11.07.2015 Views

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

2001 Senesi "Gönül Bahçesi" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ederdi. Sahûru geciktirmek ve iftârı çabuk yapmak, belki insanın aczinigösterdiği için sünnet olmuştur. Zaten ibâdet, aczi ve ihtiyâcı göstermekdemektir.Ramazan-ı şerîf orucu, her müslümana farz olduğu gibi,tutamıyanların kazâ etmeleri de farzdır. Herhangi bir özür ile Ramazandaoruç tutamıyanlar, Ramazandan hemen sonra, kazâsını tutmalıdır. Kazânamazı borcu olanların, kazâ orucu olanların nâfile ibâdetlerle meşgûlolması, boşuna zahmet çekmektir. Önce farz borçları yerine getirmeli,ödemelidir. Ancak farz borçlardan kurtulduktan sonra, nâfile olarak yapılanibâdetlerin bir fâidesi olur. Bu, oruçta olduğu gibi namazda ve diğeribadetlerde de böyledir. Önce farz borçları ödemeli sonra nafile ile meşgulolmalıdır.Hadîs-i şerîfte, “Ay'ı görünce oruç tutunuz! Tekrâr görünce, orucubırakınız!” buyuruldu. Ramazana başlamak için Şa'bânın yirmidokuzuncugünü, güneş battıktan sonra, hilâli, yâni gökte yeni Ay'ı aramak ve Ay'ıgörmek, eğer görülmezse, Şa'bân ayını otuz güne tamamlamak lâzımdır.Ramazanın girişi dine uygun yapılmayan yerlerde, oruca takvimlerdekibildirilen günde başlamak ve bayramdan sonra, başlangıç ve bitişteki hataihtimaline karşı iki gün kazâ orucu tutmak gerekir.Osmanlı bir vakıf devletiydi 23.11.<strong>2001</strong>Devletler de, canlılar gibi doğar, büyür ve ölür. Bazısının ömrü kısa,bazısının uzun olur. Büyük bilgin İbn-i Haldun, devletlerin ömürlerinin kısaveya uzun olmasının, halkının manevi değerlere verdiği önemle, adaletli birşekilde, insani ihtiyaçlarını karşılamakla doğru orantılı olduğunu söyler.Gerçekten de, tarafsız bir şekilde değerlendirildiğinde, devletlerinhayat ve ölümünde, bu şartların ne derecede önemli bir rol oynadığınıgörmek, pek de zor değildir.Bunun en güzel örneğini Osmanlı da görmekteyiz. Ecdâdımız, adaletlibir şekilde, idâresi altında bulundurduğu insanlar için ırk ve mezhep farkınabakmadan, Yaradan’ın kulu olarak Müslim veya gayr-i müslim herkesinistifâde edebileceği, insani ihtiyaçlarını görebileceği hayrât ve hasenâtmüesseseleri tesîs etmiştir. Bunun için de ömrü uzun olmuştur.Osmanlılar, câmîler, medreseler, hastaneler, tımarhâneler, hanlar,kervansarayalar, bentler, çeşmeler, sebîller, sarnıçlar, kuyular, köprüler,yollar, kaldırımlar, imârethâneler v.s. hizmetler, Allâh rızâsı için pekmükemmel ve çaplı bir şekilde yürütülmüştür.Vakıflar vasıtasıyla yaptığı hizmetlere bakacak olursak, Osmanlınınsosyal hayata ne kadar önem verdiği anlaşılır. Bu hizmetlerden bazılarışunlardır: Yaz sıcaklarında çeşme ve sebillerde karla soğutulmuş suvermek, hanlar ve kervansaraylarda yolcuları üç gün parasız misâfiretmek,imârethânelerde muhtaçlara her öğün yemek ikrâmı yapmak, borçyüzünden hapsedilmiş olanların borçlarını ödeyerek onları mahkûmiyettenkurtarmak, ölen fakir kimselerin borçlarını ödemek, ihtiyaçlarınısöylemekten utanan muhtaçlara, itibarlarını zedelemeden gizlice yardımetmek, köle ve câriye âzâd etmek, yangınlarda evi yananlardan fakir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!