10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

46ARUS YUMULBatılılaşmayı hedef alan Türk modernleşme projesi, modernlik söylemininmerkezine Batı figürünü oturturken aynı zamanda kendi ‘Öteki’sini kendi içindenyaratıyordu. Batılı kimliğin kurgulanan Doğulu kimlikle tezat içinde kurulmasıgibi, Türk modernleşme/Batılılaşma projesi de bir takım özellikler <strong>ve</strong>adetlerin toplamına indirgediği kendi ‘Doğulu’sunu kurgulayarak onu oluşturmakistediği yeni kimlikten dışlıyor; toplumu ‘geleneksel’ <strong>ve</strong> ‘modern’ olarakikiye ayırarak bir kesimini ötekileştiriyordu. Bu ötekileştirme ‘Batı’nın ‘Doğu’yuötekileştirmesinden farklıydı, çünkü ‘öteki olmanın olanaksızlığının reddi’niiçeriyordu (Sayyid, 1994: 270). Cemaatsel sınırlılığı <strong>ve</strong> yerelliği ile Doğululuğuçağrıştıran her şey insan özünün evrenselliğine meydan okuyan özellikler olarakalgılanıp, utanç kaynağı haline dönüşüyor, bu durum kişinin kendisindenutanmasını da beraberinde getiriyordu. Kendinden utanma, hatta nefret etme,medeni topluma katılmanın ödenmesi gereken bedelleri olarak görülüyordu(Bauman, 1993: 131). Belki uzun süre Avrupalıların ‘hiç Türke benzemiyorsunuz’yorumlarından duyulan haz, Doğululuğa/kendine karşı duyulan bu utançtankaynaklanıyordu. Bu da Bauman’ın ‘tutarsızlığın içselleştirilmesi’ (1993:128) olarak tanımladığı durumu doğuruyordu.Utanç sadece bireyin medeni yaşam normlarına uygun yaşamasıyla kurtulunabilenbir duygu değildir. ‘Gayrı medeni’ damgasından kurtulmak için hayalîcemaatin diğer bireylerinin de bu davranış kodlarına uygun davranması gerekirki kolektivite ‘Öteki’likten sıyrılabilsin (Bauman, 1993: 131-2). Bugün ‘medenileşmeden’‘Anadolu’nun bağrından kopup’ Avrupa’ya giden Türkler’in ‘gayrımedeni’ davranış <strong>ve</strong> bedenleriyle Avrupa nezdinde Türklüğün imajını zedelediklerinedair şikayetlerin temelinde bu kolektif utanç duygusu yatmaktadır:‘elbette haksızlık bu. Çünkü ...[Avrupa’da] yaşayan Türklerin çoğunluğu, adamgibi adamlar. Ama ne yazık ki kurunun yanında yaş da yanıyor <strong>ve</strong> iyi Türkler dekötünün yarattığı düşmanlığın kurbanı oluyorlar, (Kırıkkanat, 2000). ‘Medenileşme’yoluyla ‘Öteki’leşmeden kurtulanacağı yolundaki beklentiler, evrenselkardeşlik, eşitlik gibi vaadler gerçekleşmez <strong>ve</strong> dışlanma devam eder ise suç dışlayandadeğil dışlananda aranır (Bauman, 1993: 131-32). ‘Şimdi söyleyeceklerim,bazılarını çok kızdıracak ama gerçek: Avrupa’da aşırı sağcı <strong>ve</strong> ırkçı partilerinyükselişe geçtiği tüm ülkeler, Türk göçmenlerin çoğunlukta olduğu yerler.Yani Haider’in Avusturya’daki, çıkışını büyük ölçüde bizim Türklerin varlığı <strong>ve</strong>toplumda yarattıkları ‘isyan duygusuna borçluyuz’ (Kırıkkanat, 2000).Özellikle resmî söylem geleneksel gördüğü her şeyi medenileşme projesindendışlarken, popüler söylem bu özellikleri yüceltiyor (Kandiyoti, 1998) <strong>ve</strong> ortayadeğişik derecelerde melezleşmiş kişiler çıkıyordu. Yaratılmak istenen ‘Batılı’ özneye,Batılılığı <strong>ve</strong> Doğululuğu değişik derecelerde içeren çeşitli özne pozisyonlarıeklemleniyordu. Bu melezlik, Batılılığı ‘saf’, tüm Doğulu özelliklerinden arındırılmışbir özellik olarak algılayan entelektüel duruş tarafından ağır bir şekilde eleştiriliyordu.Burada eleştirilenler artık ‘Siyah’ Türkler’den ziyade ‘Doğu ile Batı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!