Bu hâdiseden sonra, kilisenin yarısı camiye çevrildi. Uzun yıllar böyledevam etti. Melik bin Mervan zamanına kadar bu böyle devam ettti. Mervankilisenin tamamını Hıristiyanların rızasını almadan camiye çevirdi.Yıllar sonra, adâletiyle meşhur Ömer bin Abdülaziz halife oldu.Hıristiyanların ileri gelenleri bir araya gelip dediler ki:” Müslümanların yenihalifesi çok âdil birisidir. Gidip halimizi ona bildirelim.” Sonra hep beraberhalifenin huzurana vardılar. Halife isteklerini dinledi. Bunlara şöyle cevapverdi: “ Bu iş mahkemelik bir iştir. Ben sizi kadıya göndereyim. O sizi dinler,doğrusu neyse ona karar verir. Siz hiç endişe etmeyin.”Kadı, kendilerini baştan sona dikkatlice dinledi. Sıra karara gelmişti.Hıristiyanlar merakla çıkacak kararı bekliyorlardı. Kadı kararınıaçıkladı:”Caminin yarısı size tekrar kilise haline getirmeniz için iâdeedilecektir! “ Mahkemede ne karar verileceğini merak eden Müslümanlar davardı. Kadının bu kararı üzerine onlar söz istediler:“Efendim kararınıza itirazımız yoktur. Zaten olamaz da. Ancak,malumunuz dinimize göre, kullanılmayan ibâdethaneler dava edilmesihalinde kapatılır. Başka maksatlar için kullanılır. Şam'da ve başkaşehirlerde kullanılmayan çok kilise var. O zaman biz de davacıyız.Kullanılmayan bütün kiliselerin kapatılmasını talep ediyoruz.”Hıristiyanlar bu beklenmedik gelişme karşısında ne yapacaklarınışaşırdılar. Kendi aralarında ne yapacaklarını görüştüler. Neticede şu kararavardılar:”Biz davamızdan vazgeçiyoruz. Siz de kiliseleri kapatmadavanızdan vazgeçin.”Bu şekilde iki taraf da anlaşmış oldu. Yıllardır süren dava iki tarafın damemnun olduğu bir kararla neticeye bağlandı. Asırlarca, Müslüman,Hıristiyan, Yahudi barış içinde yaşadı.İslam dinde zorlama yoktur 22.9.<strong>2001</strong>Devletin düzeni bozacak, fitne, anarşi çıkarmadıkları müddetçe,dinimiz diğer bütün din mensuplarına en geniş şekilde ibadet hürriyetisağlamıştır. Bunun için gayri müslimler, en rahat günlerini Müslümanlarınhimayesinde iken geçirmişlerdir. Çünkü, dinimiz gayri müslimlere de iyidavranmamızı, onlara zulüm yapmamamızı emretmektedir. Hatta gayrimüslim hakkından, müslüman hakkından daha çok sakınılmasınıemretmektedir.Hazret-i Ömer Kudüs fethedilince, Kudüs halkına "Emân" verdi. Buemânda, gayri müslimlere geniş ibâdet hürriyeti sağladı. Hazret-i Ömer'inbu emânı da şöyle:"İşbu mektup, Müslümanların Halifesi Ömer-ül-Fârûk'un, Kudüshalkına verdiği emân mektûbudur ki, onların varlıkları, hayâtları, kiliseleri,çocukları, hastaları, sağlam olanları ile diğer bütün milletler için yazılmıştır.Şöyle ki:Müslümanlar onların kiliselerine zorla girmeyecek, kiliseleri yakıpyıkmayacak, kiliselerin herhangi bir yerini tahrip etmeyecek, mallarından azbir şey bile olsa almayacak, dinlerini ve ibâdet tarzlarını değiştirmeleri veİslâm dînine girmeleri için kendilerine karşı hiçbir zorlama yapılmayacak.
Hiçbir Hıristiyan en ufak bir zarar bile görmeyecek. Eğerkendiliklerinden memleketten çıkıp gitmek isterlerse, varacakları yere kadarcanları, malları ve ırzları üzerine, emân verilecektir.Eğer burada kalmak isterlerse, tamâmen temînât altında olacaklar.Yalnız Kudüs halkı kadar cizye, gelir vergisi vereceklerdir. Eğer Hıristiyanhalkından bazıları, âile ve malları ile beraber çıkıp gitmek isterlerse vekiliselerini ve ibâdet yerlerini boşaltırlarsa, varacakları yere kadar canları,kiliseleri, yol masrafları ve malları üzerine emân verilecektir. Yerliolmayanlar, ister burada otursunlar, isterlerse gitsinler, ekin biçmezamanına kadar, onlardan hiçbir vergi alınmayacaktır. İmza: Ömer-ül-Fârûk ; Şâhidler: Hâlid bin Velîd, Amr İbnil'âs, Abdürrahmân bin Avf,Muâviye bin Ebî Süfyân.”***Kudüs'ün Müslüman askerler tarafından fethinden bir müddet sonrada , papazlar, halife hazret-i Ömer'i kiliseye davet ettiler. Hazret-i Ömer,görüşme uzayınca namaz kılmak istedi:- Papaz efendi, bana bir yer gösterin de namazımı kılayım.- Buyurun burada kılabilirsiniz, bizim için bir mâni yoktur yâ Ömer!Hazret-i Ömer'in, gösterilen yerde namaz kılmak istemediğini anlayanpapaz, sordu:- Peki sizin burada namaz kılmanıza mâni olan şey nedir?- Benim halkım, namaz kıldığım yeri cami yapmak ister. Buradanamaz kılınca siz, kilisenizin mescide çevirilme tehlikesi ile karşı karşıyakalırsınız. Bunun için bana başka bir yer gösterin.Kilisenin dışında müsait bir yer gösterdiler. Hazret-i Ömer namazınıorada kıldı. Daha sonra, burası mescid haline getirildi. İsmine de ÖmerMescidi denildi.İşte Müslümanlar, gayri müslimlere bu kadar geniş ibâdet hürriyetiverirlerdi. İbâdetlerine mâni olmadıkları gibi, ibâdetlerine mâni olacakşeyleri de ortadan kaldırırlardı. Onlara da rahat ibâdet etme imkânısağlarlardı.İslâmiyette devlet, gayri müslimlere ibâdet hürriyeti sağladığı gibi,Müslümanların malını, canı namusunu nasıl koruyorsa gayri müslimlerinmal ve can emniyetini de aynen sağlamak zorundadır. Bunun için gayrimüslimler, müslümanlar arasında asırlarca, rahat, korkusuz bir şekildeyaşamışlar.Nimetlerin kıymeti bilinmeyince 28.9.<strong>2001</strong>Sebe, Yemen'de San'a şehrine üç günlük mesafede, Mağribbölgesinde kurulmuş bir şehirdi. Mağrib bölgesi çok güzel imar edilmiş birbeldeydi. Mağrib seddi yapılarak bölgenin su ihtiyacı karşılanmış, hem deselden korunmuştu. Baştan başa birbirlerine bitişik köyler ve bahçelerlekaplıydı.Sebe beldesinde, eziyet verici canlılar, hayvanlar, sivrisinek ve diğersinekler, pire, akrep, yılan gibi haşerat yoktu. Bunlar başka bölgeden
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9:
aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11:
Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13:
Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15:
Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17:
kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19:
Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21:
Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23:
yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25:
sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27:
İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29:
tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31:
gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33:
Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35:
Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37:
“Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39:
Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41:
Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43:
"Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45:
da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47:
Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49:
Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51:
esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53:
kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55:
kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57:
Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59:
Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61:
Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63:
Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65:
Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67:
sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69: gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71: “Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73: Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75: ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77: Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79: Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89: koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91: Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93: vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95: Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97: “Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99: Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101: asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103: de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105: Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109: Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111: Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113: Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115: herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117: Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 120 and 121: gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123: Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125: de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127: yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129: alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131: çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133: öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135: Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137: olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139: çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141: Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143: Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145: ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147: da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149: şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151: yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153: artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155: idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157: Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159: Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160: Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk