Pek derindir bu kazan hemen bulunmaz dibi,Kimler bundan yemedi, kimler gelip geçmedi.Ne kötü bir yazgıymıs yıllardır değişmedi,Göbeğimiz şisti de aklımız gelismedi.“Siz dışarıdan biz içeriden..” 18.5.<strong>2001</strong>Çoğumuzun bildiği meşhur tarihi anektod: 1867’de Sultan AbdülazizHan’la Paris’e sergi açılışına giden Batı hayranlığı, Batılı yaşayışıyla ünlühariciyeci Keçecizade Fuad Paşa ile Fransa Başbakanı Kont dö Montobanarasında şöyle bir konuşma geçer. Fransız Başbakanı Fuad Paşa’yasorar:- “Şu anda dünyanın en güçlü devleti hangisidir?” Fuad paşa cevapverir: “ Osmalı Devleti.” Cevabının “Fransa” olmasını bekleyen Montobanhayretle sorar:” Bu nasıl olur? Osmanlı ayakta zor duruyor.” Fuad Paşatarihe geçen şu ibretli cevabı verir: “ Osmanlının büyüklüğünü şuradananlıyorum: 300 senedir siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz. Birtürlü yıkamadık!”Büyük bir arzu ile bekledikleri Osmanlı devletinin yıkılışını bunlargöremedi fakat, bunların çocukları 56 yıl sonra gördüler.Normalde, Osmanlı”ya karşı olan iç ve dış düşmanların amansız kinve düşmanlığının bitmiş olması gerekirdi. Fakat bitmedi. Şarjöründeki bütünkurşunları boşaltmakla kalmayıp, düşmanının cesedini paramparça edensadist katiller gibi kin daha da arttı. Akla hayale gelmedik yalanlarlaiftiralarla hâlâ iç ve dış düşmanlar Osmanlı ile uğraşıyor.Birine kırk defa deli denilince o, deli zannedilir. Osmanlıya yapılaniftiralar kırk defa değil, kırkbin defa tekrarlandı. Bunun için de, toplumdayediden yetmişe herkeste “Kötü bir Osmanlı” imajı oluştu. Herkes hiçbir ilmigerçeği olmayan hadiseleri gerçekmiş gibi anlatmaya yazmaya başladı.Son günlerde yabancıların yazdığı Harem’i anlatan romanlar böyle; hayalgücüne dayalı egzotik olaylar, tarihi gerçeklermiş gibi sunuluyor. Bunun içinde romanlar baskı üzeri baskı yapıyor.İnsanın basireti bağlanınca, beyni yıkanınca gerçekleri göremiyor. Şukadarını bile düşünemiyor: Dile kolay 600 yıl bu devlet nasıl ayakta kalmış.Hem de üç kıtada, çeşit çeşit dindeki ırktaki, iklimdeki insanları idareederek... Bu zevk safa peşinde koşmakla olacak iş midir? İnsan bu kadarınıbile düşünse yalanlara aldanmaz.Genel kültürü olmayan, tarih bilgisi yetersiz kimselerin kanmasınıanlıyor da, üniversite bitirmiş, belli bir kültür seviyesinde olan kimseler nasılaldanıyor bunu anlayamıyorum, havsalam almıyor.Tarihçi Doç. Dr. Ahmet Şimşirgil‘in “Tarih Düşünce”dergisinde yayınlanan hatırası, cahilliğimizi seviyesizliğimizigöstermede ibretli bir olay:“1983 yılında Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde çalışırken, önemli birdevlet büyüğü teftişe geldi. Yetkililerden gerekli bilgileri aldıktan sonraarşivde araştırmalarda bulunan ilim adamları ile de sohbeti ihmal etmedi.Bu arada Amerikalı araştırmacı bir bayanla arasında geçen konuşmaçok ilginçti:”Siz hangi konuda çalışıyorsunuz?” “Osmanlı padişahlarının
hanımları üzerinde çalışıyorum. Daha doğrusu Harem-i Hümayun hakkındaaraştırma yapıyorum.” “Ooo! Çok güzel. O hanımların entrikalarını; yanlışişleri, dalavereleri, devlet işlerini bozmaları, gizli planları...yazıyormusunuz?” Amerikalı bayan birden ciddileşmişti: “Haremde entrikayoktur,”diye cevap verdi ve sordu: “Allah aşkına nereden çıkarıyorsunuzbunları, belgeniz var mı?”Bizimkinin verecek cevabı yoktu. Lafı değiştirip başka konulara girdive sonra da salonu terketti. O gün öğle paydosunda isminin Leslie Peirceolduğunu öğrendiğim Amerikalı hanımla arşiv bahçesinde çay içerken birazsohbet ettim..Kadıncağız çok şaşkındı: “Sizleri anlayamıyorum. Tarihinize karşıneden böyle önyargılısınız. Ben arşive gelmeden önce Osmanlı saraykadınları hakkında tarihlerinizde yazılanları okudum. Ne yalan söyleyeyim,onları cahil, dört duvar arasında kalmış, hiç bir dünya görüşleri olmayankimseler olarak algıladım. Şimdi ise bütün fikirlerim değişti. Onlar gerçektenmükemmel bir eğitim ve terbiye görmüş insanlar. Nurbanu ve SafiyeSultanlar İngiliz ve Fransız kraliçeleri ile mektuplaşıyorlar. “Sonra birden, “Kösem Sultan, dedi. O günlerde tv'lerde gösterilen IV.Murad dizisi sebebiyle bu valide sultan pek gündemde idi. Entrika içindegösterilen bir hanım sultandı. Meraklandım “Peki o nasıl, diye sordum.”Leslie cevap verdi: “Siz ona iftira ediyorsunuz. İnsandır; mutlaka eksikliklerive hataları da vardır. Ancak entrika kelimesi farklı. Oysa onların her işleridevletin menfaatine yönelik. “Leslie hanıma, o gün en çok dokunan, devlet büyüğümüzün “Ohanımların entrikalarını da yazıyor musun" demesi olmuştu. Ayrılırken soncümlesi, “Keşke bana, o hanımların nasıl kimseler olduklarını söyledeseydi de bir kaç dakika anlatsaydım” oldu.Bir yabancı araştırmacının bu sözü, bize zillet olarak yeter!“Harem” ile ilgili romanlar 19.5.<strong>2001</strong>Lise son sınıfa kadar “Topkapı Sarayı”, “Harem” denilince hemen,çırılçıplak cariyelerin içinde yüzdükleri bembeyaz süt havuzları aklımagelirdi. Çünkü ilkokuldayken toplu olarak Topkapı Sarayı’na ziyaretegittiğimizde, Harem kısmındaki bayan Rehber bize böyle anlatmıştı. Üstkattan aşağıdaki boşluğu göstererek, “ Burada süt havuzları vardı. Padişah,bizim şu an olduğumuz yerden onları takip eder, beğendiğini yanına çağırır”demişti.Allah ondan razı olsun, Lise son sınıfta tarih öğretmenimiz “Harem”inne olduğunu doğru olarak anlatınca, bu yanlış düşüncem ancak o zamandeğişti.Hani derler ya, insan Allahtan korkmuyorsa bari kuldan utanmalı.Herhalde yeryüzünde bizim kadar ecdadına, geçmişine düşman başa birmillet yoktur. Körpecik zihinleri köreltmeye, atalarına karşı kin ve düşmanlıkaşılamaya kimin, ne hakkı var. Benim gibi gerçeği öğrenebilen insan sayısıçok az; çoğu insan hâlâ, küçük yaşlarda hafızalarına yerleştirilensafsatalarla dolu.
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9: aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11: Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13: Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15: Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17: kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19: Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21: Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23: yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25: sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27: İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29: tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31: gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33: Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35: Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37: “Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39: Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41: Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43: "Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45: da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47: Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49: Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51: esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53: kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65: Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67: sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69: gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71: “Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73: Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75: ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77: Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79: Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89: koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91: Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93: vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95: Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97: “Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99: Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101: asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103: de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105: Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109:
Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111:
Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113:
Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115:
herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117:
Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119:
Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121:
gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123:
Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125:
de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127:
yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129:
alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131:
çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133:
öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135:
Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137:
olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139:
çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141:
Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143:
Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145:
ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147:
da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149:
şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151:
yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153:
artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk