11.07.2015 Views

Anadolu'da Paranın Tarihi - Doç. Dr. Bülent ARI

Anadolu'da Paranın Tarihi - Doç. Dr. Bülent ARI

Anadolu'da Paranın Tarihi - Doç. Dr. Bülent ARI

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yayın Danışmanı: Halil İnalcıkEditör: <strong>Bülent</strong> Arı2011


Anadolu’da <strong>Paranın</strong> <strong>Tarihi</strong>Yayın Danışmanı: Halil İnalcıkEditör: <strong>Bülent</strong> Arı© Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası.Bu kitabın tüm hakları saklıdır ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına aittir.Kitabın hiçbir bölümü yayıncının izni olmadan fotokopi ve bilgisayar ortamındayeniden üretilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.Anadolu’da <strong>Paranın</strong> <strong>Tarihi</strong> / Ed. <strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>Ankara: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası324 s. rnk. res. 26 cm x 29 cm(Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yayınları)ISBN (Basılı): 978-605-5758-45-5ISBN (Elektronik): 978-605-5758-46-2I. Para, II. Nümizmatik, III. DarphaneGrafik Tasarım ve Uygulama:Oğuz ÇetinBaskı ve Cilt:Bizimrepro, Ankara.Ankara, Haziran 2011Bu kitapta yer alan fikir ve ifadeler yazarlarına ait olupTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının görüşleriniyansıtmaz.II


İçindekilerTakdimKitap Hakkında <strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>VVITarih Boyunca Madeni Para Alaşımları 12Emel GEÇKİNLİLydia Krallığı’ndanOsmanlı İmparatorluğu’naAnadolu’da Sikke Darbı 32Oğuz TEKİNEski Yunan-Roma-Bizans SikkelerindeDinî Motif ve Semboller 50Turan GÖKYILDIRIMResimli Türk SikkelerindekiTasvîrlerin Menşei 78Bilhan AKÇAŞARAnadolu Selçuklu Sikkeleri 94Yılmaz İZMİRLİERİlhanlıların Anadolu’daDarbettikleri Sikkeler 108Johann Christoph HINRICHSKarakoyunlu ve Akkoyunlu Sikkeleri 156Esko NASKALİ Osman G. ÖZGÜDENLİAnadolu’da Altın ve Gümüşe VurulanOsmanlı Damgası 162Günay PAKSOYOsmanlı Paralarında Ölçü ve Ayar 206Necdet KABAKLARLI, Metin ERÜRETENDarphane 214Halil SAHİLLİOĞLUOsmanlı Kâğıt Paraları 222Mehmet S. TEZÇAKINBir Emisyon Bankası OlarakOsmanlı Bankası (1863-1914) 248Edhem ELDEMCumhuriyet Kâğıt Paraları 272Güçlü KAYRALHaritalarla Türkiye’de Darphaneler 298Bilhan AKÇAŞARAnadolu Beylikleri ve Sikkeleri 122Hüsnü ÖZTÜRK, Halûk PERKIII


TAKDİM<strong>Doç</strong>. <strong>Dr</strong>. Erdem BAŞÇITürkiye CumhuriyetMerkez Bankası BaşkanıTarih boyunca, bağımsız devlet olma vasfının temel unsurlarından biri depara basma hakkıdır. Antik çağlardan bu yana, ticaretin sürdürülebilmesi içinkıymetli metallerden basılan paralar tedavüle sürülmüştür. Bu sebeple, kıymetlimadenlere sahip olmak da devletlerin başlıca hedeflerinden biri olmuştur.Batı Anadolu’da çıkarılan altın ve gümüş, ülkemiz topraklarında kurulanLydia Krallığı tarafından ilk defa para basımında kullanılmıştır. O zamandanberi, yaklaşık 2600 yıldır bu coğrafyada para basılmaktadır. Sadece bu hususbile, Anadolu’nun dünya tarihindeki önemini vurgulamak için yeterlidir.Eski Yunan, Roma ve Bizans dönemlerinde Anadolu’nun yüzlerce şehrindefaal darphaneler bulunuyordu. Türklerin Anadolu’ya girişinden itibaren iseyepyeni bir dönem başladı. Çeşitli bölgelerde kurulan devletler ve beylikler,askeri, idari ve mali kudretlerine göre para bastılar. Osmanlı Devletinin, kuruluşundanitibaren 200 sene içinde neredeyse tüm Akdeniz havzasına, ortaAvrupa’ya, Balkanlar ve Kafkaslar dahil Karadeniz’e hakim olması, tüm bubölgelerde geçerli olan ve tedavülde bulunan bir para sistemi getirdi. Kendigümrük birliğini kuran ve bu muazzam coğrafyadaki ticareti kontrolünde bulunduranOsmanlı İmparatorluğu, XIX. asra kadar Avrupa para sistemi ile birnevi entegrasyon sağlamıştı.İmparatorluğun I. Dünya Savaşı sonunda yıkılmasıyla kurulan yeni Türkdevleti, tarihî bir döneme de kapı aralamıştır. Artık Türkiye Cumhuriyeti, kapitülasyonlardankurtulmuş ve kendi parasını basma imtiyazını kazanmış bağımsızbir devlet hüviyetindedir.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak elinizdeki para tarihine daireseri bir kültür faaliyeti olarak sunuyoruz. Eser, hazırlık safhasıyla birlikte ikiyıla yakın süren bir çalışmanın ürünüdür. Alanlarındaki tanınmış uzmanlardanoluşan bir yazar kadrosu ülkemiz topraklarında paranın tarihini kronolojik birsıra ile ele aldılar. Kitabın görsel materyaller bakımından zengin, ama aynı zamandabilimsel kriterlere uygun ve akademik çevrelerce kullanılabilecek olmasınadikkat edilmiştir.Bankamızın kültür hizmeti olarak yayımlanan bu eserin sadece eski para bilimiyleuğraşanların değil, entelektüellerin ve meraklılarının da ilgisini çekeceğiniümit ediyoruz.V


Kitap Hakkında<strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>GirişÜzerinde bulunduğumuz topraklar, para tarihi bakımındanhiç şüphesiz dünyanın en önemli coğrafyasıdır. Para butopraklarda icâd edilmiştir. İktisat tarihinin en kayda değerdönüm noktalarından biridir alışverişte para kullanımı.Kitap her ne kadar Anadolu’da <strong>Paranın</strong> <strong>Tarihi</strong> adını taşısada, aslında dünya para tarihine dair pek çok unsuru içindebarındırıyor. Dünya tarihinin büyük devletlerini teşkil edenRoma, Doğu Roma (Bizans) ve Osmanlı devletleri, paralarınıbu coğrafyada bastılar. Hazırlanan eserin sadece Türkiye’dedeğil, dünya nümizmatik çevrelerinde de ilgiyle karşılanacağınıümit ediyoruz.Kitabın hazırlık safhasında, sadece meskûkât camiâsındaele alınan para tarihinin dönüm noktalarını, meraklılara daulaştırmayı hedefleyerek yola çıktık. Bugüne kadar yayınlananliteratürün çok geniş olduğunu baştan ifade etmektefayda var. Gerek şahsî çabalarla, gerek bazı müesseselerindesteğiyle yapılmış ve 100 sene öncesine kadar uzanan biryayın külliyatı bulunmakta. Mamafih, bunların çoğu, zamanınteknik imkansızlıkları sebebiyle siyah beyaz olarak neşredilmiştir.Gelişen teknik şartları da dikkate alarak, daha iyigörsel malzemelerle desteklenmiş bir para tarihinin yayın ihtiyacıhissediliyordu.Bugüne kadar bu konuda yapılan neşriyatın, akademikçevrelere ve nümizmatlara hitap eden kataloglar tarzındaolduğu bir vâkıadır. Bu sebeple, tarihçiler başta olmak üzeremeraklılarına da hitap edecek, görsel açıdan zengin ve birsolukta okunacak konsantre bir eser hazırlama fikri, kitabınana eksenini teşkil etmiştir.Eser hazırlanırken kronolojik bir sıra takip edilmiştir.<strong>Paranın</strong> Anadolu’daki hikâyesi, Lydia’dan başlayarak, günümüzekadar uzanan bir tarih şeridi içinde sunulmaya çalışılmıştır.Üzerinde çok çalışılması, yeni bilgilerin sürekli ilaveedilmesi gereken bir bilim dalıdır nümizmatik. Mamafih, alanındakimütehassıslar, eli kalem tutanlar ve genel muhtevayıyansıtabilecek yazarların eserleri kitaba alınmıştır. Bu konudaderinlemesine çalışacak olanlar, dipnotları ve kitâbiyatkısmını takip etmelidir.Siyasî tarihin en önemli unsurlarından birinin nümizmatik,bizdeki adıyla meskûkât olduğu unutulmamalıdır.Hükümdarların tahta geçiş tarihleri, hükümdarlık süreleri,şehirlerin ele geçirilmeleri ve saltanat anlayışı gibi temelhususlarda, sikkelerin üzerindeki tarih ve figüratif öge araştırmalarıher zaman son sözü söyler. Eserin temel iskeletibu noktadan hareketle kurgulanmış ve yazarlardan katkısağlanmıştır.VI


Kitap Hakkında | <strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>Kitapta yer alan yazılar:İlk yazı Prof. <strong>Dr</strong>. Emel Geçkinli’nin para basılan metallerhakkındaki araştırmasıdır. Daha önce altın üzerine bir makaleneşretmekle beraber, bu defa diğer metalleri de işleyenyazısı, konuyla ilgilenen herkesin ilgisini çekecektir. Altın, gümüşve bakırın tabiatta bulunan hallerini, elde edilmesini,cevher olarak teminini, işlenmesini, saflaştırılmasını ve nihayetpara basılacak maden haline getirilmesini tarihî bütünlükiçinde ele almaktadır. İTÜ Metalurji Fakültesi’nde uzunyıllar bu konuda çalışmalar yapan Prof. Geçkinli, araştırmalarınınsonuçlarını eserde yer alan yazısında özetlemektedir.Meskûkât ve para tarihiyle ilgilenenler için kıymetli metallerinsaflaştırma hikâyesi ayrı bir önem taşır. Çünkü bilhassaaltın, insanlık tarihi içinde çok eski devirlerden itibaren keşfedilmişve tüm medeniyetler içinde asâletini muhafaza etmiştir.Fakat tabiatta az bulunması ve dolayısıyla pahalı olmasıyüzünden, tedâvüldeki paralar içinde yerini çoğunluklagümüşle paylaşmıştır.Altın, daha çok saklanan bir metal ve para özelliğini taşırken,gümüş, tedâvüldeki muteber yerini almıştı. Mamafih,ticaret hacmi artıp paraya olan ihtiyaç çoğalınca o da gittikçeküçülen paralar haline gelmişti. En nihayet, zaman zamangümüşü dahi bulamayan devletler, bakırdan para darbedereködemeleri ve ticareti sürdürebilmişlerdir. Prof.Geçkinli’nin yazısı bize metalurji mühendisliği nokta-i nazarındanbu üç kıymetli metalin binlerce yıllık tarihininakletmektedir.Prof. <strong>Dr</strong>. Oğuz Tekin, “Lydia Krallığı’ndan Osmanlıİmparatorluğu’na Anadolu’da Sikke Darbı” başlıklı yazısıylaokuyucuya antik çağ meskûkâtına kuşbakışı bir seyahatyaptırmaktadır. Bu seyahat, arkaik dönem darphanelerininve sikke darbının kısa bir özeti mahiyetindedir. Prof. Tekin’inçalışması, Lydia’dan Büyük İskender’e, Helenistik dönemdenRoma ve Bizans devrinde kadar Anadolu’daki darphanelerinfaaliyetine, sikke tedâvülüne ve ticaret hayatının dinamiklerinedair önemli ipuçları verir.Yüzbinlerce yılda Sart Çayı’nda ve Gediz Irmağı’ndabiriken elektron zerreciklerini fark eden Lydialılar, buzerrecikleri toplayarak saflaştırmışlar ve sikke metali halinegetirmişlerdi. Lydia kralı Kroisos, yani Karun’un bu altınlardanoluşan serveti bütün civar toplumlarının dilindeydi.“Karun gibi zengin” tabiri bu servetin günümüze kadar ulaşanyansımasıdır. Prof. Tekin, Lydia medeniyetinin sadece tabiielektrondan para basmak yerine, metalin muhtevasınada müdahale edecek ve altın-gümüş-bakır nispetlerini istedikleriderecede ayarlayabilecek metalurji bilgisine sahip olduklarınıaktarıyor. Yazının sonraki altbaşlıkları Anadolu’dapara basan diğer antik çağ medeniyetlerinin darphaneleri,para birimleri ve metal alaşımlarını sunuyor. Bu bir nevicoğrafî köprü durumunda olan Anadolu’dan geçen medeniyetlerinde hikâyesidir. Yeni güçler, yeni imparatorluklar, çöküşlerve istilâlar her seferinde farklı bir para birimi olarakkarşımıza çıkar. Oğuz Tekin yazısını Constantinopolis’tekison Bizans darphanesiyle sonlandırmaktadır. Bundan sonrakidönem artık İslâmî sikkelerin konusudur.Turan Gökyıldırım, Yunan, Roma ve Bizans sikkelerindekimotifler ve esrârengiz semboller üzerinden, meskûkatdünyasında yeni bir kapı aralamaktadır. Halk arasında ödemeve maddî birikim aracı olarak kullanılan paralar, bugünolduğu gibi antik dünyada da hükümetlerin ve hükümdarlarınen yaygın propaganda aracı idi. Hükümdarlarınmesajlarını ve iktidar sembollerini halk arasında, çarşı pazardadolaşan paradan daha iyi hiç bir şey ifade edemezdi.Gökyıldırım, Anadolu’nun Arkaik, Klasik, Helenistik,Roma Cumhuriyet - Roma İmparatorluk ve Bizans devirlerindedarbedilen sikkelerdeki figürlerin şifrelerini çözüyor.Okuyucuyu 2500 yıl öncesine kadar götürüp, antik dünyanıninançlarını, hayat ve ölüm anlayışını farklı bir gözle, dahadikkatli incelememize imkan veriyor. Turan Gökyıldırım’ınyazısını Lydia Krallığı’ndan itibaren, sikkeler üzerindenAnadolu’da bir semboller resm-i geçidi olarak tarif etmekmümkündür. Arkaik devrin krallarının zaferleri, Anadolutarihini tümüyle değiştiren Büyük İskender, Kadim Yunansikkelerindeki tanrılar bir bir önümüzden geçer. ÖnceleriKadim Yunan tanrılarını benimseyen Roma, imparatorlukdevrinde Bizans’a da intikal eden farklı sembollere yönelir.VII


Kitap Hakkında | <strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>Artık Hz. İsa, Hz. Meryem ve olmazsa olmaz haç sikkelerdebol bol yer alır. Bu devrin paralarındaki resimler, DoğuOrtodoks Kilisesi ile Batı Katolik Kilisesi, yani patrikhane vepapalık arasındaki farklılıkları göstermesi bakımından ayrıbir önem taşır.Bilhan Akçaşar’ın “Resimli Türk SikkelerindekiTasvirler’in Menşei” başlıklı yazısı, Anadolu’daki ilk Türk devletlerinikuran beyliklerin sikkelerindeki resimleri bize tahlilediyor. Bu dönem Türk sikkelerinde, Bizans paralarındakimotiflerle dikkat çekici benzerlik örneklerle gösterilmektedir.Altın ve gümüş gibi kıymetli madenler yerine, daha ucuzolan bakırdan darbedilmiş XI. ve XII. yüzyıl sikkelerindekiyazı ve figüratif benzerlikler yazının başlıca inceleme konusudur.Danişmend, Saltuk, Mengücek ve Artuklu beylikleritarafından, Hz. İsa, Hz. Meryem ve diğer azizlerin resimleriBizans sikkelerinden alınıp benimsenerek bazı değişikliklerlekendi paralarında kullanılmıştır. Bu tarzın benimsenmesininen makul sebeplerinden birisinin, yerleşik halkın bildiğive tanıdığı paraların benzer özelliklerle tedâvülde kalmasınısağlamak olduğu vurgulanmaktadır.Yılmaz İzmirlier, Anadolu Selçuklu sikkelerini tanıttığıyazısında sultanların bastırdıkları sikkelerdeki metal özelliklerini,tercih edilen motif ve ağırlıkları kronolojik sıra içindetanıtmaktadır. Darphaneler ve bu darphanelerdeki sikkeçeşitliliği yazının ana konularından birisidir. Paraların ortaközellikleri arasında dönemin ekonomik ve siyasi atmosferinegöre yaşanan değişimler de yazıda vurgulanmaktadır. AltınDinar, Anadolu Selçuklu paraları arasında işlenen hususlardanbirisidir. Altın dinarların ölçü ve ağırlıkları yanı sıra, darbedilmesebepleri de yazıda ayrıca işlenmiştir. Selçuklu sikkelerininfigüratif özellikleri ve darp kalitesi temas edilen konulararasındadır.Johann Christoph Hinrichs, Türkiye’de yaşayan Almanbir nümizmat. İlhanlı paraları üzerine çalışmalarındaki şöhretibu husustaki yazıyı ondan talep etmemizi sağladı.Yazısını İngilizce veya Almanca’dan tercüme etmek yerinekendi yazdığı Türkçe metni esas aldık. Çok küçük düzeltmeleryaparak kitaba bu şekliyle koymayı tercih ettik.Hinrichs İlhanlıların Anadolu’da darbettikleri sikke çeşitlerini,ebat ve ölçülerini, dönemin siyasî ortamı içindekiyeriyle anlatarak okuyucuyu bambaşka bir atmosfere sürüklemektedir.Sikkelerin tedâvül menzillerine kadar verdiğidetaylar, devrin iktisadî şartlarına da açıklık getirmektedir.Hükümdarların hangi sâliklerle hangi darphanede, netür paraları, hangi motifleri kullanarak bastırdığını yepyenibir üslûpla aktarmaktadır. Aynı kalıptan çıkmış altın ve gümüşsikkelerin esrarı, sikke standartları, sikkelerde kullanılanmotifler, merkeziyetçi reformlar ve enflasyonist uygulamalaryazıda işlenen konular arasındadır. Anadolu’da sikke darbedenİlhanlı hükümdarları da liste halinde verilmiştir. Bu devirsiyasi bir kargaşa, ama aynı zamanda Anadolu için bir baskıdönemidir. Anadolu bir yandan İlhanlılara ağır vergileri ödemekte,diğer yandan da siyasi bağımsızlığını ispat etme çabasınısürdürmektedir. Hinrichs, yazısında sikkeler üzerindenbu siyasî köşe kapmacanın ince noktalarını aktarıyor.Haluk Perk ve Hüsnü Öztürk, XIII. yüzyıl sonu ile XIV.yüzyıl başlarında Anadolu Selçuklu devletinin yıkılma sürecindekurulan beyliklerin sikkelerini ele alıyor. Siyasî tarihkronolojisi bile henüz tam olarak tespit edilememiş, giriftolaylar yumağı halindeki bir konuyu mutlak sûrette kitabaalmak istedik. Çağdaş kaynakların azlığı, sonradan yazılankaynakların dönemi daha da karanlığa ittiği bu kısa döneminmeskûkâtı, hâlen pekçok bilinmeyenle doludur. Diğeryazıların aksine, sikke darbeden beyliklerin siyasî tarihçeleride tek tek esere alınmıştır. Dönemin siyasî şartları ve beyleriniktidara geliş sıraları kısa başlıklar halinde verilmeye çalışılmıştır.Günümüze kadar bulunan sikkeler çerçevesindeher beyliğe ait örnek resimlere yer verilmiştir. Beylik sikkeleriüzerindeki yazıları oluşturan isim, unvan ve tarihlerle figürler,dönemin siyasî şartlarına ışık tutan önemli ögelerdendir.Ölçüleri oluşturan ağırlık ve ebatlar üzerindeki İlhanlı tesiriyazıda ayrıca ele alınmaktadır. Tüm beylik sikkeleri biraradasunulmakla okuyucuya bir nevi ansiklopedik özet verilmektedir.Hüsnü Öztürk ve Haluk Perk’in bu müşkül konudakibilgi birikimlerini aktarmadaki vukfiyetleri dikkatli bir okumaylaaçıkça görülecektir.VIII


Kitap Hakkında | <strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>Doğu Anadolu tarihinin önemli siyasî figürlerindenolup sikke darbeden Karakoyunlu ve Akkoyunluları, EskoNaskali ve Osman Özgüdenli müstakil olarak ele almıştır.Osmanlıların siyasî ve coğrafî birliğe dâhil etmesinekadar bölge hâkimiyetini sağlayan bu iki devletinAnadolu meskûkatındaki yer ve önemi yazıda ele alınmaktadır.Türkiye sınırları dışında darbedilen Karakoyunlu veAkkoyunu paraları inceleme dışı bırakılmıştır. Yapılacak yeniaraştırmalara duyulan ihtiyaç, Naskali ve Özgüdenli tarafındanözellikle vurgulanmaktadır.Türk tarihinin en önemli safhasını teşkil edenOsmanlılar, para tarihi bakımından eserde en fazla yeri işgaletmektedir. Günay Paksoy, “Anadolu’da altın ve GümüşeVurulan Osmanlı Damgası” başlıklı yazısında Osmanlı sikkelerinihem kronolojik, hem de tematik olarak tasnife tabitutmaktadır. Daha önce bu konuda hakkında yayın yapılanve katalogları hazırlanan Osmanlı paraları farklı bir bakış açısıylaokuyucuya sunulmaktadır. Gümüş, altın ve bakır paralar,darp dönemlerindeki siyasi gelişmeleri içinde ele alınmıştır.600 yıllık muazzam bir tarihi tek bir yazı ile özetlemeningüçlüğü takdir edilecektir. Bununla birlikte Günay Paksoybaşarıyla bu müşkül işin üstesinden gelmiştir. Okuyucu içinilginç bilgilerle dolu fasıllar halinde konuyu işlemiştir. Bunlararasında, altın ve gümüş sikke darbının arkasındaki sebepler,sikkelerdeki yazı ve figürlerin hikâyeleri, paralardaki süslemeler,yabancı paraların tedâvülü, yabancı paralardaki damgalar,kontroller ile tarihlendirme sayılabilir.Konu bütünlüğü içinde verilen sikke örneklerinin yanısıra,paraların parite ve piyasa rayiçlerine dair bazı grafiklerinve tabloların, devirlere göre yaşanan değişimlerin algılanmasındafaydalı olacağı kanaatindeyiz. Kalpazanlık, paralarınrâyici, tecdîd-i sikke hususlarındaki telhis, ferman vekanunnâmelerin yer aldığı okuma kutuları ise farklı bir pencereaçmak için örnek olarak konulmuştur. Yazı bu sûretleözgün bir mahiyet kazanmış, Osmanlı meskûkâtı hakkındameraklıları için ilginç bilgiler derlenmiştir.Necdet Kabaklarlı ve Metin Erüreten’in “OsmanlıParalarında Ölçü ve Ayar” başlığıyla ele aldığı konu, ders kitaplarıbaşta olmak üzere Osmanlı siyasî ve iktisat tarihindepara üzerinde bugüne kadar söylenenlerin çoğunun yenidenyazılmasını sağlayacak kıymettedir. Disiplinler arasıçalışmaların önemini en iyi nakleden yazı olduğu söylenebilir.Bu araştırma, kitabî bilgilerin ve eski yazılanların tekrarındanibaret olan tarihçiliğin ne büyük yanılgıya düştüğünütebârüz ettirmektedir. Osmanlı vesikalarını, kroniklerinive vak’anüvisleri esas alan biz tarihçiler, bakır ilâve etmeksûretiyle tağşiş edilen akçanın içindeki gümüş miktarınınsürekli azaltıldığını dikkate almaktaydık. Bu yüzdende akça, altın sikkeye karşısında değer kaybetmekteydi.Halbuki Kabaklarlı ve Erüreten, yaklaşık 300 yıllık bir dönemin(Yıldırım Bayezid-Avcı Mehmed arası) sikkelerini tahliletabi tutarak hakikatin çok farklı olduğunu göz önüne seriyorlar.Akçadaki gümüş oranında hiçbir azalma olmadığıtablo ile gösterilmektedir. Arada rastlanan düşük vezinli paralarınsahte veya darphane mültezimlerinin suistimali olduğuşüphe götürmez. Mamafih, bu 300 yıl içerisinde ebatve ağırlıkta küçülme tespit edilmektedir. Koleksiyonerlerinde çok yakından bildiği üzere bu süreçte akça orijinal ölçülerininyaklaşık altıda birine inmiştir. Hatta 1584 sonrasıAmerika gümüşünün İspanya üzerinden Akdeniz’e akmasıbüyük bir enflasyona yol açmıştı. Bu sıralarda darphanemültezimi olan Nissim, Sultan III. Murad’ın en yakınmusahiplerinden Rumeli Beğlerbeği DoğancıMehmed Paşa’yla işbirliği yaparak, tarihçi MustafaÂlî’nin ifadesine göre “bir badem yaprağı kadarince ve bir şebnem katresi kadar hafif” sikkelerleyeniçeri ulûfelerinin ödenmesini sağladı. Ulûfelerinialan Yeniçeriler çarşı pazarda ellerindeki akçaların değerininyarıya düştüğünü göründe Divan’ı basıp “elbette beğlerbeğibaşı elimize gelmeyince bugün Divan’dan taşra çıkmazuz;mâ-hasal yaramaz olur, yerine padişah buluruz onat görsün”diyerek işi padişahı tehdide kadar vardırdılar. Adalet köşkündenYeniçerilerin baskınını seyredip küfürlerini işiten SultanIII. Murad, bu işte sorumlu gördüğü bütün Osmanlı hükümetimensuplarını azletti.IX


Kitap Hakkında | <strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>Gelibolulu Mustafa Ali’nin ve Selanikî’nin ifadelerinenazaran, akçanın vezninden ziyade ölçülerindeki küçülmeâşikardır. Osmanlı tarihinde sıkça görülen isyanların başlıcasebebi ulufelerin zamanında ödenmemesi veya piyasada altınagöre kıymeti düşük bu tür eksik ölçülü akçalardı.Kabaklarlı ve Erüreten’in bir başka önemli katkısı,Osmanlılar’ın gümüş ve altın sikke darbında başlangıçtan1650 yılına kadar Tebriz dirhem ve miskalini kullandıklarınıispat etmeleridir. 1 miskal = 4,81 gr, bir dirhem = 3,207gr olan Rûmî ölçüler yerine, 1650 tarihine kadar 1 miskal =4,608 gr, 1 dirhem = 3,072 gr olan Tebriz ölçülerine göre sikkedarbettikleri tablolarla işaret edilmektedir. Teknik ayrıntılarladesteklenen yazı, tarihçinin nümizmatikle olan yakınmesaisinin ne derece elzem olduğunun ispatıdır.Halil Sahillioğlu’nun “Darphane” makalesini esere mutlakaalmak istedik. 2600 yıldır para basılan bu topraklardadarphanenin nasıl idare edildiği, kimlerin işlettiği, kar hadleri,sikke vezinleri Sahillioğlu’nun yazısının alt başlıklarındandır.Çok eski bir geleneğin devamı olduğundan, sadeceAnadolu değil, başlangıcından itibaren Abbâsî, Sasânî,Eyyûbî, Kuzey Afrika, Gazne, Selçuklu ve Osmanlı darphaneleritarihi bir bütün olarak ele alınmıştır. Ancak, Osmanlıdarphane mukataaları yazıda ayrı bir fasıl içinde işlenerekiktisâdî işletme sistematiğine dikkat çekilmektedir.XIX. asra gelindiğinde kâğıt paranın yavaş yavaş sikkelerinyerini aldığı görülür. Mehmet Tezçakın, Osmanlı kâğıtpara uygulamasını ele almaktadır. Bu devir, iktisadî açıdanda son derece çalkantılıdır. Bütçe açıkları yüksek, gelirler düşüktür.Maaşları ödeyebilmek için yeni kaynak arayışındaolan Osmanlı hükümeti “kâime”ye sarılır. Tanzimat dönemibir bakıma kâimeyle özdeşleşir. İlk dış borç (1854), siyasi çalkantılar,harpler sürekli para ihtiyacını körükler. Devlet biryandan kâimeden kurtulmaya çalışır, diğer taraftan ilk malîbuhranda yeni kâime ihrâcına sarılır. Kaybolan, tedâvüldenkalkan, kıymetini kaybeden kâimelerin bütün yükü halkınomzuna yüklenir. Tezçakın’ın yazısı zengin görsel malzemerefâkatinde bu hazin ve dramatik devrin hikâyesidir.Kâğıt paranın bir zabt u rabt altına alınması OsmanlıBankası’nın bastığı banknotlarla sağlanır. Edhem Eldem,yazısına 1863 tarihli fermanla kuruluş imtiyazı verilen bankanınhangi şartlarda para ihraç edeceğine dair maddelerlebaşlar. Kâime uygulamasının aksine, karşılığı altın olaraktutulan banknotların kıymeti sabit kaldı. Bunda, banknotlarınmatbû olması, üzerlerine seri numaralarının bulunmasıve tedâvüle çıkarılan para mikdârının mahdut tutulmasınınbüyük rolü vardı. Tabii, banknot ihracında OsmanlıBankası’na verilen tekel hakkı unutulmamalıdır. Banka butekelini Cumhuriyet’e kadar devam ettirmiştir. O kadar ki,Meşrutiyet devrinde harbe hazırlanan hükümet, banknotihraç hacmini artırmak istediğinde, Banka’nın bu talebi reddetmesiüzerine maliye evrâk-ı nakdiye adı altında para basmayabaşlar. Fakat, devletin bastığı kâğıt paralar sürekli değerkaybederken, Osmanlı Bankası banknotları, altın karşılığınınmuhafazasına olan itibarı hasebiyle, değerini belli birseviyede tutabiliyordu. 1947 yılında alınan bir kararla, banknotlarıellerinde bulunduranlara altın karşılığı ödenmeye başladı.İbraz edilmeyen banknot bedelleri de Banka tarafından hazineyeödenerek para tarihinde bir dönem daha kapandı.Edhem Edem, yazısında ilk ihraç edilen 200 kuruşlukbanknottan itibaren piyasaya sürülen çeşitli emisyonları kronolojikbir sıra ile aktarmaktadır. Tespit edilen banknot tipleri,küpürü, emisyonu ihraç tarihleri ile birlikte ayrı bir tablohalinde verilmektedir. Tabii her emisyon ayrı bir siyasî konjonktüriçinde gerçekleştiğinden, okuyucu bu vesileyle döneminatmosferini de tekrar yaşayacaktır.Güçlü Kayral, Cumhuriyet Kâğıt Paralarını anlattığı yazısınaOsmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden para sisteminiözetleyerek başlamaktadır. Yeni Türk devleti Osmanlı’nınuluslararası bazı taahhütlerini de üzerine almasını gerektirmişti.Lozan Andlaşması’nın ilgili hükümleri de bu hususuâmirdi. Türkiye Cumhuriyeti bir taraftan da hemen kendiparasını basma hazırlıklarını girişmişti. 1924’teki ilk teşebbüsyeni madeni paraları tedâvüle sokmak olmuştu. Diğerbir teşebbüs Osmanlı Bankası’nı Cumhuriyet’in resmî paralarıarasına alarak kefâletini kabul etmekti. 1930’a gelindiğindeTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kuruluş kanunuçıkarıldı. Ertesi yıl Banka’nın faaliyete geçirilmesiyle banknotihracı imtiyazı da münhasıran Merkez Bankası’na verildi.X


Kitap Hakkında | <strong>Bülent</strong> <strong>ARI</strong>Güçlü Kayral yazısında Banka’nın günümüze kadar gelenemisyonlarını kronolojik bir sıra ve çeşitli görsel örnekler eşliğindesunmaktadır. Kayral’ın yazısı, pekçok okuyucununelinden bir şekilde geçen ve alışverişte kullandığı paralarınhikâyesidir. Diğer taraftan banknotlarda yer alan resimlerin,devrin siyasî atmosferine göre taşıdığı manalar ayrıca vurgulanmaktadır.1970’lerde hızlanan enflasyon dolayısıyla paralaraeklenen sıfırlar, emisyon sayısını da artırmaktaydı. Son 10 yıldaenflasyonun frenlenmesi ve buna paralel olarak Türk parasınınyükselen kıymeti sayesinde paralardan altı sıfırın atılmasıKayral’ın yazısının son bölümünü oluşturmaktadır.Kitabın sonuna eklenen Bilhan Akçaşar’ın hazırladığıHaritalarla Türkiye’de Darphaneler yazısı alanında bir ilktir.Bu çalışma ile Akçaşar bugüne kadar nümizmatik kitap vedergilerinde parça parça, bazen basit harita paftaları üzerindeyayınlanan darphaneleri tek seferde sunmaktadır. Yazınınana ekseni üç büyük tablodan oluşuyor. Akçaşar’ın uzun yıllarsüren araştırmalarının sonucunda elde ettiği darphaneisimleri, kitaba konulan üç tablo ve üç büyük harita olarakkarşımıza çıkmaktadır. Yazıda sadece bugün Türkiye sınırlarıiçinde kalan darphanelerin isimleri kullanılmıştır. Bunlarınsayısı yaklaşık 500’ü bulmaktadır. Bu haliyle elde edilen engeniş darphane listesidir. Okuyucuya kolaylık sağlamak bakımındantablo dörde bölünerek birinci sütunda darphaneismi, ardından bugün tâbî olduğu idarî mahallin ismi verilmiştir.Üçüncü sütunda para basan hükümetin adı yeralmaktadır. Son sütunda ise haritada bulunduğu noktabelirtilmektedir.Son tablo, bugünkü vilâyet alfabetik sıralamasına göre,her vilâyette bulunan eski darphane adlarının orijinal ve bugünküisimlerini tasnif etmektedir. Bu muazzam araştırma vetespitler ilk defa hem tablo, hem de haritadaki yerleri işaretlenmeksuretiyle yayınlanmaktadır. Okuyucuya kolaylık sağlamaküzere Anadolu’daki darphaneler dönemlere ayrılıp üç ayrı haritadagösterilmiştir. Haritalar arka kapaktaki cepte sunulmuştur.TakrîzEserin basılmasını, başından beri desteğini esirgemeyen TürkiyeCumhuriyet Merkez Bankası Başkanı <strong>Doç</strong>. <strong>Dr</strong>. Erdem Başçı’yaborçluyuz. Onun itimadı sayesinde hazırlıklara başlanıp yazarlardanmakaleler alınabildi. Kendisinin desteği olmasaydı kitabı tamamlamakmümkün olamazdı. Bu yüzden kitabı iftiharla kendisineithâf ediyorum.Kitabın grafik tasarımını yapan Oğuz Çetin, her zaman olduğugibi defalarca yaptığımız değişikliklere ve tashihlere birkere bile itiraz etmeden eseri hazırladı. Yazılarını büyük bir titizliklehazırlayıp kitaba konmasına müsaade eden yazarlarınhepsini burada tekrar minnetle anıyorum. Bazıları sadeceyazı vermekle kalmayıp koleksiyonlarını da âlicenaplıkla açtılar.Bunlardan Haluk Perk, Güçlü Kayral ve Mehmet Tezçakın’a çok şeyborçluyuz. Nümizmatlarla tek tek irtibat kurarak onları ikna edenve çoğuyla tanışmamızı sağlayan Haluk Perk’in, eserin teşekkülündeayrı bir yeri vardır.Bilhan Akçaşar’ın hakkını, ismini takriz bahsinde zikrederekkolayca ödeyemeyiz. Çağırdığımız her seferinde gelerek tashihlere,detaylara yardım etti. Şahsî arşiv ve koleksiyonunu paylaşarakyıllardır emek verdiği araştırma sonuçlarının kitaba konmasınamuvafakat verdi. Kendisine bu vesileyle bir kez daha teşekkürübir borç biliyorum.Eserin evvelce yayınlanan nümizmatik kitaplarından farkı,görsel malzeme bolluğu ve kalitesi yanında, darphanelerin gösterildiğive ilk defa kullanılan orijinal haritalarındadır. Hem kitapiçine yerleştirilen, hem de arka kapak cebine konan haritalarözel usûllerle ve programlarla bu kitap için hazırlanmış teliflinüshalardır. Haritaların hazırlanmasında büyük fedakârlıklarlakatkı sağlayan tarih dostu Ertürk Çelenk’in gayreti her türlütakdirin üstündedir.Bu eser, uzun süren araştırmaların, pek çok kişinin emek vesabrının biraraya getirilmesiyle oluşturulabildi. Kabul edilecektirki, içinde eksiklikler, sayısız hatalar ve yanlışlıklar görülecektir.Okuyucuların gözümüzden kaçan kusur, eksik ve hatalarımızımazur göreceğini ümit ediyorum.XI

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!