aşarısız, ama bu sadece Sıdık Karaçev’e özgü birdurum da değildir. O zamanın yazarlarının çoğundabu tür başarısızlıklar vardır. (Artıkbayev K. KırgızSovet Adabiyatının Tarıhı. F.1982. s. 37.)Yazarın ikinci öyküsü “Eriksiz Kündördö”ise başkişi Cıpar, köyün saygıdeğer hacısı olanKendirbay’ın kızına ait. Kendirbay kızı Cıpar’ıMamırbay Ağaya dördüncü eş olarak vermek ister.Cıpar ise okuma yazma bilen, eski düşünceli değil,yenice yaşamayı seven bir kızdır. Üstelik Cıpar’ınsevgilisi de var. Çaresizlikten dolayı Cıpar, sevgilisiCunuş ile kaçmaya karar verirler. Ama anlaştıklarısaatte, anlaştıkları yere Cunuş gelmez. Cıpar daMamırbay’ın eşi olmaktansa ölmem daha da iyi derve uçurumdan kendini atar. Cunuş’un neden gelmediğiyazar tarafından okuyucuya açıklanmaz. Bu daeserin başkişisi olan Cıpar’ın karakterini açıklamadaeksikliklere neden olur.20. asrın ikinci yarısında Kırgız edebiyatındayeni öyküler yazılmaya başlanır. Örneğin,K.Bayalinov’un “Tülkü Menen Suur” (Tilki ve Marmot),“Çabalekey Cana Cılan” (Kırlangıç ve Yılan),“Cetimdin Ölümü” (Yetimin Ölümü) gibi öyküleriyayımlanır. Bu öykülerin “... her hangi masalların,efsanelerin, bulmacalı hayvan masalların mayasıylayazıldığı şüphesiz” (Kebekova B. Kırgız Sovet AngemeJanrının Ösüş coldoru. F.,1967. S.17-б.). Halkedebiyatının materyallerini kullanmaları doğaldır.Bu süreç Türkiye öyküsüne de özgüdür. ÖrneğinAhmet Mithat Efendi’nin öyküleri… Halk edebiyatınınbu motifleri zamanın talebine göre kullanılır.Mesela, yılan ve tilki gibi hayvanlar sömürenler ise,kırlangıç ve marmot gibi hayvanlar sömürülen tabakayıçağrıştıran alegorik kahramanlardır. Tabii kibu çatışmada zafer marmot ve kırlangıcın olur. Halkedebiyatındaki masalların esas görevi; sömüren vesömürülen mücadelesini anlatmaktır.Aalı Tokombayev Kırgız Sovyet edebiyatındaçok önemli yazar ve şairdi. Ama zaman değişinceyazarın ancak esas edebiyat olarak algılanan eserlerideğerini koruyabildi. İdeoloji için yazılan eserleriise sadece tarih olarak kaldı.A.Tokombayev’in “Ötköndögü Mun” öyküsündeSovyet iktidarından önceki hocalardan öğretimgörmüş gençlerin yaşamı anlatılır. Okuma yazmayıöğrenmeye hevesli olan Sadık isminde genç veonun hocasının olumsuz davranışları anlatılır buöyküde. Sadık’ın hocasını anlatırken yazar doğayıda siyah boyayla anlatır. Bu yöntem de halk edebiyatınınetkisidir. Sovyet edebiyatında kahramanlarolumlu ve olumsuz olarak ayrılırdı. <strong>Bizim</strong> hoca daolumsuz kahramandır. Dolayısıyla hocanın portresiçirkin olarak çizilmiştir. “...gözleri domuzunki gibi,yanakları çökük, burnu iri, sakalı keçininki gibi, tipsizbir yaratık”. (Ötköndögü Mun. 1931, 14 Kasım).Söz konusu tarihlerde yeni sistemi övmek Kırgızedebiyatındaki eserlerin önemli ve esas konularıdır.Bu konuyu ele almış yazarların kullandıklarıyöntemler genelde birbirlerine benzer. Öyküleri deçizelgeleri de böyle olur. Öyküdeki başkişi eski zamandasömürülür, hakkını arayamaz ama yeni zamangelince sömürülen hakkını arar, eğitim almaolanağına sahip olur. Eskiden eğer öykünün başkişisibayansa babası onu ağaya ikinci eş olarak verir,yeni sistemde ise kız istediği ve sevdiği kişi ile evlenir.Tabii evlendiği genç de yenice düşünen nesildenolur. Бул жазуучулардын ичинен К.Баялиновбираз айырмаланат.Kubanıçbek Malikov’un “Caş Calın” (Yeni Kıvılcım)öyküsünde Kırgız yazarlarından ilk olarakKırgız işçilerinin karakterini işlemekle Kırgız edebiyatındayeni konuyu ele alır. Öykünün başkişisiSultan, çocuk esirgeme yurdunda büyür. Oradanmezun olunca işçi olarak fabrikada çalışmaya başlar.Aynı zamanda da komünist okullarında gece öğretimindeeğitim alır.M. Abdukarimiv’un “Caşagım Kelet” (Yaşamakİsterim) öyküsünde birkaç olay anlatılır. Amabu olayların birbirleri arasında bağlantı yok gibi.Olayların gelişmesi muhtevadan, öykünün talebindendolayı değil, yazarın kalıp düşünceleri ile izlekoluşturur. (Kebekova B. S.32). Öyküdeki kişiler hareketlideğildirler, fazla konuşurlar. Yine öykününbaşkişisin neden değiştiği tam olarak anlatılmamıştır.<strong>Bizim</strong> düşüncemize göre bu noksan yazarınyeteneksiz olduğundan değil, o zamanlar öykününKırgız edebiyatında yeni olduğundan, halk edebiyatınaözgü anlatım tarzından tam kurtulamadığındandır.K. Malikov’un “Ayluu Tündö” (Mehtaplı Gecede),“Caş Calın” (Yeni Kıvılcım), “Açılgan Ayıp”(Belli Olmuş Kusur), “Kamış Kulak”, “Kızıl Alay”,“Sarala Kozu” isimli öykülerde köydeki değişmelerve yenilikler anlatılır. Bu öyküler içerisinde “SaralaKozu” öyküsü belirttiğimiz başarısızlıkları yenmişve Batı anlayışındaki öykü türüne layık seviyedeyazılmıştır. Öyküde Kırgız köylerinde kolhozlaşmasürecinin gerçekleşmesi anlatılır. Kırgızlar için yabancıolmayan koyun beslemenin Sovyet kolhozundanasıl fark edildiği ve bunun yeniliği ele alınır.Mukay Elebayev’in “Boroonduu Künü” (BuhranlıGünde) öyküsü başkişinin bir gününü anlatır.60eylül-ekim-kasım2012
Bu öykünün diğerlerinden farkı; Sovyetlerden öncekidönemi eleştirmemesidir. Sadece kışın bir günyolda giderken fırtınalı bir akşam yoldaki bir çadırevinde geçirdiği geceyi anlatır. O çadır evinde yaşlıbir nine vardır. Çadır evi de çok eskidir. Öyküdeolay yok. Sadece durum anlatılır. Bu durumda Rusedebiyatçısı Yuriy Kuranov’un “öykü yaşamın birdurumunu, özel bir olayını özelleştirir ve ona büyükbir önem verir” (Куранов Ю. Бессюжетныхрассказов нет.//Вопросы литературы, 1969. №7.С.71. ) deyişi aklımıza gelir.1920-1930 yılları arası yayımlanmış öykülerinkonuları hemen hemen aynıydı. Eski sistemde sömürülentabaka iktidarın değişimiyle hak ve hukuklarınaulaşır, sömürenler ise hak ettikleri cezalarınıalırlar. Öykülerin kurgusu ise halk edebiyatının etkisindentam kurtulamamıştı. 1930’un ikinci yarısındaise öykü yeni aşamalara varır. Konu açısındanise daha çok emeği öven eserler yazılır.Cusup Turusbekov’un “Bir Olmuş İş” öyküsüde kolhozlaşma konusunu ele alır. Çatışma kolhozunreisi Çoro ile at çiftliğinin başkanı Kerimkularasında geçer. Çoro, Kerimkul’un kızı ile evlenmekister. Ancak bunu Kerimkul istemez. ÇünküKerimkul yeni sisteme göre düşünen bir kimsedir,dolayısıyla kızının da kendisinin karar vermesinisöyler. (Турусбеков Ж. Бир болгон иш.//Советтикадабият жана искусство. 1940. №2.). Buna karşıkin besleyen Çoro iftira ederek Kerimkul’u hapseattırır. Hapiste Kerimkul, Çoro’nun arkadaşı ile tanışırve bu komplonun nasıl kurulduğunu öğrenir.Öykünün akışında Kerimkul’un suçsuz olduğu ortayaçıkar. Olaylar öykünün başkişisi Tolgonay’ınetrafında gelişir. Bu olayların hepsi Tolgonay’ın kişiliğiniaçıklamada görev taşır. Eserin kurgusu dağınıkdeğildir. Amaçsız kullanılan anlatılar da yeralmaz.Kırgız edebiyatında fantastik tür de bu dönemortaya çıkmıştır diyebiliriz. Bunu da KuseyinEsenkocoyev’in “Sayakatçı Bala”, “Üçünçü Şar”,“Rodinanın Uulu” (Vatanın Oğlu) gibi eserleri ispatlar.Maalesef yazarın genç yaşta vefatından sonrabu konuyu ele alan kimse olmadı. Eğer yazarhayatta olsaydı romantikalı fantastik türü gelişirdifikrindeyiz. Kırgız edebiyatında bir Jules Verne çıkabilirdi.1940’lı yıllarda tüm Sovyet edebiyatının ortakkonusunu Almanya ve Sovyetler Birliği arasındakisavaş oluşturuyordu. O yıllardaki eserlerde sadececephedeki savaş değil, savaştakilere destek için çalışanköylülerin hayatı da anlatılır; halkın vatanseverlik,fedakârlık duyguları güçlendirilmek istenirdi.Bu konuda eser vermek yazarlar için pek kolayda olmadı: “Öykü kahramanlık aşılayan tarzda yazıldığındandolayı, öykünün dilinde halk edebiyatınaözgü geleneksel benzetmelere, paralelizmlere,atasözlerine çok rastlarız.” (Kebekova.s.77).T. Sıdıkbekov’un “Paydaga Çeçilgen Çatak” öyküsüde karakterlerin, diyaloglar aracılığıyla açıklanmasındandolayı söz konusu dönem için yenisayılır. Eserdeki kişilerin karakterleri yazarın anlatmasıyladeğil, olaylar örgüsü esnasında kişilerindavranışları, konuşmaları aracılığıyla verilmiştir.T. Sıdıkbekov’un bu öyküsünü yazarken Rusyazarı N. Gogol’un “İvan İvanoviç, İvan Nikiforoviçile nasıl tartıştığı hakkında hikâye”sindenetkilendiğini K. Asanaliyev “Orus klassikalık canasovet adabiyatının kırgız adabiyatındagı traditsiyalarınınkee bir maseleleri” adlı makalesinde yazar.(K.Asanaliyev //Sovettik Kırgızistan. 1954, № 8).“Muzdakta” (Soğukta) eseri savaş yılları kadınlarıncephedeki askerler için nasıl çalıştıklarınıkonu eder. Eserin vakası çok basittir. Kolhozun atlarınıbesleyen iki kadının hikâyesidir. Bu kadınlarınkarakterleri aracılığı ile yazar zamana özgü özlem,hasret gibi kavramları açıklar.“Sagınbadımbı” (Özledim) öyküsünün başkişisi,babasını özleyen çocuk. Aynı konu “Kütüü”(Beklemek) öyküsünde devam eder. KüçükCetkin babasının savaştan dönmesini beklerkensuya düşer. Babası Mambet de bu olayın üstündençıkar. Çocuğunun ölümle mücadelesini görenMambet, savaştaki mücadeleyi hatırlar vesavaşın cephede ne kadar bir felaket ise buradada aynı derecede felaket olduğunun farkına varır.(Sıdıkbekov T.n156-б.).K. Bayalinov’un “Al Emi Cetim Emes” (OArtık Öksüz Değil) öyküsü savaş yıllarında annesini,babasını kaybeden küçük Lyalya OsipovaLeningrad’dan Kırgızistan’a gelir. Isık Göl’ünSaruu köyünde Amantur ve Maani adındaki anneve babasını bulur. K. Bayalinov’un bu eserine birtür belgesel diyebiliriz. Çünkü eserdeki kişilerinisimleri, adresleri gerçek ve doğru verilmiştir.Bu dönem yazılan eserlerin eksik yanı da, vakaçoğu zaman derinden anlatılmaz. Düşmanlar eserlerdezayıf, olumsuz, korkak olarak verilir. Böyleceyazar gerçekçi tasvirden uzak kalır. Ama Kırgız öyküsününbu ilk dönemi kendinden sonra gelen başarılıve kaliteli yazarlara zemin hazırlar. Dünyacaünlü yazarımız Cengiz Aytmatov bu zeminin üzerinekendi eserlerini kurmuştur.■61eylül-ekim-kasım2012
- Page 2 and 3:
Muhterem Okurlar,Kardeş Kalemler
- Page 4:
de mankurtlar tarafından kuşatıl
- Page 7 and 8:
MİRLANBEK NURMATOVile Kırgız Dos
- Page 9 and 10: u kadar yoğun bir şekilde yaşad
- Page 11 and 12: nun içinde Osmonkul Aliyev, Bazark
- Page 13 and 14: da oldukça iyi biliyordu. Bu yarat
- Page 15 and 16: gizli kalanları, halkın bilmedikl
- Page 17 and 18: a çocuk öğrenim yeteneği ve bab
- Page 19 and 20: sunarak dil için durmadan çalış
- Page 21 and 22: K. Tınıstanov, yukarıdaki yarı
- Page 23 and 24: Kırgız Edebiyatı 20. asrın baş
- Page 25 and 26: Kasım Tınıstanovile ilgili Kırg
- Page 27 and 28: nov birkaç bilimsel çalışma yap
- Page 29 and 30: ları hakkında ayrıntılı bilgi
- Page 31 and 32: o geceye “Akademi Geceleri” ad
- Page 33 and 34: Kasım Tınıstanov'dankısa hikây
- Page 35 and 36: Keçi de hemen kendi lüzumundan ba
- Page 37 and 38: efendi şarpadan kömöçü yakalay
- Page 39 and 40: şair ve yazarlığınınyanında,
- Page 41 and 42: SALİCAN CİGİTOVçev. KEMAL GÖZK
- Page 43 and 44: lışmaların sanki değişen hiçb
- Page 45 and 46: ken edebî zevk için norm aramanı
- Page 47 and 48: koruması ve sağladığı imkânla
- Page 49 and 50: MAMASALI APIŞEVçev. ABDRASUL İSA
- Page 51 and 52: ği balla ye”. O günden bu güne
- Page 53 and 54: Kırgızca veya Rusça basılan ese
- Page 55 and 56: mıştır. Hemen bütün hikâyeler
- Page 57 and 58: BEN KENDİMİBen kendimi ev dışı
- Page 59: ÇINARA SASIKULOVA*Kırgız öyküs
- Page 63 and 64: Zavallı ihtiyar Üpöl’ün hayat
- Page 65 and 66: Otobüslerin birisine binerek düş
- Page 67 and 68: nelerin olduğunu kim bilsin, yaşa
- Page 69 and 70: Anarbay'ın köprüsüKASIM KAİMOV
- Page 71 and 72: Sadece kulakları iyi işitmiyordu.
- Page 73 and 74: sonraki köprülerin Anarbay ile bi
- Page 75 and 76: olaylar sırasında öldürüldüğ
- Page 77 and 78: cek olanlar da yanılacaklardır;
- Page 79 and 80: “Akşamleyin çocukların oynadı
- Page 81 and 82: ÖZGE MEKÂN…Aşkın derin deryâ
- Page 83 and 84: KardedevletlerdlrobleMUHSİN İLYAS
- Page 85 and 86: ustalıklı bir şekilde kullanarak
- Page 87 and 88: üfleme çalgıları çalan müzisy
- Page 89 and 90: Türk şiirindeHazreti Peygamber186
- Page 91 and 92: Gubeydullin, Şabdanov, Jubanov, Ş
- Page 93 and 94: Rusedebiyatındanbeslenen,Gogol’u
- Page 95 and 96: Soldan sağa: İl Kültür Müd. Ta