11.07.2015 Views

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

cek olanlar da yanılacaklardır; öyle ise, biz şimdigöğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yılabirer ad koyalım; sağışlarımızı bu yılların geçmesiyleanlayalım; bu, aramızda unutulmaz bir andaçolarak kalsın.’ dedi. Ulus, Hakan’ın bu önergesinionayladı. Bunun üzerine Hakan ava çıkar; yabanhayvanlarını ‘Ilısu’ya doğru sürsünler diye emreder.Bu, büyük bir ırmaktır. Halk bu hayvanları sıkıştıraraksuya doğru sürer. Bu hayvanlardan avlarlar;birtakım hayvanlar suya atılırlar; on ikisi suyugeçer. Her geçen hayvanın adı bir yıla ad olaraktakılır. Bu hayvanlardan birincisi sıçgan/sıçan imiş.İl önce geçen bu hayvan olduğu için senenin başıbu adla anılmış ve sıçgan yılı denilmiş. Bundansonra sırasıyla geçen hayvanların adları yıllaraverilmiş: ud/öküz yılı, pars yılı, tavışgan yılı, nek/timsah yılı, yılan yılı, yund/at yılı, koy/koyun yılı,biçin/maymun yılı, takagu/tavuk yılı, it yılı, tonguzyılı. Sayı tonguz yılına varınca dönülerek yine sıçganyılından başlar (DLT I/344).Böylesi açıklamaları Divânü Lügati’t-Türk’ünpek çok madde başında görmek mümkündür; ki bumaddelerde köken açıklayıcı (etiyolojik) anlatılarada yer verilmiştir. Bu tür anlatılar, Türklerin yaşadıklarımekânları nasıl adlandırdıkları veya değişikTürk boylarının adlandırılmasında hangi olay vedurumların yaşandığını göstermesi bakımdan Türkkültürü için son derece önemlidir. Söz gelimi “öge”maddesi açıklanırken Uygur Türklerinin yaşadığıbölgeye yakın bir dağ olan Altun Kan’ın neden buadı aldığı şöyle anlatılır:“Zülkarneyn Çin’e dek ilerleyince Türk Hakanısavaş için Zülkarneyn üzerine gençlerden toplanmışbir bölük asker gönderir. Hakanın veziri ‘SenZülkarneyn’in üzerine gençleri gönderdin; onlarıniçerisinde denenmiş, yaşlı savaş eri adamların dahibulunması gerekti’ deyince Hakan, yaşlı ve tecrübelianlamına olarak ‘Öge mi?’ demiş. Vezir ‘Evet’cevabını vermiş. Bunun üzerine Hakan; yaşlı, sınanmışbir kimse göndermiş. Zülkarneyn’in ilerikolları üzerine bir gece baskını yapmışlar, düşmanlarıyenmişler. Türklerden biri Zülkarneyn’inaskerlerinden birine bir kılıç vurmuş, herifi göbeğinedek parçalamış. Öldürülen adamın belinde, içerisindealtın bulunan bir kemer varmış; kemer dekesilmiş, altınlar kana bulaşarak dökülmüş. Ertesisabah Türk askerleri kana bulaşmış olan altınlarıgörerek birbirlerine ‘Bu ne?” demişler. ‘Altun kan”cevabı verilmiş. Orada bulunan bir dağa hemen buadı vermişler.” (I/90). Bunun gibi “Uygur (I/111),Çiğil (I/393), Türk (I/350), Türkmen (I/353;III/412), Kaz (III/149), Kaz suvı (III/151)”, vd. birçokmadde başı açıklanırken yukarıda verdiğimizörnekte olduğu gibi, köken açıklayıcı anlatılarabaşvurulmuştur. “Türkmen” maddesi açıklanırken“Şu Destanı”na; “Alp (I/41), Ödhlek (I/102), Telindi(I/147), Usıtgan (I/155), Ögreyük (I/159), Ulışdı(I/188), İrteldi (I/245), Kürküm (I/486), Çengeşti(II/209), Kurtıldı (II/233), Kevretti (II/334)” gibimaddelerin açıklamasında da “Alp Er TungaDestanı’na ait parçalara yer verilmiştir.Divânü Lügati’t-Türk’te çeşitli maddelerinaçıklanması, örneklenmesi sırasında manzumelerdenfaydalanılmıştır. Divân’da bu amaçla kullanılan“149 dörtlük, 79 adet beyit vardır. Ayrıca 9dörtlük de ikişer defa kullanılmıştır.” (Kaya 2002:42). Sözlü kültürün hâkim olduğu bir devirde yazılanDivân’da Kaşgarlı Mahmut, manzum sözleringücünden de faydalanarak açıkladığı kelime vekavramların daha iyi anlaşılacağını ve akılda tutulacağınıdüşünmüş olabilir.Divânü Lügati’t-Türk’te eski Türklerin gündelikyaşayışları, inançları, âdetleri ve gelenekleriyleilgili bilgilere, yine maddelerin açıklanmasıvesilesiyle yer verildiği görülür. “Öz” maddesininaçıklamasında (I/45) verilen dörtlükte insanın konuğunuiyi ağırlanmasıyla ününün artacağı belirtilirken“eşük” maddesinin açıklamasında (I/72)hanlardan, beylerden birisi öldüğünde mezarınınüzerine kumaş örtüldüğü, daha sonra da bu kumaşınbölünerek yoksullara dağıtıldığı;. “kedhüt”(I/357) maddesinde gelin ve güveyinin düğünlerinegelen hısımlarına armağan olarak elbise vermeleriâdetinden söz edilir. “Tuzgu”(I/424) maddesindeyolculara yemek sunulmasından, “boşug” (I/372)maddesinde uzaktan gelen hısıma şölen yapılması,armağanlar verilerek yolcu edilmesinden, “tayak”(III/166) maddesinde de gelinin hizmetine bakmasıiçin geline köle hediye edilmesinden söz edilir.Divânü Lügati’t-Türk’te hastalıklar, hastalıklarıntedavisi için yapılan uygulamalar hakkındabilgiler vardır. Divân’da “ig” (I/48), “kem” (I/338,At kemlendi: At hastalandı), “mun” (III/140; hastalık,ayıp), “sükel” (I/394; Oğuz dilinde hasta),“çerlendi” (II/244; Er özi çerlendi: Adam hastalandı,vücudu ağırlaştı) kelimeleri hastalık, rahatsızlıkanlamlarında kullanılmaktadır. Verilen bilgileregöre hastalıkların tedavisinde “emci”ler (I/38) ve“otaçı”lar (I/35) bitkilerden, hayvani mahsullerdenilaç yapmakta, sihir ve büyüden faydalanmakta,ateşle dağlama ve kan alma yöntemlerini kullanmaktadırlar.77eylül-ekim-kasım2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!