idi. Bundan dolayı, pek çok millet, devlet kendiliğinden Müslümanlığı kabuletmedi mi?İslamın esas gayesi insandır. Yüce Allah insana yapılan iyiliği kendineyapılmış kabul etmektedir. Bundan daha büyük değer olur mu? Bunun için,Allah dostu evliyaların bütün gayeleri hep insan olmuş;onları ruhiolgunluklara eriştirmek olmuş...Yunus Emre (ve diğer islam büyükleri), iddia edildiği gibi, Hümanistolduğu için değil, cenab-ı Hakkın emrini yerine getirerek O’nun sevgisini,rızasını kazanmak için insanlara insanca davranmayı ögütlemiş. İnsanlarınbirbirini sevmesini, hoş görmelerini tavsiye etmiş, “Yaratılanı hoş gördük,yaratandan ötürü.” demiştir. “Bir kez gönül yıktınsa, bu kıldığın namazdeğil,/Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil.” diyerek insanı üzmeyi,kalbini kırmayı şiddetle men etmiştir.Peygamber efendimizden itibaren bütün Müslüman devlet adamları,insanlara hep bu gözle baktılar ve onlara “Vediatullah” (Allahın kendilerinebir emaneti) olarak muamele ettiler.Marcel A. Boisard isimli bir Fransız L’Humanisma d’l’Islam adlıeserinde şöyle demektedir: “Bu kitap Müslümanlara sevimli görünmek içinyazılmamıştır. Tarihte ilk defa insana sosyal, ruhi, siyasi, ahlaki, hukukideğerlerini en iyi şekilde veren, bu anlayışla büyük bir medeniyet ve eşsizbir kültür meydana getiren İslamı ve hümanizmini hakiki cephesi ile ortayakoymak için yazılmıştır.”Buna rağmen memleketimizde bilhassa Tanzimattan itibaren bazıTürk aydınları, kendi benliğinden ve değerlerinden uzaklaşarak birerhümanist olduklarını ilan ettiler. Fakat, aynı düşüncede olmayıp, diline,örfüne, tarihine, dinine bağlı olanlara karşı giriştikleri düşmanca tavırları,kendi sözlerini yalanlamıştır.Aslında hümanizm, Batı cemiyetinin bünyesinden doğan bir düşüncetarzıdır. Belki Batı insanı kilisenin baskısı karşısında böyle bir hareketinortaya çıkmasına muhtaçtı. Fakat Müslüman-Türk cemiyetinin böylecereyanlara asla ihtiyacı yoktur.Çünkü İslamiyette ve onunla yoğrulmuş Müslüman milletlerinkültürlerinde, Hümanistlerin aradıkları, hatta hayal bile edemedikleriderecede insana kıymet verilmiştir. İslamiyet, insanı eşref-i mahluk, yaniyaratılanlar arasında en şerefli varlık olarak bildirmiştir. Hümanistler, “şereflimahluk” olma yerine insanı ilah yapma peşine düştüler.İslamiyette, insanlara nasıl değer verileceğinin, nasıl insancadavranılacağının kaynağı vahiydir. Cenab-ı Hakkın gönderdiğipeygamberler ve onların getirdiği Kitaplardır. Hümanistlerin kaynağı ise,bizzat insanın kendisidir.İşte, esas fark burada... Bu önemli farkı anlamadan, Hümanizmianlamak maksadının ne olduğunu bilmek mümkün değildir. Bu fark olduğumüddetçe, uzlaşmak, orta yolu bulmak da mümkün değildir. Bundan tavizvermek dinden taviz vermek demektir. Dinin temel değerlerini hiçe saymakdemektir. Hümanizmin temelinde inanca saygısızlık, inançsızlık var.Şimdi siz karar verin! Başta, Hz. Mevlana olmak üzere, Yunus Emre,
Hacı Bektaş-ı Veli gibi islam büyüklerinin Hümanist olmaları mümkün mü?Kilisede iftar yemeği 21.12.<strong>2001</strong>Üç aylar; Recep, Şaban, Ramazan derken, bayram da gelip geçti.Cenab-ı Hak, daha nice bayramlara sağlık ve afiyet içinde kavuştursun.Ramazanda komik, komik olduğu kadar da düşündürücü olaylaraşahid olduk. Bunlara değinmek istiyorum bugün. Bu sene ilk defa değişikbir kesimlerden iftar daveti aldım. Daha doğrusu davetleri aldım. Kimlerdenmi, söyliyeyim. Çeşitli gayri müslim cemaatlerden. Üç dinin mensuplarıiftara çağırılıyordu. Davetiyelerin hepsinin ortak özelliği; hoşgörü,sevgi,saygı, savaşsız dünya vs.İftar, oruç tutan müslümanlar içindir. Oruçla, İslamiyetle ilgisi olmayankimseleri, iftar adı altında Kilisede toplamanın mantığını anlamak mümkündeğil. Bir araya gelip yemek mi yemek istiyorsunuz, Ramazanın dışındagelip yiyin, diyaloğunuzu sağlayın. Hoşgörülerinde, diyaloglarında bilesamimiyetsizlik, iki yüzlülük var. Merak ediyorum, seneye Müslümantemsilcileri istavroz merasimine çağırıp, boyunlarına haç takacak olurlarsa,bizimkiler ne yapacak? Onlar bizim orucumuza saygı gösterdiler, biz desaygı gösterelim deyip haç mı takacaklar?Aslına bakarsanız, bu şekilde bir diyalog aynı zamanda dinresaygısızlıktır. Oruç, İslama ait bir ibadettir. Kilisede iftarın işi ne? Dinlerdekiibadetleri birbirine karıştırmak, dine hizmet değil, dine kötülüktür. Dinibozmaktır.Papa işi, bir adım daha öteye götürüp, Hıristiyanları oruç tutmayadavet etti. Terör ve savaş kurbanları adına iyi niyetli her dine saygısıolanları oruç tutmaya çağırdı. ‘‘Burada Hıristiyan, Musevi ayrımı yok. Lütfendünyada barış ve dayanışma adına bu önerimi kabul edin. Adalet adınadünyada bir barışın egemenliği için bu girişimi gerçekleştirin. Ancak sağlıknedeni ile veya başka nedenlerle oruç tutamazsanız o zaman bağıştabulunun’’ İlave etti: ‘‘Orucu, sadece ekmek yiyerek ve su içerekgerçekleştirebilirsiniz. Yeter ki gönüllü olun. Müslüman kardeşlerinizedestek verin’’ dedi.“Kardeşlerimize destek verin” diyor. Siz gerçekten inanıyor musunuz,asırlardır Müslümanlara yaptıkları zulümleri, katliamları, kinlerini unutup bizi“Kardeş” kabul ediyorlar!İnsanın aklına geliyor, bu işte bir bit yeniği var diye. Ne oldu da, 15asırlık düşmanlık bir den dostluğa, kardeşliğe, dönüştü.Bugün,sanki, farklı din mensubu insanlar arasındaki diyalog kopmuş,dinler savaşı yaşanıyormuş gibi, Vatikan’ın diyalogla yatıp, diyaloglakalkması Müslümanları haklı olarak endişelendirdi. Acaba, altından nasıl birçapanoğlu çıkacak diye merak edildi.
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9:
aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11:
Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13:
Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15:
Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17:
kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19:
Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21:
Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23:
yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25:
sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27:
İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29:
tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31:
gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33:
Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35:
Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37:
“Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39:
Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41:
Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43:
"Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45:
da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47:
Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49:
Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51:
esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53:
kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55:
kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57:
Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59:
Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61:
Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63:
Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65:
Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67:
sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69:
gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71:
“Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73:
Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75:
ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77:
Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79:
Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81:
Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83:
ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85:
O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87:
İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89:
koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91:
Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93:
vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95:
Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97:
“Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99:
Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101:
asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103:
de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105: Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109: Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111: Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113: Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115: herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117: Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119: Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121: gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123: Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125: de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127: yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129: alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131: çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133: öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135: Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137: olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139: çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141: Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143: Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145: ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147: da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149: şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151: yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153: artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 156 and 157: Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159: Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160: Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk