bir kişi geldi ve dedi ki, yâ Resûlallah! Benim anambabamölmüştür. Onlar için ne yapmam lâzımdır? Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”buyurdu ki, “Onlara dâimâ duâ eyle! Onlar için Kur’ân-ı kerîm oku ve istigfâr et!”Eshâb-ı kirâmdan biri “radıyallahü teâlâ anh” dedi ki, yâ Resûlallah “sallallahü aleyhi vesellem”, bundan fazla yapılacak bir şey var mı?Buyurdular ki, “Onlar için sadaka verin ve hac eyleyin!” Biri çıkıp dedi ki, anambabamçok şefkatsızdırlar, onlara nasıl itâ’at eyleyeyim?Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: “Anan seni dokuz ay karnındagezdirdi. İki sene emzirdi. Seni büyütünceye kadar koynunda besledi ve sakladı,kucağında gezdirdi. Baban da seni büyütünceye kadar birçok zahmetlere katlanarak seni
esledi. İdâre ve maişetini te’mîn eyledi. Sana dînini, imanını öğrettiler. Seni islâmterbiyesi ile büyütdüler. Şimdi nasıl olur da, şefkatsız olurlar? Bundan daha büyük vekıymetli şefkat olur mu?”Gaflet ve şaşkınlığa kapılarak ana-babanın kalbini kırarsan, derhâl onların rızâsınıalmağa çalış, yalvar, minnet eyle ve her ne yaparsan yap, onların gönlünü al! Ana-babanınevlâd üzerinde hakları çok büyüktür. Bunu dâimâ göz önünde tutarak, ona göre hareket eyle!Mûsâ aleyhisselâmın ahıretteki komşusu27.12.2002Ana-baba hakkında hikâye olunur ki, hazret-i Mûsâ aleyhisselâm, Tûr-i sînâda Hak teâlâhazretleri ile mükâleme ederken, “Yâ Rabbî! Âhırette benim komşum kimdir?” diye sordu.Hak teâlâ buyurdu ki, “Yâ Mûsâ! Senin komşun, falan yerde, falan kasaptır!”Mûsâ aleyhisselâm kasabın yanına giderek beni müsâfir eder misin dedi. Yanında misâfiroldu. Yemek zamanı gelince, kasab, bir parça et pişirdi. Dıvârdaki asılı zenbili aşağı alarak,orada bulunan ve sâdece kemiklerden ibâret bir kadına et verdi ve suyunu da verdi. Üstünübaşını temizleyip, zenbile koydu. Mûsâ ‘aleyhisselâm” sordu, bu senin neyindir?Kasab, annemdir. İhtiyâr olup bu hâle girdi; işte her sabâh, akşam kendisine böylebakarım dedi. Kasab annesine yemek verirken, o za’îf ve âciz annesi, oğluna duâ ederek, yâRabbî! Oğlumu Cennetde Mûsâ aleyhisselâma komşu eyle dediğini Mûsâ aleyhisselâm dahîişitmiş. Bunun üzerine kasaba, Mûsâ aleyhisselâm müjde ederek, seni Allahü teâlâ afv ederek,Mûsâ aleyhisselâma komşu etmiş, demiştir.Anaya, babaya ve hocaya ve devlete isyân etmek, karşı gelmek câiz değildir. İslamiyetinyasak ettiği birşeyi emir ederlerse, ısyân etmemeli, suç ve günah işlememelidir.Ana-babaya iyilik etmek, onları zarardan ve sıkıntıdan korumak farz-ı ayndır. Cihâdagitmek ise, farz-ı kifâye olduğundan, ana-babadan izn olmadıkca harbe gitmek helâl olmaz.Ana-baba kâfir de olsalar, onlara iyilik etmek, hizmet etmek farzdır. Ticaret, hac ve ömreiçin ana-babadan iznsiz sefere gitmek câizdir. İlim öğrenmek için gitmek de öyledir. Zîrâbunlarda, harb gibi, ölüm tehlükesi olmadığından, ayrılık hüznleri, kavuşmak ümmîdi ile zâil olur.Ana-babanın ve hocanın günaha sokacak olan emrlerine itâ’at lâzım değildir. Meselâ,hırsızlık için veya birini öldürmek için veya yol kesicilik için veya zinâ için bir kadını bir yeregönderirlerken, orada buna mani olabilecek bir adam bulunsa, fakat bu adamın mani olmasınaanası-babası müsâ’ade etmese, bunları dinlemeyip mani olması lâzımdır.Zîrâ, günaha mani olmak farz-ı ayndır. Ana-babaya itâ’at ise, günah olmıyan emrleri için,farzdır. Ana-babanın farzı terk etdirmesi günah olduğundan bu emirleri yapılmaz. Nisâ sûresiellidokuzuncu âyetinde meâlen, “Ey müminler! Peygamberime “sallallahü aleyhi ve sellem”ve sizden olan, âmirlerinize itâ’at ediniz!” buyuruldu.Günah olan emirlere itaat olmaz 28.12.2002Ananın babanın, hocanın ve devletin haram olan şeyleri emir etmeleri hâlinde, bunlaraisyân edilmez. Karşı gelinmez. Bu emirleri, dinde günah olmıyacak ve devletin kanûnunda suçolmıyacak şekilde yapılır. Meselâ bir adama anası evlenme derse veya falanca kızıalmıyacaksın veya âileni bırakacaksın derse veya falanca âlime gidip dînini öğrenmiyeceksinderse, bu sözleri İslamiyetin îcâb ettirdiği bir sebeb ile değil ise, itâ’at îcâb etmez. Fakat, yinesert söylemek, karşılık vermek câiz değildir. Bir müslüman, İslamiyete uymıyan emirlerikarşısında müşkil vaziyete düşerse, kanûnî yollardan hakkını arar.Günah olmıyan emrlere itâ’at lâzımdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” biryere ufak bir askerî birlik göndermişti. Başlarına da bir kumandan ta’yîn etmişdi. Âmirleri,bunlara kızıp, büyük bir ateş yakdırdı ve bu ateşe giriniz, bana itâ’at farzdır dedi. Askerlerinbazısı girelim, dedi. Bir kısmı da biz ateşden kurtulmak için müslüman olduk, girmeyelim, dedive girmediler.Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bunu haber alınca: “Eğer itâ’at edipgirselerdi, Cehennemde ebedî kalırlardı” buyurdu. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Üzerinize âmirta’yîn edilen müslüman, her kim olursa olsun, haram ile emr etmedikçe, ona itâ’at ediniz! Haramolan emrlerine itâ’at etmeyiniz!” İtâat etmemek başkadır. İsyân etmek, karşı gelmek başkadır.Bu iki şeyi birbirine karışdırmamalıdır.
- Page 1 and 2:
İSLÂM AHLÂKI--------------------
- Page 3 and 4:
zevcelerimizden ve çocuklarımızd
- Page 5 and 6:
olabilmesi, vera’ sayesindedir ve
- Page 7 and 8:
“Allahü teâlâ, bazı kulların
- Page 9 and 10:
Bunlara, acımalı ve incitmemelidi
- Page 11 and 12:
2 - Huy iki türlüdür: Birisi ins
- Page 13 and 14:
O iyi olunca herşey iyi olur 3.6.2
- Page 15 and 16:
İslâmiyet ilerlemeyi teknolojiyi
- Page 17 and 18:
Her sınıfın üremesi ve savunmas
- Page 19 and 20:
sıfatları, özellikleri vardır.
- Page 21 and 22:
olmakdan ve aşırı olmakdan kurtu
- Page 23 and 24:
3 - Af: Düşmandan veya suçludan
- Page 25 and 26:
“İşlerin en iyisi, onların ort
- Page 27 and 28:
Kahramanlığın, yiğitliğin teme
- Page 29 and 30:
İnsan, her ihtiyacını hâzırlam
- Page 31 and 32:
Yahûdî ve Hıristiyanlar, Muhamme
- Page 33 and 34:
Yapılmaması lâzım olan şeyler,
- Page 35 and 36:
zevklerine daldıkça, derdler, üz
- Page 37 and 38:
çağırıp: “Medînede birisinin
- Page 39 and 40:
hareketler görülünce, kâfir dem
- Page 41 and 42:
His organları ile anlaşılamıyan
- Page 43 and 44:
Emirler insan gücünün üzerinde
- Page 45 and 46:
söyliyerek niyet etmek câiz olur
- Page 47 and 48:
Kalb hastalıklarından birisi de
- Page 49 and 50:
insanların iyi, kötü her işini
- Page 51 and 52: Çirkin, iğrenç olmamak için, ç
- Page 53 and 54: Bu koku diğerlerine ateşden daha
- Page 55 and 56: Geçici şeylerle kibirlenmek 23.8.
- Page 57 and 58: Alay etmek için ve münâfıklık
- Page 59 and 60: Bir hadîs-i şerifte, “Bir kimse
- Page 61 and 62: gazâsında, askerin çokluğunu g
- Page 63 and 64: zan ederek gayret eyledi. Resûlull
- Page 65 and 66: idi. Çok yaşamasının sırrını
- Page 67 and 68: Hadîs-i şerifte, “Müminin din
- Page 69 and 70: ulamazlar. Bunun yegâne ilâcı, b
- Page 71 and 72: Ehl-i beyti sevmek imandandır 23.9
- Page 73 and 74: “Aliyi sevmek, iman, ona düşman
- Page 75 and 76: “İslâmiyet, teslimiyettir. Tesl
- Page 77 and 78: edilmesi lâzımdır. “İbâdet,
- Page 79 and 80: dünyalık kadar azalır” ve “D
- Page 81 and 82: Bir farzın yapılmasını, haramda
- Page 83 and 84: İnsana “Âlem-i sagîr” denir.
- Page 85 and 86: Günahta ısrar etmek 20.10.2002Gü
- Page 87 and 88: “Müminler için, her gün 25 def
- Page 89 and 90: şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu
- Page 91 and 92: Müslüman olmamış ve olmıyan ki
- Page 93 and 94: şâhidlikle veya zâlime haber ver
- Page 95 and 96: Cenâb-ı Hak akıldan sonra, nefsi
- Page 97 and 98: uyurmuşlardı. O dört kelime şud
- Page 99 and 100: “Beni niçin doyurmadın?” 19.1
- Page 101: Yanlış iş yapmamak için fazla k
- Page 105 and 106: Kibriyâ, büyüklük, üstünlük
- Page 107 and 108: gününün kıymetini bilselerdi bu
- Page 109 and 110: yoldaş olur. Her gece Tebâreke s
- Page 111 and 112: ızklar taksîm edilmiştir. Çalı
- Page 113 and 114: 2- Korkmadığı kimsenin yanında
- Page 115 and 116: dolaşmak, fakîrlerin imdâdına y
- Page 117 and 118: Vermede öncelik sırası 23.1.2003
- Page 119 and 120: saklamamaları çok güctür. Büy
- Page 121 and 122: nasıl kazandın? dediler. Çok az
- Page 123 and 124: hizmet edeceğini bilen ve bunu ken
- Page 125 and 126: Abdüllah bin Mes’ûd “radıyal
- Page 127 and 128: ağlamak ise, bütün günahların
- Page 129 and 130: örtüme sürdüm deyince, Hz.Ömer