de dâhi ile.Dehâ genellikle sosyal şartların çok karıştığı, sosyal temasın çokarttığı dönemde doğar. Sosyal hercümercin arttığı dönemlerde dâhilerindoğma ihtimali çoğalır. Mesela Selçuklular Anadolu’ya geldiler. 1071’deBizans kültürünün, Arap kültürünün, Fars kültürünün olduğu karmakarışıkbir dönem yaşanıyor. İşte Kaşgarlı Mahmud, eserini o dönemde yazdı.Yusuf Has Hacib, eserini o dönemde meydana getirdi. Melikşah’lardünyanın en güzel medresesini o dönemde kurabildiler.Ondan sonra yıkılma döneminde Mevlânâ’ların, Yunus’ların çıkışı.Ondan sonra Osmanlılar’da kurulu dönemleri olan, 15. ve 16. Asırlardadeha çıkmış. Çünkü, Osmanlı Asya’yı görmüş, Avrupa’yı görmüş, Afrika’yıgörmüş, dünyanın her tarafını görmüş, tecrübe edinmiş, sentez yapabilirhale gelmiş.Bugün Türk-İslâm medeniyeti, kültür işgali altındadır. İşgal atındaki,kültürden, medeniyetten dehâ çıkar mı? Bunun için önce kültürümüzemedeniyetimize sahip çıkmalıyız. Bu da ancak, okumakla, eğitime kültüredeğer vermekle; bunlara yatırım, harcama yapmakla olur. Bütçemizdeayırdığımız paya bakacak olursak bunlara ne kadar değer verdiğimiz dahaiyi anlaşılır.Hal böyle olunca, tabii ki dehâ da çıkmaz, devlet adamı da. Bunlarçıkmayınca da, sosyal adalet, refah hayal olur; güçlü devletler ensemizdeboza pişirmeğe devam ederler.Yedi kişiye bir kitap 18.8.<strong>2001</strong>Dün, dehâların, topluma yön verecek liderlerin çıkabilmesi için, köklübir medeniyetin olması ve bu medeniyetin maddi yönden destek görmesi,ciddi yatırım yapılması gerekir, demiştik. Bugün de, güçlü devletlerlemevcut durumumuzu mukayese yapmak istiyorum.Teknolojide zirvede olan Amerika Birleşik Devletlerinde, öğrencibaşına, yılda 1272 dolar harcarken, Türkiye'de yalnızca 72 dolarharcanıyor, böyle bir yatırımdan, deha, lider çıkar mı?ABD'de bin kişiye düşen gazete sayısı 200, Almanya'da 400,Japonya'da 500 iken bizde 81'dir. Fransa'da kişi başına yılda yedi kitapdüşerken, Türkiye'de yedi kişiye bir kitap düşüyor. Düne kadar küçük birvilayetimiz olan, Bulgaristan, biz kütüphanelerimizde 11 milyon kitaba sahipiken 41 milyon kitaba sahip; bizde 1.310 kütüphane varken onlarda 4.237kütüphane var. Bizde nüfus 70 milyon, onlarda bizden neredeyse 9 misli azve 8 milyon! Onların kütüphanelerinde nüfus başına 5 kitap düşerken buortalama bizde sadece 0.16!2000 yılında İstanbul Üniversitesi'nin kütüphane bütçesi 500 bin dolar,ABD'deki Harvard Üniversitesi'nin ise 60 milyon dolar ! En eski, en köklüüniversitemize böyle gülünç bütçe ayıran bir toplumdan ne bekliyoruz.Kitap, gazete, o ülkenin eğitim durumunu, kültür seviyesini gösterir.Biz okuyup yazan değil bol bol konuşan bir milletiz. İşte bu yüzden kültürelboyutumuz eksik kalıyor, noksan kalıyor. Mutlaka, ama mutlaka okumaya
alışmak okumaya çalışmak zorundayız. Çünkü bilenle bilmeyen bir olmaz.Bilmek için duymak yetmez, okumak şart. İlk emri de "Oku" şeklinde olandinin mensupları olarak bu bize yakışmıyor.Peygamberimizin ilmi öven ve teşvîk buyuran sözleri o kadar çokturve meşhurdur ki, gayrı müslimler bile bunları bilmektedir. Peygamberefendimiz, “İlim, Çin’de de olsa alınız” buyurmuştur. Bu, dünyanın en uzakyerinde ve kâfirlerde de olsa, gidip ilim öğreniniz, demektir. Bir hadîs-işerîfte de, “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz, çalışınız” buyuruldu. Buemre göre, bir ayağı mezarda olan seksenlik ihtiyarın da çalışmasılâzımdır. Öğrenmesi ibâdettir.Peygamberimiz bize bildiriyor ve “Nerede ilim varsa, oradaMüslümanlık vardır. Nerede ilim yoksa, orada kâfirlik vardır!” buyuruyor.Burada da ilmi emretmektedir.İlme çok önem veren İslam alemi, ilmin gelişmesinde ve yayılmasındaçok önemli olan kağıt üretimine ve kullanımına da Batı’dan çok öncebaşlamıştır. Bunu Batı kaynakları da belirtiyor. Mesela, Will Durant, “İslâmMedeniyeti” kitabında bu gerçeği şöyle dile getiriyor:“Müslümanlar Semerkand’ı aldıkları zaman, (712) Çinlilerden, ketenve başka bitkileri dövüp hamur yaptıktan sonra, bu hamuru ince yapraklarhalinde kurutmayı öğrendiler. Bu madde, papirüs’ün yerini aldı. İslâmdünyasında ilk kağıt fabrikası 794’de Vezir Harun’un oğlu El-Fezl tarafındanBağdat’da kuruldu. Daha sonra Müslümanlar kağıt yapımını Sicilya veİspanya’ya götürdüler; kağıtçılık buradan İtalya ve Fransa'’a geçti.Mekke’de 794 yılında, Mısır’da 800, İspanya’da 950, İstanbul’da 1100,Sicilya’da 1102, İtalya’da 1145, Almanya’da 1228, İngiltere’de 1309yıllarında kullanıldı. Bu yeni keşif sayesinde kitapçılık hızla gelişti.Kitapçı dükkânları o devirde, aynı zamanda istinsah (çoğaltma)işlerinin, hat sanatının ve edebî toplantıların da merkeziydi. Öğrencilerinçoğu, hayatlarını kitap istinsah ederek kazanırlardı. Camilerin çoğununbirer kitaplığı olduğu gibi, şehirlerde de genel kitaplıklar vardı. Reyşehrindeki genel kitaplığın kataloğu, 12 cilttir.Moğollar Bağdat’ı yıktıkları zaman, şehirde 36 genel kitaplık vardı.Buhara Hükümdarı tarafından sarayına davet edilen bir hekimin, bu davetired edişi, çok ilginç bir mazerete dayanır; bu hekimin o kadar çok kitabıvardır ki, bunları taşımak mümkün olmayacaktı. Çünkü yalnız kitaplarınıntaşınması için 400 deveye ihtiyacı vardı!Bir başka bilgin, el-Vakidi, ölümünde 600 kitap sandığı bırakmıştı. Busandıklardan her biri, iki kişi tarafından güçlükle yerlerindenkaldırılabiliyordu. 10. Yüzyılda Sahip İbni Abbas gibi hükümdarlarınkitaplıklarındaki kitap sayısı, bütün Avrupa kitaplıklarındaki kitap sayısındandaha çoktu. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kitap aşkı görülmemiş,rastlanmamıştır.”İşte asırlara hükmeden Doğu Medeniyetinin kaynağı bu aşktı. Nezaman ki bu aşk söndü, medeniyetin liderliği de Batı’nın eline geçti. Nediyelim; At binenin kılıç kuşananındır!..
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9:
aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11:
Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13:
Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15:
Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17:
kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19:
Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21:
Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23:
yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25:
sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27:
İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29:
tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31:
gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33:
Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35:
Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37:
“Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39:
Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41:
Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43:
"Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45:
da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47:
Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49:
Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51:
esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53: kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59: Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65: Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67: sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69: gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71: “Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73: Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75: ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77: Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79: Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89: koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91: Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93: vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95: Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97: “Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99: Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 100 and 101: asırlarca ayakta tutmasını becer
- Page 104 and 105: Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109: Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111: Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113: Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115: herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117: Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119: Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121: gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123: Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125: de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127: yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129: alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131: çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133: öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135: Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137: olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139: çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141: Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143: Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145: ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147: da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149: şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151: yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153:
artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk