11.07.2015 Views

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Amerika'da öldürülen sayısız kızılderililer, Hitler'in Yahudileri fırınlardayakması ve daha nice zulümler bunların insanlıklarını, insan haklarınaverdikleri değerleri açık bir şekilde ortaya koymaktadır.Müslümanlar da aksine çok şefkatli olmuşlar, hatta bu yüzden çoksıkıntılara bile düşmüşlerdir. Meselâ Osmanlılar Bat’nın gemilere doldurupölüme terk ettikleri Yahudileri kabul etmişler ve onlara hayat hakkıtanımışlardı. Bütün bunlara rağmen Yahudiler hiçbir zaman Osmanlıyı dostbilmediler. Osmanlıyı yıkmak için girişilen her tertibe iştirak ettiler.Bilinmesine rağmen suç sabit olmadığı için cezalandırılmamışlardır.Cezalandıramazlar, kendilerine göre, kafalarının estiğine göre hükümveremezlerdi. Çünkü, Allahü teâlânın bildirdiği adaleti sağlama mesuliyetiniüzerlerine almışlardı. Dün, Topkapı Sarayı’nın sol tarafındaki levhadanbahsetmiştim. Bugün de sağ tarafındaki levhayı vereyim sizlere: “Essultanzıllullahi fiâlem” bunun kelime kelime manası, “Sultan, Allah’ın âlemdekigölgesi “ demek ise de, bunun gerçek manası, “ Sultan, Allahü teâlânınemir ve yasaklarının, adaletinin yeryüzündeki tatbik edicisi, takipcisi”demektir. Böyle bir görevi üstlenmiş kimse nasıl zulüm yapabilir!Bunun için Osmanlı hükümdârları, kumandanları, devlet adamlarıhiçbir zaman Hıristiyanların yaptıkları gibi, zulüm yapmamışlardır.Hıristiyanların Haçlı seferlerinde yaptığı gibi Müslüman âleminiHıristiyanlara karşı toplu savaşa teşvîk etmemiştir. İslâmiyette hiçbirmahlûka zulüm yapmak câiz değildir. Bütün Müslüman din adamları, zulmemâni' olmuştur. İşte, binlerce olaydan size küçük bir misâl: "Fezleke-i târîh-iOsmânî" kitabında şu hadise anlatılmaktadır:Dâr-üs-se'âde ağası iken emekli olan Sünbül ağa Mısır'a giderken,gemisi Rodos açıklarında, Malta korsanları tarafından basılıp, ağa şehîdedildi. Venedik gemileri Mora'ya asker çıkarıp çocuk ve kadın demeden,binlerce Müslümanı öldürdü.Zamanın pâdişâhı Sultan İbrâhîm, Hıristiyanların bu katli'âmını işitincepek üzüldü ve bir an için hislerine kapılıp bunlara karşılık olarak, Osmânlıidâresinde misâfir olarak bulunan Hıristiyanlara kısâs yapılmasını,öldürülmelerini emir ve fermân eyledi.Zamanın Şeyh-ul-islâmı olan Ebüs-Sa'îd Efendi, yanına Bostancıbaşıyı alarak pâdişâhın huzuruna çıktı. Böyle bir kararın ve haksız yereinsan öldürmenin İslâm dînine aykırı olduğunu, birinin işlediği suçtan birbaşkasının cezalandırılamayacağını bildirdi.Deli diye iftira ettikleri Sultân İbrâhîm, bütün Osmanlı sultânları gibi,İslâm dînine ve Allahü teâlânın kitâbına çok bağlı olduğu için, bu nasîhatikabûl ederek, karârından vazgeçti.Müslüman din adamları, Hıristiyanları ölümden kurtarırken, Hıristiyanpapalar, patrikler, papazlar, dünyayı Müslümanları öldürmeğe, İslamiyetiyok etmeye da'vet ediyorlardı. Bugün de durum aynı; Avrupa Birliğinealmak bahanesiyle, İslamiyeti içeriden yıkma gayretleri bütün şiddetiyledevam etmektedir. İçeriden elde ettikleri kimseler vasıtasıyla İslamiyetiniçini boşaltıp, sadece İsminin kalması için her türlü hileye baş vurmaktalar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!