çıkarmamak Ehli sünnet olmanın şartıdır. Bu genel kurala uymayan, Hasanel Benna, Seyyid Kutup, Mevdudi, Usame bin Ladin gibi anayoldan, Ehlisünnet’ten ayrılmış kimseler terör, baş kaldırı, isyan hareketleri ile gerçekİslama çok zarar vermiştir.Bu gayri islami hareketlerden dolayı bütün Müslümanlar zarargördüğü, huzursuz olduğu gibi, dini bir arayış içine giren, İslamiyetesempati duyan kimseleri de İslamdan soğutarak uzaklaştırmıştır. İslam buise ben bu işte yokum, demişlerdir.Son olaylar, inşaallah İslam alemini uyandırır, referans olarak, gerçekislamı alır, Seyyid Kutup ve Mevdudi kaynaklı hareketlerden uzakdurururlar, böylece eski huzurlu günlere kavuşuruz. Aksi takdirde sıkıntı,huzursuzluk başımızdan eksik olmaz. Boşuna şöylenmemiş, klavuzu kargaolanın başı dertten kurtulmaz.Eskiden olduğu gibi bugün de hangi dinden olursa olsun, beraberyaşamak zorundayız. Huzurlu bir bereberlik için de herkesin karşı tarafınhakkına, hukukuna can güvenliğinae riayet etmesi gerekir. Geçmişte bunariayet edildiği içn huzur ve sükun sağlanmış. Adalet, devletin varlık sebebisayılmış. Bu sayede İslamiyet bugünlere gelmiş. Hazret-i Ömer zamanındameydana gelen şu tarihi olay bunu açıkca göstermektedir.Şöyle ki: Rûm İmparatoru Herakliyus'un büyük ordularını perişaneden İslâm askerlerinin başkumandanı Ebû Ubeyde bin Cerrâh hazretlerizafer kazandığı her şehirde tellallar dolaştırarak, Rûmlara halîfe hazret-iÖmer'in emirlerini bildirirdi.Humus şehrini alınca da, şehrin her tarafında tellallar dolaştırdı:” EyRûmlar! Allahü teâlânın yardımı ile ve halîfemiz Ömer'in emrine uyarak, buşehri de aldık. Hepiniz ticâretinizde, işinizde, ibâdetlerinizde serbestsiniz.Malınıza, canınıza, ırzınıza, kimse dokunmıyacaktır.İslâm adâleti aynen size de tatbîk edilecek, her hakkınızgözetilecektir. Dışardan gelen düşmana karşı, Müslümanları koruduğumuzgibi, sizi de koruyacağız. Bu hizmetimize karşılık olmak üzere,Müslümanlardan hayvan zekâtı ve uşr aldığımız gibi, sizden de, senede birkere cizye vermenizi istiyoruz. Size hizmet etmemizi ve sizden cizyealmamızı Allahü teâlâ emretmektedir.”Cizye de rastgele alınmazdı. Fakirlerden kırk, orta hallilerden seksen,zenginlerden yüzaltmış gram gümüş veya bu değerde mal yahut tahıldır.Kadınlardan, çocuklardan, hastalardan, yoksullardan, ihtiyârlardan ve dinadamlarından cizye alınmazdı.Bu ilan üzerine, Humus Rûmları, cizyelerini seve seve getirip,Beytülmâl emîni Habîb bin Müslim'e teslîm ettiler. Bir müddet sonra,Herakliyus'un, bütün memleketinden asker toplıyarak Antakya'ya hücûmahâzırlandığı haber alındı. Bunun üzeri, Humus şehrindeki askerlerin de,Yermük'teki kuvvetlere katılmasına karar verildi.Ebû Ubeyde, şehirde tekrar tellallar dolaştırdı: “Ey hıristiyanlar! Sizehizmet etmeğe, sizi korumağa, söz vermiştim. Buna karşılık, sizden cizyealmıştım. Şimdi ise, halîfeden aldığım emir üzerine, Herakliyus ile gazâedecek olan kardeşlerime yardıma gidiyorum. Size verdiğim sözde
duramıyacağım. Bunun için hepiniz Beytülmâla gelip, vergilerinizi gerialınız! İsimleriniz ve verdikleriniz defterimizde yazılıdır.”Suriye şehirlerinin çoğunda da böyle oldu. Böyle bir olay dünyanınneresinde görülmüş? Hiçbir zorlama olmadan, zorlamayı bırakın normalistek bile olmadan alınan paralar iâde ediliyor...Hıristiyanlar, Müslümanların bu adâletini, bu şefkatini görünce,senelerden beri Rûm İmparatorlarından çektikleri zulümlerden veişkencelerden kurtuldukları için bayram yaptılar. Çoğu seve seveMüslüman oldu.İslamiyeti ayakta tutan, yaşatan, büyük ve başlıca kuvvet, îmânkuvveti idi ve İslâm dîninde, çok kuvvetli bulunan adâlet, iyilik, doğruluk vefedâkârlık kudreti idi.İslamiyet barış dinidir 20.10.<strong>2001</strong>İslam dini, diğer din mensuplarına en geniş din ve vicdan hürriyetinivermiştir. Bundan dolayı Hıristiyanlar ve Yahudiler en rahat ve huzurlugünlerini Müslümanların arasında geçirmişlerdir. Bu rahatlıktan dolayı,Müslüman olan milletlerin tarihine bakıldığında, çoğunun kendiliğindenMüslüman oldukları görülür.İstanbul alınmadan önce, Bizans halkının , "Kardinal külahıgörmektense, Müslümanların sarıklarını görelim" demeleri meşhurdur. YineBalkanlarda birçok millet kendiliğinden Müslüman olmuştur. Çok kısa birzamanda, gaddar, zalim zannettikleri Müslümanlardaki, adâlet vemerhameti açıkça gördüler. İslâmiyetin, iyilik ve merhameti emreden,insanları dünya ve âhiret saâdetine kavuşturan bir din olduğunu anladılar.En küçük bir zorlama ve tehdit olmadan bölük bölük, mahalle mahalleİslâmiyeti kabûl ettiler.Gerçek Müslümanlar, hakîkî din rehberleri, diğer bütün dinlere karşıbüyük bir müsâmaha göstermişler, değil Hıristiyan ve Yahûdîleri zorlaMüslüman yapmak ve onların ibâdethânelerini tahrip etmek, aksine, onlarayardım, hattâ kiliselerini tamir etmişlerdir.Aklı başında olup, İslâmiyetin emirlerini iyi bilen hiçbir Müslümanzulmetmez. Yalnız isimleri Müslüman olan bazı kimseler, yalnızHıristiyanlara değil, Müslümanlara da zulmetmişlerdir. Çünkü terörün diniolmaz. Bunların hareketlerinin Müslümanlık ile hiçbir ilgisi yoktur. Allahüteâlâ, Kur'ân-ı kerîmde Nisâ sûresi 168'inci âyet-i kerîmesinde meâlen,“Allahı inkâr edenleri ve zâlimleri hiçbir zaman affetmem” buyurmuştur.Peygamberimizin dâimâ barışı tavsiye ettiğini, kendisine karşıçıkanlara bile şefkat elini uzattığını, bütün dünya tarihleri yazmaktadır.Çünkü, Kur’an-ı kerimde, “ Barışta hayır var!” buyurulmaktadır.Bunu sadece İslâm tarihçileri değil, objektif olarak olaylara yaklaşangayrı müslim araştırmacılar da ifade etmektedir. Nitekim, Başkan Bush’undanışmanı katolik Prof. David Forte, Başkan’a verdiği raporda, “ Bin Ladinve el- Kaide örgütünün, takip ettiği yolun Ehli sünnet yolu olmadığını, Ehlisünnetin dışladığı, Haricilik, selefilik yolu olduğunu bildirmiştir.” Geçmiştede, İslâm dînini bir vahşet dîni olarak göstermesi ve genç hıristiyanları
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9:
aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11:
Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13:
Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15:
Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17:
kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19:
Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21:
Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23:
yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25:
sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27:
İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29:
tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31:
gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33:
Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35:
Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37:
“Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39:
Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41:
Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43:
"Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45:
da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47:
Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49:
Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51:
esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53:
kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55:
kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57:
Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59:
Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61:
Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63:
Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65:
Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67:
sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69:
gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71:
“Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73:
Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75:
ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77:
Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79:
Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89: koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91: Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93: vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95: Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97: “Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99: Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101: asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103: de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105: Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109: Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111: Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113: Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115: herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117: Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119: Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121: gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123: Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125: de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127: yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129: alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 132 and 133: öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135: Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137: olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139: çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141: Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143: Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145: ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147: da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149: şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151: yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153: artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155: idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157: Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159: Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160: Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk