11.07.2015 Views

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye’den; Muhsin İlyas Subaşı’dan, AliAkbaş’tan, Âdem Yeşil’e, İsmet Binatlı’dan,Dursun Elmas’tan, Mehmet Ali Kalkan’dan,Tuncer Sönmez’e, Cemal Safi’ye, İsmail Yakıt’a,Fadıl Karadağ’a, Nevin Kurular’a, Okan Alay’a,Talât Ülker’e, Mehmet Nuri Parmaksız’a, HalilGökkaya’ya, Suat Yığmatepe’ye, İshakTanoğlu’na kadar kimler yoktu ki!Bu şiir akşamında; Türk dünyası âdetaElâzığ’da şahlandı: Aysel Elizade (Azerbaycan),Dauletbek Baytursınulı (Kazakistan), ElmaraMustafayeva (Kırım), Toktarali Tanjarık ( Kazakistan),Altynbek İsmailov (Kızgızistan), BestiElibeyli (Azerbaycan), Nurala Göktürk (DoğuTürkistan), Qismet Rustemov (Azerbaycan), HasiyetRustamova ( Özbekistan) ve Osman Ahmetoğlu(Gürcistan), bu gecenin ihtişamına ihtişamkatanlardandı.TRT AVAZ vasıtasıyla bütün dünyaya duyurulanbu güzel şölenin daha mükemmele ulaşmasıbakımından, gözden kaçmış olabilecek bazıhususları ifade etmekle kendimi vazifeli addediyorum.Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, bütünmillî oyunlarımıza olduğu gibi, “Çaydaçıra”yahayran değil, müptelâyım dersem hiçbir mübalâğayapmış olmam. Millî Kültür <strong>Dergisi</strong>’nin Aralık1981 tarihli sayısında yayınlanan “ Titrer AsırlarBoyu” başlıklı şiirimin ilk dört mısraı şöyledir:“ Çaydaçıra ışıtır geceyi dolunayla;Titrer asırlar boyu bu ezgiyle bu yayla!Bu, klarnet sesidir, Harput Kalesi’nden oyy!Doğmuşuz at üstünde, büyüdük okla yayla!”O gece (23 Haziran), -dikkat ettim, dolunayyoktu, hilâl vardı. Amma; yine de, şölenden önce,kimseye bir şey diyemeden “Çaydaçıra”yı bekledim.Diyeceğim o ki; Elâzığ’da, “çaydaçıra” seyredemedenKaradeniz sahillerine döndüm!Maksadımız, güzelin daha güzellerini hedefalmak ve onlara ulaşmak olduğuna göre, naçizane,birkaç hususa daha temas edelim istiyorum:* “Hazar Şiir Akşamları”nın başında bulunan”uluslararası” ifadesi bana hiç cazip gelmedi/gelmiyor.Bunun birinci sebebi, “ millet” gibiharika bir kelimenin Moğolca olan iğreti bir kelimeyetercih edilmesi ve onunla yer değiştirilmesidir.Kaldı ki; yirminci Hazar Şiir Şöleni, tamamen“ Türk Dünyası Şiir Şöleni’dir. (Küçük)Hazar’dan (büyük) Hazar’a akan bir gönül selive Türk dünyasını kucaklayan bir gönül sesidir,bir gönül meşalesidir. Ve bu şölen, sadece, Türkdünyasının şair ve şairleriyle icra edilmiştir.* Yunus Emre’ye ithaf edilen bu üstün seviyedekibir şölende okunan şiirlerin hepsinin, “Yunus Emre” ile ilgili olmasını arzu ederdim.Sonunda (veya başında), bu şiirler, bir “YunusEmre Güldestesi” olarak değerlendirilirdi. Yani,bir kitap hâline de getirilirdi. Kaldı ki; YunusEmre ile ilgili çok az şiir okunduğu gibi; bazılarıda, onun fikrî ve bediî anlayışıyla hiç irtibatlıdeğildi.* Şölenden önce bastırılıp dağıtılan ve şair/şairlerin fotoğraflarının, hayat hikâyelerinin veşiirlerinin bulunduğu kitapçığın 6. ve 7. sayfalarındaki( Öğüt Kitapçığı) kaynak gösterilen yazılarındil ve fikir yapısı külliyen yanlıştır. <strong>Bizim</strong>,böyle bir lisanımız/Türkçemiz yoktur. Kaldı ki,bu yazının kim tarafından kaleme alındığı da belirtilmemiştir.Niçin?Mesela; tasavvuf, İslami bir mefhumdur.Onun Yeni- Platonculuk ile alâkası nedir? YunusEmre’yi, Kur’an Kerim’in ve hadis-i şeriflerindışına atmak veya itmek isteyen bu anlayışnereden türemiştir ve burada niçin yer almıştır,bilmek isteriz.*Az da olsa, bazı kişilerin, mikrofonu, kendiarzu ve emelleri istikametinde kullanmaları,hem şairlere hem konuklara ve hem de canlıyayında televizyon seyircilerine karşı yapılmış,umumi birlik havasını ve ruhunu zedeleyen yanlışbir tavır olmuştur. Bu tavır içeresinde bulunmasımuhtemel her şairin, kendisini, murakabealtına alması cihetinde ikaz edilmesinin gereğineinanıyorum.Ve inanıyorum ki; Elâzığ’ın, bu üstün millîşuurlu ve şiir sevdalısı insanları ve öncüleri, daimaen yüksek mevkide mertebe bulacaklardır.Harput Kalesi’nden Fırat’ın çağıltılarıylakucaklaşan “ Çaydaçıra” coşkusuyla ve YunusEmre’nin deyişiyle, bütün “ Dost bahçesi bülbülleriniselâmlıyorum!Elâzığ, çok daha güzel şeylere lâyıktır; müşahedeettiğim bu gönül birliğini, bunun, en barizişareti olarak görüyorum.■96eylül-ekim-kasım2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!