10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

225da “ısındırılmaya” başlanmış olmasıdır (Haim, 1965: 210; Mısıroğlu, 1993: 114).Aynı Seyit Bey, “İlga” kararının çıktığı TBMM’nin 3 Mart 1924 tarihli oturumunda,yukarıda bahsedilen metni bir yıl önce kaleme aldığını da belirttiği konuşmasında,hilafetin kaldırılmasının gerek tarihsel açıdan gerekse İslâm inancı <strong>ve</strong>hukuku açısından “uygunluğunu” temellendirmiş <strong>ve</strong> kararın “entelektüel” mimarıolarak birinci sırada yer <strong>ve</strong>rilebilecek isim olmuştur. 23 Dolayısıyla böyle biryazının Hilafet’in İlgası’ndan yaklaşık bir yıl önce yurt içinde dağıttırılması,bundan öte (izleyen alt-bölümde de değinileceği üzere) yurt dışında dahi yankıbulması (Haim, 1965: 210), aynı dönemde Mustafa Kemal’in halifelik emelindeolduğu iddiasının kabul edilebilirliğini oldukça güçleştirmektedir. Aksine özellikleOcak 1923’te İzmit’te hem halka yaptığı konuşmada üstü örtük biçimdehem de İstanbul gazetecileri ile yaptığı toplantıda açık seçik olarak hilafetin ilgasınınkaçınılmazlığına işaret eden sözler sarf etmiştir (bkz. Uluğ, 1975: 100-110) Buna mukabil Mustafa Kemal’in halifeliğin kendi şahsında temsiliyet bulmasıfikri üzerine ciddi biçimde kafa yorduğunu, en azından bunun mümkünolup olmayacağına dönük bir değerlendirme yaptığını hissettiren ipuçları bulunduğuileri sürülebilir. 2429 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilân edilip Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanıolduktan sonra artık adı konmuş yeni rejimin <strong>ve</strong> onun önderinin gözünde halifeliğingerçekten “zevaitten (lüzumsuz fazlalıktan) ibaret” hale gelmesiyle yukarıdakaydedildiği şekilde bir erteleme gereği de artık kalmamıştır (Aydemir,1983: 165). Çünkü Cumhurbaşkanı’nın yanında hükümranlıktan yoksun <strong>ve</strong>“sembolik” de olsa bir başka lider, iyice göze batar hale gelmiştir (Jaschke, 1972:123). Yine de “İlga”yı haklılaştıracak bir gerekçe ya da gerekçelere ihtiyaç duyulmuş,onlar da çok geçmeden hâl <strong>ve</strong> şartlara bağlı olarak ortaya çıkmıştır.Cumhuriyet ilanının bir oldu bittiye getirildiği <strong>ve</strong> erken olduğu kanısındakimuhalif unsurların yoğunlaştığı İstanbul’da iktidarsız <strong>ve</strong> sembolik nitelikte deolsa mevcudiyetini sürdüren halifenin, bu muhalefet için hâlâ bir çekim merkeziolmaya devam ettiği söylenebilir. Ankara’ya muhalif İstanbul basını <strong>ve</strong> MustafaKemal’i tasvip etmeyen Kurtuluş Savaşı’nın bazı gözde şahsiyetleri (RefetBele, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay <strong>ve</strong> Kazım Karabekir) Ankara’nın gözünde halifeyialternatif bir iktidar odağı haline getirmekteydiler (Tunçay, 1989: 68). Bu23 Bu uzun konuşma şu kaynaklardan izlenebilir: Goloğlu, 1973: 90-145; Kara, 1986: 179-220; TürkiyeCumhuriyeti’nin Laikleşmesinde... 1995: 86-122.24 İlga kararı sonrasında, daha önce Kızılay adına Hindistan’da bulunmuş olan Antalya mebusuRasih Efendi’nin yurda döner dönmez kendisi ile görüşerek bazı İslâm ülkelerinin temsilcilerininonu halife görmek isteğinde olduklarını ileten sözlerine Atatürk, bu konuyu son derece akılcı<strong>ve</strong> gerçekçi bir analiz süzgecinden geçirdiği kanısını uyandıran şu karşılığı <strong>ve</strong>rmiştir: “Zat-ıâliniz ulemâ-ı dindensiniz. Halifenin reis-i devlet demek olduğunu bilirsiniz. Başlarında kralları,imparatorları bulunan teb’anın bana îsâl ettiğiniz arzu <strong>ve</strong> tekliflerini ben nasıl kabul edebilirim.... Beni halife yapmak isteyenler emirlerimi infaza muktedir midirler? Binâenaleyh mevzuu,medlûlü olmayan mevhum bir sıfatı takınmak gülünç olmaz mı?” (akt. Mısıroğlu, 1993: 224).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!