10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

215son dönem Osmanlı siyasal gelişmeleri dikkate alındığında Müslümanlar açısındanbağlayıcılığının hiç de sanıldığı ağırlıkta olmadığını, aksine çağın gidişineayak uydurma yolunda bir engel durumundaki hilafeti “tarihe gömerek”,Türkiye’nin tüm Müslüman halklar <strong>ve</strong> ülkeler için yeni <strong>ve</strong> “hayırlı” bir sayfanınaçılmasını sağladığını ileri sürmektedirler. 4Konuyu kavramaya temel teşkil eden zihniyet yapılanmaları açısından böylesibir kutuplaşmaya bağlı olarak, bu tarihsel olaya ilişkin yazılanların önemli birkısmına analiz çabasından çok karşı yorum <strong>ve</strong> savları çürütmeye yönelik bir“reddiye” üretme kaygısının hakim olduğu hissedilir. Örneğin resmî idolojininkonuya ilişkin sunduğu “hegemonik” bilginin karşısında, antisemitizmle debeslenen Osmanlıcı bir perspektiften tam bir karşı-hegemonya üretme hedefiylekaleme alındığı söylenebilecek bir kitapta, resmî tarihin halifeliğin kaldırılmasınımeşrulaştırıcı hukuksal, tarihsel <strong>ve</strong> teolojik temeldeki argümanlarını birbir ele alıp geçersiz kılma uğraşı bariz biçimde hissedilir (Mısıroğlu, 1993). Bustrateji en uç noktasına, gerçek halifeliğin şartları arasında “Kureyş’ten olma”yıda sayarak Osmanlı halifeliğinin zaten başından geçersiz olduğunu “İlga” kararınıdestekleyici mahiyette öne sürenlere karşı, Osmanlı soyu için bir Kureyşbağlantısının ortaya atılmasıyla erişir (age.: 138). Mısıroğlu <strong>ve</strong> onunla aynı doğrultudakonuya yaklaşan diğerlerinin çıkışları “karşı” çevreler için öylesine rahatsızedicidir ki çok geçmeden onların savlarının geçersizliğini kanıtlama hedefindeolan çalışmalar belirir (bkz. Özakman, 1997, özellikle ss. 565-617; Berber,1997).Bunun yanısıra olayların izlediği seyir konusunda da farklı, hatta ihtilaflı değerlendirmelersöz konusudur. Bu bakımdan en çarpıcı örnek, ileriki sayfalardada değinilecek olan, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde Hilafet kurumuodaklı siyasal gelişmelerde bir dış etken olarak İngilizlerin etkin rolü <strong>ve</strong> “dahli”konusunda ortaya çıkar. Bir grup Hilafet’in kaldırılmasını İngilizler’in arzusu hilafınagerçekleşen <strong>ve</strong> onları rahatsız etmiş <strong>ve</strong>ya ciddi sıkıntıya sokmuş bir kararolarak değerlendirirken (Akgün, tarihsiz: 244; Koloğlu, 1994: 339) diğerleri bunundoğrudan doğruya İngilizler’in siyasal <strong>ve</strong> jeostratejik çıkarları gereğinceonlar tarafından tezgahlanmış <strong>ve</strong>ya en azından “koşullanmış” bir olay olduğunuileri sürerler (Mısıroğlu, 1993; Şimşir, 1999: 130-131). Her iki gruptan araştırıcılarda savlarını tarihsel bilgi <strong>ve</strong> belgelerle destekleyerek ortaya çıkmaktadırlar.Öte yandan böylesi karşıt “okumaları” yönlendiren bir itkinin de ideolojik,kültürel hatta “psiko-kültürel” biçimlenmeler olduğu söylenebilir. 5 Bu ise söz4 Bu yaklaşımın en çarpıcı örnekleri ise Akgün, tarihsiz <strong>ve</strong> Şimşir, 1999: 107-194’te bulunabilir.5 Bu yönde düşünmeyi, bazı yazarların soğukkanlılıktan uzak şu tür ifadeleri teşvik etmektedir: Hilafetinkaldırılmasının gerçekleştiği TBMM oturumunda İlga’yı meşrulaştıran bir konuşma yapanAdalet Bakanı Seyit Bey’in, sözlerini tamamlarken yabancı memleketlerin medeni kanunlarınıalmanın yanlış olacağına, Türkiye’ye özgü bir medeni kanun yapılması gerektiğine dikkatçekmesini Mısıroğlu (1993: 345) şu şekilde “yorumlamaktadır”: “Zavallı Seyyid Bey, ne bilsin ki

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!