asırlarca ayakta tutmasını beceren kilise, Ortadoğu’dan başlayarak vedünyaya ışık saçarak yayılan Büyük İslâm Medeniyeti sayesinde uyananaydın kafalara ve vicdanlara yetmiyordu.Kilise, dünyaya aydınlık saçan İslâm’ı önce ilgi ve endişe ile seyretti.Sonra, kendi karanlığını tehlikede görünce bu nuru söndürmeye çalıştı.Çırpındıkça batmaya başladı.Ancak, akıl almaz propagandalarla bütün Avrupa’yı İslâm’a ve İslâmDünyası’na düşman etmeyi başardı. Avrupalı’nın şuur altına bir İslâmdüşmanlığı sabit fikrini yerleştirdi. Kin ve intikâm duyguları üzerine oturtulanbu kompleks, maalesef, Avrupalı’yı İslâm’dan mahrum bıraktı. Bazıistisnalar hariç, Avrupa’lı entellektüeller, şimdi bile, İslâm’a kilisenin gözü ilebakmaktadırlar.Şimdi, bütün mesele, Avrupa’lı entellektüele aradığı mutluluğunİslâm’da olduğunu anlatmakta. Fakat bu çok zor. Çünkü, Batı, gerçekdinden habersiz. Hıristiyanlıktan uzaklaşmış, peygamberlerin yerinefilozoflardan yardım ummakta. Aradığını bir türlü bulamadığı için de büyükboşluğa düşmüştür. Bu boşluğu doldurmak için de, kendini nefsanî birhayata mahkûm etmiş. Bunun neticesinde de, herşeyi madde olarakgörmekte adeta maddeye tapmakta.Batı’yı uyandırmamak için uyuşturucu madde tüccarları, alkollü içkilerimal eden fabrikalar, silâh kaçakçıları, ırz ve namus tacirleri ve dahaniceleri, hainâne oyun, tertip ve tekniklerle harıl harıl çalışmaktadırlar.İnsanların beyinlerini uyuşturmaktalar. İnsanları maddenin, cinselliğin kölesihaline getirmektedir.Böylece, dinden, maneviyattan kopan kitleler, pozitivizme,materyalizme, marksizme, sosyalizme, komünizme, rasizme, faşizme,nazizme ve benzeri akımlara sanki bir din imişcesine sarıldı. Fakat bunlarlatatmin olmayan insan ruhu, bu defa ancak cinnetle açıklanabilecek anormaldavranışlar içine girmeye başladı.Şimdi, Batı’dan dünyaya yayılan değerler şunlardır: İsyan, terör,anarşi, kin, kan, öfke, intihar, zührevî hastalıklar, cinnet ve bunları besleyenyayınlar, filmler ve akımlar... Eşcinsellere evlenme izni vermesi izinverilmesi cinnet değil de nedir? Bütün bunların müsebbibi Hıristiyan dinadamlarıdır. Evet, Batı, mutlaka gerçek bir dine muhtaçtır. Felsefîideolojiler, beşerin din ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Bu din, İngiliz yazarıBernard Shaw dediği gibi, hiç şüphesiz “müstakbel Avrupa’nın dini İslâmolacaktır.”Korkunun ecele faydası yoktur. Eninde sonunda korktukları başınagelecek; İslamiyet Batı’ya hakim olacaktır. Ama ne zaman, nasıl olacak,onu Allah bilir!
Sıkıntının sebebi; adam kıtlığı 17.8.<strong>2001</strong>Kim ne derse desin, devlet olarak, millet olarak bugünkü perişanhalimizin gerçek sebebi, uzun zamandır, “Dehâ” yetiştirememiş olmamızdır.Bırakın dehâyı ileri görüşlü, basiretli gerçek manada “Lider” devlet adımıbile çıkartamıyoruz. Eskilerin “Kahtı rical” dedikleri, adam kıtlığı çekiyoruz.Geçmişte birçok dehâ yetiştirmemize, Batılı araştırmacılarıntespitlerine göre, Osmanlı padişahlarının tamamına yakınının dehâ kabuledildiği bir milletin temsilcileri olarak bu hale nasıl düştük? Bunu hiçdüşündünüz mü?Birkaç aylık ömrü olan bitkiler, sebzeler bile belli bir iklim, uygun birortam arar. Bu olmazsa yetişemez; çürür zayi olur. Dâhiler de, liderler deböyledir. Uygun ortam, yeterli destek isterler; bu yoksa daha küçük yaştaiken zayi olup giderler.Hiçbir dâhi yoktur ki, arkasında büyük bir medeniyetin desteğiolmasın. Köksüz dehâ olmaz. Kültür ve medeniyetinden kopmuş kişiler dâhiolamazlar. Çünkü arkalarında kendi kültürleri, kendi medeniyetleriolmayınca, dâhi de olamazlar. İki cami arasında kalmış beynamaz gibiortada kaldık; Ne Türk- İslam Medeniyetinden kopabildik ne de Batımedeniyetine girebildik.Halbuki, dehâ kendi kültüründe, kendi medeniyetinde yetişir; sonrauluslararası bir değer haline gelir. Asırlara dayanan, yüzlerce sene binlercesene insanlığı hayran bırakabilecek büyük eserler ortaya koyar. Dehâasırlar içinde daha iyi anlaşılır. Mesela bir Mimar Sinan’ı bir İmam-ıGazali’yi inkâr mümkün değildir. Bunların büyüklüğü asırlar geçtikçe dahaiyi anlaşılır. Çünkü dehâ güçlüdür. Bütün dünya bir olsa dâhiyi yıkamaz.Küçük adamları istediğin kadar şişir bir müddet sonra unutulmaya, yokolmaya mahkumdur.Dehâ zamana, mekâna meydan okur. Geniş mekânlara, süreye çokdayanıklıdır. Dehânın ölçüsü budur. Sahte şöhretlerin zamana tahammülüyoktur. Dost övgüleriyle, düşman yergileriyle dâhi olunmaz. Kişi, büyüksebüyüktür, küçükse küçük. Hak etmeden alanların hepsinin dersini tarihverir.Fatih Sultan <strong>Mehmet</strong> Han, büyük insandı, Yavuz Selim Han, büyükinsandı Sultan Abdülhamid Han da büyük insandı. İstediğiniz kadar bunlarıküçültmeye çalışın, küçültemezsiniz. Ama küçük adamları da büyütmeyeçalışın, büyütemezsiniz.Bugün İslâm dünyası dehâyı bulmakta zorluk çekiyor. NedenMüslümanlar iki asırdır dehâ yetiştiremiyor? Dehâ başka ülkelere kaçtı daonun için. Dehânın bir sosyal yönü vardır. Mevsimi vardır. Mesela Selçukludehâsı daha çok XI. ve XII. asırda belli olmuştur. Osmanlı dehâsı 15. ve 16.asırda belli olmuştur. Fransız dehâsı 18. asırda belli olmuştur. Almandehâsı 19. asırda belli olmuştur. Rus dehâsı 19. yüzyılda belli olmuştur.Amerikan dehâsı 20. yüzyılda belli olmuştur.Gerçi dehâ fertte belirir ama toplum da onu destekler. Cemiyetle dehâparaleldir. Bir cemiyetle, kültürü ile bütünleşmeyen dehâ yoktur. Dehâsıolmayan cemiyet sesini duyuramaz. Dehâ cemiyetle hayat bulur, cemiyet
- Page 2 and 3:
görüşebilirsin. Yok, sesi gür b
- Page 4 and 5:
İnsanoğlu hep sıkıntısız olur
- Page 6 and 7:
sevkeder. Tamam mı devam mı, diye
- Page 8 and 9:
aksettiriyorum. Bildirdiğiniz şek
- Page 10 and 11:
Ne yapalım artık bu tür tepkiler
- Page 12 and 13:
Yüce olan Allahın, "Kim bir köt
- Page 14 and 15:
Dünya derin bir deryâdır 3.2.200
- Page 16 and 17:
kıymetli kumaştandır. Bunu da al
- Page 18 and 19:
Çağırıp durumunu sorar. O da ol
- Page 20 and 21:
Başarılı olmanın kuralları 17.
- Page 22 and 23:
yaralı veya değil patır patır d
- Page 24 and 25:
sonra da devam edecektir. Mühim ol
- Page 26 and 27:
İnsana gelen bu iki bilginin doğr
- Page 28 and 29:
tohumlarını ekmiş, daha sonraki
- Page 30 and 31:
gülebilmenizi; para konusunda tart
- Page 32 and 33:
Olumsuzlukların konuşulmamasını
- Page 34 and 35:
Yine yıllardır halkın kurban der
- Page 36 and 37:
“Ey insan, sana gelen her iyilik,
- Page 38 and 39:
Yapılan araştırmalara göre, Tü
- Page 40 and 41:
Çocuklarımız niçin bizim gibi d
- Page 42 and 43:
"Yâ Rabbi, beni îmân ve islâmda
- Page 44 and 45:
da buradaydı zaten. Bu, sadece yaz
- Page 46 and 47:
Bu bozma işini tam istedikleri kı
- Page 48 and 49:
Eskiden buna çok dikkat edilirdi;
- Page 50 and 51: esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve H
- Page 52 and 53: kazandığından fazla harcayana da
- Page 54 and 55: kimseye, aynı yerde yine rastladı
- Page 56 and 57: Büyük âlim Süfyân-ı Sevrî ha
- Page 58 and 59: Pek derindir bu kazan hemen bulunma
- Page 60 and 61: Ülkemizin en büyük çıkmazları
- Page 62 and 63: Amerikan ve Batı cemiyetleri için
- Page 64 and 65: Ecdadımızın “ateş ve barut”
- Page 66 and 67: sonraki antlaşmalar hep bu şartla
- Page 68 and 69: gerçek islamı öğrenirler diye k
- Page 70 and 71: “Roma İmparatorluğunun Yükseli
- Page 72 and 73: Dedik ya maksat o değil, maksat ü
- Page 74 and 75: ir şekilde ahlâksızlığa doğru
- Page 76 and 77: Peygamber efendimiz de; “Lût kav
- Page 78 and 79: Heyet başkanı, önce cemiyetin ga
- Page 80 and 81: Başına kaldırıp, “ Evlad, iyi
- Page 82 and 83: ibâdetlerde kullanmak, meselâ, ra
- Page 84 and 85: O zamana kadar zorlamalar ile namaz
- Page 86 and 87: İngilizce, Unidentified Flying Obj
- Page 88 and 89: koyup düşünün; eksiniz mi fazla
- Page 90 and 91: Mehmet cevap, vermez ama daha beter
- Page 92 and 93: vakit bulamazsanız, tövbe edersin
- Page 94 and 95: Bid’atin ne kadar tehlikeli bir g
- Page 96 and 97: “Vatan sevgisi imandandır” had
- Page 98 and 99: Batı’nın Osmanlı ile mücadele
- Page 102 and 103: de dâhi ile.Dehâ genellikle sosya
- Page 104 and 105: Dünya ve ahiret saadeti için 18.8
- Page 106 and 107: kanının dökülmesine, hem de sah
- Page 108 and 109: Eğer ilim adamları, gençler, İs
- Page 110 and 111: Atomdan - Hücreye, gezegenlerden -
- Page 112 and 113: Dinimize göre, gayrimüslime “Ra
- Page 114 and 115: herşeyden önce insanoğluna diğe
- Page 116 and 117: Bütün mesele şunda düğümleniy
- Page 118 and 119: Bu hâdiseden sonra, kilisenin yar
- Page 120 and 121: gelseler de burada yaşayamayıp ö
- Page 122 and 123: Pâdişâh şöyle cevap verdi, “
- Page 124 and 125: de rahatsız ettiğinden, bunların
- Page 126 and 127: yardım, hattâ kiliselerini tamir
- Page 128 and 129: alemlerini geçip, bilinmeyen, anla
- Page 130 and 131: çıkarmamak Ehli sünnet olmanın
- Page 132 and 133: öyle terbiye etmesi yüzünden, il
- Page 134 and 135: Bunun üzerine Efendimiz; “Bizi a
- Page 136 and 137: olmayan emirlerini açıklamışlar
- Page 138 and 139: çok önemli olsaydı, bildirilirdi
- Page 140 and 141: Aklın çok olmasının alameti 10.
- Page 142 and 143: Onbir ayın sultanı; Ramazan ayı
- Page 144 and 145: ederdi. Sahûru geciktirmek ve ift
- Page 146 and 147: da, saraylara yakın olan Beşikta
- Page 148 and 149: şeyler husûsunda elinden geleni e
- Page 150 and 151:
yoktur. Osmanlı mülkünde yok den
- Page 152 and 153:
artırıyordu. Osmanlının bu huzu
- Page 154 and 155:
idi. Bundan dolayı, pek çok mille
- Page 156 and 157:
Sonunda bulutlar dağıldı; Vatika
- Page 158 and 159:
Burada önemli olan, sıkıntılard
- Page 160:
Teknedeki papaz da Oruç Reis hakk