yağı” (III/156) diyorlardı. Bal, doğrudan yenildiğigibi “buxsı” (I/423) denilen yemeğe da katılıyordu.Buxsı şöyle yapılırdı: Buğday pişirilip içerisinebadem taneleri atılır, üzerine bal ve süt ile pişmişbulamaç dökülür. Ekşitildikten sonra yemeğinbuğdayları yenir, suyu içilir. Bal, ayrıca “kumlak”(I/475) adlı otla karıştırılarak şarap yapılır. Türklerbaldan başka günlük beslenmelerinde “bekmes/pekmez” (I/458) de tüketiyorlardı. “Talkan kimingbolsa angar pekmes katar.” (I/440) sözü, pekmezinbuğday veya arpa unundan elde edilen ve adına“talkan” (I/440) denilen kavuta katılması şeklindeyenildiğini göstermektedir.Türkler besledikleri kaz veya tavukların yumurtalarındanda faydalanıyorlardı. Divân’da“yumurtga”nın (III/4333), “türmeklendiği/dürümiçine konulduğu” (II/276) vaya doğrudan “yutmak”(II/313) şeklinde yenildiği bilgisi verilmektedir.Kaşgarlı Mahmut, eserinde Türklerin tarımyaptığına, buğday, arpa vb. tahılları yetiştirdiklerineve bunlardan çeşitli usullerle faydalandıklarınadair bilgiler verir. Buğdaydan en başta un, undan da“etmek/ekmek” (III/57), “yuwka” (III/33), “tokuç/çörek” (I/358), “yerküç/çörek” (I/452) yapıyorlardı.Türkler, yağlı yemeklere düşkündüler. Çünküyağlı yemek onlara göre “özlüg aş” (I/45) idi.Yağlı yemek, tok tutucu, besleyici yemek demekti.Böylesi yemekler “çiwgin aş” (I/443), yağsız,yalın, tok tutmayan yemek de “kewgin aş” (I/443)olarak adlandırılıyordu. Buğday ve arpa unununkarıştırılması suretiyle “awzurı” (I/145) adlı yemeğiyapıyorlardı; ki bu yemek bir çeşit erişte idi.Hamuru serçe dili gibi eğri keserek erişte yapıyorlarve adına “kıyma ügre” (III/173) diyorlardı.Hamurun nohut büyüklüğünde kesilmesi suretiyleyapılan “sarmaçuk” (I/527) adlı şehriye çorbasınınhastalara verildiği bilgisi mevcuttur. Su, kar veyabuz ile soğutulup içine baharat konularak yenen birbaşka şehriye çorbası da “letü ?/litü ?”dür.Kaşgarlı Mahmut’un Türklerin en ünlü yemeğidediği “tutmaç” (I/452), bedeni güçlendiren, yüzekırmızılık veren, kolaylıkla sindirilemediğinden kişiyitok tutan bir yemektir; fakat nasıl yapıldığınadair bir bilgi verilmemiştir. Bir çeşit helva olan “kagut”(I/406) darıdan yapılır ve yeni doğum yapmışkadınlara verilir. Darıdan yapılan başka bir yemekde “kürşek” (I/478) tir. Pirinç ile baharatın karıştırılıpbağırsağa doldurulması ve pişirilmesi şeklindehazırlanan “sogut” (I/356), bumbar dolmasıdır. Birtür sütlaç olan “uwa”(I/90), pirincin pişirilip soğuksuya konması, sonra suyunun süzülüp içine şekerkatılmasıyla yapılan bir tatlıdır.Mahmut, eserinde XI. yüzyılda Türklerin yetiştirdiğisebzelerden söz etmiş, ancak “büstelli”(I/493) ve “kabak” (I/382) yemeklerinden başkayemeklerden bahsetmemiştir. Verilen bilgiye göre,büstelli, kara pazıdan yapılan yemektir. Kabak ise,yaş iken yemeği yapılan bir sebzedir. Ancak karapazının veya kabağın yemeğinin nasıl yapıldığınadair bilgi yoktur.XI. yüzyılda Türklerin içilen her şeye “içkü”(I/128) dedikleri, ancak şarap türü içkilere “süçik”(I/408) veya “bor” (III/121) adını kullandıklarıgörülmektedir. Türklerin en çok tükettikleri içki,şüphesiz kımızdı. Kısrak sütünün ekşitilmesi/mayalandırılmasışeklinde yapılıyordu. “Ugut” (I/50),buğday ile arpanın pişirilmesi ve hamurla mayalandırılmasısonucu elde edilen bir içkidir. Buğdaydanyapılan “agartu” (III/442); buğday, darı,arpa gibi tahıllardan yapılan “bengi” (I/434) deDivân’da adı geçen içkilerdir. Bir içki olarak değilde içecek olarak sözü edilen “bekni” (III/60), günümüzdede içilen bozadır. “Bekni yewüldi/bekniolgunlaştı.”(III/81) sözünden bekninin de boza gibimayalandırılarak yapılan bir içecek olduğunu anlıyoruz.Divânü Lügati’t-Türk, yazıldığı devirde diğermilletlere göre oldukça ileri bir Türk kültür ve medeniyetininvarlığını göstermesi bakımından oldukçaönemlidir. Türk dili ve edebiyatından coğrafyaya,tarihten sosyolojiye, ilahiyattan halk kültürüne,vd. bilim dallarına kaynaklık eden bir eserdir.■KAYNAKLARAKALIN, Ş. Halûk 2011, “Kaşgarlı Mahmud veDivânü Lügati’t-Türk”,CANPOLAT, Mustafa 1974, “Divânü Lügati’-Türk’teŞamanizm İzleri”, Türk Folkloru Araştırmaları Yıllığı-Belleten,Kültür Bak. Yay., Ank., s. 19-34.ERCİLASUN, Ahmet B. 2004, Başlangıcından YirminciYüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yay., Ank.GENÇ, Reşat 1997, Kaşgarlı Mahmud’a Göre XI.Yüzyılda Türk Dünyası, TKAE Yay., Ank.http://tdkterim.gov.tr/dlt/?kategori=divan (27.6.20011).KAYA, Muharrem 2002, “Divânü Lügâti’t-Türk’ünHalkbilimi Açısından Önemi”, Folklor-Edebiyat <strong>Dergisi</strong>, c.VIII,sayı 31, s. 39-49.KURT, Şaban 2008, Kitâbu Divânı Lugâti’t-Türk (Tıpkıbasım),Kültür ve Turizm Bak. Yay., İst.YILDIRIM, Dursun 2008, “Kaşgarlı Mahmud : İlk Türk SözlüKültür Bilimcisi [=Folklorist], Kaşgarlı Mahmud Kitabı, (ed. SemaBarutçu Özönder), Kültür Bak. Yay., Ank. s. 107-119.80eylül-ekim-kasım2012
ÖZGE MEKÂN…Aşkın derin deryâsını,Yara yara geldim Sana!..Ömrün ma’nâ dünyasını,Kura kura geldim Sana!..Kudretin var ten harcında;Nefesin var can burcunda!..Bir yüreği, nefs içinde;Öre öre geldim Sana!..Bahtım, eler eleğimi;Edep yükler dileğimi!..Umut kokan çiçeğimi;Dere dere geldim Sana!..Sözde ihlas, özde iman;Kerem eyle Sen’in bu can!..Öz içimde özge mekân,Sora sora geldim Sana!..Yolcu gerek yola uya;Dört kapıya, bir can koya!..Bu hikmeti, duya duya,Göre göre geldim Sana!..Yâ Rab, kulum Sen’de karar;Her an artar bu intizâr!..Tâ Elest’ten bir yaram var,Sara sara geldim Sana!..RIFAT ARAZ81eylül-ekim-kasım2012
- Page 2 and 3:
Muhterem Okurlar,Kardeş Kalemler
- Page 4:
de mankurtlar tarafından kuşatıl
- Page 7 and 8:
MİRLANBEK NURMATOVile Kırgız Dos
- Page 9 and 10:
u kadar yoğun bir şekilde yaşad
- Page 11 and 12:
nun içinde Osmonkul Aliyev, Bazark
- Page 13 and 14:
da oldukça iyi biliyordu. Bu yarat
- Page 15 and 16:
gizli kalanları, halkın bilmedikl
- Page 17 and 18:
a çocuk öğrenim yeteneği ve bab
- Page 19 and 20:
sunarak dil için durmadan çalış
- Page 21 and 22:
K. Tınıstanov, yukarıdaki yarı
- Page 23 and 24:
Kırgız Edebiyatı 20. asrın baş
- Page 25 and 26:
Kasım Tınıstanovile ilgili Kırg
- Page 27 and 28:
nov birkaç bilimsel çalışma yap
- Page 29 and 30: ları hakkında ayrıntılı bilgi
- Page 31 and 32: o geceye “Akademi Geceleri” ad
- Page 33 and 34: Kasım Tınıstanov'dankısa hikây
- Page 35 and 36: Keçi de hemen kendi lüzumundan ba
- Page 37 and 38: efendi şarpadan kömöçü yakalay
- Page 39 and 40: şair ve yazarlığınınyanında,
- Page 41 and 42: SALİCAN CİGİTOVçev. KEMAL GÖZK
- Page 43 and 44: lışmaların sanki değişen hiçb
- Page 45 and 46: ken edebî zevk için norm aramanı
- Page 47 and 48: koruması ve sağladığı imkânla
- Page 49 and 50: MAMASALI APIŞEVçev. ABDRASUL İSA
- Page 51 and 52: ği balla ye”. O günden bu güne
- Page 53 and 54: Kırgızca veya Rusça basılan ese
- Page 55 and 56: mıştır. Hemen bütün hikâyeler
- Page 57 and 58: BEN KENDİMİBen kendimi ev dışı
- Page 59 and 60: ÇINARA SASIKULOVA*Kırgız öyküs
- Page 61 and 62: Bu öykünün diğerlerinden farkı
- Page 63 and 64: Zavallı ihtiyar Üpöl’ün hayat
- Page 65 and 66: Otobüslerin birisine binerek düş
- Page 67 and 68: nelerin olduğunu kim bilsin, yaşa
- Page 69 and 70: Anarbay'ın köprüsüKASIM KAİMOV
- Page 71 and 72: Sadece kulakları iyi işitmiyordu.
- Page 73 and 74: sonraki köprülerin Anarbay ile bi
- Page 75 and 76: olaylar sırasında öldürüldüğ
- Page 77 and 78: cek olanlar da yanılacaklardır;
- Page 79: “Akşamleyin çocukların oynadı
- Page 83 and 84: KardedevletlerdlrobleMUHSİN İLYAS
- Page 85 and 86: ustalıklı bir şekilde kullanarak
- Page 87 and 88: üfleme çalgıları çalan müzisy
- Page 89 and 90: Türk şiirindeHazreti Peygamber186
- Page 91 and 92: Gubeydullin, Şabdanov, Jubanov, Ş
- Page 93 and 94: Rusedebiyatındanbeslenen,Gogol’u
- Page 95 and 96: Soldan sağa: İl Kültür Müd. Ta