11.07.2015 Views

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Düşünebiliyor musunuz, 200 milyonu aşan nüfusu, 5 milyonkm²’ye yaklaşan alanıyla Türk dünyası ortak dil imtiyazınakavuşursa neler olmaz ki? Bunun farkında olan dış güçler,bu ülkeler üzerinde, “kültür emperyalizmi” dediğimizsilahı çok ustalıklı bir şekilde kullanarak bunları yalnızcaTürkiye’ye karşı değil, birbirlerine karşı da mesafeli haldetutabilmeyi başarmışlardır.bir kimlikte gördüklerinden mi kaynaklanıyordu,anlayamadım?Aslında meselenin aslı öyle mi? Elbette ki değil.80 yıl hâkimiyetleri altında kaldıkları Rus ideolojisi,onları, ayrı milletmiş gibi ayrı lehçelerdetutmuş birini diğerine yaklaştırmamak için özengöstermişti. Bunu, Rus ordusunda pilot albaylığakadar yükselmiş bir Azeri Türkü bana şöyle itirafetti: “Biz, Bakü’nün işgaline kadar kendimizi Türkolarak görmüyorduk. O işgal bize Türklüğümüzühatırlattı ve bizim Ruslara karşı başkaldırı hareketimizondan sonra ciddi boyut kazanabildi.” Ogüne kadar bu insanlara Rusların yaptığı telkin;“Siz Türk değil, Azeri’siniz. Azeriler ayrı bir millettirve ayrı bir dilleri olmalıdır.” Sömürge ideolojisi,bölüp parçalama stratejisi üzerine inşa edilir.Selçuklu ve Osmanlı devletleri tecrübesi göstermiştirki, Batı, bizim bütünlüğümüzden ciddi şekilderahatsızlık duymaktadır. Rusya kendisini kuşatanböyle bir coğrafyanın bütünleşmesi halindeyaşayacağı siyasi travmayı çok iyi bilmektedir.“Türk Birliği”nin siyasi alanda gerçekleşmesi onlariçin ciddi bir handikaptır. Bunu fark edebilsek,mesele kendiliğinden çözülecektir. Bakınız biz,merhum ve mağfur Kaşgarlı Mahmut’un, “Divan-ıLügatü’t Türk”ünde kullandığı dille yetinseydikbugün 8-10 bin kelimeyle konuşabilen bir millethalinde kalırdık. Hâlbuki bugün Türkçe sözlüklerimizde150 binin üzerinde kelime vardır. <strong>Bizim</strong>onları davetimiz bu zenginliği paylaşmak içindir.Değilse kimsenin, yerel ağzına müdahale değildir.Geçmişimizde görmüşüzdür: MalazgirtSavaşı’nda bizi 50 bin kişilik askerimizle, 200 binkişilik Bizans gücüne karşı galip getiren silah üstünlüğümüz,ya da sadece olağanüstü kahramanlığımızdeğildi elbette. Bunların payı olsa da, esasolan, onların, Balkanlardan topladığı, Uz, Peçenek,Avar gibi Türk topluluklarının çocuklarındanoluşan askerlerinin, karşılarında kendi dillerinikonuşan bir milletle savaşa sürüldüklerini anlayınca,saf değiştirmiş olmalarıdır. Bunun sonucundadırki, Bizans ordusu yarım gün gibi bir zamaniçinde çözülerek çöküp dağılmış ve bize galibiyetinnimetini sunmuştur. Bu olay, dil denen silahınher türlü gücün üstünde olduğunu göstermektedir.Bunu elbette Ruslar da bilecektir ve ona göre tedbirleralacaklardır. 80 yıl boyunca uygulanan budil politikası, bizim kardeşlerimizde öylesine birmilli kimlik değeri haline gelmiş ki, Türkmen’leKazak’ı, Azeri ile Kırgız’ı bir arada tatlı bir sohbetiçerisinde görmeniz mümkün değildir. Bunlarbirbirlerine karşı bile mesafeli iken, bize karşımesafeli olmaları şaşırtıcı gelmedi bana. Ancakbu insanlar, okumuş, aydın, toplumun meselesinikendisine dert edinen kimselerdi. Bunlarda sağduyunun,ortak duyarlılık ve kabul anlayışının çokdaha önemli olması gerekmez miydi?Düşünebiliyor musunuz, 200 milyonu aşan nüfusu,5 milyon km²’ye yaklaşan alanıyla Türk dünyasıortak dil imtiyazına kavuşursa neler olmaz ki?Bunun farkında olan dış güçler, bu ülkeler üzerinde,“kültür emperyalizmi” dediğimiz silahı çok84eylül-ekim-kasım2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!