11.07.2015 Views

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

istediği inancın belirli kuralları yoksa veya kurallar ciddiye alınmıyorsataraftarları daha çok olmaktadır. Çünkü, bu durumda hem yaratılıştangelme inanma ihtiyacını karşılamakta, hem de nefsinin hoşuna gitmektedir.Böylece her istediğini yapabilmektedir. İnsanın nefsi, kurala karşıdır, hepkendi burnunun doğrultusunda gitmek ister.Ehli sünnet yolunda bilgi ne kadar önemliyse, bozuk inançlarda aksinebilginin önemi yoktur. Bunlarda cahillik esastır; çünkü onun varlık sebebicahilliktir. Cahillikle ancak ayakta kalabilmektedir. Doğru inançta ise bilgiesastır. Peygamberimiz “Nerede ilim varsa, orada Müslümanlık vardır.Nerede ilim yoksa, orada kâfirlik vardır!” buyuruyor.İnanmak ve bilmek farklı şeylerdir. Her bilen inanmış demek değildir.Çünkü, bilip de inanmayan çok kimse vardır. Fakat, inanmak için bilmekşarttır. Onun için İslam büyükleri, “İman için ilim, amel ve ihlâs esastır.”demişlerdir. Yani, mümin, bilgi sahibidir, bildiklerini samimiyetle yaşamakve yaşatmak ister. İnanmış insana tek başına bilgili olmak yetmez, o,samimiyetle inanmak ve inandığı gibi yaşamak zorundadır.İnsanı tatmin eden, rahatlatan şey, bilmekten çok inanmaktır. Çünkü,tatmin kavramı, zihnî ve aklî olmaktan çok “hissî”dir; insanın, bildiklerinesevgi ve saygı duymasıdır.İnsan, beyni ile düşünür ve kalbi ile inanır. Yani, düşünmek, daha çokakıl işi ise, inanmak daha çok bir gönül meselesidir. Bu sebepten dinimiz,imanı, “dil ile ikrar, kalp ile tasdik etmek” şeklinde tarif etmiştir. Böylece,İslama göre, inanmak, iman etmek, beyin ve gönlün bütünleşmesi demekolmaktadır.İslâmiyette, inanmak, bilgi edinmek ile başlar ve fakat sevgi iletamamlanır. Yani, inandığınızı, aynı zamanda seveceksiniz ki, tam imanetmiş olasınız. Nitekim, Peygamberimiz buyururlar ki: “Beni, kendicanınızdan daha fazla sevmedikçe tam iman etmiş olmazsınız.Birbirinizi sevmedikçe de beni sevmiş olamazsınız.”İlim adamları, sevmeyi “yakınlık duygusu” olarak tarif ederler. Yanisevdiğinizi, kendinize yakın bulursunuz ve hayatınız boyunca, her yönü ileona yakın olmak istersiniz. Zaten, Peygamberimiz: “Kişi sevdiği ileberaberdir” diye buyurmuştur. İnsan sevdiğinin herşeyini sever ve hattaonun gibi olmaya çalışır. İnsan, sevdiğine bütün gönül kapılarını açar, onunisteklerini emir telâkki eder. Sevginin doğurduğu itaatı, hiçbir duygumeydana getiremez. Peygamberimize Kur’ân-ı kerîmde şöyle buyuruluyor:“De ki, eğer Allah’ı seviyorsanız, hemen bana uyun ki, Allah da sizisevsin...”Görülüyor ki, İslamiyette inanmak işi, akıl kadar, gönlü deilgilendiriyor. Hatta, denebilir ki, bu konuda gönlün rolü, akıldan çok dahafazladır. Zaten, şüphenin temelinde sevgisizlik yatar. İnanmıyorsanız,şüphe ediyorsanız, sevmiyorsunuz demektir. İnanmayanlar sevgiyeaçtırlar..İslam terbiyesinde, Allah ve Peygamber sevgisi esas alınmıştır.Çünkü, imanlı nesiller yetiştirmenin başka bir yolu yoktur. Onlarıngönüllerine, en küçük yaşlardan itibaren bu sevginin

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!