Dünya ve ahiret saadeti için 18.8.<strong>2001</strong>İslamiyetin gayesi, kendisine, yakınlarına, milletine faydalı iyi insanyetiştirmektir. Dinimizde buna, “Salih mümin” denir. Bir insanın dünyada veahirette rahat ve huzur içinde olması “Salih mümin” olmasına bağlıdır. Pekibunun alameti nedir? Salih mümin nasıl anlaşılır?Evliyânın büyüklerinden Şakik bin İbrâhim hazretlerine sordular:” Birkimsenin sâlih olup olmadığı nasıl anlaşılır?” Şakik hazretleri bu suâle şöylecevap verdi:“Bu üç şeyle anlaşılır:1- Bin insan, kalbinde olan, düşüncelerini sâlihlere anlattığında, eğeronlar hoşlanırlar, anlattıklarından memnun olurlarsa iyi insan demektir. Yok,bu anlatılanlardan hoşlanmazlar, üzülürlerse sâlih insan değildir.2- İnsan, Allahü teâlânın emirlerini yaptığında değil de, dünyarahatlığını, mevkisini düşündüğü vakit hoşlanır, bunu çok arzû ederse, bukimse sâlih değildir.3- Ölümü düşündüğünde, nefsi ölmekten kaçmıyor ve ölmek istiyorsabu insan sâlih kimsedir.Bir kimsede, bu üç özellik bir araya gelmişse, bu kimsenin Allahüteâlâya yalvarıp, bu hâli kendisinden almaması, kendisine gurur gelmemesiiçin yalvarması lâzımdır.Sâlih müslüman, yaptığını ihlasla, sırf Allah rızâsı için yapar. Böylekimse, kendi nefsinin isteklerini değil, Allahü teâlânın isteklerini, emirleriniyapar. Böylece zararlı, kötü işlerden kendini kurtarmış olur. Çünkü Allahüteâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen, “Şüphesiz ki nefs, bütün gücü ilekötülüğe meyyaldir, kötülüğü yaptırır.” buyurulmuştur.Sâlih kimse, amellerinin karşılığını sadece Allah’tan bekler.Başkalarının övmeleri, kötülemeleri ona hiç te'sîr etmez.Büyüklerden birisi yakındakilere, “Kişi ibâdet yaparken, koyunçobanından ibret almalı, onun gibi olmalıdır.” buyurunca,”Koyunçobanından nasıl ibret alınır?” diye sordular. Onlara şöyle cevap verdi,“Koyun çobanı, sürüsünün yanında namaz kılar. Fakat kıldığı bu namazsebebiyle koyunların kendisini methetmelerini beklemez. Her zaman nasılkılıyorsa öyle kılar. Koyunlar görüyor diye namazı farklı kılmaz. İşte kendinibilen, sâlih müslüman böyle olur. Başkalarının, kendi hakkındasöyleyecekleri şeylere aldırmaz. İnsanların varlığı ile yokluğu bir olur.”Sâlih kimseler ibâdet ederken şu dört şeye dikkat ederler:1- Yapacağı ibâdet hakkında yeterli bilgi sahibidir. 2- İbâdetebaşlarken önce niyyetini düzeltir. 3- İbâdetine sabırla devam eder. 4-Yaptığını, ihlâs ile yapar, ihlâsı elden bırakmaz.Avf bin Abdullah hazretleri anlatır: Hayır sahibi sâlih insanlar,birbirlerine yazdıkları nasîhat mektuplarında şu üç şeyi yazarlardı:1- Her kim âhiret için çalışırsa, dünya işleri de kendiliğinden olur, Allahona kâfîdir.
2- Kim Allah ile arasını düzeltirse yâni Allahü teâlânın emirlerini yapar,yasaklarından kaçınırsa, Allah da insanlarla onun arasını düzeltir. Herkesona iyi muâmele eder. Geçimleri iyi olur.3- Kim kalbini, niyetini düzeltirse Allah da onun diğer işlerini düzeltir.Yâni kalbini düzeltir. Yaptıklarını Allah rızâsı için yaparsa, Allahü teâlâ da,dinin emirlerine uymayı ona kolay eyler.Büyüklerden biri buyurdu ki: Allahü teâlâ bir kimseyi mahvetmekisterse onu üç şeyle cezâlandırır: 1- İlim verir, fakat ilmi ile amel etmeyinasip etmez.2- Sâlihlerle arkadaşlık eder, onların hâlleri ile hâllenmeyinasip etmez. Onların kadrini, kıymetini bilemez.3- İbâdet kapılarını açarfakat, ihlâs kapılarını kapar. Bunların üçüne de sebep, o kişinin kalbininbozuk olmasıdır. Kalbini düzelten kimseler, böyle cezâlara mübtelâolmazlar.Hiçbir şey onsuz kıymetli olmaz 25.8.<strong>2001</strong>Dinimize göre, insanın, kendisine lazım olan bir meseleyi öğrenmesibütün dünya nimetlerine sahip olmasından daha kıymetlidir. İlimöğrenmekten daha kıymetli birşey yoktur. Çünkü, işlerin hepsi, ilim ile doğruolur, ilimsiz birşey yapılamaz.Peygamber efendimize, “işlerin hangisi üstündür” diye üç keresoruldu. Peygamber efendimiz her seferinde,” İlimdir” buyurdu.Peygamber Efendimize, “Yâ Resûlallah bunun hikmeti nedir?” diyesuâl edildiğinde,” Çünkü hiçbir şey ilimsiz doğru olmaz ve onsuz hiçkıymeti olmaz” buyurduİnsan birçok sıkıntılara katlanarak, amel işlemektedir. Bunlar ilimsizolarak yapılırsa, hepsi boşa gidebilir. İlim ve ibâdetin aslı iki şey elde edilir:Birincisi, kalbin dünya sevgisinden kurtulması; ikincisi de az yemek,mideyi tıkabasa doldurmamaktır. İbâdetlerde ihlâs ancak bu iki şey ile eldeedilir. Bir kimsenin kalbi dünya sevgisi ile, dünya ni'metlerine muhabbet iledoluysa, ondan ihlâslı amel meydana gelmez.Midesi dolu olan kimsede de nefsin arzûları eksik olmaz. Bu arzûlar,kalbi te'sîr altına alır. Böyle bir kimsenin de cenâb-ı Hak nazarında kıymetiyoktur.Mübâhların fazlasından ve haramlardan sakınmalı, nefsin hoşunagiden kötü işlerden uzak durmalıdır. Fesatlık, çekememezlik, kin, kendinibeğenme, cimrilik gibi kötü huyları kalbden çıkarmak lâzımdır.Bir kimsenin, itâ'atli iyi huylu kul olabilmesi için dört şart vardır:1- Uzun emelli olmamak.2- Cenâb-ı Hakkın va'dinden emîn olmak.3- Cenâb-ı hakkın taksimine yâni verdiği rızıklara râzı olmak.4- Mideyi haramlardan korumak.Kim ki, bu dört şeyi yerine getirirse, nefsini itâ'at altına almış olur.İnsan bedeni eğerlenmiş bir at gibidir. Eğer, atın eğeri ve gemi gereğigibi yapılmışsa, harp yerinde çok işe yarar. Eğer at terbiye edilmemişse,eğeri düzgün değilse işe yarayacağı yerde huysuzluk eder. Hem kendi
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9:
aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11:
Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13:
Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15:
Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17:
kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19:
Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21:
Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23:
yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25:
sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27:
İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29:
tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31:
gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33:
Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35:
Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37:
“Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39:
Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41:
Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43:
"Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45:
da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47:
Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49:
Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51:
esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53:
kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59: Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65: Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67: sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69: gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71: “Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73: Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75: ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77: Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79: Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89: koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91: Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93: vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95: Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97: “Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99: Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101: asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 102 and 103: de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109: Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111: Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113: Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115: herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117: Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119: Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121: gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123: Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125: de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127: yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129: alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131: çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133: öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135: Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137: olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139: çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141: Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143: Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145: ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147: da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149: şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151: yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153: artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk