10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BİTMEMİŞ BİR PROJE OLARAK BEDEN 43algılanan bu tehdit, her zamankinden daha yüksek sesle ifade edilmeye başlandı.Şehirlilik ile medenilik arasındaki ilişki yeni baştan <strong>ve</strong> çok daha güçlü olarakvurgulandı. Köyden kente göçenlerin medenileşme sürecine katılacaklarına dairbeklentilerin gerçekleşmeyeceği inancı şehirliler arasında iyiden iyiye yaygınlaştı.‘Zonta’, ‘maganda’, ‘kıro’ gibi sıfatlar artık sadece kentlerin kenar mahallelerindegözden ırak yaşamakla yetinmeyip, şehrin merkezine de taşınan <strong>ve</strong> şehirlilerinkendileri hakkındaki değer yargılarını hiçe sayıp kendi hayat tarz <strong>ve</strong> beğenilerinide şehrin merkezine taşıyan her sınıftan insanı betimlemek için kullanılmayabaşlandı. Medya, özellikle görsel medya, mizah dergilerinin öncülüğünde kullandığıimgeler aracılığıyla bu kesim hakkındaki kalıpyargıları yaratıp, yenidenürettiler. Temsil (representation) yoluyla bu kesimlerin bedenleri yeniden inşaedilip “gerçek”miş gibi sunuldu. Çeşitli imgeler yoluyla yeniden kurulan bu bedenmedenileşmiş beden tasarımının tamamen dışında kurgulanan bir bedendi.Bu beden Bakhtin’in (1984) biçimsiz (grotesque) bedenine uygun bir bedenolarak kurgulandı. Duyumsal keyifleri, anlık hazları yaşamın tek amacı yapanbu beden medenileşme projesini olanaklı kılan öz denetimden yoksundu. İntizam<strong>ve</strong> disiplinle hiç bir ilişkisi yoktu. Her türlü toplumsal kurala karşı çıkıyor;hapşırma, geğirme, dışkılama gibi doğal işlevlerini yerine getirme şekilleriylemükemmellik <strong>ve</strong> düzene dayalı her türlü iddia <strong>ve</strong> ideolojiye meydan okuyordu.Bakhtin’in deyimiyle ön plana çıkarılan ‘alt katman’ıyla, ‘baş’ının ürünü olandüzen <strong>ve</strong> ussallıkla savaşıyordu. Bu haliyle beden/zihin ikilemine dayanan Kartezyenmirası reddetmekle kalmıyor, bu ikili arasında kurulan hiyerarşik ilişkiyide beden lehine tersine çeviriyordu. Görsel olarak temsil edildiğinde bu bedeninbelirli bölgeleri hep ön plana çıkarılıyor, <strong>ve</strong> bu şekliyle biçimsiz beden tasarımınabiraz daha yaklaştırılıyor; beden, sınırlarının, özellikle dış dünya ile doğrudandoğruya etkileşim içinde olan kısımlarının -ağız, burun, anus, cinsel organlar-yerine geçiyordu (Roderick’den aktaran Gardiner, 1998: 140). Biçimsizbeden kurmacasına uygun olarak (Gardiner, 1998: 140-1) bu bedenler açık, bitmemişbedenler olarak karşımıza çıkıyor, materyal dünyayı asimile ederek,kendileri dışındaki varlık, nesne <strong>ve</strong> hayvanlarla karışıp, iç içe geçerek sınırlarınıihlal ediyorlardı: Hayvanlarla cinsel ilişki bu bedenlerin temsilinde önemli yertutuyordu. Bu bedenlerin, medenileşmiş bedenlerin aksine, doğa ile ilişkilerikopmamıştı. Ya ormanda resmediliyorlar, ya da orman kaçkınları olarak şehirdeiken ormandaki gibi davranıyorlardı. Medeni bir mekân olan şehiri, gayrı medenibir mekân olan ormana benzetiyor, ‘kirletiyorlardı’. Bu bedenlerin sahiplerimedenileşme süreciyle başlayan beden <strong>ve</strong> onun işlevlerinden tiksinti duyma(Shilling, 1993: 155) aşamasına gelmemişlerdi: ‘Bu dünyanın burun hapını yapıp’,‘apış arasını karıştırıyorlardı’(Ardıç: 1989: 67). Bedeni kirli <strong>ve</strong> günahkâr bircisim olarak algılayan Batı düşüncesinin dünya ile bedenler arasında inşa ettiğiaşılamaz mesafeye, bedeni doğal ortamıyla bütünleştirerek meydan okuyorlardı.Medenileşme süreci ile bedenler arasında yaratılan mesafeden de paylarını

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!