11.07.2015 Views

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Akşamleyin çocukların oynadığı bir oyunun adı”diye bilgi verilmiş, ancak oyunun nasıl oynandığıhakkında bilgi verilmemiştir. “Tepük” (I/386),çocukların oynadığı ayaktopu oyunudur. Divân’daverilen bilgiye göre, kurşun eritilip top şekline getirilir.Üzerine keçi kılı veya başka şeyler sarılır.Çocuklar bunu teperek oynarlar.Divân’da Türklerin yaşayış özelliklerine, medeniyetseviyelerine ilişkin bilgiler, bu bağlamdagiyim kuşamları, kullandıkları ev aletleri, yemekkültürü, vb. hakkında değerli bilgiler mevcuttur.Bu bilgilere göre, XI. Yüzyılda Türkler mendilkullanıyor, giysilerindeki kırışıklıkları ütüyle düzeltiyorlardı.“Ulatu” (I/136), kelimesi, “kişininburnunu temizlemek için koynunda taşıdığı ipekkumaş parçası” olarak açıklanır ki bu da bildiğimizgibi mendildir. “Ütük” (I/68) için Divân’da “malabiçiminde bir demir parçasıdır ki dikiş yerleriniyatıştırmak için kızdırılarak elbise üzerine bastırılır.”denilmektedir. Bu da anlaşılacağı üzere ütüdür.Hayvancılık ve tarıma dayalı bir iktisadî hayatlarıolduğunu bildiğimiz XI. yüzyıl Türkleri, deriyiişledikleri gibi yünü de işleyip keçe hâline getiriyorlar;keçeyi de çizme yapıp giyiyorlardı. “Olmandga oyma basışdı /O, bana keçeden çizme yapmaktayardım etti” (II/100) sözünde geçen “oyma”,özellikle Türkmenlerin keçeden yaptıkları çizmeyeverilen isimdir. Erkeklerin giydikleri sarığa“suwluk” (I/201), kadınların başörtüsüne de “bürünçük”(I/201) deniliyordu. Kadınlar takı ve süseşyası olarak o devirde “yinçü/inci” (I/273), miskile râmekten yapılan boncuk olan “bodh-monçuk”(III/121), “bilezük” (II/82), saçlarına takma olarakkeçi kılından yaptıkları zülüf olan “öngik” (I/135),kullanıyorlar, kemerlerine altın veya gümüşten yapılan“tuş/toka” (III/125) takıyorlar, yanaklarınaise “englik/allık”(I/115) sürüyorlardı. Delikanlıkız ve oğlanlar alınlarına “but/değerli firuze taşı”(III/120) takıyorlardı.XI. yüzyıldaki Türklerin hayat şeklini aksettirenönemli bir unsur da onların beslenme kültürüdür [2] .Divân’da Türklerin mutfağa “aşlık” (I/114), aşlıktabulunan kap kacağa ise, “ayak” (I/84) adını verdikleri,ancak Oğuzların ayak kelimesini bilmedikleriiçin onun yerine “çanak” (I/84) dedikleri bilgisiverilmektedir. Aşlıkta bulunan başlıca kap kacaklarolarak “aşıç/tencere” (I/52), “biçek/bıçak” (I/384),2. Daha geniş bilgi için bkz. Reşat Genç, KaşgarlıMahmud’a Göre XI. Yüzyılda Türk Dünyası, TKAE Yay.Ank. 1997, s. 229-236.“etlik/et asılan çengel” (I/101), “bart/bardak”(I/341), “kumgan/ibrik, güğüm” (I/440), “örküç/sacayağı”(I/95), “sac/tava” (II/147), “sagrak/sürahi,kâse” (I/471), “kendük/un, vb. şeyler konulan küp”(I/480) “bukaç/su kabı” (I/357), “çançu/şehriyehamuru açmakta kullanılan oklava” (I/417), “çömçe/kepçe”(I/417), “kaşujk/kaşık” (I/383), “körke/ağaçtan yapılan tabak” (I/430), “kasuk/kımız tulumu”(I/479), “tagar/dağarcık, çuval” (I/411) vb.mutfak aletlerinden bahsedilmektedir.Mutfakta kullanılan kap kacaklardan da anlaşılacağıüzere Türklerin XI. yüzyılda hayvancılığa vetarıma dayalı bir beslenme kültürleri vardır. Hayvanlardanelde ettikleri besin maddelerinin başındaet gelir. Diğer besin maddeleri ise, süt ve süttenyapılan mahsullerdir. Bunların yanında yumurta vebal da hayvanlardan elde edilen besin maddeleridir.Türklerin etinden faydalandıkları hayvanlarınbaşında koyun gelir. Diğer hayvanlar (at, keçi,tavuk, kaz, balık, vd.) ikinci derecede hayvanlardır.Bu yüzyılda Türkler, mevsimlere bağlı olarakyayla-kışla arasında göç ettikleri gibi yerleşik olarakda tarımla uğraşıyorlardı. Her iki durumda dahayvan sürüleri mevcut olan Türkler, hayvanlarınetinden, deri veya yününden, sütünden faydalanıyorlardı.Kesmek üzere özel olarak beslediklerihayvanlara “etlik” (I/101) diyorlardı. Bu devirde“etçi/kasap”ların (II/48) olduğu, “ekdi/mezbaha”da(I/125) hayvanların kesildiği bilgisi mevcuttur.Türkler eti pişirerek yedikleri gibi, sonra yemeküzere tuzluyor veya kurutuyorlardı da. Kurutulanete “kak et” (II/282), güz mevsiminde birtakım baharatlarlaterbiyeledikleri ve kuruttukları ete ise,“yazok et/pastırma” (III/16) diyorlardı.Divân’da verilen bilgilere göre o devir Türklerieti, karaciğeri ve baharatı karıştırıp bağırsağa dolduraraksucuk yapıyorlar, adına da “soktu” (I/416)diyorlardı. Koyun, keçi gibi hayvanların başınıüterek (I/193) temizliyor, pişirerek yiyorlardı. Etve baharatı karıştırıp bağırsağa doldurarak günümüzdede bilinen bir yemek olan bumbar dolmasıyapıyorlardı. İşkembe ve bağırsağı iyice kıyarakbağırsağın içine dolduruyor kızartmak veya pişirmeksuretiyle “yörgemeç” (III/55) adlı yemeği yapıyorlardı.At sütünden kımız (I/365) yaparken diğerhayvanların sütlerinden yoğurt, “suvuk/ayran”(III/164), yağ, “kayak/kaymak” (III/167), “udhıtma/peynir”(I/143) yapıyorlardı. Ayrıca arıcılık yapıyor,bal üretiyorlardı. Suvarlar, Kıpçaklar, Oğuzlar“bal” derlerken diğer Türk boyları bala “arı79eylül-ekim-kasım2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!