“küçük”Bir ÇocuğunKÜÇÜMSENEMEZHaklarıDr. Huriye MARTISelçuk Üniversitesi İlahiyat FakültesiHadis Bilim Dalı Araştırma GörevlisiKüçük bir beden, aslında bu dünyaya “halife” olarakgönderilmiş bir canı barındırır, kâinatın enşerefli varlığı olan insanı temsil eder. “Hani, Rabbinmeleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”demişti.” 1 ayetinde anılan işte bu candır. Yeryüzünüimar etmek ve Rabbinin dilediği biçimde bir hayatsürmek üzere dünyaya gönderilen yavru, anne-babasınınelinde yoğrulmaya hazır, şerefli bir emanettir.Dolayısıyla bu emanet üzerinde diledikleri gibi tasarruftabulunma hakkına sahip olmayan ebeveyn, emanetin sahibiolan Allah’a karşı ciddi bir sorumluluk üstlenmişlerdir. Böylesineyüce bir ismin emanetine gözleri gibi bakmak ve asla hıyanetetmemek zorundadırlar. İşte bu yüzden Cenab-ı Hak, “Bilinki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihandan ibarettir. Katındabüyük mükâfat olan ise, ancak Allah’tır.” 2 buyurmaktadır. Emanetdemek, imtihan demektir…Allah’ın benzersiz lütuflarından biri olan çocuk, her nimetgibi külfetini de beraberinde taşıyarak gelip hayatımıza yerleşir.Halletmemizi ya da sabretmemizi istediği öyle çok sınav, üstlenmemizive ödememizi talep ettiği öyle çok hak vardır ki! SevgiliPeygamberimiz bir babaya “Çocuğunun senin üzerinde hakkıvar.” 3 buyururken elbette sadece karnını doyurup sırtını giydirmeyikastetmemiş, bilâkis çocuğun, küçücük bedeniyle hiç de< 52TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİwww.diyanetvakfi.org.tr
küçümsenemeyecek haklara sahipolduğunu hatırlatmıştır. Kendisineverilen bir hurmayı tam ağzına atmaküzereyken çocukları isteyinceonlara bölüştüren bir anne içinPeygamber Efendimiz (sav) “Sırfbu hurma sebebiyle Allah onun cennetegirmesini kesinleştirmiş ya dabu hurma sayesinde onu cehennemdenazat etmiştir.” 4 buyurmuş ise,onu yedirmenin içirmenin elbettemükâfatı olacaktır. Aslına bakılırsaçocuğun hakları listesi dünyayagözlerini açtığında güzel bir isimleisimlendirilmesinden, 5 hayır vebereket duaları ile kulağına ezanokunmasından 6 ve akîka kurbanı ilegelişinin kutlanmasından 7 başlayarakuzayıp gitmektedir. Her çocuğuncan ve ırz güvenliğinin sağlanması,güven ve huzur içinde günlükhayatını sürdürmesi, akıl, ruh vebeden sağlığının korunması gibihakları olduğu dinimiz tarafındantespit edilmiştir. Ancak mühim olannokta şudur ki, bütün bu haklarınaltında yatan gerçek, çocuğun insanolmakla taşıdığı şeref ve haysiyettir.Allah Rasulü’nün çocuklarlailişkisini, onlara karşı tutumunu,tavsiye ve uyarılarını dikkatle incelediğimizde,işin özünün çocuğuninsanlık onuruna saygıda düğümlendiğinigörürüz. Peygamberimizin,çocuğu cisminin küçüklüğü iledeğil, ruhunun yüceliği ile değerlendirdiğiniaçıkça gösteren sayısızolay vardır. Söz gelimi Sevgili Peygamberimiz,çocuğun varlığını görmezdengelmez; ‘sizi fark ettim, benimiçin değerlisiniz’ mesajı vermeküzere çocukların yanından geçerkenonlara selâm verir. 8 Çocukların derdiyleilgilenir, dünyalarını paylaşırve ‘senin için önemli olan şeyleriben de önemsiyorum’ dercesine küçükEbû Umeyr’e rastladığında serçesininhatırını sorar. 9 Çocuklarınözgür iradelerine değer verir, ‘benim gözümde sen,bağımsız bir bireysin, tebliğimin muhatabısın’ dercesinebir Yahudi çocuğu hastalandığında ziyaretinegitmekten ve onu Müslüman olmaya davet etmektençekinmez. 10 Çocukların tercihlerini dikkate alır; annesive babası boşanan bir çocuğa hangisiyle yaşamakistediğini sorarken, ‘kararına saygılıyız’ mesajı verir. 11İbadet hayatından çocuğu uzaklaştırmaz, ses yapıyorlardiye camiden yavruları kovmaz, ‘cemaatimde sizede yer var’ dercesine çocuklara vakit namazlarındamescidinde özel bir saf ayırır. 12 O kadar ki, namazgibi ulvî bir ibadeti eda etmek için ashâbına imam olduğundabile, cemaatindeki yavruların hakkını gözetirve der ki: “Bazen kıraati uzatma niyetiyle namazabaşlıyorum da bir sabinin ağlayışını duyunca annesininona gösterdiği şefkatten dolayı yaşayacağı tedirginliğidüşünerek namazı hafif/kısa kıldırıyorum.” 13Ve Allah’ın Rasulü, içtiği meşrubatın kalanını yanındakilerlepaylaşmak istediği bir gün, âdeti olduğuüzere ikrama sağdan başlamak ister. Ama sağına döndüğündebakar ki, yanı başında bir çocuk! Solundaise ashâbın yaşlıları dizilmiş oturmakta. Çocuğun sırasınıatlamaz Resûl-i Ekrem Efendimiz, onun hatırınıyıkmaz. “Meşrubatı önce bu yaşlılara vermeme izinverir misin?” diye sorar. Ama çocuktan akıllıca bircevap gelir: “Hayır. Vallahi senden gelen nasibim içinkimseyi kendime tercih edemem!” İşte o zaman Rasul-iEkrem ikrama çocuktan başlar. 14Velhasıl, çocuğa “geleceğin yetişkini” gözüyle bakanRahmet Elçisi, onu “adam yerine koyar.” Haklarıkonusunda hassasiyet gösterilmesini, eğitimi ile özelolarak ilgilenilmesini, kul olma bilinci ile yetiştirilmesini,varlığına değer verilmesini, yokluğuna sabredilmesiniister ve sanki her adımında anne-babaya bir“halife” ile hemhal olduklarını hatırlatır.TDV1 Bakara 2/30.2 Enfâl 8/28.3 Müslim, Sıyâm, 1834 Müslim, Birr ve Sıla, 148.5 Müslim, Âdâb, 12.6 Tirmizî, Edâhî, 16.7 Nesâî, Akîka, 5.8 Müslim, Selâm, 14.9 Buhârî, Edeb, 81.10 Buhârî, Merdâ, 1111 Tirmizî, Ahkâm, 2112 Ebû Dâvûd, Salât, 96.13 Buhârî, Ezan, 65.14 Müslim, Eşribe, 127.www.diyanetvakfi.org.tr TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ 53 >