Prof. Dr. Ahmet İnam, sohbeti için dokuz eseriseçtiğini ve bu yolculuğa bir Kürdili Hicazkâr şarkıylabaşlayacağını belirtti.Birinci eserde; bestekârı Selahattin Pınar’a, sözleriYusuf Ziya Ortaç’a ait bir “Nereden sevdim o zalimkadını, bana zehretti hayatın tadını” adlı eseri yorumlayanAhmet İnam, kadının bu eserde zulmeden biryanının olduğuna vurgu yaparak “Demek ki, zulmedebiliyorsakadının hâkim gücü var. Ama oradaki problemşu: Bu zalim – mazlum ilişkisi, hep birbirine dönenbir ilişkidir. Bunu biz felsefede köle – efendi diyalektiadıyla da anarız. Bir yerde köle ve efendi varsa,orada köle ve efendi birbirine karışır çünkü köle anlarsaki ‘Yahu bu efendi bana muhtaç, şimdi ben bu efendiyegerekli köleliği yani efendiliği yapabilirim. Kahvegetir, dediği zaman getiririm, içine tükürebilirimo görmeden, zehir bile koyabilirim çünkü ben olmazsamefendi olamaz, ben köle olmadan efendi olamaz.O kendinin efendi olduğunu zannediyor ama…’ Öyledir,kim köle kim efendi belli değil. Demek ki, zalim vemazlum ilişkisi, bu manada.” dedi.Erkek ve kadın olarak birbirimize başka türlübakmayı öğrenmemiz gerektiğine vurgu yapan Ahmetİnam “Çünkü ben kadına nasıl bakılacağını bilemezsem,aynaya da bakamam erkek olarak çünkü benimkendime bakışımda kadının bana bakışı vardır;kadının kendine bakışında erkeğin…” dedi.İnsanın bir tarafının zalim olduğunu belirten Ahmetİnam “‘Nereden sevdim o zalim kadını’, neredensevdim o zalim insanı? Çünkü insanın bir tarafı zalimdir,insan zulmeden bir varlıktır, dolayısıyla zulümgören de bir varlıktır ama zulmetmeyi ve zulümgörmeyi, yüzyıllar boyu, çok ağır biçimde biz insanlarödedik. Hâlâ dünyada zulüm devam ediyor fakat zulmübir şarkı olarak dinlediğimizde, onu bir muhabbetolarak algılayıp üzerinde düşünmeye başladığımızda,o musikinin verdiği estetik ruhuyla, etik sorumluluğumuzuartırabiliriz.” dedi.İkinci eser olarak söz ve müziği Teoman Alpay’aait “Sürülmez sefa, çekilmez cefa, beklenmez vefa gibisinkadın” eserini yorumlayan Ahmet İnam, bu esertetipik bir erkek egemen bakışın net olarak görüldüğünüifade ederek, bu eserde çelişkilerin çokça görüldüğünü,erkeğin bir duygu karmaşası yaşadığını belirtti.Şarkının bütününde; “kadının sevgiye kanmaz, hemenardından da aşka inanmaz” gibi çelişkilere rast-Prof. Dr. Ahmet İnamDünya kadınlar gününükutlayarak konuşmasınabaşlayan Prof. Dr. Ahmet İnam,musikinin sadece teknik bir icradanibaret olmadığını, musikinin,bir mana ifade eden, bizim hayatımızadair mana yansıtan, bizi hemduygular âlemine götürüp, hemdüşünceler yolculuğu yaptıran birsanat olduğunu ifade ederek “Sadeceduyup, hüzünlenip, sevinip unutmayacağız,oradaki sözlerle bütünleşmişmusikinin derinliğinde düşünmeyide öğrenmemiz lazım. Musikiyledüşünebiliriz, musiki sadecebir eğlence aracı değildir, musiki birtefekkür imkânıdır da aynı zamanda.”dedi.Musikimizde kadın hakkındasözlü eserlere bakıldığında, bu hususunçok zengin olduğunun görüleceğinibelirten Ahmet İnam, kadınüzerinde değişik eserleri gözdengeçirdikçe, kadının bizim tarafımızdannasıl görüldüğünün muhtelifcephelerinin ortaya çıkabileceğinisöyledi.< 100TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİwww.diyanetvakfi.org.tr
lanacağını belirten Ahmet İnam,erkeğin kadın karşısında bir aczi vekorkusunun olduğunu, diklenmesininde aczini örtmek için kullandığınısöyledi.Üçüncü eserde; sözleri FuatHulusi’ye bestesi Sadettin Kaynak’aait “Çözmek elinde değil gönlümüsenden kadın, benim sana bağlanan,sen beni bağlamadın” eseri yorumlayanAhmet İnam, bu eserde erkeğinyavaş yavaş kendini fark etmeyeve mesuliyetleri üzerine almayabaşladığını belirterek “Erkek yavaşyavaş, üçüncü adımda biraz kendinedoğru, kendini tanımaya doğrubir dönüş yapmıştır, artık karşı taraftanşikâyet etme, kadın konusundakiaşırı övgülerle, aşırı yergilerdenbiraz arınmış gibi gözüküyor, sevdayıüstlenmiş bir insan görünüşüylekarşımıza çıkıyor.” dedi.Dördüncü eserde; Üstad SuphiZiya Özbekkan’ın “Gücendi biran sözlerime, münfail oldu, gönlünneye incindi deyince, gözü doldu.”isimli bestesini yorumlayan Prof.Dr. Ahmet İnam, bu eserde erkeğinkendi egoizminden çıkıp, karşıtarafın insan olduğunu fark etmeyebaşladığını ve karşı tarafın söylediğisözlerden incinebileceğini idrakettiğini ifade ederek, “Bu tabiibir duyarlılık ve olgunluk işidirve dikkat edin, karşı tarafın üzüldüğünü,incindiğini anlamak önemlibir hassasiyet, sorumluluk, duyarlılıkve saygı, dikkat isteyen bir tavırdır.”dedi.Beşinci eserde; Sözleri İstiklalMarşımızın yazarı Mehmet AkifErsoy’a ait “Ezelden aşinanım ben,ezelden hemzebanımsın.” adlı eseriyorumlayan Ahmet İnam, bu eserdekarşılıklı muhabbetin başladığını,kadın ve erkeğin birbirlerininhemzebanı olduğunu belirterek “Sevgili budur, ezeldendir.Çünkü bizim kültürümüzde insani görünensevgilinin hep ilahi boyutları vardır, yani Leyla – Mecnunhikâyesinde de bunu görürsünüz. Bizim sevgiliye,yârimize olan aşkımız, ilahi varlığa olan aşkımızlayoğrulmuştur. Ezeldendir onun için. ‘Hemzebanımsın’yani aynı dili konuşuyoruz, dildeşimsin, gönüldeşimsin.Ne güzel, demek ki karşı tarafın incindiğini anladıve hemzeban oldu. Demek ki muhabbet başlayabiliyor,sağlıklı bir muhabbet kurma imkânı sanki buradagörünmektedir.” dedi.Altınca eserde; güftesi Mehmet Akif Ersoy’a, bestesiLemi Atlı’ya ait, “Zaman olur ki anın hacle-i visalinde,bir inziva ve o canan-ı bi vefa bulunur.” adlıeseri yorumlayan Ahmet İnam, bu eserde büyük birhasret sonucu bir visalin söz konusu olduğunu belirterek,“Bu eserde bir kavuşma, buluşma, vuslat, hasretardından yerine gelmiştir.” dedi.Bu eserde insanın yaşadığı vuslatın, dalgalanmalarınınyer aldığını ifade eden Ahmet İnam, “Zamanzaman sevgilinin hayalini bile gözümüzün önüne getiremediğimizdurumlar olabilir, kendimizi çok uzakhissettiğimiz durumlar bile olabilir ama o durumlardada hayat-ı ruhuma müşfik bir aşina var, uzağımdaykenbile. Bakın, ruh-u hayatım demiyor, ‘hayat-ı ruhumamüşfik.’ Çünkü sonuçta galiba insan yavrusu, doğardoğmaz, bir şefkat ihtiyacı duyuyor. Yani sonuçtadeğişik renklere bürünse de aşkın cismani boyutları,hormonsal boyutlarını da düşünmüş olsak, sonundagaliba aradığımız bir şefkattir, o güvencedir, o sıcaklıktır;bu kâinat dediğimiz uçsuz bucaksız âlemde yalnızwww.diyanetvakfi.org.tr TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ 101 >
- Page 4:
Süleyman Necati AKÇEŞMEGenel Mü
- Page 8:
üstünde kalarak milli birlik ve d
- Page 11 and 12:
a) Camilere Yapılan HizmetlerÜlke
- Page 13 and 14:
sesle ve doğru okunması da Müsl
- Page 15 and 16:
her döneminde, bilginin edinilmesi
- Page 17 and 18:
Yurdun Adı Açılış Tarihi Kapas
- Page 19 and 20:
D) Kültürel HizmetlerMilletlerin
- Page 21 and 22:
E) Hayri ve Sosyal HizmetlerHalkın
- Page 23 and 24:
F) Kadınlara Yönelik HizmetlerKad
- Page 25 and 26:
Bunların başında hiç şüphesiz
- Page 27 and 28:
Yurt Dışı Cami, Okul veTarihi Me
- Page 30:
kütüphane ve dokümantasyon ünit
- Page 33 and 34:
) SempozyumlarİSAM’da gerek Tür
- Page 35 and 36:
İSAM Kütüphanesine satınalma, m
- Page 37 and 38:
dirmek görevlerini de üstlenmişt
- Page 39 and 40:
F) KUR’AN-I KERİM’İNNÜZULÜN
- Page 41 and 42:
ak girilmemiş olmasına rağmen si
- Page 43 and 44:
• Proje ilk önce 6 ciltlik bir k
- Page 45 and 46:
Takvimler 1983 yılını gösterdi
- Page 47 and 48:
Ramazan ayı bereket ayıdır diyor
- Page 49 and 50: Vakıfların kuruluş amaçlarında
- Page 51 and 52: lanılan Türkiye Diyanet Vakfı Ö
- Page 53 and 54: Türkiye genelinde üniversitesayı
- Page 55 and 56: Öğrencilerimiz çalışmaya ve ba
- Page 57 and 58: kayseri@diyanetvakfiyurt.com.tr1994
- Page 60 and 61: Mersin İlimizin güzel bir ilçesi
- Page 62 and 63: Türkiye Diyanet Vakfı, kendi inş
- Page 64 and 65: Minberin yan aynalıklarında ve ka
- Page 66 and 67: irlikte, ihtiyaç duyulması durumu
- Page 68 and 69: İzmir Bornova’da Türkiye Diyane
- Page 72: “Türkiye Diyanet Vakfı;Diyanett
- Page 75 and 76: dular. Türkiye Polis Vakfı da onl
- Page 77 and 78: Balkanlarda, Kıbrıs’ta ve diğe
- Page 79 and 80: göstermiştir. Bu Vakıf, bu süre
- Page 81 and 82: Bu yeni düzenleme ile Vakıflar Um
- Page 83 and 84: Başkan Dr. Lütfi Doğan, hazırla
- Page 85 and 86: Bu sebeple daha sonraki MütevelliH
- Page 87 and 88: Diyanet İşleri Başkanlığı, Pe
- Page 89 and 90: Kur’an’ın, özellikle Batı d
- Page 91 and 92: “Gençlere, çocuklaraanlatılmas
- Page 93 and 94: sürdürmekte olduğunu; bu hizmetl
- Page 95 and 96: “Kur’an-ı Kerim’i veâlemler
- Page 97 and 98: Dinî-millî kültürümüzü evren
- Page 99: dan yaratılmış olarak görüldü
- Page 103 and 104: DİYANET EMEKLİLERİ DERNEĞİ’N