Göçmen Yüreklermu? Kadınlar her ne kadar bu konuda birçok isim vermek istemediyseler de;konu hakkında bizimle konuştular. Küçük çocukları olan ve eşi 75 yaşında(üç kez evlenmiş) olan bir kadın, kocasının yanında bile çok rahatlıkla esrarçekebiliyor. Neden esrar çekiyorsun diye sorduğumuzda da; “birçok defabaşım ağrıyor, bazı şeylerden sinirlenince o maddeyi burnumagötürdüğümde rahatlıyorum, yüreğim ferahlıyor, böylece dinlenmiş oluyorum”diyor. Günde kaç kez içtiğini sorduğumuzda da; “belli olmuyor, zatenkutusunu her zaman yanımda taşıyorum, sinirlenince o tozu çekiyorum”. İlkdefa ismini vermediği bir kadından öğrenmiş bunu... “O kadının toz çektiğinigördüğümde, neden bu kadın böyle yapıyor, delirmiş mi? Diye kendikendime söylenir, onunla alay ederdim, fakat ben de çekmeye başladığımda,O kadının neden esrar çektiğini şimdi anlıyorum” diye de devam ediyor.Çocukları da annelerinin nasıl esrar çektiklerini gördükleri için artık alışılmışbir durum vardı. On üç yaşında olan çocuğuna neden annen böyle yapıyordiye sorduğumuzda da; “annem her zaman içiyor, dünyaya geldiğimden beriannem bu maddeyi çekiyor. Bunu bildiğimden dolayı da bana olağanüstübirşey gibi gelmiyor, onu sinirlendirdiğimiz zaman O’da kutusunu çıkarıp bumaddeden çekiyor, ondan sonra da rahatlıyor, böylece ne kendisinikızdırıyor, ne de bizi. Çekmediği zaman hem kendisi kızıyor, hem bizirahatsız ediyor, hem de düşüyor, bunun için de esrar çekmesi bize zararvermiyor.” diye konuşuyor. Bu çocuk böyle konuşuyor olabilir, ama yarınkendisine ne olacağı, kendisinin de çekip çekmeyeceği belli değil. Belki şuanda o çocuk esrar çekmiyor ama gelecekte O’nun da esrar çekmeyeceğianlamına gelmez.Herkes normal görüyor, kocalar kabul ediyor, skandal da devam ediyor.Ermenistan’da yaygın olarak bir köyde esrar çeken kadınlar yaklaşık 15 yıldırbunu kocaları, çocukları, kardeşlerinin yanında devam ettirmektedirler.Birinin bir diğerine öğreterek devam ettirmeleri artık çoknormalleşmiş...burada ne devlet, ne sivil toplum kurumları, ne de hiçbirsağlık kuruluşu bu olaya önem vermemekte.Bu aileler daha önce maddi anlamda kendilerini geçindirebilen bir geçmişesahipken; şimdi hem toplumsal, hem de üretime katılım açısındanGöçmen Yüreklerönemsizleşmişlerdir. Köyde herkesin parmağı bir kadının üzerindetoplanıyor, biz de bu kadını görmek istedik.Köyde görüştüğümüz çocuk, kadın, herkes 43 yaşındaki bir kadına parmakuzatıyordu, “bu işin uzmanı, rehberi O kadındır” diyordu, biz de O kadınıgörmek istedik. Kadını görmeye gittiğimizde de; düşmüş, ayakları, kollarıyara bere içinde yerde uzanır bir halde yeni yeni kendisine geliyordu. Ortayaşlarda, ağırbaşlı, nazik bir kadın görüntüsü veren bu kişiye skandal konuhakkında bazı sorular sormak istedik. Bu kadın, ekonomik anlamda oldukçaçökmüş bir vaziyette, küçük oğluyla birlikte yaşamını sürdürmekte. Diğerçocukları dış ülkelerde, özellikle de Gürcistan’da yaşamaktalar. “Köye bumaddeyi ilk defa ben getirdim, kendim 15 yıldır çekiyorum, saatte en az 20defa çekiyorum.” Diyen kadın bu maddeyi daha farklı kimyevi bir maddeylekarıştırarak, parmağının ucuna dökerek bu maddeyi kokluyor. Toz morrenkte olup, parpetin isminde bir maddedir.” Elbette onlar bize bu maddenintütünün toz olan kısmı olduğunu söylüyordular. Fakat onlarınsöylediklerinden çok farklı bir madde. Her ne kadar bunun tütünün tozuolduklarını iddia etseler de; insanı haşhaş gibi kendisine bağlayan bumaddenin tütün tozu olacağı inanılacak bir şey değil. X. Kadın “bu maddeyiilk etapta az çekiyordum, fakat yavaş yavaş çoğalttım, bulamadığımzamanlar genelde çocuklarım bana alıyordu. Eşim öldü, kardeşim öldü, dahasonra tüm çocuklarım dış ülkelere gitti, şu anda tek oğlumla yaşıyorum,çocuklarımı özlüyorum, onları özledikçe bu maddeyi daha çok çekme istemigelişiyor, çekmeyince başım ağrıyor, başım dönüyor ve bu maddeyisinirlenmemek için çekiyorum.” Diyor. Ya çekmeyince ne oluyor?“çekmediğimde dünya bana dar geliyor, sinirleniyorum, sabırsızlık gelişiyor,başım dönüyor ya da düşüyorum, irademe hakim olamıyorum. Ama çektiğimzaman başım rahatlıyor, o zaman daha fazla insanlarla alıp verebiliyorum”diyor. Yanımızda çekebilir misin? Dediğimizde, hiç çekinmeden, ilaçlarınıçıkarıp birbirine karıştırarak derin derin çekti, daha sonra da rahat rahatyerine oturdu. Kadınlar en fazla bu köyde bu maddeyi çekiyor, köyde bu olayartık geleneksel toplum ölçülerini ardında bırakarak doğallaşmış bir durumuifade etmekte. Erkeklerin esrar çekmediği, kadınların esrar çektiği bu köydeartık günlerle değil, saatlerle devam eden bir olay. Artık bu maddeyi kadınlarkutulara koyarak yanlarında taşımakta.5758
Göçmen YüreklerGöçmen YüreklerPeki acaba bu madde onlara nasıl ulaşıyor, nasıl alıyorlar, nasıl eldeediyorlar?dağıtmakta.Kadınlar her ne kadar çektiklerimaddenin sigara tozu olduğundaısrar etseler de; edindiğimizbilgilere göre çektikleri bu esrarmaddesi bazı dış devletlerden,özellikle de Gürcistan’dangetirildiğinden şüphe edilmekte.Fiyatı çok pahalı olmasa da,normal bir ölçüde olduğusöylenmekte. Birbirine bağlı birşebeke Gürcistan’dan elde ettiğibu maddeyi Ermenistansınırlarından geçirerek buralardaKadın bu maddeyi kendisine dost, yardımcı ve çare olarak görmekte.İlginç olan yön bu kadınların yaşamlarında hiç bir zaman içki ya da sigaraiçmemiş, diğer kötü alışkanlıkları yapıyor olmamalarıdır. Kadınların bumaddeye ölümüne bağlı olup, hiç onsuz yaşacaklarını düşünmemeleriskandal bir durumundur. Bu toplumsal hastalık, toplum içinde de başını almışgitmektedir. Sadece bir alanda, bir köyde devam ediyor olsa da, gelecektegelişip gelişmeyeceği de belli değil.Kadınlara bu maddeden vazgeçemiyor musunuz? Diye sorduğumuzda;“tamam vazgeçebiliriz ama sen ölen kocalarımızı geri getirebilir misin, göçetmiş çocuklarımızı geri getirebilir misin, bizi sürgün yaşamaktan, ülkemizedönmemizi sağlayabilir misin?” diye soruyordular. Biz de bu soruyu;insanlıktan, insan haklarından söz eden, sosyal yaşam sigartasından, toplumsağlığı konularında naralar atan kurum-kuruluş, şahıslardan; bu kadınlarınşartlarını yerine getirebilir misiniz? diye soruyoruz. Hayır mı?KÜRT KADINLARINDA DİN DEĞİŞTİRME:MODA!Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve daha birçok Kafkas ülkesinde bir trajedidir,başını almış gidiyor. İnsanlar ve kadınlar ve çocuklar nereye yol aldıklarınıbilmeden; yolculuğa çıkmışlar.Reel Sosyalizm’in yaşandığı bu devletlerde, sistemin yıkılmasından sonraortaya çıkan toplumsal bunalımların bir yönü de din değiştirmedir.Kafkas ülkelerinde yine din değiştirme çıkmazına giden kadın ve çocuklarolmakta. İnsanların gözlerini kör edebilecek kadar maddi-manevi vaatlerdebulunan Reel Sosyalizm, yıkılışından sonra insanların manevi-maddidünyalarını da yıkmış, reel sosyalizmi anlatmaktan ziyade; günümüzgerçekliğinde toplumun yaşadığı bunalımları anlatabilmek daha büyük önemtaşır.Belki de dile kolay anlatılabilecek bir olgu gibi görenebilmekte ama toplumunyüzde kırkını etkisine almış Yehovacılık, insanların katline neden oluyorsa,değil binlerce, milyonlarca defa sorgulanmayı gerektirir.Din değiştirminden en fazla nasibini alan Kürt toplumu olurken, bununiçerisinde de en çok kadınlar bu toplumsal bunalımın içinde bocalamaktalar.1990’larda Kafkasya’da başlayan Yehovacılık, son dört yılda giderekyaygınlaşmakta. Ermeniler içerisinde de yaygın olan bu durum, Kürtleri debüyük oranda etkilemekte. Daha çok Ezidiliğin katı gelenek, göreneklerindenkurtulmayı Yehovacılıkta arayan Kürt kadınları; Yehoacılığı seçmeyi birkurtuluş olarak görmekteler.Buna ilişkin Oktonberya alanında Esmer Edo’yla yaptığımız görüşmedeYehovacılığa geçişini şöyle anlatıyor:5960