Ecdadımızın “ateş ve barut” misâli ile tehlikeli bulduğu, genç kız veerkek ilişkilerinin, Amerika ve Avrupa cemiyetlerinde gençleri ne halegetirdiğini, çok iyi tahlil etmek gerekir. Başıboş ve kontrolsüz bir cemiyette,“serbest beraberliklerin” insanı hayvanlaştırdığı bir gerçektir. İnsanlıkla,medeniyetle hiç alakaları kalmamıştır. Yeme içme ve çiftleşmeden başkabir düşünceleri yoktur.Böyle bir toplum, teknolojide ne durumda olursa olsun, yok olmayamahkumdur. Çünkü toplumları ayakta tutan teknoloji değil, medeniyettir;ruhu besleyen manevi ve ahlâki değerlerdir.Parası olan güçlüdür! 1.6.<strong>2001</strong>Son günlerde, “ Biz sömürge ülke değiliz. Kimseden emir almayız.Dayatmaları kabul etmeyiz!” gibi tepkiler oluşmaya başladı. Az da olsa,gerçekleri göremeyip Sayın Derviş’i kabullenemeyenler, protesto edenlervar toplumda. Bunlar boşuna çabalardır. Netice alınması mümkün olmayaneylemlerdir.Bu tepkileri görünce, son devrin büyük alimlerinden AbdülhakimArvasi hazretlerinin bir sözü aklıma geldi. Bu mübarek zat diyor ki:”İnsanlık tarihinden bugüne kadar ve bundan sonra da kıyamete kadar,her kaidenin bir istisnası olmuş ve olacaktır. Sadece bir kaideninistisnası yoktur. O da; ‘parası olan her zaman güçlüdür!’ kaidesidir”Nasıl ki, para insanın yürüyüşünü bile değiştiriyorsa, devletlerindevletlere bakışını da değiştirir. Dün böyle olmuş yarın da böyle olacaktır.Benjamin Franklin, “Paranın gücünü öğrenmek isterseniz, borç alın”demiştir.Gerçek manada hürriyet, bağımsızlık, paraya, güçlü olmaya bağlıdır.J.J. Rousseau, “ Eldeki para hürriyetin simgesidir. Fakat peşi kovalananpara tam tersine köleliğin simgesidir.” Thomas Fuller de, “ Para insanıavlamak için en iyi yemdir” der. Silahın keşfi mertliği deldiği gibi, para dakuralları deler. Thomas Carlyle, “ Para yağmuru altında çok şeyler delinir”demiştir.Şimdi, ibret almak için biraz geçmişe gidip Osmanlının paralı veparasız günlerine bir göz atalım: Kanuni Sultan Süleyman Hana, Veziri,“Ruslar borç para istiyorlar ne yapalım diye” arz edince, “Hemen verin!” der.Vezir vermekte tereddüt edince, “ Ver ver!.. Bugün borç alan yarın emir alır”der.Osmanlı, paral, yani güçlü olduğu dönemlerde nüfuz sahasında olanMacaristan, Polonya, Romanya gibi ülkelerde, kral seçilmeden önce kraladayları Osmanlıya arz edilir, onun uygun gördüğü kral seçilirdi. Sonra neoldu? İktisadi yönden çöküp borç batağına düşünce, Batılı devletlerinoyuncağı haline geldi...Bir devletin iktisadi yapısının çökmesinin birçok sebepleri vardır.Bunlardan biri de dış güçlerin o devleti avuçlarının içlerine almaları içintezgahladıkları oyunlardır. Osmanlıya da bu oyun oynandı. İç karışıklıklar
sebebiyle ekonomik yönden zayıflayan devletin daha da zayıflaması için,bir tarafta içte Bankerler, diğer tarafta dışarıda Batılı Devletler, Osmanlınınkanını emmeye başladılar.On yedinci asırda Osmanlı İmparatorluğunda iktisâdî, sınâî ve ticârîfaaliyetler zayıflamaya başladı. Bunu fırsat bilen Bankerler, Avrupadevletlerinin de desteğini alarak ,sayıları yüzü geçen bankerlik kuruluşlarıile iktisadî hayata el koymaya başladılar.Önceleri, devlet içinde devlet olan Yeniçerilerin himâyesinde idi bubankerler. Tanzimâtın ilanıyla azınlıklara tanınan imtiyâzlar neticesindeGalata Bankerleri, faaliyetlerini genişletme ve imparatorluğun mâlî işlerinitamâmen kontrol altına alma imkanı buldular.1838 Baltalimanı Ticâret Antlaşması ile, ithâlât arttı, mahallî gümrüklerkaldırıldı, gümrük resmi % 3’lere düşürüldü. Böylece gelişen bu dış ticaretinpara ve kredili alım satım işleri tamamen Galata bankerleri tarafındanyürütülür oldu.Dış güçler ekonomisi zor durumda olan ülkeleri yakın takibe alırlar.Onlara borç para verip boyunduruğu altına almak isterler. Osmanlılarda daböyle oldu. Fransa ve İngiltere Osmanlıya borç para vermek için her yoludenedi. Padişahlar buna çok direndiler. Hatta Mustafa Reşid Paşa’nınizinsiz yaptığı borç sözleşmesini tazminat ödeyerek Sultan Abdülmecid Haniptal etti.Abdülmecid Han, tasarrufla sıkıntıyı atlatmak istiyordu. Fakat onlarborç verebilmek için kriz üzerine kriz çıkarttılar. Mesela bu gaye ile içerideelde ettikleri paşalar vasıtasıyla Osmanlıyı Kırım savaşına soktular. Savaşmasrafları devleti çok zora soktu. Padişah, buna rağmen faizle borç paraalmanın ne olduğunu bildiği için buna direndi. Sultan Abdülmecid Handanhabersiz olarak bu defa da sadrazam Ali paşa ilk borçlanmayı yaptı. Bunuöğrenen Sultan Ali paşayı görevden aldı. Fakat artık surdan delik açılmışoldu. Borçlanmanın arkası geldi. Bir müddet sonra Devlet, sadece alınanborçların faizini ödeyebilir duruma düştü. Yirmibir yıllık borçlanmada alınanparanın sadece %7’si yatırımda kullanılabildi. Gerisi cari harcamalardakullanıldı. Borçların faizi bile ödenemez hale geldi.Bu arada İngilizlerinyönlendirmesiyle Ruslarla 93 harbine (1877-1878) girildi. Zaten iflas etmişdurumda olan Devlet büyük bir hezimete uğradı. En verimli topraklarınıkaybetti. Ayrıca Rusya’ya ağır tazminat ödemek zorunda kalındı.Alacaklıların zoru ile de 1881’de Cumhuriyete kadar devam eden meşhur“duyunu umumiye” devri başladı.Böylece Avrupa asırlardır beklediği güne kavuşmuş oldu. Devletinbütün gelirlerine el koydular. Devlet, ekonomik bağımsızlığını resmenkaybetti. Ekonomik bağımsızlığını kaybeden devletin siyasi bağımsızlığı dazaten söz konusu değildir.Osmanların siyasi ve ekonomik yönden taviz verdiği, Avrupa ileyapılan sözleşmelerin hepsi böyle sıkıntılar, borçlar neticesindeçaresizlikten yapılan antlaşmalardır. 1839’daki Tanzimat Fermanı,1856’daki Islahat fermanı, 1876’daki Kanuni Esasiye’nin kabulü ve daha
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9:
aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11:
Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13:
Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15: Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17: kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19: Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21: Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23: yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25: sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27: İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29: tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31: gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33: Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35: Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37: “Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39: Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41: Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43: "Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45: da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47: Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49: Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51: esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53: kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59: Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 66 and 67: sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69: gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71: “Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73: Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75: ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77: Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79: Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89: koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91: Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93: vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95: Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97: “Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99: Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101: asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103: de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105: Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109: Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111: Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113: Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115:
herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117:
Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119:
Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121:
gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123:
Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125:
de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127:
yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129:
alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131:
çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133:
öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135:
Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137:
olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139:
çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141:
Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143:
Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145:
ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147:
da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149:
şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151:
yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153:
artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk