11.07.2015 Views

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

nelerin olduğunu kim bilsin, yaşamayasıcaların.Biraz yaşayınca her şey ortaya çıkar. Eğer baştadediğinin tersine, kötü biriyse, evden kovarımsanki.Sarı olanı, kara olana biraz da olsa katıldığınıbelirtti.-Ah, ne yazık ki, şimdiki gençler iyice yoldançıkmadılar mı? Ya bizim zamanımızda nasıldı?Gece bir arkadaşımızla şöyle bir araya gelecekolsak bile yanlış anlaşılacağız diye yüzümüz kıpkırmızıolurdu. Şimdikiler ne yapıyor peki? İsterotobüste olsun, ister cadde sokakta olsun, yeterki fırsat bulsunlar, istedikleri gibi davranıyorlar.Yüzlerinin kızarması bir yana bir de çevrelerinekarşı gururla bakmazlar mı?! Hele bir de içmeleriyok mu, yerden kafalarını kaldıramadan ayaklarınısürüyerek gitmeleri…-Deme gitsin…-Bir süre sonra bunu da görürsün. Her gün içkiyedoyup evinin barkının tozunu attırır. O zamankovmak için vakit harcayacaksın. Çık dediğinzaman, ‘seni karanlıkta yakalar öldürürüm.’diyerek korkutanları bile oluyor.-Nerden bilebiliriz ki? Her adama kötü gözlebakmak da doğru değil.Bu sırada yeni genç kiracı, dış kapısı bulunduklarıbahçeye bakan evi temizleyip badanayapmakla meşguldü. Üzerinde eski bir önlükvar. Evi hiç olmazsa bir beş yıl kimse temizleyipbadana yapmamıştır belki de. Öğrenciler, işçilervelhasıl her türlü adam bu evde geçici bir süreliğineyaşadıkları için duvarın her yerine gelişigüzelçivi çakmışlar. Her taraf çizik içinde, tavanınboyası gitmiş; odaların kokusu bile değişik, kötübir koku hâkim. Odaların sadece adı oda, oldukçadar yapılmışlar. İlk bakışta özellikle kiraya verilmekiçin yapılmışlar gibi görünüyor. ‘Kuytudakiev’ denmesinin sebebi var: Çatılı büyük beyazeve ek olduğu için planının küçük olması az gelmişgibi bir de yanındaki büyük ceviz ağacı, dallarıylaevi iyice çevrelemiş…Aradan birbirini kovalayan günler geçti. İkiihtiyar kadının günlük lafları güzel güzel giderken,laf dönüp dolaşıp da ‘kuytudaki evin’ yenisakinine gelince, sohbet tartışmaya dönüşmeyebaşladı.-Demek ki, insanların hepsine de kötü dememekgerekiyormuş. Şu ihtiyar hâliyle insanaadaletle muamelede bulunmak daha doğru olsagerek. Yeni kiracı dürüst biriymiş. Geldiğindenberi epey vakit geçti. Girmesi, çıkması, tertip düzeniyerinde.Sarı ihtiyar âdet edindiği üzere gözlüğününüzerinden baktı. Çünkü her zaman aşağıya doğrubaktığı için gözlüğü burnunun ucunda zorla dururdu.İkide bir yukarı ittirip koymak da istemediğiiçin düzeltmeye gerek görmezdi.Tam o sırada ‘kuytudaki eve’ ellerinde valizlerleiki genç yaklaştı ve ihtiyar kadınlara başlarıylaselam verip, eve girdiler. Bir an afallayankara ihtiyar kadın fırsat bulmuş gibi konuşmayabaşladı.-Bunlar gibi suratsızlara sen de inanıyorsan…Vay başımıza gelenler… Sakin bir şekilde durupşimdilik hiçbir şey belli etmemeye çalışıyorlar.‘Hele sırtımı bir sağlama alayım’ dercesine. Birazdangöreceğiz. Şu sallanarak gelenler, boş yeremi geldi diyorsun? Ellerindeki valizlerin içindebir iki şişe vardır... Biraz vakit geçsin müzikleribağırmaya başlar… Biraz sonra da kendileri…Evde bağırmayı bir yana koyarak bir de bahçeyeçıkarlar. Yaklaşıp erkeksen, ‘yeter artık!’ diyerekbir konuş bakalım. Bir yumrukta yere sersin.Sarı ihtiyar bu sözlere diyecek bir şey bulamamanınsıkıntısıyla yerinden kalktı ve evineyöneldi. Giderken de belli belirsiz mırıldandı:-Gençlerin hepsine kötü gözle bakmamak gerek.Kara ihtiyar haklı çıkmanın verdiği güvenledayanamadı:-Vay vay!.. Görürsün sen ilginç olanı…Karşıdakini beğenmezcesine dudaklarını büktü.Bugün de her zamanki gibi sakin bir şekildegeçti. Bağırtılı çağırtılı müzik sesi duyulmadı.Bahçede alışılagelmiş sakinlik hâkimdi. Kara ih-67eylül-ekim-kasım2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!