10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BİTMEMİŞ BİR PROJE OLARAK BEDEN 41Medenileşme projesinin öznesi <strong>ve</strong> nesnesiAktüel dergisi (13 Mayıs 1992) ‘Euro Türkler <strong>ve</strong> Milli Magandalar’ başlıklı yazısındamilli magandalar olarak tanıttığı kişileri bıyıklı esmer erkeklerden seçmeklekalmıyor, iki ‘tür’e de örnek olarak hep erkekleri seçiyor. Toplumsal anlayışta‘Siyah Türkler’i çağrıştıran, ‘maganda’, ‘zonta’, ‘kıro’ gibi terimler neredeysetamamen erkekleri betimliyor. ‘Beyaz Türkler’ gibi, ‘Siyah Türkler’i de toplumsalimgelemde neredeyse tamamen erkekler temsil ediyor. Davranış biçimi,giyimi, zevkleri, fiziksel özellikleri, karşı cinse yaklaşım şekli, dürtüleri üzerindesahip olduğu denetimin derecesi, duygularını ortaya koyuş şekli gibi ölçütlerledeğerlendirilerek medeni/hayvani ekseninin hangi tarafına düşeceğine karar<strong>ve</strong>rilen genellikle erkeklerdir. Cumhuriyet’in kurucuları hem kadını hem de erkeğimedenileştirme misyonunu yüklenmişlerdi. Ancak kadının bu konudakaydedeceği gelişmenin büyük ölçüde erkeğin kadın için çizeceği yaşam stratejileriylebelirleneceği fikri toplumda yaygın olarak kabul görmüştür. Erkek busürece katılıp katılmamak konusunda özgür iradeye sahipmiş gibi algılanır <strong>ve</strong>sürecin dışında kalmakta diretenler geri kalmışlıkla, <strong>ve</strong> rejime sadakatsizliklesuçlanırlarken, aynı sürecin dışında kalan kadın, erkek egemen toplumun <strong>ve</strong>onun dayattığı ideolojinin kurbanı gibi görülmüştür. Yani erkek, akıl <strong>ve</strong> iradesiylehayatına yön <strong>ve</strong>rme kapasitesine sahip birey olarak algılanırken, kadın bukapasiteden yoksun ‘birey-altı’ varlık olarak kabul edilmiştir. Belki kadına haklarınınerkekler tarafından <strong>ve</strong>rildiği bir düzende bu anlayışın oluşması kaçınılmazdı.Ancak bu durum sadece Türkiye’ye özgü değildir. Bu anlayış, moderniteyirasyonel erkeğin vizyonu <strong>ve</strong> aktif katılımıyla ortaya çıkmış bir durum olarakgören, güçsüzlüğü <strong>ve</strong> duygusallığı ile ön plana çıkarttığı kadının ise, bu sürecinoluşmasında hatırı sayılır bir rolü <strong>ve</strong>ya aktif katılımı olabileceği fikrini yadsıyanBatılı tarih anlatılarını (Mills’den aktaran Felski, 1995: 67) çağrıştırmaktadır.Kandiyoti’nin (1997:109) şu saptaması da toplumdaki bu anlayışın bir yansımasıdır:“Cumhuriyetin modern erkeği topluluk içinde kolunda yüzü açık karısı ileboy gösterirken, kırsal kesimdeki biraderi kendisini kırk adım geriden takipeden peçeli karısı <strong>ve</strong> geleneksel kıyafetiyle (tercihan karısı yürürken kendisieşek üstünde) çiziliyor <strong>ve</strong> sık sık da karikatürize ediliyordu”.Üretilen erkeklik ideallerinde bir çift değerlilik <strong>ve</strong> müphemlik göze çarpıyordu;bir yandan resmî görüş <strong>ve</strong> söylemde ‘geleneksel erkeklik’ <strong>ve</strong> ‘kadının ezilmesi’hem kırsal değerler bağlamında ifade ediliyor, hem de ‘medeniyet eksikliği’ olarakalgılanıyor, öte yandan popüler söylemde geleneksel erkeklik değerleri idealizeediliyordu (Kandiyoti, 1997: 109-10). Popüler söylem erkekliğin cinsellik yönünüde ön plana çıkarıyor, sömürgeci söylemin onu erotize ederek, kendi ‘Öteki’sihakkında ürettiği söylemi, Türk erkeğinin cinsel yönden ne kadar güçlü <strong>ve</strong> çekiciolduğunu sık sık tekrarlayarak üretiyordu. Gazeteler de bu söylemi Avrupalı kadınlarınTürk erkeklerine ‘hayran kaldıkları’ ‘aşık oldukları’ yönündeki haberlerle

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!