11.07.2015 Views

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

Kasım Tınıstanov'dan kısa hikâyeler - Bizim Kulliye Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

da oldukça iyi biliyordu. Bu yaratılıştan verilmiş biryetenek. Söz sanatını iyi bilen insan sanata da yakınoluyor. O, her zaman Karamoldo’yu evine daveteder, ondan komuz dinlerdi. Ara sıra Kasım, şakaylakarışık “Moldo ağa, çal bakalım. Bir zamanlartoprak ağalarına çalıyordun, şimdi bize çalıyorsun,”dedi. Ne zaman gitsem Moldo evindeydi. Sanatı iyibildiği bundan da anlaşılıyor.Üstat, siz çok güzel bir şeyden bahsettiniz.Karamoldo’yu her zaman evine davet edip, komuzdinlediğini söylediniz. Demek onun sanatına çokdeğer vermesinin yanında, müziği dinlemesi deboşuna değilmiş.Ondan sonra Kasım, Boogaçı’nın sürgünegönderildiğini duyup bana şöyle dediğini dün gibihatırlıyorum: “Hey, Hüseyin! Bu nasıl iş? Aydınlarsürülüyor. Bu adam kendisi okul yaptı. Onun sayesindeNarın bölgesinden Moldobasan, Musa gibiyetenekler çıktılar,” dedi. Kederlendi. KazaklarınMağcan Cumabayev adında bir şairi vardı. O, KasımTınıstanov’un hocasıydı. 1923 yılında varsam,Mağcan Taşkent’e gidiyormuş. Kasım benden ikisınıf üsteydi. O sıralar Kasım, mandolin çalmayauğraşıyormuş. Mağcan, ona “Mandolin çalma, sanatilgi ister. Sanatın diğer dalı seni kendine çeker.Sen şairsin şiir yazman gerek,” diyerek onu yönlendirdiğiniduymuştum. Mağcan geldi. Saçı, kâkülüoldukça güzeldi. Çok yakışıklı bir delikanlıydı.Daha sonra kurşuna dizilerek idam edildi.Siz, Kasım çok şakacıydı diyorsunuz.Sayakbay’ı Karkıra’dan getirip, Kasım ile ilk defatanıştırdığınızda ilginç bir olay olmuş. Bunu daanlatır mısınız?Sayakbay Karalayev’i Frunze’ye (Bişkek) getirdiktensonra Kasım “Akademik toplantı, programdüzenleyelim, para ayıralım,” dedi. Onun dediğinikabul edip birçok meşhur insanı davet ettim. Bu konudanoldukça çok bahsedildi; bunları şimdi tekraretmeyeyim. Sayakbay Karalayev gelip oturdu. Ozaman daha otuz yaşında bile değildi; delikanlıydı.Onu görünce Kasım şöyle dedi: “Sana çok iyibakmışlar. Yağız doru koşu atı gibisin. Bakalım nekadar koşabileceksin? Manas’ı benim gibi okuyabilirmisin?” deyip başladı Manas okumaya; destanınderinliklerine daldı. Ondan sonra “Haydi bakalım,destanı benden daha iyi anlatabilecek misin, anlaştıkmı?” diyerek dışarı çıktı. Biraz sonra hanımımAyşa “Gelir misin?” diye beni çağırdı. Gittiğimde“Deminki boynu kalın, iri kafalı Manasçı mı?”diye Sayakbay Karalayev soruyor. Ben ona, “Yok;o, Manasçı değil.” dedim. “Destanı ezberden anlatıyor;onu ben de yaparım. Ezberden kim olsa o,okur. Yoksa Manasçı olmasından mı korkuyorsun?Korkma,” diye Sayakbay’ın heyecanını giderdim.Hepimiz o zaman şerine [2] yiyorduk.Kasımalı Cantöşev, Kasım Tınıstanov ve benbir araya gelip piyes yazıyorduk. Mesela “MayluuTang” (Yağlı Tan) adlı bir piyes yazdık. Bu tamamenkomedi eseriydi. Bunu tekrar tekrar anlattırıpgülüyordu. Onun bulunduğu yer şen şakrak olurdu.Üstat, ben de Kırgız dilcisiyim. Kırgız diliüzerine çalışmalar yapıyorum. Bir şeye çokşaşırıyorum. Kırgız dilinin gramerini, fonolojisini,morfolojisini, sentaksını başka dillerle mukayeseettik. Elbette ilk önce Rus diliyle karşılaştırdım.Mesela Kırgız dili fonolojisinde, morfolojisindezamir, sıfat, isim, fiil gibi terimler Rusçadan tercümeedilse de Kırgızcaya tam olarak uyuyor. Bunuyaparken herhâlde Kazak, Özbek ve Tatar dillerindenve bu kardeş edebiyatlardan istifade etti.Her ne şekilde olursa olsun, Kasım Tınıstanov’uneserlerinin eşi benzeri yok.- Kasım gerçek bir ilim adamıydı. Enstitüyü tamamlayamamışolmasına rağmen, yaratılıştan akıllıbiriydi. Kırgız dili meselesi gündeme geldiğindeonun oluşturduğu dil terimleri üzerine çalışmak gerek.Kasım, morfolojiyi ilk kendisi yazdı. O zaman,demin bahsettiğin terimleri oluşturdu. Bu terimleriustalıkla, estetik zevkle düşünüp bulmuş. Morfolojikitabını okuduklarında, ilim adamları şaşırıp:“Bu çalışmasıyla hemen akademik unvana layık,”demişler. Bir yönden tam olarak bu doğru. Diğertaraftan da bu Kırgızlara ait bir değer. Kasım, Altaydil ailesinin gramerlerini, Kazak, Kırgız, Özbekgramerlerini çok iyi mukayese etti herhâlde. O, ilkokuma öğrenme kitabını, bu eserin içinde morfolojiyive sentaksı yazdı. Bu ilklerin adamının ismielbette ebediyete kalacak. Her halkın medeniyettemelini atan mimarları, yetenekli aydınları vardır.Kasım, yetenekli bir hoca aynı zamanda da devletadamıydı. İlk halk mimarlarındandı. Kısaca söyleyecekolursak Kasım Tınıstanov Kırgızların Lomonosov’udur.■2. Şerine: Bir tür millî Kırgız yemeği13eylül-ekim-kasım2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!